/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +7
    Dans ediyorum bir yandan da aldığım içkinin hatti hesabı yok amık başım dönmeye hafiften başlamıştı. Para var ya amık iki hopluyorum gidiyorum barmene doldur bir viski diyorum amık düşündükçe o günleri ya da her neyse. Bir ara sigara içmek için dışarı çıktım sigarayı göremiyorum amık hafiften böyle böyle sallanıyorum kafa nasıl olduysa sigara ağzımda ama çakmağı tutturamıyorum. Düşünün o halimi o sırada bir kız ateşiyle geldi yaktı sigaramı ama o halimi görmüş olacak ki kız kahkahalar atıyordu.
    .
    .
    .
    Ama beyle o kadar tatlı bir kızdı ki o kahkaha attıkça benim yüzümde aptal bir ısrıtış ve gözlerimde bir hayranlık oluşuyordu. Kızın yüzü o kadar masumdu ki hani gibmelik değil eve aksesuarlık kızlar olur ya işte bu kız onlardandı. Sadece yüzüne bakacaksın ve huzuru arayacaksın.
    .
    .
    .
    Biz bunla muhabbete başladık
    O:O
    Ben: B

    O: Ne kadar içtin?
    B: Haddimden fazla olduğu kesin. Hafif bir gülümsedi yine içimde o anlamsız gülümseme.
    O:Evin nerede hatırlıyor musun?
    Hatırlıyorum da o fırsat bir kere gelir başıma
    B:Hayır
    O:Nereye gitmek istersin?
    B:Sahile
    O:Seni zütürmemi ister misin?
    istemez miyim? Lan
    B:Olur

    Girdi bu koluma beni hafif sürükleyerek sahile zütürdü.
    ···
  2. 27.
    +7
    Attım bunu Jetta ya gittik bunun eve bir daireydi. Kendi evi değilmiş 2 oda bir salon tek kişi için lüx sayılabilir bir evi vardı. Hemen giyeceklerini aldı indik tekrar sahile. Bu üzerini değiştirdi ama beyler ben eriyorum ya hani gibmek için değil ama ona sarılasın öpesim geliyordu. Hani yavru kediler olur ya severken öldürecekmiş gibi olursunuz ben işte bu kıza karşı aynı şeyleri hissediyordum. Mavi bikinisiyle ateş ediyordu resmen namussuz. Geldi yanıma işte beyler akşama kadar bununla takıldım yine kum deniz güneş üçlüsüde yanımızda tabi. Hayatımda geçirdiğim en güzel günlerden biriydi.

    Saat 5 civarıydı bu ben kalkıyorum artık akşama xxxx barında şarkı söyleyeceğim gelirsen sevinirim dedi giderkende sağ yanağıma bir öpücük kondurdu. Ankara hukuk tutturmuş eşit ağırlıkçı gibi olmuştum amık. Havalara uçmamak için tek engel yer çekimiydi.

    Çok geçmeden o olmayınca denizin bir anlamı olmadığını anladım ve toparlanıp eve gittim. Bizim Teo ve Abdül akşam yemeği yiyorlardı. Diğerleri dışarı çıkmışlar takılıyorlarmış... Dün bunlarda düşürmüşler ama eve gitmek yerine sahilde felan gibmişler. Neyse tabi bunlara ben Zaynepten bahsetmiyorum... işte dedim bunlara " Ben bu gece xxxx barında olacağım gece geç gelebilirim." dedikten sonra çıktım dışarıya.

    Birkaç barda demlendim biraz sonra kızın olduğu bara geçtim.Baktım bizimki şarkı söylüyor ön sıralara kadar milleti ittire ittire geçtim kız bana bakıyor ben ona simsiyah giyinmiş namussuz bir ayrı çekici olmuş. Beni görünce bunu söylemeye başladı.

    https://www.youtube.com/watch?v=DR7mtyH0NRY
    ···
  3. 28.
    +10 -3
    Beyler inanın bende yazmak istiyorum ama şuan içimden gelmiyor gerçekten gecenin ilerleyen saatlerinde belki atarım bir iki part daha zaten bölüm sonuna da birkaç part kaldı. 4. Bölüm kısa ve son bölüm olacaktı gönlümden geçen hikayeyi trende sokmaktı olmadı.

    Bu sene içerisinde fantastik kurgu dalında bir romanım çıkacak. Desteklerinizi beklerim.

    Nasip olursa yarın bitireceğim hikayeyi.

