Wade eline katanaları aldı….
Kapıdan kendi ile aynı katanaları kullanan başka bir adam girdi.
Geldiği gibi kılıcı wade’in karnına sapladı. Wade acı içinde bağırdı sonra gözlerini açtı ve canının hiç acımadığını farketti “ yok artık ebesinin .mı” dedi sesli olarak. Elindeki kılıçlar ile mücadele vermeye başladı her seferinde bir yerleri kesiliyor fakat aynı anda iyileşiyordu.
Bu hoşuna gitmişti….

Silahlarla ile mücadeleyi çok çabuk bir şekilde kavrıyor ve karşı tarafın hareketini daha önceden görüp ona göre savunmasını yapabiliyordu.
Kendisiyle savaşan adamın yapmış olduğu hamleler her defasında boşa çıkıyor fakat tekrar kendisi hamle yaptığında bu sefer kendi hamlesi boşa çıkıyordu en sonunda kendisinden beklenmeyecek bir çeviklikle kılıcı ters yöne savurdu ve rakibinin karnını derin bir şekilde çizdi.
Rakibine gülümserken gözü çiziğe takıldı…
Hızlı bir şekilde iyileşmişti…..
Bu sefer rakibi wade’e bakarak gülümsemeye başladı…..

---
- Yalanını s.kerim senin orasıda öyle değil
- Ulan sen söylüyosun ben yazıyorum işte
- Tamam boşluğuma denk gelmiş orayı değiştir
- Nereyi
- Şu adamı derince çizdiğim dediğin yer
- Nası olcak söylede yaziyim o zaman
- Ben kılıcımı ile akıl ve zeka dolu hamlemi yaptığım zaman o p.ç kurusunun karnını çizmedim bağırsaklarını yere döktüm ve o bağırsakları ellerime alıp yukarı bakarak alın bunu bununla işim bitti dedim sonra s.kimi çıkartıp kalın bağırsağına sok...
- Dead
- Ne var….NE VAR!!!
- Yalanını s.kiyim senin bu ne biçim bi yalan
- Çok belli ettim dimi
- Evet
- O kalın bağırsak olayını söylemicektim
- Sus Dead….Sussssss
---

Yukarı bakarak sanki birine sesleniyormuş gibi “ BUNUNLA iŞiMiZ BiTTi ALABiLiRSiNiZ” diyerek bağırdı.
O sırada arkasındaki kapı açıldı….
Kapının ardını göremiyordu sadece ışık vardı.
içeri girdiği zaman her türden silahın, mühimmatın ve ekipmanın olduğu cephane benzeri bir yere geldi.
Hoparlörden “Proje X başarılı oldun ve üzerinde uygulanan bütün deneylere olumlu cevap verdin….artık Amerikan hükümetinin gizli operasyonlarında kullanılabileceksin….” Sesi geldi.

O gece wade artık etrafta bir ayna bulup kendine bakmak istedi ne halde olduğunu hiç bilmiyordu hissettiği kadarıyla saçları artık yoktu ve vücudunda gözenekler oluşmuştu. Verilen ilaçlardandır diye düşündü odasının kapısındaki kilidi bir şekilde çözdü ve kapıyı açtı…
Etraf karanlıktı ve kimse yoktu sadece arada bir devriye gezen askerler vardı.
Onlara görünmeden bilmediği bir yola saptı önemli olan ayna bulmak ve kendine bakmak idi.
Bir köşeden döndüğü zaman ilerde tuvalet işaretine benzeyen bir işaret gördü. Tuvalet demek ayna demekti.
içeri girdi etraf karanlıktı el yordamı ile ışığı bulmaya çalıştı ama etrafta bir düğme bulamadı “hay s.kicem ya” dedi sesli olarak.
Sese duyarlı olan ışıklar yandı……
Aynada gördüğü surat karşısında çok korkmuş ve iki adım gerilemişti…..
Elleri ile yüzünü kontrol etti…..




“tanrım….tanrım….tanrım..bu bir kabus olsun…lütfen bu bir kabus olsun” diyordu sürekli ama değildi.
Yüzü harap olmuştu……
Kafasındaki ses tekrar ortaya çıktı ve “Bana merhaba de patlak mısır suratlı” dedi.

