-
1.
+33 -3Anadolunun küçük bir ilçesinde oturan bir yetimdim. Babam delirmiş annemi öldürmesi üzerine yalnız yaşayan dedemin evinde büyümüştüm. Dedem medrese eğitimi görmüş oldukça bilgili, kültür olarak gördüğüm en anlayışlı en mantıklı adamdı. Hayatım boyunca anne sevgisinden ve baba şefkatinden mahrum kalsam da dedem bana onların yokluğunu hissettirmemeye çalışıyordu.
Yaşım kaçtı bilmem ama ufaktım ya ilkokula yeni başlamıştım ya da 2. sınıfa felan gidiyordum.
Keyfim yerindeydi genel olarak, okulda akli dedemin yanında ilmi bilgiler alıyordum. O küçük yaşlarımda hatırı sayılır bir dini bilgi edinmiş, o küçük yaşta da olsa bazı derin konuları öğrenmiştim.
Dedem harbi el almış, imanlı bir hocaydı (Hocaydı derken beyler dedem mesleği bırakalı yıllar olmuş olsa da ruhani olaylar için dedemin kapısına dayanan çoktu.)
Kısaca anlatacak olursak dedem 70 küsür yaşlarında ama oldukça dinç bir adamdı, beyaz takım giyerdi. Öyle bembeyaz ceket pantolon ve yakasız o kadife gömleği. Tepeden tırnağa beyazlar içinde sakallı nur yüzlü bir adam. Sadece göğsünden göbeğine inen gri şeridi (kravatı) hariç.
Seveni sayanı çok olurdu dedemin gününü okuyarak ve kahvede millete bir şeyler anlatmaya çalışırken hatırlıyorum onu
Beyler size dedemin yanına gelen ruhani hastaları anlatacağım.
Rezzz alın -
2.
+12Dedemle Leyla biraz bakıştıktan sonra dedem ayağa kalktı. Osman abiye bunun gözlerini elinizle kapatıp ellerini arkadan tutun dedi. Sonra bana bakarak
-Ahtapot. Bana biraz zemzem suyunu bi leğene ılıt. Not defterimi, şeytan bağlarını ve siyah örtümü getir. dedi
Yaklaşık yarım saatlik uğraş sonucu dedemin istediklerini toparlayıp odaya girmiştim.
Necla abla Leylanın gözlerini elleriyle kapatmış, Osman abide ellerini arkasında birleştirerek onu tutuyordu.
Mazlemeleri yavaşça dedemin önüne koydum. Ilık zemzem suyu, şeytan bağı dediği 1mlik ip, defteri ve siyah 2 metre karelik kalın bir örtü.
Dedem eliyle yavaşça çekilmemi işaret etti.. Ben sedirlerden birine oturup olacakları izliyordum.
Dedem yüksek sesle Ayetel Kürs-i Okumaya başladı elinde şeytan bağlarıyla Osman Abinin yanına gidip Leylanın ellerini arkadan bağladı. Ama dilinden ayetler hala düşmüyordu. Osman abi de kalkıp benim yanıma geldi. Ardından dedem leylanın önüne geçerek Neclanıın ellerini çeker çekmez kendi elleriyle yaratığın gözlerini kapadı.
-Nesin Kimsin? diyordu dedem karşısında aldığı cevap sadece yüksek sesli kahkahalar ve iniltili tıslamalardı. Kadın titriyor, korkuyor ama yine de dedeme pes etmek istemiyordu. Dedem Gözlerini kapatması için Neclaya işaret verdi ve leğenin başına geçti.
Beyler rez alın boşluğa anlatmayayım... -
3.
+11Ardından üçümüzde dedemin odasına tekrar girdik. Hafifce tarif edecek olursak dedem evde kesinlikle tablo bulundurmazdı duvarlar gayet sade evin döşemeleri ve aksesuar larıysa sıradan bir köy evininkine benziyordu sedirler renkli kilimler odanın ortasında uzanan soba boruları felan. Yerde Necla abla ve Leyla ne olduğu belirsiz vardı.
Dedem Necla ablaya kalkmasını söyledi. Dedem nefretle bakan Leylanın karşısına oturdu. Osman abi ben ve Necla ablada onları sedire oturmuş izliyorduk. -
4.