    Destekleyin beni beyler bir efsane çıkarmak istemiştim ama olmadı. Hüzünlüyüm. Yaktım sigarayı

    Beyler yarın saat tam dörtte burada olun...
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa harbi değerin bilinmiyor varya tam filmlik senaryo amk çok güzel yaziyosun bitir lütfen hikayeyi
      ···
    2. 2.
      0
      nerdesin la
      ···
    3. 3.
      0
      nerdesin la
      ···
    4. 4.
      0
      çok iidi amk kaç gündür sözlüğü senin için açıom
      ···
    5. diğerleri 2
  4. 29.
    +7
    Derken Mete bir anda Teoyu bırakarak olduğu yerden fırladı. Beni tuttuğu gibi çimlerin üzerine yatırdı ve yumruklamaya başladı. Ne yapsa haklı adam amık normal bir insanın görmeyi kaldıramayacağı işleri gördü kimsenin bilmemesi gereken şeyleri öğrendi. Sinir sistemi artık bu olanlara dayanamamış olacak ki bütün hınçını ve öfkesini benim suratıma boşaltıyordu. Bir süre yumrukladıktan sonra ağlamaya başladı ve beni bıraktı yanıma geçip hıçkıra hıçkıra ağlamöaya başladı dudaklarından bir bir cümleler dökülüyordu.

    M:Ahtapot Ahtapot
    B:Efendim kardeşim. diyebildim kanayan burnumu silerken suratım kesin kızarıklar ve morluklar içindeydi ama umurumda değildi bu adam benimle gidilmesi zor bir yolda koşmuştu.
    M:Şu kız ne yaptın onu. Hafif gülümsüyordu sanki bu kadar karanlığın içinde birazcık aydınlık arıyor gibiydi.
    B:Hangi kız dostum.
    M:Alanya daki eve getirdiğin. O an kalbimde bir titreşim oldu beyler ensemden aşağıya buz gibi bir su döküldü. Zaynepten bahsettiğini anlamıştım ama kendimi bu kadar çabuk kaptırdığımı bilmemesi daha iyi olurdu.
    B:Ha şu kız ne olmuş ona
    M:Bitti mi yani?
    B: Ne bitti mi kanka birşey başlamamıştı ki.
    M:Yazık olmuş oysaki o kadar da güzel görünüyordunuz. Bu sözü kalbimden bir damar daha koparmıştı ama ne alakası vardı ki. Şimdi canımızın derdindeydim. Orada sadece aklımızı allak bullak eden şu konudan kurtulmak için konuşuyorduk zaten.

    Sustu sustum sustuk. Saat sekiz civarıydı artık uyumamak için tüm kaslarımı zorluyordum. Teklif etsemde kimse eve geri dönmek istemeyeceğinden otele gitmek gibi bir öneride bulundum. isteseler de istemeseler de geleceklerdi. Hemen bir kaç sokak altımızda bir otel vardı izbe bir yerdi ama ne yalan söyleyeyim rahat yatak sıcak yemek vardı o şu an bizim için lüks bir şeydi.

    Toparlanıp çıktık yola bir kaç dakika sonra otelden içeri girdik verdik nüfus cüzdanlarımızı yaptırdık kayıtlarımızı parayı da ellerini tutuşturunca aldık anahtarı ve çıktık odalarımıza. 4 Oda tuttuk ama çevşen 4 tane değil kimseninde zütü yemiyor çevşensiz oda da uyumaya özellikle Teonun. Neyse beyler geçtik bir odaya neyseki yataklar iki kişilik Teoyla Mete yatakta yattı ben koltukta Muhammet te odalarımızdan gitirdiğimiz yorganlarla yaptığımız yer yatağında.
    ···
  5. 30.
    +7
    Masada olanları anlattım bizim bebelere rüyamı korktuğumu cevşenleri işte Muratın Metenin kevaşesinin ve benim başıma gelenleri öylece gün yüzüne çıkardım. Teo Korkmuş Muhammet le Metehan münafıklarının gibinde bile değildi. Muratla Abdülde nötrdü işin doğrusu. Beyler bakın bu parada birşey var. Benim dedim kuru bir emekli maaşı alan bir adamdı tüm hayatı boyunca maaşını biriktirse bu kadar para etmez lan. dedim

    Bizimkilerin gibinde miyiz amık yok elemanlara giren çıkan yok ki. En son dedim artık benim dedeme sık sık elinde parşömenlerle gelen huurlar olurdu. Define gömü işi işte bilirsiniz lan. işte o zaman biraz dikkatlerini çekmiştim, bende başta ihtimal vermek istemiyordum ama dedem belkide bu huurlarla beraber gömü işine girmiş ve bu parayı kaldırmıştı.
    .
    .
    .
    Bebelerde ihtimal verdi dediklerime Teo bilirdi bu işleri anlatmaya başladı.
    -Beyler üç harfliler kimi zaman sahipsiz hazineleri sahiplenirler kimi zamanda hazineyi gömen kişiler hazineyi sadece soylarından biri çıkarabilsin diye başına bir üç harfli dikerler. Kimi zaman kandırırsın bu üç harfliyi ama genelde sonu hüsran olur. dedi

    Tabi bizimkiler yusuf yusuf. Murat birşeyler demeye başladı.