Elleri yüzündeyken bağırmaya ve çığlık atmaya başladı wade ortalığı birbirine kattı…
Aynaları kırdı, duvarları yumrukluyor ve aynı zamanda çığlık atarak küfrediyordu…..
Odaya ilk anda iki tane asker girdi fakat onları oyuncak ayı gibi duvara fırlattı wade.
Sesi duyan diğer askerler odaya hücum ettiler….
Bu kadar çok askerle başa çıkamadığı zaman aralarından biri elindeki tüfeğin dipçiği ile suratına olanca hızı ile vurmuştu…..
Ortalık gene karardı….
Bu demek onun tekrar gelmesi anldıbına geliyordu….
- Naber patates surat nası gidiyor
- Neden bana bişi söylemedin
- Valla aslını istersen ben bile bu kadar kötü olacağını beklemiyordum…..yüzünün anasını s.kmişler resmen
- Ne olcak şimdi
- Kaçıcaz
- Nasıl
- Sadece kontrolü bana bırak wade……DEADPOOL’a
- Pekala
Wade gözlerini açtığı zaman artık wade gibi düşünmüyordu artık DEADPOOL gibi düşünüyordu sanki wade gitmiş o gelmişti.

arkadaşlar bu günlük bu kadar yarın devam edicez

OKUDUĞUNUZ iÇiN TEŞEKKÜR EDERiM

iYi OKUMALAR...

Odada tek başına yatıyordu ve kendine kendine bir şarkı mırıldanıyordu wade. Yanına bir hemşire girdi elinde büyükçe bir şırınga vardı ve biten serumun yenisini getirmişti. Hiçbir şey söylemeden önce serumu taktı hemşire sonra eğilip açılan damar yolundan şırıngayı sokacaktı ki wade bağırarak “HEMŞiRE HANIM” diye bağırdı “ BiR SORUM VAR” kadın hiçbir şey söylemeden sadece wade’e baktı.
“ O SERUMLARIN iÇiNDEKi SIVININ AT KANINDAN ELDE EDiLDiĞiNi BiLiYOR MUSUNUZ ?”



Kadın hayır dermiş gibi kafasını salladı.
“PEKi” dedi “BU iŞLEM iÇiN YILDA KAÇ AT ÖLÜYOR ONU BiLiYOR MUSUNUZ ?”




Kadın gene hayır dermiş gibi kafasını salladı.
“SENDE Bi B.K BiLMiYOSUN AMK”
Kafasındaki ses “kadına kafa at iğne eline düşücek o iğne ile kilitleri çözüp buradan çıkıcaz mısır patlağı” dedi
Kadın eğilip iğneyi damar yoluna sokarken wade gövdesini yukarı çekerek aldığı güçle kadına kafa attı.
Kadın geriye doğru düştü o sırada havalanan şırınga tamda wade’in eline düz olarak saplandı.
“ HAASSS…KTiRRRRR” dedi wade “Yapacağın planı s.kiyim senin”
Wade uğraşlarının sonunda iğneyi elinden çıkartıp kilidi açmayı başardı.
“ S.KiK SERUMLARINIZ YÜZÜNDEN YILDA 500 CiVARI AT ÖLÜYOR LAN” diyerek yerde yatan kadının kafasına bir tekme daha attı.

biraz işim var bitiriyim hemen devam ediyoruz beyler
takipte kalın

Çıktığı zaman kapının önünde nöbetçi olduğunu gördü “ pissttt “ dedi sessiz bir şekilde…
Asker farketmedi….
Tekrar “pissttt”
Gene duymadığı zaman “ SAĞIRMISIN AMKUN” diyerek ensesine çok güçlü bir yumruk attı ve askeri bayılttı sonra odanın içine çekti.

Dışarı çıktığında üzerinde askerin kıyafeti vardı. Kendine baktı ve “ nostalji oldu harbiden lan “ dedi
Dışarı çıktı etraftakiler yüzünden tanımasınlar diye şapkasıyla iyice suratını kapatmaya çalıştı. Cephaneliğin olduğu yere doğru yöneldi.
ilk nöbetçileri göğsündeki ismi göstererek geçti..
Uzun koridorun sonunda ikinci nöbetçiler bekliyordu.
Onlarıda rütbesini göstererek geçti…
Üçüncü ve son nöbetçilere doğru gelirken
Yan taraftan bir asker “ hey adın ne senin….ne işin var burada” dedi.
Wade cevap verecek gibi oldu…..
Askere doğru döndü ve “ UZMAN SÜPER GENERAL DEADPOOL” dedi….

Askerler DEADPOOL’un üzerine koşmaya başladı.
“Dayak zamanı” dedi deadpool ve üzerlerine gelen askerlerden birinin copunu yakaladı ve aldı.
Yakaladığı copla 5 kişiyi yere serdi Deadpool.
Son birisi yerdeyken copu aldı ve adamın yanına geldi.
“ umarım bu kapıyı açma yetkin vardır” dedi
- Asla
- Ama bak elimde bi cop var
- G.tüne sok o zaman
- Ben daha çok seninkine sokmayı planlıyorum ama (bu sırada copun üstüne tükürdü ve eliyle yüzeyine iyice yaydı)
- Sorumu tekrar ediyorum kapıyı açma yetkin varmı
- Copun üstüne otur
- Tamam bunu sen istedin (adamın pantolonunu sıyırdı)
- Tamam tamam açıcam
- Akıllı olucaksın, adam olucaksın….hadi bakalım STOYA aç şu kapıyı
Asker yerden kalkıp kapıyı açacakken arkadan başka askerlerin ayak sesleri geliyordu. DEADPOOL copu adamın g.tünün hizasında tutarak hızlı olmasını söyledi.
Arkadan gelen askerler koridorun ucundan belirmişti ve ellerinde uzun namlulu silahlar vardı.
Adam şifrenin son rakdıbını girerken askerler ateş etmeye başladılar. Deadpool’un üzerine onlarca kurşun isabet etti…
Delik deşik olmuştu……
Ama kapı açıldığı için içeri girebilmişti….

