gözleri tekrar etrafı seçmeye başladığında uzaklardan bir adam gördü deadpool siyahlı bir adamdı bu adamı çözmeye çalışırken gözlerinden büyükçe bir lazer çıktığını gördü.
“ o neeedi gız” dedi sessiz bir şekilde..
Kafasının sağ tarafına kalın bir dal parçası girmişti. Biraz uğraştıktan sonra dalı çıkardı ve kafasını tutarak Loganın yanına geldi “ kanka bu kim ya” dedi




Logan gözünü adamdan ayırmadan bilmiyorum dedi. Adamın simsiyah bir üstü kemerinin ortasında bir “X” işareti vardı ve gözlerinin olması gereken yerde çizgi şeklinde garip bir gözlük vardı. Hareketsiz bir biçimde sabit duruyordu karşılarında.
Logan kimmiş bu bakalım diyerek adamın üstüne yürürken tepelerinde bir saldırı helikopteri belirdi.




Silahlar doğrudan logan’ın üzerindeydi “wolverine işi zorlaştırma derhal teslim ol” çağrısı geldi helikopterden.
Şimdi icabına bakarım diye tabancasını çıkarıp tam pilotun kafasına gelecek şekilde ateş etti deadpool fakat mermi kurşun geçirmez kokpit camından sekti.
Has.ktir dedi ince bir sesle deadpool. Helikopterden bir mekanik sesi gelmeye başladı akabinde üzerlerine mermi yağmaya başladı.
Deadpool mermilerden kaçmaya başlamışlardı fakat kısa bir süre sonra helikopter büyük bir gürültüyle infilak etti.




Saklandıkları büyük kayanın arkasından baktıklarında helikopter enkazının biraz ilersinde duruyordu. Eli gözlüğünin yanında duruyordu gözlerindeki lens kırmızı bir şekilde parlarken kızıllık yerini siyahlığa bırakmıştı.
Kayanın arkasından çıktıklarında adam Logan’a bakıp….
LOGAN SEN iYiMiSiN dedi…..

Aşağı yukarı 7 saatlik bir yolculuktan sonra çölün ortasında bir yere geldiler.
“eee” dedi “new yorktan 7 saatlik yolculuğu kumdan kale yapmak içinmi geldik ?”
Askerler espriden anlamamış bir şekilde aynı anda dönüp wade’e baktılar.
Şoför olan asker telsize “geldik” dedi.
Yer aşağıya doğru açılmaya başladı ve karanlığın içinde yolu aydınlatan sıra ışıklar yanmaya başladı.




Oldukça uzun bir yol önlerinde uzanıyordu.
“ hadi canım” dedi wade içinden.
Geldikleri yer full teknolojik heryerden ışıkların çıktığı , her köşeden bilim adamı tipli önlüklü adamların olduğu, askerlerin kol gezdiği bir yerdi.
“burası neresi “ diye sordu wade.
“burası” dedi şoförün yanındaki asker “ hükümetin çok gizli projelerinin yürütüldüğü askeri bir tesis….burada askeri teknolojiler geliştirilip hizmete sunulur…..ve siz Teğmen Wilson şu an askeri bir projesiniz.”

O üstünü giymeye devam ederken odaya hastanede ziyaretine gelen rütbeli asker geldi.
“ wade “ dedi “ görüyorum toparlanmışsın.
“evet efendim “ diyerek cevap verdi wade “artık göreve hazırım”
“fakat göreve çıkman için izin verilmedi……üzgünüm”
Wade elindeki gömleği yatağının üzerine bıraktı “ nasıl…..anlamadım….ne dediniz”
(işte bu sahneyi hatırlıyorum ben………yıkıldığım yer)
“ pentagondan kesin emir geldi…..seni şimdilik savaştan uzak tutmalıyız….pgibolojik olarak kendini topalaman gerekicek….ikinci bir emire kadar afganistandaki görevin askıya alındı evlat…..üzgünüm…..”

Askeri araştırma tesisinin içi ölü bilim adamları ve askerler ile doluydu……
Hoparlörde sürekli “ Nükleer Füze Atış işlemi iptal Edildi” Anonsu duyuluyordu….
Sirenler çalıyor ve kırmızı ışıklar sürekli yanıp sönüyordu….
Ortalık kan gölü halindeydi….
Bağırsaklar….
Kollar…
Bacaklar…..
Kafalar…..
Duvarlarda mermi izleri…..
Ve…
Bütün bu cehennemin ortasında elinde kılıçları ile ayakta duran tek bir adam….
DEADPOOL….