    -Bak kanka benim bildiği bir hoca var xxx köyünün xxx ilçesinde onun yanına gidelim o bize bir yol gösterir gerekirse dibina godumun parasını geri gömeriz. Üç harflilerle mi? uğraşacağız. Dedi.

    -Tamam ondan sonrada kalkar benim memlekete gideriz orada neler olup bittiğini öğreniriz. dedim

    Beyler buraya kadar sıradan bir hikayeydi asıl macera buradan sonra başlıyor... Kimler neye bulaşmış bu para nereden gelip nereye gitmiş onu anlatacağım size.
    ···
  6. 31.
    +7
    Beyler öncelikle sizde özür dilerim. işe başlamam ve kişisel problemlerim yüzünden fazla vakit bulamadım. Neyse o zama devam edelim.

    Pat vir o vuruyor kazmayı pat bir diğeri. Teo ağacı dibide domuş gibi duruyor ben ve diğerleri kazma kürek çukuru kazıyoruz amk. Gel zaman git zaman. Biz 1 metre felan kazdığımız aralarda uzaklardan biri el feneriyle yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

    Muhammet aha sıçtık diye düşünürken gelen elemanın arkadaşım Yasin olduğunu anladım. Avcı binin tekiydi. Üstünde kamuflaj omzunda tüfekle ağır ağır bize yaklaşıyordu. Yakınlaşınca o da beni tanıdı. Ağır ağır giden adımları hızlandı neredeyse koşar adım yanımıza geldi. Nefes nefeseydi tabi bu arada biz onu görünce kazma küreği bıraktık.
    Yanımıza gelir gelmez hemen tüfeği bir yana koydu bir yere oturup solukladı.

    Korktuğu her halinden görünüyordu. Selam verdi hemen söze başladı.
    Y: Ahtapot ne işiniz var burada
    A:Bizi bırak Yasinim sen niye bu kadar korktun.
    Y:Anlatsam da inanmazsın zaten boşver. Bir sigara var mı?
    A:Var cebimdeki winston box paketinden bir tae uzatıp yaktım. Normalde öyle sigara içen biri felan değildir ha.
    A:Anlat dinleriz hiç yoktan.
    Y: Sigarasından bir nefes daha aldı. Elleri bir an için titreyiverdi. gözleri dolu doluydu. Bilmiyorum bilmiyorum ne gördüğümü bilmiyorum dedi.
    A:Baştan anlat şunu bilader
    Y:Ormandaydım Paris le avladıyorduk (Paris köpeği) Bir ada ağaçlardan kuşlar ve yarasalar küme küme havalandı. Bir domuz olabileceğini ya da ayıdır diye düşünüyordum.
    A:Eeee sonra korkuyordu bir fırt daha aldı.
    Y:Paris, paris ağaçların arasına doğru koştu. Bir süre sora havlamayı kesti ve garip bir mızıklamayla tüm sesi kesildi. Gölgelre geçmeye başladı sonra dalları ağaçların arasında hızla gölgeler geçiyordu. Arkamı döndüğüm gibi koşmaya başladım buraya kadar koştum.
    ···
  7. 32.
    +7
    Kilidi açtım, kapının hemen ardındaydı zaten çıkar çıkmaz kucakladım. Sıktım sıktım oda beni, hayatımda bu kadar iyi hiçir zaman hissetmemiştim.