Kapıyı arkasından kilitledi. Ve şifre okuyucu bölümü tahrip etti bu ona biraz daha zaman kazandırırdı. Vücudunda bir sürü kurşun vardı….
Kafasındaki ses
“ B.KU YEMiŞ GiBi GÖZÜKÜYOSUN……ŞiMDi iCABINA BAKARIM” dedi.
Deadpool ıkınır gibi yaptı. Vücudunun içindeki mermiler G.tünden birer birer çıkmıştı.
“Ahhhh…..evet bu iyi geldi” dedi son bir kez osurduğu zaman bir mermi daha yere düşmüştü.
Vücudu tamamen iyileşmişti….
“bir bakalım neler varmış burada” dedi…




Silahlar…..
Bir sürü silah….
Her türden ve her ihtiyaç için silahlar…..




Ama hiçbiri ona hitap etmiyordu…
Hemen yanındaki kapıda yazan yazı dikkatini çekti.

“ÖZEL OPERASYON EKiPMAN VE ZIRH PROTOTiPi”




Kafasının içinde şampiyonlar ligi müziği çalarak odadan içeri girdi ve gördükleri karşısında dizlerinin üzerine düşerek ağlamaya başladı.
Hıçkırarak ağlıyordu.



Karşısında kırmızı ve siyahların hakim olduğu bir çeşit zırh ekipmanı vardı.




ilk defa zırha dokunduğu zaman sanki eli yanmış gibi yapıp geri çekti.
Eline üfledi ve tekrar dokundu.
Kafasındaki ses “ LÜTFEN BiRi BENi SiLKEBiLiR Mi ?... TUTUN VE SiLKiN BENi” dedi…
Askerler kapıyı açmayı başarmış içeri girmişlerdi.
Koca cephaneliğin içinde Deadpool’u arıyorlardı. Uzaktan kapanan bir şartelin sesi geldi.

Askerler miğferlerinin tepesindeki gece görüş sistemini aktive ettiler.
“ BEN GECELERi UÇAN TERÖRÜMM, BEN SERKANIN SAÇINDA KALMIŞ KALINTI YAĞIMM,BEN DAMARLARINDAKi KOLESTEROL,BEN BEGONYALARINDA iZ BIRAKAN SÜMÜKLÜ BÖCEĞiM,BEN DEADPOOLUMM”




(darkwing duck izlediğim zamanlardan beri hep bunu söylemek istemiştim……oppps okuyormuydun….pardon özür)
Askerler sesin geldiği yöne doğru tüfeklerini doğrulttular ve gördükleri şey gözlerinin gördüğü son şeydi…..
Deadpool zırhı giymiş ellerinde katanalar ile karşılarında dikiliyordu……




Askerler ateş etmeye başladılar fakat zırh kurşun geçirmez olduğu için hiçbir zarar veremiyorlardı.
Deadpool katanalarını daha sıkı kavradı ve askerlerin üzerine koşmaya başladı. Kılıçları ile gelen kurşunları karşılıyordu.

Önce kılıcını ileri doğru attı ve ona en yakın askerin göğsünden içeri kılıcı soktu asker daha yere düşmeden kılıcı göğsünden çıkartıp bir arkasındaki askerin kafasının üzerinden takla atarak önce ikinci sıradaki askerin kafasını gövdesinden ayırdı kendi etrafında dönerken diğer elindeki kılıç ile üçüncü sıradaki askerin silah tutan kolunu dirseğin yukarsından ayırdı.
Tek ayağı ile duvardan destek alıp zıpladıktan sonra havada enlemesine dönerek dördüncü sıradaki iki askerin karnını yararak bağırsaklarını yere döktü.
Sonra duvarın köşesinde bekleyerek diğer askerlerin gelmesini bekledi.
Kılıçları sırtındaki yerine koydu ve tabancalarını çıkardı. Kendisine doğru gelen dört askerin ayak seslerini işitti. Bulunduğu köşeden yanlamasına uçarak tek el ateş etti ve havadayken “ MAX PAYNE BEBEĞiMMM” diye bağırdı. Mermi 4 askerinde kalp hizasından girip arkalarından çıkmıştı.