+10Dedem yüksek seslerle ardı ardına Arapça kelimeler okuyor bir yandan da defterine beyaz ceketinden çıkardığı kalemiyle Arap alfabesiyle bir şeyler yazıyordu. Leylanın tiz kahkahaları kesilmiş artık kaderine razı gelmeye başlamıştı. Dedem durmuyor soluksuz mırıldanıyordu.
Defterinden kopardığı sayfaları yavaş yavaş suya atıyordu. dilinden ayetleri de ekgib etmiyor her cümlenin sonunda sesini biraz daha yükseltiyordu.
Dedem kağıtların hepsini suda ıslattıktan sonra kadına döndü ve konuşmaya başladı.
-Kimsin
-Cızırtılı ve tiz sesler dişlerin birbirine vurması ve kenetlenmesi.
-Kimsin!?
-Ardından yine aynı anlaşılmaz ve öfke dolu tıkırtılar tekrar yükselti.
Dedem istifini hiç bozmadan. Ayetlerin kutlu sesini tekrar dudaklarından çıkardı. Dedem Siyah örtüyü eline aldı ve suya daldırdı. Suda iyice ıslattı ve çıkardı. Elleriyle kaldırdı ve siyah örtünün üzerindeki suyu leğene süzdükten sonra tekrar leylaya döndü.
-Kimsin!
-?
-Kimsin?!
-?
Dedem iyice hırslanmış yüksek sesle ayet okuyarak siyah örtüyü birden kızın üzerine birden geçirdi... -
5.
+9 -1Sene 2006 o zamanlar yaşım daha 12 6. sınıfa gidiyorum iyi hatırlıyorum.
Aklıma gelen ilk anım işte 2006nın serin bir sonbahar akşamı gerçekleşmişti. Üzerimde bir kaç beden büyük lacivert bir ceket. Aklımda ev vardı.
10 15 dakikalık yalnız bir yürüyüşten sonra eve varmıştım. Kapının önünde 3 kişi vardı. Daha önce görmediğim 3 kişi, 2 kadın ve bir erkek. Adam elinde uzun 2000 marka bir sigara gözlerinde biraz yaş biraz uykusuzluk vardı.
Sağlam olan kadın diğer kadının koluna girmiş onu ayakta tutmaya çalışıyordu. başı yazmayla sıkı sıkı örtülmüş, yüzünde hafif bir endişe ve korku vardı. Kadını zor bela ayakta tutuyordu.
Diğer kadının gözlerinden sürekli yaşlar boşalıyor, Ben o eve girmem diye mırıldanıyordu. Kendini sıkıyor hareket etmemek için elinden geleni yapıyordu.
Evimiz 2 katlı ahşap bir evdi. Dedemin şehrin merkezine birkaç dairesi daha olsa da bu evden bir türlü vazgeçmezdi.
Herneyse beyler kadın evimizin kahverengi kapısına tutunuyor bir türlü hareket etmiyordu. Göz bebekler büyümüş yüzünde ve ellerinde yer yer çürükler vardı. Korkmuştum kadının görüntüsünden ve sesinden. -
6.
+9Dedem ağırca yerinden kalktı çocuğun başını okşamaya gitti. Yaşlı kırış kırış elleri çocuğun saçlarınada gidip gelirken. Bana
-Ahtapot Zemzem suyunu demir leğene doldur not defterimi ve mumları bana getir. dedi
söylediklerini yapmak için ayağa kalktığımda ise çay koy bir de dedi.
Çay ne alaykaydı bilmiyorum ama dediklerini yaptım odanın ortasında turkuaz renkli tabi boyası zamanla dökülmüş ve çavçavlı süsünün altındaki pas lekeleri ortaya çıkmış bir leğen dolusu zemzem suyu vardı. Çocuğu altında beyaz kilodu kalana kadar soydular ve leğenin ortasına diktiler.
Bir tas getirmemi istedi dedem bende banyoda kullanığımız eski bir hamam tasını getirdi.
Dedem bir yandan çocuğun başını okşarken diğer yandan da dualar okuyordu.