    -Bırakmayacağım seni asla bırakmayağım
    -Bırakma beni
    -Söz veriyorum bırakmayacağım seni artık

    Hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk...
    Sanki senelerin hüznü bir andan akıp gitmişti gözlerimden.
    Yılların intikdıbını alırcasına ağlıyorduk.
    ···
  8. 33.
    +7
    Cevdet abi oda bütün bu olayların içindeydi Allahtan hemen yan binadaydı da bizi uğraştırmayacaktı.
    .
    .
    .
    Zile basıyoruz kapının ırzına geiyoruz açan yok. Bekledik bir süre sigaralar yanıyor efkarlar dağılıyor işte. Biz süre sonra elinde poşetlerle bir kadın geldi 30lu yaşlarında güzel bir kadındı Allah var şimdi. "Oğlum kapımın önünde ne bekliyorsunuz" dedi
    -Abla burada Cevdet Y. diye biri oturuyordu ona ne oldu.
    -Cevdet buradan 1 buçuk ay önce taşındı evladım şimdi xxxx da oturuyor. Vay çakal Cevdet abi parayı cukkaya indirince hemen buralardan kaçmış. Neyseki o kadarda uzak bir şehir değildi. Uğraştıracaktı ama olsun. Allahtan Meryem Abla (Cevdet abinin evde oturan dul bayan) nerede oturduğunu felan biliyordu. (Vay amık büyük ihtimal Cevdet abi bu kadınla birşeyler yaşamıştı ama neyse bizi ilgilendirmez beyler konuya dönelim)

    Bizim bebeler isyanlardaydılar lan adamlar son 1 haftanın yarısını yolculuk yaparak geçirmişlerdi. Artık arabalar bile rest çekiyordu.

    Biraz dinlendik doğrusu beyler Bi gece takıldık bizimkilerle (Tabi amık çevşen olmasa koşa koşşa işin peşine giderlerdi ama işte rahattık) Plan sabitti Cevdet abiyi bulacak diğer isimlerin kim olduğunu soracak hepsinden paranın 10 da 1 ini alacak sonra onlarla altın alıp hazineyi nereden çıkardılarsa oraya gömecektik. Sabit kolay ve güzel bir plan gibi değil mi?

    .
    .
    O zaman izleyin beyler.
    ···
  9. 34.
    +7
    Ertesi gün dedemin evinde uyandık beyler işte kalktık yemek felan yedikten sonra doğruca yolumuz xxxx şehriydi Meryem ablamız (dul ve güzel komşumuz) adresi yazmıştı sağolsun. Arabalara doluştuk yine beyler son sürat gidiyorduk. 3 saat kadar sonra şehrin girişi,ne varmıştık. Ama beyler adresi bulmak zulüm gibiydi o nasıl bir şehir Allah'ın yollarını, trafiğini cadde boylarını işte ne varsa hepsini gibeyim.

    Birkaç saat de dönercilerin ve çakma saatcilerin arasında dolaştıktan sonra bir hayırsever vatandaş bizi adrese zütürdü. Çok dua ettim adam doğrusu. Dublex bir villanın önündeydik beyler (Not: Pay listesinde Cevdet abi en çok parayı alan adamdı neden en çok cukkayıda onun yaptığını anlatacağım beyler)

    Neyse amık çaldık kapıyı bir kadın çıktı hizmetçiydi sanırım. Ama ateş ediyordu kız saf bir güzelliği vardı. 5 tane sapı karşısında görünce saşırmış olmalıydı ama yine de yüzündeki hafif tebessümü bbozmadan.

    -Buyrun kime bakmıştınız. Hemen arkamda abazanlar af attı ama Allahtan kız duymadı. Yoksa fena bozulurdu.
    -Biz Cevdet Beye bakmıştık kendisi burada mı? oturuyor acaba.
    -Evet ama kendisi şuan burada değil.
    -Nerede acaba?
    -Geçen hafta intahar etmeye çalıştı ama başaramadı şu an xxxx özel hastanesinde kendisini görmek istiyorsanız oraya gitmelisiniz ama sizinle konuşaçak halde olduğunu sanmıyorum.
    Lan dünyam başıma yıkılmıştı dibina goyim ya konuşmazsa ya konuşamazsa amık o zaman ne yapardım. Hayatım boyunca bir çevşenin etrafında mı? olamam gerekiyordu ya bu da öbürü gibi kaybolursa?

