üst edit:ben yokken başlığımı koruyup kollayan pampalarımı buyur eden hatunum başlık fotom nerde amk

9. sınıfın yazında 3 arkadaş bi akrabamın odunculuk işi yaparken kullandığı uzun zamandır boş duran evde 2 ay boyunca medeniyet denen bu hayattan neredeyse soyut yaşadık eğer ilgi olursa başımıza gelenleri abartı olmadan anlatacağım

bu karar sene içinde aklımıza gelmişti yazın başlarında artık emindik kendi kişisel gelişimimiz için bu şarttı sonuçta zayıf ve fen liseliydik zekiydik ancak erkek olduğumuz pek söylenemezdi ve hepimizin bildiği bi şey vardı hayatta anasının kuzusu olanı babası bile giberdi

önce kuralları belirledik kimse kimsenin çabasından yararlanmamalıydı aramızda ticaret anlaşması yaptık gittiğimizde birbirimiz için yaptıklarımızın bi fiyatı olucaktı

rezlere göre devam edicem

edit:çuguluyanlar tek daşaklı olan pampalarım

Önce bizi anlatayım normalden daha iyi varlıklı aikelere mensup küçük bi ilde yaşayan 3 yakın arkadaş isimlerimizi değiştiricem çünkü üçümüzünde ismi oek sık kullanılmıyo haliyle tanıyan falan çıkabilir

Ben emre grubun pratik çekası bi diğerimiz burak laf cambazı ve yavşak sevgili yapacak özgüvenimiz yoktu ancak sürekli sanaldan meme açtıran bi bin üçüncümüz ozan sessiz sakin biri oldukça soğuk kanlı ama abartmıyorum zütü gibilcek olsa yalan söylemez kimseyi satmaz

1.60 dan biraz uzun ve 50 55 kilo arasıydık üçümüzde ozan sarışın burakla ben kumral üçümüzde de bi tüy zerresi bike yoktu daha

ilk iş aileleri ikna etmekti çok kararlıydık zor oldu ama başardık önümüzde bir hafta vardı ozanın babası bizi bi kamyonetle oraya bırakacaktı kamyonet bizde kalacaktı herkesten söz almıştık kesinlikle gelmiyecekler bizi kontrol etmiyceklerdi

Üç kutu aldık bi beyaz eşya dükkanından herbirimiz için o kadar eşya getirme hakkımız vardı sadece kitaplar ortak olucaktı vede 3 tüp alıcaktık herkes alışverişini yapmaya başladı çok heycanlıydık ve herkes detaylı düşünmeliydi diğerlerinin unuttuğu bişeyi almak dönüşte zengin edebilirdi

edit:rez leyin beyler araya başkları girmeyince yazası gelmiyo insanın

Kitaplar kişi başı 250 tutmuştu
Ortak olan malzemeler 150
Kendime bi alışveriş listesi yaptım
-büyükçe bi rambo bıçağı ve 2 muşta(av)
-bir çok türden tohum
-jilet sonuçta (etek6)
-dürbün
-dikiş için ip iğne(annemden kurs aldım)
-gece lambası(benzinli)
-5 tüp çakmaz gazı bi kaç çakmak
-diş fırçaları macunlar falan
-pusula
Ve daha bir sürü şey tam hatırlamıyorum listeyi ancak 600 tl kadar tuttu diyebilirim aklınıza gelicek diğer şeyler ilkyardım malzemeleri falan ortaktı ve artık yolculuk zamanı gelmişti

Eve gelmiştik tam anlamıyla bi harabeyde diyebilirim herkes kutularını alıp bi oda seçti ancak ilk günlerde beraber kalıcaktık dağ evi olduğu için ilk önceliğimiz ısınmaktı önceden kalma fazlasıyla odun ve çıra vardı işe koyulduk evi adam etmeye çalışıyoduk 3 saat kadar uğraştıktan sonra salon bişeye benzemiş ti ve yanan bi sobamız vardı ilk günlerde besin kaynağı sorunu olacağını bildiğimiz için pilav bulgur vs almıştık yapıp yedik hava erkenden kararmıştı saat 7 bike değildi daha ama çok yorulmuştuk ve uyumaya karar verdik ilk günü bu şekilde kapattık

Okuduğunu belli eden pampalarıma teşekkürler mümkün mertebe yarım bırakmamak niyetim