Cyclops,Deadpool’un üzerine kapatıp kilitlediği büyük titanyum kapıyı gözlerinden çıkan ışınla yok ettiğinde ortalığın halini gördü ve




“ Wade Gitmeliyiz Buradan” dedi. “Black Bird Dışarıda Bekliyor”
Deadpool aşağıya doğru eğilmiş başını hiç hareket ettirmeden “ Peki “ dedi…..” Gidelim Buradan Artık”

Logan deadpool’un sırtını yasladığı ağacın 2 ağaç ilerisindeydi ve ağaca çıkmıştı. “Tam yerini bulmuşsun birader” dedi bağırarak. Yukarıda olan başını aşağıya indirdi ve bir yere odaklandı logana bakarak bir takım işaretler yapmaya başladı. Logan Deadpool’un yaptığı hareketlerden hiçbirşey anlamamıştı. Deadpool içinden allahım tam bir liseli ya dedi. Yeniden ağaçtaki logana bakıp ileriyi gösteri elleriyle on sayısını göstermeye başladı bunu 5 – 6 kere tekrarladı logan arkasına bakınca anlamıştı en az 20 kişilik bir grup onlara doğru geliyordu. Logan ağacın tepesindeydi onu farkedemezlerdi ama Deadpool aşağıdaydı ve farkedilebilirdi.Deadpool’a doğru döndü deadpool tekrar parmaklarıyla 1 2 3 yapıp yumrukarını birbirine vurdu.
Yani 3 e kadar sayıcam sen tepelerinden aşağıya in bende aşağıdan işlerini bitirelim anldıbına geliyordu. (anlatana kadar g.tüm çıktı amk) 20 kişilik grup tam loganın altındayken wade ağacın arkasından çıktı elleri yukarıdaydı.
Size deadpool dan bir uzmanlık sorusu dedi.askerler silahların kurma kollarını çekerek deadpool’a doğru tutmaya başladılar….




Bembeyaz üniformalı askerler….

gözlerinde yukarıya doğru kalkık gece görüş düzenekleri…..
uzunca bir süre burada kalacakları belliydi yani…..
askerler doğruca deadpool’a doğru bakıyordu…

---
- O iş öyle olmadı işte
- Nasıl oldu sen söyledin ben yazıyorum işte
- Orayı şöyle değiştir o zaman…..wade eve geldiğinde may halanın yaptığı yemeğin kokusuyla yere yığıldı.
- Nası yani kokuyu aldın ve yere yığıldın öylemi
- Evet
- Ne yapmıştı peki
- Ne biliyim mnskym b.k gibi kokuyodu
- Ayıp, ayıp kadın size yemek yapmış.. böyle mi denir.
- Ne her s.kimse işte
---

Kadının üzerinden kalkarken “ konuş “ dedi
Kılıcını çıkardı ve “ yoksa parçalarını bulamayacakları şekilde küp küp doğrarım senin”
Kadın kılıcı görünce gözleri büyüdü
Yatağında doğrulup konuşmaya başladı……
Gözleri boşluğa bakıyordu….
Karanlığa…..
“Teğmen maskenizi çıkartırmısınız yüzünüze bakmak istiyorum….günahlarımla yüzleşmenin vakti geldi”
Wade kadının dediğini yaptı ve maskesini çıkarttı
Öncelikle dedi kadın şunu bilmeni isterim Teğmen size bu yapılanları asla kişisel olarak algılamamanız gerekir.

Kapıyı arkasından kilitledi. Ve şifre okuyucu bölümü tahrip etti bu ona biraz daha zaman kazandırırdı. Vücudunda bir sürü kurşun vardı….
Kafasındaki ses
“ B.KU YEMiŞ GiBi GÖZÜKÜYOSUN……ŞiMDi iCABINA BAKARIM” dedi.
Deadpool ıkınır gibi yaptı. Vücudunun içindeki mermiler G.tünden birer birer çıkmıştı.
“Ahhhh…..evet bu iyi geldi” dedi son bir kez osurduğu zaman bir mermi daha yere düşmüştü.
Vücudu tamamen iyileşmişti….
“bir bakalım neler varmış burada” dedi…




Silahlar…..
Bir sürü silah….
Her türden ve her ihtiyaç için silahlar…..




Ama hiçbiri ona hitap etmiyordu…
Hemen yanındaki kapıda yazan yazı dikkatini çekti.

Adam bunu söylediği zaman etraftaki ışıklar açılmaya başlamıştı .ışıklar açıldıkça etraftaki beyaz önlüklü adamların sayısı çoğalmıştı. Heryerde askerler ve önlüklüler vardı. Deadpool etrafa bakarken bir üst katta sanki birileri hızlıca geçmiş gibi geldi.
“ burası benim evim değil” dedi deadpool “benim evim bu kadar düzenli değil” ve katanlarını çıkartarak olduğu yerde iki tam tur atarak kendi etrafında bulunan askerlerin kafalarını yere yuvarladı.




Biraz daha ilerde kendine doğru ilerleyen askerlerden birine kılıcını fırlattı diğerinin altından kayarak arkasına geçti ve “ şimdi mortal kombattaki fatalıty neymiş görüceksin” diyerek adamın t.şşaklarına sert bir tekme geçirdi.