“G.TÜMDEM BAL AKIYOR YAVRUUUUMM” diye bağırdı askerler yere düşerlerken.
Koridorda son 9 asker kalmıştı ve önlerindeki 4 askerin aynı anda yere serilişlerini izlemişlerdi.
Deadpool köşeden çıkarak koşmaya aynı zamanda askerlere ateş etmeye başladı. Yedi askeri kafalarından vurarak beyinlerini kafalarının arkasından çıkardı. Mermileri bitmiş fakat 2 tane asker kalmıştı 2 elindeki tabancayı da askerlere attı. Attığı iki tabanca iki askerin kafasının tam ortasına geldi ve askerleri orada yere serdi.

Duvarın üzerinde çıkış yazılı tabelayı gördü.
Kafasının içindeki ses
“Dayan kızarmış patates biraz buradan çıkıyoruz” dedi.
Çıkarken Proje odasında bir resim gördü.
Bir adamın resmiydi bu….
Ellerinden pençeler çıkan bir adam……
X-ray görüntülerinin yanında kendi resmide vardı…..
Adamın resminin altında kırmızı bir damga ile BAŞARISIZ yazıyordu.
“KiM LAN BU ADAM” dedi içinden ve resmini aldı adamın ve odadan dışarı çıkıp çıkışa doğru ilerledi.
Çıkış kapısının önünde bekleyen iri kıyım iki tane asker vardı.
Mermiside bitmişti…..
Geriye döndü ölen askerlerin üzerinde el bombası aradı ve istediğinden çok daha fazlasını bulmuştu.
Bulduğu on tane el bombasını askerlerin botlarındaki ipliklerle birbirine bağladı.
Sonra çok önceden okuduğu bir karikatür geldi aklına ve adamların s.klerini kesti. (aaaaaaa s.kmi ne kadar ayıp ne kadar ayııııııııppp….)




işi bittikten sonra köşeye kadar ilerledi ve önce kesip birbirine bağladığı pipileri (bu biraz daha iyi) adamların üzerine attı. Atarkende “DiKKAT MALAFAT KOKTEYLi GELiYOOR” diye bağırıyordu.
Adamlar bir anda kendilerini sakındılar ve kaçtılar fakat yerde tam ortada kesilen ve birbirlerine bağlanan cinsel organları gördüler.
Deadpool kahkaha atmamak için baya çaba sarfetmişti. Adamlar etraflarına bakarlarken birbirine bağladığı el bombalarını attı bu sefer.
Bombalar oldukça fazla gürültü ile patlamıştı o kadar şiddetli bir patlama olmuştu ki yerde çatlak oluşturmuş adamların vücut parçaları duvarlara sıvanmıştı.

Çıkış kapısından dışarı çıktı Deadpool kapının önünde bir motor görmüş ve atladığı gibi oradan uzaklaşmıştı.




Kafasındaki ses “ buradan şimdilik oldukça uzağa gitmeliyiz kızarmış hamsi…..çok uzağa….kanadaya…..”

bu günlük buraya kadar arkadaşlar.

DEADPOOL KANADAYA GiDiYOR !!!

iYi OKUMALAR...

Okunuyormu arkadaşlar?

Kanadaya doğru çok uzun bir yol izlemişti Deadpool yolculuğu sırasında kafasındaki ses ile bir anlaşma bile yapmıştı.




Deadpool kırmızı zırha bayılmıştı. Hatta geceliğini bile bu zırhın üzerine giyebileceğini söylüyordu. Fakat zırhı çıkardığı anda o artık deadpool değil wade Wilson olacaktı.
Kanadaya geldiği zaman kendine dağların eteklerinde terkedilmiş bir ev buldu şehire yakın şirin bir evdi burası.




beraberinde getirdiği motoru gene şehirden birine satarak evin tadilat ve bakım işlerine harcadı.
En sonunda ev istediği gibi olmuştu uzun bir süre gözlerden uzakta kalması gerekiyordu zira halen peşinde olan kişiler olabilirdi.




Deadpool olarak şehir merkezindeki olayların arasına giriyor ve bazen nevalenin birazını kendine ayırıp gerisini teslim almalarını sağlıyordu.
Kanadanın bulunduğu yerinde ona NiNJA ÖRÜMCEK ADAM lakabı bile takılmıştı.
Genelde geceleri ortaya çıkıyor ve hırsızlık,yan kesicilik,cinayet teşebbüsünde bulunanları erkenden farkedip para karşılığında önlemeye çalışıyordu.
Bu şekilde uzun süreler ormandaki dağ evinde kaldı Deadpool.
Ta ki….
Evin yakınındaki ormandan gelen silah seslerini duyana kadar…….