Ertesi gün erkenden kalktık saat 5 de kahvaltıdan sonra keşfe çıktık etrafta hiç bi yerleşim yoktu 10 km uzaklıkta bi köy vardı o kadar tamamen ormanlık bi alan ve yabani hayvanlar işimizin çok zor olacağı belliydi zaten bu yüzden burdaydık 3 saatlik keşiften geri döndüğümüzde burak sobayı yaktı bizse bahçeye giriştik çiti güçlendirip otları falan temizleneye başladık bu şekilde yine akşam ettik ve yattık

partları biraz uzatıcam bundan sonra bu gece hızlı gidelim diyorum ne dersiniz

3. Gün artık hazır besinlerimizin sonuna yaklaşmıştık dağlık alan olduğu için çok fazla böğürtlen vardı etrafta bi kaç da meyve ağacı toplayabildiğimiz kadar topladık eve geldik ilk toplantımızı yapıp öncelik listesi çıkardık depoda ki su çok sağlıklı görünmüyordu ve oldukçada azalmıştı buna bi çağre bulmalıydık tekrardan keşfe çıktık y şeklinde ki sopa taktiğiyle su kaynağı arıyoduk 2 saat sonunda elimiz boş geri döndük bu gün bu bilginin deli saçması olduğunu öğrenmiş olmamız ve evin biraz daha adam olması dışında bi artımız yoktu havada kararmıştı yatıp uyuduk

5. Gün evin 400 metra yukarısında bi su kaynağı bulmuştuk bu artık tohumlarımın ortaya çıkma vakti demekti zaten 5 er kilo kadar zayıflamıştık yüzümüzden belli oluyodu ozan tak var geldik demeye başlamış ama geri dönüşümüzün olmıycağını bunun bizim için bi gurur meselesi olduğunu ve kaybetme lüksümüz olmayan bi savaş olduğunu biliyodu o yüzden burakla ikisini ava gönderdim bense su getircektim iki üç sefer gitgelden sonra bunun böyle devam edemiyeceğini anlamıştım ancak bi süre idare etmeliydik akşam elleri boş döndüler bense yukarı taraflarda bi kaç tavşan gördüğümü söyledim yarın ki amacımız belli olmuştu

Bundan sonra partları uzatıcam demiştim pampalar kusra bakmayın yıllar sürer yoksa

Sabah birşey yemeden ava çıktık ve dediğim alanı incelemeye başladık ama beraber dikkat çekiyoduk başarmamız mümkün gözükmüyodu ki burak ilk ticari atılımj yaptı telsiz getirmişti 3 adet bu bize 100 er tlye patlamıştı ancak kabul etmek zorundaydık telsizleri ayarlayıp dağıldık yarım saat sonra yuvayı ve tavşanı bulmuştum telsizden haber verdim tarif etmesi zor olmadı ve geldiler artık gerisi bize kalmıştı ozan bunu ben yapıcam dedi ve bi çukur kazdı çok derin değildi aslında ancak yeterli zamanı kazandırabilirdi biraz çalı çırpı koyup üstüne ot koyduk göze imkansız gözüküyodu ancak şans bizden yanaydı tavşan geldi ve otları koklamaya başladı ani bi kararla ozan tavşana büyükçe bi taş attı resmen hayvanlaşmış ilkel bi mağara addıbına dönmüştü ancak başarmıştı tavşan çukurda üzerinde de irice bi taş ilk avımız başarılı bizse çok mutlu ve motive olmuş bi halde eve döndük

4 saat sonra geldiler yemek hazırdı oturup bi tavşanı bi çırpıda yedik ve bende onlarla gidip hava kararana kadar suyu getirmeyi başardık yattık uyuduk ertesi gün yine ava çıkmayı düşünüyolardı ben gelmicem dedim sorun yapmadılar avcılık işini ozan resmen vazife bilmişti ancak burak akıllısı telsizi o gün kapatmamış şarjı yoktu ben geri satmak için 150 dedim ama ozanın başka bi teklifi vardı güneş enerjili şarj aleti getirmiş manyak bide şu tetris gini el playstationu varya ondan ama çıkarmaya fırsatı bile olmamış şarj başı 10 tlye anlaşma yapıldı benim telsizi verdim çaresizce burağın ki şarja takıldı ve gittiler benim planımsa hazırdı bahçeyi ekecektim önce 3 te 1 ini çapaladım soğan tarlamız falan olsuğundan az çok biliyodum 5 e gölüp domates patates biber hıyar ve karpuz ektim inanılmaz severim o yazı karpuzsuz geçiremezdim

Geri geldiklerinde hepimizin azı açık kalmıştı ben onların horoz tarzı siyah bi kuş yakalamalarına şaşırmış onlarda bahçenin haline önce ben davrandım lan bu ne millettin bağına bahçesine mi dadandınız yok olum baya yabani bişi bu dediler zaten yakın yerleşke yok diye fazla bişey demedim bi dahada bulamadık ondan neyse onlar bahçenin halini sorunca yerleşik hayata geçtik beyler artık manavınız var dedim 200 erden ortak oldular bahçeye ve kesim işi yine bendeydi ama boş oturtmıycaktım çünkü su sürekli akıyo ve bu bi sorundu kazma küreği verdim ellerine kazın dedim o beyaz plastik su deposunu yere gömücez su oraya akıcak bundan sonra diye bi saate yemek pişmeye başladı bende yardıma giriştim akşam yemeye su işi hallolmuş yemekler yenmiş bi şekildeydi ve ikinci toplantımızı yaptık