Savurduğu kılıç askerin tam göğsüne geçmişti yanından geçerken kılıcını aldı ve yerine koydu. Tabancalarını çıkartıp önündeki askerin üzerine tırmandı.




Askerle beraber yere düştü ayağa kalkıp silahını ateşlemeye başladı




her attığı kurşun bir askerin kafasından girip arkasından çıkıyordu.




“ VE ELViS BiNAYI TERKEDER” diye bağırdı.
Mermileri bitmişti kılıçlarını tekrar çıkarttı ve mücadeleye o şekilde devam etti.
Fakat etrafında çok fazla asker vardı ve sürekli olarak ateş ediyorlardı.
Deadpool köşeye sıkışmış etrafı asker dolmaya başlamıştı.
Yukardaki hoparlörden “ teğmen artık mücadele etmenin faydası yok teslim ol ve bize katıl” diye bir ses geldi bu o doktorun sesiydi. Kaçmış olmalıydı.
“ bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla” dedi deadpool yüksek sesle.
“ pekala o zaman teğmen sende her başarısız deney gibi yok edileceksin o zaman” dedi doktor hoparlörden.
Askerler silahlarını kurma kollarını çekip ateş etmeye hazırlandılar
“ demek buraya kadarmış……umarım yatağın altındaki dergileri bulmazlar…..elveda dünya……elveda inci sözlük…..elveda stoya……elveda kate upton…..elv…….”




Deadpool ota b.ka elveda derken tam önündeki askerin göğsünden üç tane metal bıçak çıkmıştı…..

- Hoşgeldiniz bay Wilson benim adım Doktor Walters sizi önemli bir konuyu görüşmek için çağırdık
- Neymiş o önemli olan şey doktor. Umarım büyük bir migren atağı geçirmiyorumdur eğer öyle ise çok sinirlenicem çünkü
- Sizden aldığımız kan örneklerinde normal olmayan durumlar ile karşılaştık bay wade
- Ne gibi kan yeşil mi çıktı
- KANSER OLDUĞUNUZU DÜŞÜNÜYORUZ BAY WADE…..TABiKi EN SON KARARI SiZi TEKRAR BiR KONTROLDEN GEÇiRDiKTEN SONRA SÖYLEYECEĞiM FAKAT ŞiMDiLiK DURUM BU….
- Doktor anlamadım az önce siz kansermi dediniz
- Evet bay wade kanser olduğunuz kanısındayım….lütfen beni takip edin…

Rezerve

Blackbird’e geldiğinde herkes olanları telsizden duymuşlardı…..
Deadpool araca binip direk koltuğa oturdu…
Araç havalanmaya başladığı zaman camdan dışarısını izliyordu..
Cyclops “ yetişmemiz gereken bir füze var” dedi arkasına bakarak….
ARiZONADAKi FÜZE RAMPASINA DOĞRU iLERLiYORLARDI….

Wade Wilson o gün tamamen doktorun yaptığı kontroller dolayısı ile hastanede kaldı ve geceyide hastanede geçirmesi gerekiyordu.
Ertesi gün doktor Wade’in yanına geldiğinde elinde bir dosya içinde bir çok kağıt vardı. Bir sandalye çekerek yanına oturdu ve….
- Bay Wilson size bunu söylemeyi hiç istemezdim ama bulgular bizi doğrular nitelikte ne yazık ki……kanser akciğerinizde, prostatınızda ve…..
- Ve ney doktor
- Ve beyninizde……ilk defa böyle bir şey ile karşılaşıyorum bay wade….üzgünüm…..Size tavsiyem ailenizin veya sevdiklerinizin yanından ayrılmamanız yönünde……çok üzgünüm….

arkadaşlar bu günlük bu kadar yarın devam edicez

OKUDUĞUNUZ iÇiN TEŞEKKÜR EDERiM

iYi OKUMALAR...

Wade gözlerini açtığında ilk hissettiği çok fazla acı idi. o kadar fazla acıyordu ki nefes aldığında bile acıyordu.
Kafasını acıya rağmen etrafa çevirdiği zaman tek başına olmadığını gördü sıra sıra yan yana onlarca kişi vardı.
Beş dakika sonra yanına ameliyat masasındaki kadın geldi üzerinde değişik bir tür önlük vardı.
Üzeri kan ile kaplıydı.
“ hastamız bugün nasıllar “ dedi ve yan tarafındaki vanayı açmaya başladı kadın vanayı açtıkça wade’in vücudundaki acı daha fazlalaşıyordu.
“ ne yaptınız bana “ dedi wade acılar içinde….
“tedavi” diyerek cevap verdi kadın “seni tedavi ettik….kaç gündür bu haldesin biliyor musun ?... bir buçuk haftadır bu şekildesin teğmen….vücudundan kanser tamamen temizlendi….ciğerlerin….prostatın….beynin…eğer beyninde seninle konuşan bir adam varsa bu beynindeki kanserden dolayı teğmen…..tabi bunları babanın hayrına yapmadık teğmen bazı şeyleri gözden çıkarman gerektiğini de aklından çıkarma…..uyandığına göre artık çalışmalara başlamanın vakti gelmiş demektir.”
Bir saat sonra iri kıyım iki asker wade’in yanına geldiler ve onu alıp zifiri karanlığın olduğu bir odaya zütürdüler.