Ama çocuğun ağzında çoğalan köpükler azalmıyor seyiren vücudu düzelmiyordu. Annesi ağlıyor babası çareiz dedemin gözlerine bakıyordu. Dedem okurken ben çayın altını kıstım ve geri geldim.
Ahşapp evimiz her adımda gıcırdasa da ben burada yaşamaktan çok mutluydum. 20 yaşıma geldiğimde yaşayacaklarım yanında bu günler bana çok huzurlu ve sakin geliyordu. Ölmekten değil yaşamaktan korkuyordum ama bu rutinliğin arasında gelen heyecanlı sıçramalar beni durgun ve bunalımlı hayatıma yeniden bağlıyordu.
Dedem içeri girdiğimde yüksek sesle süreler okuyor bir yandan da çocuğun saçlarını okşamaya devam ediyor ama çocuk artık tıslamaya başlamış göz bebekleri iyice kararmıştı.
Dedem not defterine Cin suresinden birkaç ayet yazıp attı adından suyu iyice karıştırdı bir yandan çocuğun başını sürekli okşuyordu.
Kağıdın mürekkebi suya karışınca tasla suyu çocuğun başından aşağıya dökmeye başladı. Önce ayaklarının sonra da yavaş yavaş her döküşte vücudu düzelmeye ve nefesi kuvvetlenmeye başladı. -
7.
+8Kadın birden korkunç bir çığlık attı Osman abi dahil herkes birden irkilmişti. Korkuyu ilk defa iliklerime kadari hissetmiştim. Bu görüntüler 12 yaşındaki bir çocuk için çok fazlaydı. Karşımda göremediğim ama sesi hatta ele geçirdiği bir bedeni bile olan bir yaratık vardı.
Kabuslarda bile yaşanılamayacak korkunç bir olaya şahit oluyordum. Akşam saatlerinin geceye doğru aktığı bu saatlerde evimde hatta gözlerimin önünde bir cin çıkarma ayini yapılıyordu.
Her neyse beyler çığlığın şoku hepimizi sarsmıştı. Ama dedem sıradan bir olay gibi ayağa kalktı sen kimsin dedi. Necla ablada o sırada leylanın yanından kalkıp yanımıza gelmiş dedem ve leyla salonnun ortasında öylece kalakalmışlardı.
Dedem ayakta leylanın önünde hırslıca dikiliyordu. Kadın hafif inlemeler ve acı çeken bir ses tonuyla rastgele sesler çıkarıyordu. Leyla salonun ortasında üzerinde siyah ıslak kalın bir örtü yere öylece oturuyordu. Dedem daha ısrarcı bir sesle konuşmaya tekrar başladı.
-Kimsin!?
-Daymar-a Kabir-i kabilesinden xxxx
-Cin misin? Peri misin?
-Cinim
-Neden bu kadını zapt ettin?
-Aşk -
8.
+7 -1Dedem sanırım evde yoktu o yüzden bu insanlar kapıda kalmışlardı. Bir süre tereddüt etsemde sonunda dayanamayarak onların yanına gittim.
Selamün Aleyküm Abi. Elinde sigarasıyla sokağğa düşünceli düşünceli bakan adam birden irkilip Aleyküm Selam dedi.
-Hayırdır abi dedem evde yok mu?
-Hızır Hoca senin deden mi?
-Evet abi
-Kapıyı açan olmadı kardeşim.
-Ben açayım abi rüzgarın karşısında dikilmeyin girin evde bekleyin.
-Eyvallah kardeşim.
Kadınlar kenara çekildi ben kapıyı açtım,
Ama o kadının gözlerindeki nefret beni dehşete düşürmüştü. Bana öldürecek gibi bakıyordu, sanırım kapıyı açmam onun hiç hoşuna gitmemişti. Kadını güç bela içeri soktular ama nasıl çığlık atıyor "Beni sokmayın buraya, Hadi Osman ben iyileştim bak hadi evimize dönelim" "Ne olur o adam gelmeden gidelim" "Bak Necla sana bir daha kötü davranmayacağım ne olur dönelim diye bağırıyor kadın"
Ama benim aklım daha o kadar işlemiyordu bu tip konulara.