Artık odalar ayrılcak ve herkes bireysele dönücekti kendi survivorumuzu yaşıyoduk diyebilirim bu herkes kendi avını yapıcak demekti ertesi sabah odalarımıza giriştik çok sürmedi ve artık bütün evi adam etmiştik artık ödül zamanıydı sorayla banyo yapıcaktık geldik geleli ne diş fırçalamıştık be banyo günleri saymayı bırakmıştık zaten çeltik hesabı yapıyodu herkes kendi odasında neyse sular kaynatıldı çöpker çekildi ilk ben yapıcaktım girdim yeni girdiğim ergenliğin etkileriyle bi posta attım ve bişi farketim bu yaz bi dişi bile görmeden bu ergebliğe girişi nasıl atlatıcaktık çok kafa yormadım o an ve sıramı savdım bu arada pilav falan kalmamıştı ama o gün ödül günüydü kutumu odaya dizdikten sonra aldığım çikolata bisküvi ve benzeri şeyleri çıkardım onlarda almışlar beraberce yedik akşama kadar muhabbet ettik gece biraz kitap okuyup günlüğüne başladım "dağ evi tecrübemiz"

edit:bundan sonra ki olahlar silsilesini seri atıcam çok sıradışı ama etkileyici olduğunu düşünüyorum

Beyler bu part hikayeden bağımsız size ilk ve son kez dile getiricem bunu bidaha getirirsem şukuları çugu yapın devamımı demiyorum anladınız siz

edit:yattınız mı lan çok heycanlı bi yerdeydik lan

Ertesi sabah burağın sesiyke uyandım noluyoz dıbına koyum diye bağırıyodu salonun camından bakarak koşarcasına gittik yanına ve bahçede bi ayı vardı resmen kanımız donmuş ne tak yiycek diyoduk ozan öldürelim dıbına koyum dedi ama mümkünatı yoktu tek hamlede 3 ümüzde ebediyete kavuşursuk bizi koca ayı çok rahat giberdi bile bi saat kadar bekledik gitmeye niyeti yoktu tarla tarafıma yaklaşmaya başlayınca artık bişiler yapmanın vakti gelmişti ve bi planım vardı ya o ya biz

Sırf binlik olsun diye bu partı burda kesiyorum ehuehuehu

Arka camdan atladım elimde telsizve rambo bıçağımla koşmaya başladım iyce ileri 6 7 metre kadar bi uçurumun oraya geldim kayarak aşağı indim bıçağı yukarı bakar şekilde gömdüm uçurumun orta kısmına doğru o adrenalinle insan neler yapabilir aklınız şaşar neyse ağaca çıktım en ufak bi hatam ölüm demekti burak sürekli lan gerizekalı yaşıyon mu diye telsizden kontrol ediyodu ama artık zaman gelmişti avazım çıktığı kadar kükremeye ayının dikkatini çekmeye çalışıyo telsizdende soruyodum ne yaptı diye ki başarmıştım benim tarafıma doğru yavaş yavaş gelmeye başlamıştı bildiğim üç duayı o kadar çok okudum ki anlatamam karşımdaydı aynı seviyede sayılırdık ben ağaçta o ise bıçağın hizasında tepede dalın uç kısmına yaklaşıp kendimi belli ettim ve anasına sövmeye başladım kızdırmalıydım aklıma başka bişey gelmiyodu önce kükredi altıma sıçmıştım zaten yarım saat öncesinden aldırış etmedim zütümün durumun derken kayarak inmeye başladı ve 250 yi geçmiş nabzımla mutluluktan ölmek üzereydim bıçak karnını yarmış ayı acıdan bağırıyodu ancak bi terslik vardı

Kafamın gibik olduğu şu zamanda ilaç gibi geldiniz pampalar eyvallah

edit:yazım hatası yapıyorum pampalar kusra bakmayın az çok düzelttim

Bana doğru gelmeye devam ediyordu inanın gözlerinde beni gibmeden durmayacağını gördüm telsizi ağzıma getirip hakkınızı helal edin dedim ikisi birden saçmalama lan diye bağırıyolardı ancak telsizi elimden düşürmüştüm bile resmen zaman durmuştu ağacın altına kadar gelmişti ve tırmanmayı deniyodu heryer kansı diyebilirim dala yattım ayının yüzüne bakar bi şekilde bwkliyosum ölümü biraz çıktı ama daha yolu vardı yerede oldukça yakındı zaten bi pençe daha yukarı atınca bağırdım ayuuuu sen bilin ama ben ettim sen etme diye ağlamak o ana kadar resmen aklıma gelmemişti ki artık yumurtanın dayanmasıyla hüngür hüngür ağlıyodum ki bizimkilerin sesi aha gibtik ananı diye bağırarak iki yanından bıçakladılar koca ayıyı koca yürekli kardeşlerim ve geri kaçtılar ağaçtan düşen ayı 20 dakika sürmüştür heralde ama bana bi ömür sonra yığıldı kaldı ağaçtan insim bıçakları üç buçuk ata ata aldık ve eve gittik amcamın o bölgede ayı kurt falan yok demesinin tek güvenlik önlemi olması çok pahalıya patlayabilirdi