Üzerinde hiçbir şey yoktu.
Odanın tepesinde tek bir ışık yandı sadece ortayı aydınlatan ışık diğer tarafları aydınlatamıyordu. Odan ın tavanından aşağıya bir tane sopa düştü ve hoparlörden “çubuğu al wade” emri geldi wade odanın ortasındaki çubuğu aldı.
Odanın neresinden geldiğini bilmediği bir kapı açılma sesi geldi.
Odaya elinde aynı wade’in elinde olan çubuktan olan bir adam girdi. Adam wade’in karşısına geldiği gibi olan hızı ile vurmaya başladı önce kendini sakınan wade adamın sert vuruşlarına rağmen canının acımadığını hissettiği zaman ayağa kalktı ve onunla mücadele etmeye başladı fakat adam çok profesyoneldi ve wade ilk defa eline böyle bir silah alıyordu.
Adam wade’i çok fena benzetti vücudunda hiçbir morluk veya deforme belirtisi yoktu buna karşın çok fazla yorulmuştu.
ilk günler bu şekilde devam etti.
Karşılaştığı hiçbir yerde ayna olmaması veya kendini görebilecek hiçbir şeyin olmaması dikkatini çekmeye başlamıştı.
ilk günler sopa ile aldığı eğitim sonraki günlerde devam etti….
Ta ki..
Bir gün aynı odada yukardan iki tane katana düşene kadar….

“ Los Angelestaki olayları hatırladınız mı ?... Frank Castle adındaki eski bir askerin karıştığı olaylar….. (bkz: fate of the punisher)




halk onu Punisher adıyla tanırdı ama aslında ailesi gözleri önünde öldürülmüş eski bir askerdi. Onun gibi başarılı bir askerden 50 tane olsa ne olurdu biliyormusun ?... Irak,Afganistan….belki Somali ve hatta dünyann herhangi bir yerinde hak iddia
edebilirdik…..teğmen amerikanın durumu son yıllarda son derece kötü biliyorsun artık




YENiLMEZLER bile durumu kontrol altına alamıyorlar……Lokinin Dünyamıza yaptığı saldırıdan sonra dünyanın bize güveni iyice azaldı……Thor olmasaydı zaten çoktan teslim olmuştuk….şimdi henüz yeni bir saldırı yok ama bu seferde bizim acizliğimizi gören diğer ülkeler askerli varlığımızın olduğu yerlerde bizi tehdit etmeye başladılar.




Iron Man ve War Machine bizi ne zamana kadar koruyabilir Teğmen….sizi koruyabilmişlermiydi ? yada diğer askerlerden herhangi birini ?... çok ayrı bir konu olarak amerikanın artık yeni kaynaklara duyduğu ihtiyaçta öteki yandan bizi zorlayan bir faktör……. petrol rezervlerimiz bitti ve araplar artık bize petrol satmıyorlar…..hükümetin askeri kanadı onlar vermezse zorla alırız diye bir strateji yürütmeye başladı ve inan bana hiç kolay olmayan bir yol bu……

/Kitap ayracı /

Profesör’e bildiği her şeyi anlattı deadpool.
Küçük bir araştırmadan sonra wade’in yanına gelen askerin bilgilerine ulaşabildiler.
Resimlerini gördüğü zaman onaylamıştı wade Wilson yanına gelen rütbeli askeri.
Askerin resminin altında ALBAY WiLLiAM STRYKER yazıyordu.
Deadpool şaşırmıştı bu isim hiç yabancı gelmiyordu çünkü….
“ adam her yerde karşımıza çıkıyor” dedi profesör.
Beareberinde bir kadının daha resmi çıkmıştı wade kadını ilk görüşte tanıdı.
“ bana tedaviyi uygulayan kadın bu idi “ dedi wade Wilson
Adresinin altında : florida yazılıydı..
“Ben gidiyorum” dedi deadpool
“Hayır” dedi profesör sen artık bir X-MEN sin




YALNIZ GiTMEYECEKSiN….
O sırada kapıdan içeri CYLOPS,STORM,JEAN GREY,COLOSSUS VE ICEMAN girdi.
“Logan eğer burada olsaydı eminim yanında olurdu” dedi profesör.