Kadını dedemin üst kattaki odasına çıkarttırdım. Dedem genellikle hastalara burada bakardı.
Çok geçmeden akşam ezanı okundu
-Abi ezan okundu dedem namazdan sonra anca gelir kalk beraber namaz kılalım dedim.
Adam sanki bunu dememi bekliyor gibi kalktı ayağa abdest aldı namazımızı kıldık tekrar oturduk birkaç dakika geçmişti ki kadın tekrar çığlıklar atmaya başladı.
-O geliyor Necla hadi gidelim ne olur gidelim gelmesin, gelmesin.
Kırmızı yazmalı kadın azarlar gibi konuşmaya başladı.
-Hiç bir yere gitmiyoruz dedi. -
9.
+7Okullar açıldı.
Ama hiç bir şey düşündüğüm gibi gitmemişti. Yurtta üst devrelerin devreciliğini gördüm. Geneli zengin ve ukala olan sığır sınıf arkadaşlarımın zulmüne ve aşağılamasına katlanıyordum. Tek başıma ve sürekli itilerek geçirdiğim dönem içerisinde sanırım bir ara çıldırdım bile sayılır.
intihar etmeye kalktım ama içtiğim hapları kusarak çıkarmıştım. Ölmemiştim. Kendimi öldürememiştim. Yutmamla çıkarmam arasında belki 1 dakika bile oynamamıştı.
ilk sene bitip eve döndüğümde dedem halime çok üzülmüştü.
52 kilo gittiğim okula 40 kilo olarak dönmüştüm. Saçlarım dökülmüştü ve üsttelik ders notlarımda çok iyi sayılmazdı. Dedemin ısrarları sonucunda kentimdeki bir düz liseye başladım. Burada daha mutluydum tamam pek arkadaşım yoktu ama itilip kakılmıyordum.
Beyler şimdi size hayatımı değiştiren anımı anlatacağım. -
10.
+6Saat kaçtı tam olarak hatırlamam o zamanlar 13 yaşımdaydım sanırım ya da 14 şu an hatırlamıyorum ama şahit olduklarım aklıma durgunluk vermişti. Kış günüydü galiba çünkü sobamız yanıyordu. Sanırım aylardan şubattı.
Kapıyı açtım karşımda kriz geçiriyor gibi hareketler eden 10 yaşlarında beyaz tenli hafif çekik gözlü bir çocuk. Ebeveynleri olduğunu düşündüğüm bir kadınla bir erkek vardı. Onlarda beyaz tenli ve çekik gözlülerdi. Erkek titrek bir sesle ağzını açtı.
-Hızır Hocanın evi burası mı acaba?
-Evet abi burası
-Kendisini görebilir miyim?
-Elbette içeri geçin
Ayakkabıları çıkardılar eve geçtiler. Zavallı kadının gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş. Çocuğun göz altları torba torba göz çevreleri kararmıştı. Adam iş stresi ve bir hayli yorucu olan günlük hayatı yüzünden yorgun düşmüş, zayıflamıştı.
içeri geçtiler. Dedeme seslendim dedem ikinci katta olduğuna göre yatsı namazını yeni kılmış olmalıydı.
Garipsemiyordum böyle gelip gideni, saatin kaç olduğu ya da hangi gün geldikleri beni pek alakadar etmiyordu.
Çocuk değişik hareketler yapıyor, elleri kolları hatta ayakları değişik şekilde hareket ediyordu. Konuşmuyor, ağzı köpükleniyor ve hırlıyordu. Parmakları garip bir senkronisazyonla hareket ediyordu. Çocuğun korkunç seyirmeleriyle dedemin odasına çıkardık.
Odaya oturdular, dedem elindeki tespihi bırakıp içeri girenleri selamlayıp yanlarına oturttu çocuğa bakıp gülümsedi.
-Hastamız bu delikanlımı dedi. Dedemi ilk defa bu kadar rahat konuştuğunu gördüm.
-Evet. dedi kadın titrek ve temkinli bir ses tonuyla. Çocuğunu çok sevdiği her hareketinden anlayabiliyordunuz.
-Nerede oturuyorsunuz.