    Düşünülecek çok şey vardı ama içimde bir kazan su kaynıyordu beyler ya Cevdet abi konuşamazsa o konuşmazsa...
    ···
  10. 35.
    +7
    Boğuluyordum neredeyse dibine goyim Allah tan Teo yetişti de kurtardı. Tünelin sonundaki ışığı görmüştük yoksa. Neyse beyler cevşen diyorduk. Tesadüf müydü? yoksa cevşenin yokluğundan mı? Murat beni görmüştü. Beni hafiften korku bastırmıştı. Bunlar köpek gibi yiyorlardı ama ben mal mal yemeğimle oynuyor bir yandan da bunların gerçek olup olmadığını sorguluyordum. Bizimkiler doydu, sofrayı toparladılar biz de o vakite kadar birer sigara kola yaptık. Ardından sahile geçtik.
    .
    .
    .
    .
    Sahilde kızları da görünce bizim Murat bile olanları unutmuştu. Herkes yüzüyor, kızlara takılıyor ne bilim işte ne yapılırsa onu yapıyordu ama ben şezlonga uzanmış dün olanları ve çevşenin esrarını düşünüyordum. Neden bu çevşeni çıkarmamam gerekiyordu?. Nereden gelmişti bu paralar?. Murat dün ne görmüştü ya da görmüş müydü?
    .
    .
    .
    Bunları düşünerek akşamı etmiştim. Tabi birazda yüzdüm yalan yok şimdi. Neyse beyler toparlandık üzerimizi değiştirdikten sonra saat 8 gibi bir akşam yemeği yedikten sonra bir gece kulübüne gittik. Ama herkes ayrı ayrı takılıyordu. Kız düşüreli hesabi ama bilin istiyorum bu tip konularda pek iyi değilimdir hani kadınlarla aram fazla yoktur ne yapmam gerekiyor pek bilmiyorum. Anlatabilmişimdir umarım. Ama beyler öyle bir ortam var ki ben bana bile birşeyler düşer. Düşüncesi vardı hani.
    ···
    1. 1.
      0
      Seri bin
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz occ
      ···
  11. 36.
    +8 -1
    Bizim Muhammet vampir gibi elemandır mübarek en ufak şeye uyanır bir de biraz müşrik bir bindir. Sesimizi duymuş olacak ki üst kattan bize bağırdı.

    -Dibinizi giberim yatın lan
    -Lan buraya bi gel. dedim

    Bizim Murat ağlıyor, Muho yanımda oturmuş bizim anlattıklarımızı dinliyor. Tabi bir yandan da dudak altından gülüyor şerefsiz. Dinledi dinledi. Sonra kalkıp gitti ve tuvaletin kapısını açtı tabi biz Muratla neredeyse öleceğiz amık.

    -Gelin lan buraya. dedi

    El önde kafa yere bakıyor gittik.

    -Kimse yok lan burada. Gidin yatın amık Bu herifin uykusuzluktan gözlerine kan oturmuş belli ki eve girmeden de bir iki şat atmış ben sarhoş olduğum zaman ağaçları dayıma benzetiyorum amık. dedi

    Ne yalan söyleyeyim kalbimi ferahlatmıştı. Muratta zaten gelmeden önce barda biraz oyalanmıştı. Murat her ne kadar beni gördüğüne dair yeminler fgelan etse de gibimde değildi Muhammet beni biraz da olsa rahatlatmıştı ama ne var ki yine de sabaha kadar uyuyamamıştım. Peş peşe sigara yakıyordum.
    ···
  12. 37.
    +7
    Para var ya anasını satim hiç öyle otel felan gerek yok dedik direk bir emlakcının yanına gidip. 1 Haftalığına dublex bir villa kiraladık sahile yakın içi dışı çok güzeldi evin. 7 oda 2 salon 2 tuvalet felan vardı yani tam istediğimiz gibi. Hemen yerleştik valizler boşaltılıyor şakanın hatti hesabı yok. Daşşak muhabbeti almış başını gidiyor. Öyle güzel bir hava vardı içimizde.