-Xxx semtinde. Bu semt izbe bir yerdi tek katlı gecekonduların olduğu bir varoş semtiydi.
-Çocuk sanırım bir cinin üzerine işemiş. dedi dedem. Gülmek gelsede içimden çocuğun durumu harbi harbi çok kötüydü -
11.
+6Osman abi dehşete kapılmış ayaklarını yerden çekip sedirin üzerinde büzüşüvermişti. Ben de en az onun kadar korkuyordum. Leyla abla yani gerçek leyla abla aynaya bakıyor ama 3 tane ayrı yansıması çıkıyordu. Biri yere sereserpe yayılmış. Biri Aynen onun ta kendisi birisi de onun içindekiydi. Dedem hemen leyla ablanın yüzünü çevirdi aynada kileri görmesini engelledi.
Ardından dedem önünde duran leğeni sağdaki aynanın üzerine boşalttı. yaratık aynadan uzaklaşarak kayıplara karıştı ardından dedem sedire istiflediği sopayla aynayı kırdı ardından ortadaki leyla ablanın yansımasını gösteren aynayı kırdı ve Leyla abla birden yere sere serpe uzandı. -
12.
+6Dedem ağır ağır merdivenleri çıkmaya başladı tahtaların gıcırtısı bize kadar geliyordu ki, Kadın dehşetle ayağa fırladı.
"Osman kocacığım beni ona verme, ne olur gidelim"
"Sana bundan sonra hiçbir şey yapmayacağım"
"Ne olur necla zütürün beni buradan"
Ne adam ne de diğer kadın hareket bile etmiyorlardı.
Dedem kapıyı açtı, bizi karşısında görünce hiç şaşırmamıştı. Kadınla cins cins bakışarak tahta sedirlerden birine oturdu. Kadın dedeme hem korkuyla hem de nefretle bakıyordu. Dedem Osman abiyi yanına çağırdı ve dışarı çıktı bende arkalarından gittim. Dedem benim bunları duymamı istemiyordu ama ben o kadar meraklıydım ki dinlemek öğrenmek istiyordum.
-Anlat bakalım oğlum olay nasıl başladı.
-Hocam... dedi adamcağız ağlamaya başladı daha 25 yaşında yoktu, hani öyle boş bir ağlamak değildi bu öyle bir ağlıyordu ki sessiz sessiz o hüznü o kahroluşu kalbiniz de hissedebiliyordunuz beyler. Benim bile ağlayasım gelmişti.
Dedem adamın gömlek cebinden 1 sigara çıkardı adama verdi yaktı.
-Anlat evladım Anlat. dedi adam sigaradan birkaç fırtı titreye titreye hıçkırıklar arasında çekti.
-Hocam Leyla benim karım. 5 ay önce evlendik. Her şey çok iyi gidiyordu mutluyduk birbirimizi seviyorduk. Zamanla tuhaf tuhaf hareketler etmeye başladı. Olmayan şeyleri görüyordu işte ne bileyim arabayla bir yere giderken olmayan çukurları ne bileyim evde koşan fareler duvarlardaki olmayan örümcekleri felan süpürüyordu. Zamanla daha öfkeli daha asabi olmaya başladı. Bir cam elini kesti diyie tüm camları kırdı. Daha da korkutucu olmaya başladı geceleri kendi kendine kalkıyor aynanın karşısında saatlerce dikiliyordu hocam. Çok korkmaya başlamıştım doktora gittik çare bulamadık. Son olarak size getirdik. dedi sonra dedemin eline bir hamle yaparak öptü ve
-Hocam ne olur karımı iyileştirin.
-Niyet bizden evladım şifa Allah! dandır evladım. Sen tevekkülünü yap biz elimizden geleni yaparız
Beyler rez alın şuku basın ben yemek yiyp gelicem -
13.
+5Dedem ışıkları söndürdü ardından her aynanın önüne bir mum yaktı. Biz de leylanın arkasındaki sedire oturduk dedem Necla ablayı dışarıya çıkardı beni de çıkarmak istedi ama görmek öğrenmek istiyordum. Dedem ne kadar ısrar etse de çıkmamak için direttim adamı o kadar işinin içinde bir de ben bunaltıyordum...