    Koyduk benim valizi odaya boşalttım felan. Gece çok geç saatte çıktığımız için yola saat 11 gibi Alanya ya gelmiştik. Çektik hep beraber şortları bir restorana oturduk. Karnımızı doyurup sahilde birer şezlong kiralayıp güneşlenmeye başladık tabi güneş gözlükleri takılı iyice kremlenmişiz yüzümüzde aptal bir huzur gülümsemesiyle etrafı izliyoruz.
    ···
  13. 38.
    +7
    Birkaç gün sonra Muhammet te elinde sayısal vs kuponlarıyla gelmeye başladı. Bin tam bir kumarbaz olmanın ilk adımını atmıştı. Lotonun totonun biri bin para. Aldığı parayı tekele gömüyordu. Zamanla aramızdaki bağlarda zayıflamaya başlamıştı.
    .
    .
    .
    .
    Okula daha seyrek gidiyor birbirimizle daha az konuşuyorduk. Bu durum iyicve kanıma dokunmaya başlamıştı. Teo yattığı odayı akol kokusu dolduruyor. Metehan eve gusül almak için geliyor, Muhammet kuponlarıyla yatıyordu. Yani beyler birileri kulağımıza günah işle diye fısıldıyordu. Gel zaman git zaman finalleri zar zor vermiştik haziranın ilk haftasıydı sanırım. Bunlar memlekete gitmek için hazırlanıyorlardı. Ama benim gönlüm el vermemişti.
    Aldım karşıma bunları
    ...
    B:Beyle kalamaz mısınız bu yaz burada?
    T:Ben kalamam kanka evdekiler çalışmazsam giberler beni
    M:Aynı be bilader. Yüzümü özlediklerinden değilde bi gibe yarayayım diye çağırıyorlar.
    Muhammet: Beni biliyorsunuz beyler gitmesem arayıp niye gelmediğimi sormazlar siz kalırsanız bende kalırım.
    B:Lan arayın o zaman evleri burada çok güzel maaşlı iyi bir iş bulduğunuzu bu yaz gelemeyeceğinizi söyleyin. Bizde bir araba alır çıkarız yollara gezeriz şöyle bi.
    .
    .
    .Fazla düşünmemişlerdi bile, ailelerini de kandırmak çok kolay olmuştu. Bu sıcak parayla 3. ayımıza giriyorduk ama olayların birbirini böyle izleyeceğini hiçbirimiz bilmiyorduk.
    ···
  14. 39.
    +6
    7 saat sonra karakoldan ve Zehra ablanın yanından ancak ayrılabildik işte polisler nerede oturduğumuz felan sordular bir yere gitmemeiz gerektiğini zırvaladılar takan kim bizden bir sıkıntı yoktu yatarsak hırsızlıktan yatardık her neyse. Bizimkiler bizim gitmemize gerek kalmadan hemen Cevdet münafığından 800 altın almışlar amık o da çok koorkmuş

    Bizim bebelere bu parada hayır olmadığını alıp gömmemizi istediğini söylemiş. Hazineyi nereden çıkardıklarını felan söylemiş. Hala sargılarla dolaşıyormuş münafık bin. Ama korkusu o korkusu yok mu? işte 800 küsür altını elinin tersiyle ittirtmiş ona Bizim bebeler eve geldiklerinde 2 sandık ağzına kadar tıka basa altın vardı amık.

    Hocayı aradık amık Hocam işte böyle böyle bu binler Şeytanın kesesinden 7 bin altın almışlar. Hocam bizde 1800 altın kurtardık hazinenin yerini de öğrendik gelin Allah için gömelim kurtulalım Hocam.

    Hoca kabul etti beyaz kısa torosuna atlamış gelmiş adam.
    ···
  15. 40.
    +6
    Mete eve gitmemiz gerektiğini Teonun tuttuğu günlük tarzı not defterine bakmamız gerektiğini ama binin genelde bu defteri sakladığını felan söyledi. Doğru bu bir başlangıç olabilirdi. Sanırım bu tarz bir defter tutmasını da tedavi gördüğü hastanenin pgibologu söylemiş. Her neyse beyler Teonun ailesi felan evden ayrılınca akşama doğru eve geçtik.

    Ev standart bir öğrenci eviydi o kadar parayla bu eve mi talim ediyorlardı. Doğrusu komik. Mete parayı bankaya yatırdıklarını faiz yiyen münafıklar olduklarını söyledi. Ama çokta gibinde değildi şu an ecel terleri döküyordum amık. Teo intihar etmişti üstelik giderken de bizi bir ifritle baş başa bırakmıştı.

    Neyse eve girdik beyler Teonun odasının kapısını açtık. içerisi ne bilim beni çok kötü etkilemişti. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Odanın ortasına kadar ilerledim sonra dona kaldım. Birşey beni durduruyordu lan gitme diyordu ama Metenin kaba sesiyle bu ağır duygudan sıyrıldım.

    -Ahtapot sen yatağı kontrol et ben rafları.

    Hiçbir şey diyecek halim yoktu beyler hafifce baş salladım. 3 sene önce aynı olayları tekrarlamıştık amık dejavu etkisini dakikalarca yaşadım korkunç bir duyguydu. 20 Dakika sonra o da da üst üste duran hiçbir şey yoktu amık.
    ···
  16. 41.
    +6
    3 buçuk 4 saat sonra Eskişehire giriş yapmıştım. Meteyi aradım tam olarak şehrin neresinde kalıyorsunuz dedim. Yerlerini tarif etti işte çocuk hala ağlıyordu beyler. Ses mes gitmiş çocuk bertaraf olmuştu aklım almıyordu Teoman gibi bir adam nasıl intahar ederdi. Neyse zorlanarak ta olsa yarım saatlik bir arayışın sonunda Metelerin evini bulmuştum. Öğrenci mahallesi olduğu daha sokağa girer girmez fark ediliyordu. Ne bileyim işte Çantalı üniversiteli kızlar dubarlara yaslanmış sigara içen cool bebeler felan yani anlamışsızdır yaşlı ebeler yok yani.