Osman abi ve ben arkadan olacakları izliyorduk bu benim bu olaylara ilk tanık oluşumdu. Korkuyor ama bir o kadar da merak ediyordum. Bu günden sonra günlerce kabus görmüş, o yaşta aklımı kaybedecek kıvama gelmiştim.
Dedem ağzında birkaç kelime arapça ses etrafta dönüyor o kelimeleri sürekli tekrarlıyor her kelimeden sonra sesi biraz daha gürleşiyordu.
Olduğu yerde sayarken leyla ablanın örtüsünü birden açtı.
Aman Allah'ın böyle bir korkuyu hissetmek için ölümle burun buruna gelmek gerekiyor beyler.
Leyla ablanın solundaki aynada yerde yatıyor karşısındakinde normal halinde aynen yansıması gözüküyordu sağdakindeyse iğrenç bir yaratık aynaya karşı taraftan vurarak kırmaya çalışıyordu. Dedem bile bir an için ürkmüştü sanki. Onunda gözünde bir korku vardı.
Leyla ablanın güzel yüzü sağ aynada çürümüş gözlerinin yeşili beyaza dönmüş siyah düz saçları grileşip kıpranmıştı.
ince dudaklarının yer yer patlamış altından sivri sararmış iğrenç dişleri bize sırıtıyordu. Aynaya sürekli vuruyor anlamadığımız bir dille bize lanetler savuruyordu. -
14.
+5Rez alın beylerrrr. Akşam saatleri geleceğim ve yazacağım ama şimdi bir işim var 8 gibi buradayım beyler... ilk entryi şukulayın sevabına
-
-
1.
0Hani lan yalanci bin
-
2.
0Hadi lan saat 10
-
1.
-
15.
+5Dedem terlemiş yaşı ve uykusuzluğu nedeniyle de bir hali yorulmuştu. Dedem yere serilmiş leyla ablayı ve üzerini kapatan siyah örtüyü göstererek. Halloldu herhalde dedi ve sedire oturdu.
Ben korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Osman abi hemen ayağa fırladı Leyla ablaya sarıldı bende dedemin yanına geçmiştim. Dedem hala hızlı hızlı nefes alıyordu.
Saatler geçti Leyla abla da kendine gelmiş ona olanları dinliyordu. Son birkaç ayda yaşadıklarını ara ara hatırlıyordu sadece. Sesi çok güzel olan bir kızdı Leyla abla.
Bu minyon tatlı kıza aşık olmamak zaten mümkün değil ister insan olun ister başka bir şey bu büyüleyici güzelliğe bir ke bakmak insana yetmezdi.
Her neyse beyler dedem birkaç öğüt verdi işte bunlara. Banyo yaptığını yere dikkat edin hatta evinizi değiştirseniz iyi olur felan dedi. iç çamaşırlarınız giyinikken banyo yapın. Felan diyordu şişte. Ama ben hala şoktaydım. O sırada Osman abi elinde yanmış bir sigarayla geldi dedeme baktı o da onay vermişti.
-Çek aslanım kendine getirir. dedi.
Sigara o gün başlamıştım 12 yaşındaydım sigara büyük olasılıkla kafamdan daha büyüktü. -
16.
+5Saati felan hatırlamıyorum. Ama herkes sabah namazını kılmış sessizce dedemin çalışma odasında oturuyordu. Birkaç saat sonra okulum olmasına rağmen ben 1 dakika bile gözümü kırpmamış oldukça heyecanlı bir akşam geçirmiştim. Necla abla sağolsun evi bir güzel temizlemiş kırılan cam parçalarını felan halletmişti. Dedem ve Osman abi sigara içiyorlar bense o yaşta yaşadığım akıl almaz travmayı atlatmaya çalışıyordum.
Derken saatler birbirini kovalamış artık Osman abiler gitmiş ben okul için hazırlanmıştım hiç uyumadan geçirdiğim bu ilk gündü ama dahalarının olacağını bilseydim bu odaya daha ilkinde girmezdim.
O günden sonra tek başıma dolaşmaya korkar olmuştum, sürekli yanımda nefes alan bir şeyin olmasını istiyor buna ihtiyaç duyuyordum. Geceleri uyandığımda bir daha gözümü bile kapatamıyordum. Her gözümü kapattığımda o gün aklıma geliyordu.
Neyse beyler okula giderken bu sefer her zaman yaptığımın dışında mahalle bakkalından bir paket sigara ve çakmak almıştım. Sanırım o zamanlar 3 buçuk liraydı Marlboro daha 4 lira her neyse beyler çaktım bunu haftalık perişan olmuştu bir paket sigaraya değmişmiydi hayır hayal dünyamdakileri öldürmesi için sanırım bonzai çekmem gerekiyordu.
Günlerim okul ev arasında arkadaşsız ve korkuyla geçiyordu. O yaşta bir çocuk için yetim ve delirmenin arasında olmak öyle kolay bir şey değildir. Allahtan 90ların son vicdanlı nesline denk geldiğim için beni öyle dışlayan ya da hor gören olmaz üstelik genelde insanlar bana yardım ederdi. Her ne kadar bu yardımları gereksiz bulsam da beni bazı angaryalardan kurtarıyordu. Allahtan "Allahsız 2000lilerle aynı nesilde değildim valla dibime koyarlardı."
Mahalle aralarında ya da gizli yerlerde korku ve endişeyle hemen bir sigara gömüyor sonra eve geri dönüyor dersler ve akıl oyunlarının arasında kayboluyordum. Günler böyle geçiyordu.
Bir akşam kapımız tekrardan çaldı.
Beyler Hikaye ana hatlarıyla gerçektir kısmi kurgu ve sallama vardır taktir edersiniz ki dinlediğim kişi bu olayı bana aynen bu şekilde anlatmadı. Ve "Be dibina goduğum sen nasıl bir aptalsın yok sallamaymış yok dibina copy pasteymiş lan oku işte başka yerde bulursan da bu hikayeyi nick6 ma ana bacı gir" Son olarak beyler adım gerçekten Necmi değil.
Panpalarım ilk entry sizden şuku bekliyor devamı gelecek. -
-
1.
0Cin cikarma kismi kurgu mu?
-
1.
-
17.
+5Neyse beyler Bunalımlar arasında mezun olmuştum. Liseye geçiş sınavından da bir hayli taşaklı puan almamla beraber Büyük şehirlerden birinde taşaklı bir öğretmen lisesi kazanmıştım. Yurdu vardı imkanları ve konumu çok iyiydi.
Yaz boyunca kendi kendime kalmış iç hesaplarım beni deliliğe sürüklüyordu. 14 yaşımda olmama rağmen sürekli sigara içiyordum. Uyuyamıyordum.
Neden olduğunu anlayamadığım bir huzursuzluk vardı içinde. Korkmuyordum, üzülmüyordum ama bir terslik vardı. Sanırım kimseye içimi açamamaktı bu ama o yaşlarda sorunumun ne olduğunu anlayamıyordum.
Ara sıra annemi babamı düşünür ağlardım kendimi en rahat hissettiğim zamanlarda o ağladığım dakikalardı.
Yaz sıcaklığı ve 3 aylık kasvetli yaşantımın ardından yeni şehrime geçmiş, yurduma kayıt olmuştum. -
18.
+5Çok geçmemişti ki çocuk birden dedemin kucağına yığıldı ve öylece kaldı uyuyor gibiydi. Dedem sonrada açıkladı; karanlık ve izbe yerlerde tuvaletinizi yapmayın destur demeden tuvalette bile girmeyin dedi.
Ürkünç bir olaydı bu çocuğun başına gelen küçük bir hata sonucu vücudu çok yorulmuş dedeme erken gelmeseydi kalıcı zararlarda alabilecekmiş.
Aklım almıyor fakat her gördüğüm hastada daha da pgiboloji sıkıntıya giriyordum.
Neyse beyler çayı getirdim çocuk uyurken dedem aileyle muhabbet etmeye başladı.
Adam işsizmiş, kadın ufak tefek ev işlerinden gelen paralarıyla evi geçindiriyormuş. Kentin yaşamı onlara çok kötü vurmuş. Kadınında erkeğinde yüzünde mükemmel bir masumiyet vardı. Aşıktılar belliydi fakat parasızlık bellerini bükmüştü.