    Birkaç dakikaya bir evin önünde kalabalık bir grup gördüm aralarında bizim Metede vardı çektim arabayı sağa aldım bunu karşıma. Yüzünde dehşet verici bir ifade vardı öyle hüzün felan değil beyler adamın beti benzi atmış amık. Dedim.
    -Lan ne oldu Teo niye intihar etti. Amık gözlerimiz dolu dolu ha ağladık ha ağlayacağız. Endişeyle beni bir kenara çekti sesimizi kimsenin duymayacağı bir köşe.
    -Ahtapot kardeşim. Amık adam konuşmayı unutmuş ne diyeceğini seçemiyor garibim.
    -Ne oldu lan, adama bir şey mi yaptın.
    -Kardeşim Teo ölmeden önce Yesus bizi buldu dedi. Aha yine yan basmıştık lan bu sefer gömecek altın felan da yok öyle Korkmuştum senelerdir duymadığım bir isimdi bu. Yesus ha Yesus
    (Not: Teo kedini zehirleyerek intihar etmiş ağzından köpükler saçarken de öylece ölmüş gitmiş.)
    ···
  17. 42.
    +6
    Ne olmuştu o kadar senenin ardından? Teo neden intihar etmişti? Sırrımız ortaya mı çıktı? Dedemin tarikatı bizi öğrenmiş miydi? Ağzını tutamayanlar mı oldu? Ne oldu ne?

    Rez alın beyler
    ···
  18. 43.
    +6
    "Zırrr, zırrr zırrrr" telefonun lanet melodisi gecenin 3 ünde neden çalıyordu acaba. Üstelik numara bilmediğim gibko bir numaraydı. istemeye istemeye dibına godumun telefonunu açtım. Kızgın ve uykulu bir sesle.
    -Efendim.
    -Ahtapot Ahtapot.
    Vay amık bu Metenin sesiydi. ne olmuştu ki 3 senenin ardından ilk defa aramıştı. Teonun tedavisi bittikten sonra 500 bin lirayı da alıp kayıplara karışmışlardı. O günden sonra bir daha da aramamışlardı. Şaşkınlıkla
    -Mete ne oldu.
    -Teo
    diyebildi sadece. O an bir taklar olduğunu anlamıştım zaten. Sesi çok kasvetli geliyordu. Ya ağlamış ya da ağlayacaktı. Seneler sonra beni aramasından anlamalıydım
    -Ne olmuş lan Teoya.
    -Teo Teo
    gerisini getiremiyordu garibim belli ki olanlar çok kötüydü. Kalbim sıkışmıştı amık benim için onca derde göğüs germiş bir adamdı Teo. Mete neyi saklıyordu. Sinirlenmiştim amk panik ve endişede yanına kardı.
    -Ne oldu lan söylesene ne oldu Teoya.
    -Abi Teo intihar etti.
    Amık şok olmuştum bunu da beklemiyordum. Bir anda gözlerim boşalıverdi beyler senelerdir korkuyla kalbime gömdüğüm tüm gözyaşları boşalıverdi. Ağlamaya başladım. Benim ağlamamla Mete de açılmış olmalı ki oda ağlamaya başladı beraber 3-4 dakika konuşmadan sadece ağladık. Dilimin ucundan çıkan tek kelime.
    -Neredesin. oldu konuşmaya ikimizinde mecali kalmamıştı
    -Eskişehir. diyebildi sadece
    ···
  19. 44.
    +6
    Amık çok geçmede etraftan dehşet verici sesler gelmeye başladı. Aklımızı kaçıracaktık, Her yerde cızırtılı kelimeler ve akıl almaz sesler geliyordu. Teo ve Mete mest olmuş sesleri diliyor Muhammet be ve hoca aldırmıyor kazmayı vurdukça vuruyorduk. Pat Küt sesleri Uuuuu Çat Çat seslerie karışarak ovanın etrafında oradan oraya çarpıp yükseliyordu.

    Yasin oturduğu yerde korkmuş bizim ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu. Birkaç dakika sonra hoca durun dedi. Biz de bir soluk alıp sigaramızı yaktık. Hoca yeterice derinliğe geldiğimizi artık gömebileceğimizi söyledi. Çıkardık altın sandıklarını indirdik çukurun dibine koyduk tam çıkacağız. Bizimkiler salak salak etrafa bakıyor.

    Çıktığımızda bizde neredeyse sıçıyorduk. Etrafta kara kara gölgeler bizi izliyordu beyler kedi aralarında konuştuklarını rahatlıkla anlayabilirdiniz. Fısıltılar arada çıkan iğrenç çığlıklar bizi korkutuyordu. Yasin in sinirleri bozulmuştu. Ayağa kalkıp tüfeğini kaptığı gibi gölgelerin kalabalıklaştığı bir noktaya 2 el sıktı. Biraz önceki eşeli fısıltılar öfkeli cümlelere dönmüştü. Hoca oldukça soğuk kanlı bir şekilde dualarıı okuya okuya sadıkları üzerine toprağını atıyordu.

    Bizde yavaşta toparlanıp küreklerin başına geçtik. toprağı attıkça etrafta biraz daha kara gölge azalıyordu. Sonunda tamamen gömdük hoca tepsideki küllü ve kanlı suyu toprağı üzerine döktü. Herşey rayına oturdu arabalarımıza bindik ve memleketlerimize gittik.

    Teo: Aylarca pgibolojik yardım aldı.
    Muhammet: Hala aynı evde kalıyoruz.
    Mete:Okulu değiştirdi. Giderken Teoyu payına düşe parayı ve çevşenlerden birii almayı unutmadı.
    Yasin:O günden kimseye bahsetmemeye yemin etti tabi 10 bin liraya ikna oldu.
    Ben: Birkaç sene paramla Zeynep'i aradım fakat bir işe yaramadı şu an okulumu son senesini okumaya hazırlanıyorum

    Beyler alt entry bu olaylardan birkaç sene sonrasını anlatıyor Rez alın ilk entryi şukulayın hikaye ilginç yerlere gidecek. Yarıda kesilmeyecektir.
    ···
  20. 45.
    +6
    Hocanın karşısına etrafına hilal şeklinde dizildik. Meteyle Muhammet bile suspus hocanın söyleyeceklerini dinlemek için pozisyon alıyorlardı. Ben umursamaz ve birazda yorgunluğun getirdiği bitkinlikle oturduğum yere adeta kilitlenmiştim. Hocanın dilinden kelimeler birbir dökülüverecek gibiydi.

    Teo:Hocam hocam ho... -cam
    Hoca:Efendim evladım
    Teo Hocam benim bir sorum olacaktı
    -Sor evladım
    Teo:Hocam biz üç harflilere karıştık. işlerine bulaştık. Pişmanlık içindeyiz. Bilmediğimiz bir mirasın varisleri olduk. Para pul derken birbirimizi batağa sürükledik. Eskiden derviştim şimdi alkoli,k oldum. Para pul derdi çözer sandım imanımdan oldum. Bana bize bir çare göster hocam.

    Vay amık bizim Teo meğer ne şair ruhluymuş. Bir bir kelimeleri sıraladı adama. Korktum lan. Neyse beyler devam edelim o an onları düşünüyorum.

    -Evladım karanlık ne kadar büyürse. Karanlık sadece bir bedendir ışık ise karanlığı kesen kılıç. Vay anasına hocada Teo da deli edebiyat yapıyorlardı.
    -Sen evladım ve sizler gençler karanlık sizin her köşenizi kapatsa da, birer kandil olun parlayın

    Teo: Hocam ibadet yok, iman yok. Para gözümüzü kör etti göremez olduk önümüzü.
    -Ne parası bu evladım nasıl bulaştınız cinlere
    Teo hazine hocam hazine
    -Neyin hazinesi kimin hazinesi
    Ben:Yesus hocam Yesus diye bir mahlukun
    -Yesus mu?
    Teo:Ne oldu hocam

    Hoca birden sinirlenmişti beyler hem de çok. Kaldırdı kafasını gözleri ateş saçıyordu elemanın. Hemen kalktı yerinden başladı bağırmaya

    -Kafirler! münafıklar! Fasıklar çıkın Allah'ın evinden. Varlığınızla kirletmeyin Şeytanperestler. Bağırdıkça bağırıyor eleman.

    Bizi apar topar dışarıya atmıştı. Arada da birkaç tane geçirmeyi ikmal etmedi tabi. Amık bunun Yesus isminden bu kadar nefret etmesi beni dehşete düşürmüştü doğrusu. Bizim bebeler tabi Yesus kim ne bilmiyorlar hızlıca onlara kağıtta yazanları anlattım.
    ···