Çaylar yudumlanıyor gözler doluyordu.. Kızın (Ayşenur abla) babası kızı vermemiş, Yakup abide nasıl olsa iş bulurum geçiniriz diyerek kızı köyden kaçırıp buralara gelmiş. Başta her şey çok iyi gidiyormuş, Yakup abi madende çalışıyor Ayşenur ablada ufak tefek işlerle eve katkı sağlıyormuş. Rasul doğmuş ama Ayşenur ablanında babası onların izini bulmuş. Nüfuzlu adam tabi attırmış Yakup abiyi işten.
Ama boyun eğmemiş birkaç ufak işe girmiş fakat dikiş tutturamamış.
Dedem dinliyor sürekli kafa sallıyordu. Kadife açık mavi gömleğinin cebinden kısa mavi 2001 marka sigarasını çıkardı yaktı bir tane Yakup abiye de uzattı.
Ardından da bana ben salaklaşmıştım dedem nasıl olurda bana sigara uzartırdı geri çevirdim ama o bana bakmayarak paketi tekrar salladı bende bir tane aldım ve yaktım.
içim burkulmuştu ama dedeme olan hayranlığım biraz daha artmıştı. Neyse beyler uzun lafın kısası. Dedem şehrin merkezinde ki 3 evinden birini bu aileye bağışladı. Yaşadığı sürecede çocuğun okuduğu her sene içinde bir miktar para vereceğini söyledi.
itiraz etselerde dedem bir yolunu bulmuş kabul ettirmişti. Sonradan öğrendiği kadar da Yakup abi madene tekrar girmişti. Büyük olasılıkla da dedem onu işe sokmuştu. -
-
1.
0KARDEŞ DEVAM REZZ
-
1.
-
19.
+5Dedemin yüzü birden ekşimişti duymak istemediği bir şeydi bu herhalde. O zamanlar aklım almıyordu bu tip şeyleri sonraları dedemle takıla takıla bunun ne kadar illet bir şey olduğunu anlamıştım. Farklı boyutlardan 2 canlının birbirine aşık olması.
Dedem düşünceli düşünceli salonun ortasında bir şeyler mırıldanıyor ama kimse duymuyordu.
Osman abiyi yanına çağırdı o ben ve dedem dışarı çıktık. uzunca bir salonumuz vardı 2 katta sedirlerden birine oturduk. Dedem zar zor çıkan bir sesler Osman abiye döndü ve anlatmaya başladı..
-Bak oğlum bu bir ifrit hem de kökeni eskiye dayanan bir taifenin mensubu. Üstelik bu cin bir büyüyle de değil bizzat kendi nefsiyle karına bağlanmış. Onu ikna etmek o kadar kolay olmayacak.
-Hocam ne gerekiyorsa yapalım kurtaralım yeter ki leylayı. diyordu gözyaşlarını zor tuttuğu belliydi. Ağlamamak istiyordu ama boşunaydı.
-Bak oğlum şimdi bana 1 metrelik 3 tane ayna lazım ve gece yarısını beklememiz lazım. Sen şimdi bana git 3 tane ayna bul.
Osman abi apar topar çıktı saat 9 civarlarıydı. -
20.
+4Dedemle beraber orada hiç konuşmadan Osman abiyi bekliyorduk dedem o süre zarfından 1 tane sigara içmişti. (Not: Beyler dedem günde bir iki tane sigara içen bir adamdı.)
Saat kaçtı hatırlamıyorum ama saat 10 nu geçmişti. Sokağın başında bir çift araba farı yandı gelen Osman abiydi. 5 dakikaya aşağıya indik aynaları çıkardık ama amık şeyleri öyle ağırdı ki ya da bana o yaşlarımda öyle gelmişti ben kaldıramamıştım hala onun ezikliğini yaşarım.
Her neyse beyler çıktık uyarıya dedem aynaları leylanın karşısına yerleştirdi. Bir tanesi tam karşısında diğerleri onlara belli bir açıyla dönüyor. Aynı bir altı genin birbirine bağlı herhangi 3 kenarına benziyordu.