Peş peşe atmak istiyorum ancak araya giren olmayınca atası gelmiyo insanın saolasın sysg

O gün kendimizle ne kadar gurur duyup ne kadar bağlandık anlatamam kardeşlerimle puştlar bi ara bize 1000 er burçlusun deselerde olay tatlıya bağlandı ancak hala ayuu sen bilun ben ettum sen etme lafımla benimle dalga geçerler çok konuyu dağıtmadan ertesi gün ayının yanına gittik hiç kıpırdamamıştı ve hiç bi hayvan yememişti neden geldiğimizi soruyolardı ve göstermek aklımda ki ilk şeydi savaş ganimeti ayının kafasını kestim tavşan kesemeyen benim artık duvarımda bi ayı kafası var demeyi çok isterdim ama o koku ve dondurucumuz falan da olmadığı için bahçeye bi kazığa geçirdim ve rutinimize devam ettik ne rutin ama

edit: detay olarak 3 saatte falan anca gömdük amk ayısını

Fizik olarak resmen çağ atlamıştık boyumuzun uzadığı su zütürmez bi gerçekti tavana çok daha yakındık bi süre bunun muhabbetini yaptıktan sonra çevrede en bol olan besin kaynağınjn zamanı geldi diye düşünmeye başladık bu bireysellik bi durum değildi çünkü geyik avlıycaktık ama benim için asıl sorum muhafaza edicek bi yerimiz yoktu evet dağ oldukça soğuktu ama et sonuçta burak önce avlıyalım sonra bakarız çaresine diyince yola koyulduk yolda lan acaba yukarı çıkıp kara mı gömsek dedim hoh dıbuğa çektiler haklılardı da yaz olduğundan kar için yukarı çıkmak gibi bi şansımız yoktu çok uzatmıycam o gün av kısmını ancak o geyiği avlarken ozan kolunu kırdı bu hiç hesapta yoktu bi sopayla kolunu sabitledik çok moralimiz bozulmuş dönmeyi düşünmeye başlamıştık gün doğa hayrola diyip o gece salonda beraber yattık

Bi part daha yazıyorum yavaştan müsade istiyorum pampalarım

Ertesi sabah kahvaltı yapıp beyin fırtınası yapmaya başladık ve aklıma köy geldi illa bize biri yardım etmeliydi yanımıza büyükçe çuvallar ve erzak alıp yola koyulduk 4 saatten fazla sürmüştür heralde köye vardık bizi ilk gören çocuklar oldu zaten fazla bi hane yoktu birini çağırıp babasının yanına zütürmesini istedik zütürdüde tanıştık sıttık amcayla evine aldı bizi emine emeyi çağırdı gençken babası çıkıkçıymış ozan dönüp dönüp ebemi gibecek kaçalım amk diyordu hiç böyle düşünmemiştik ancak hala duacısıyızdır hiç sorunsuz halletti zaten çatlakmış sardı o gece bizi sıttık amca misafir etti beyler annenizin kıymetini bilin o ev yemekleri varya onlar bize lütuf lütuf hayatımın en güzel uykusuydu diyebilirim o tokluk hissi ve rahat döşek

Yarın devam edicem pampalar hepinizin eline gözüne yüreğine sağlık hadin iyi geceler

Sabah ev ahalinden erken kalktık ama odadan çıkmadık onları bekledik çok sürmeden kalktılar kahvaltı yaptık ama ne kahvaltı o tereyağları reçeller anlatılmaz ve haftalar sonra çay keyfi bu benim için çok güzel haberdi bizimkilerin çay isteğini paraya çeviricektim neyse öğle vaktine kadar burakla ağır işlere yardım ettik yok mok dediler ama büyük hakları geçmişti üstümüze ahırdayken içeri tek daşak hasan diye bi amca ve kızı girdi demek misafirler sizsiniz dedi bi süre muhabbet ettik ama kızını gözlerimle gibiyordum ahh o azgınlık resmen bıyıkları vardı ama büyükçe zütü göğüsü bıyık kısmını es geçtiriyodu öğlen yemeğinden sonra musade istedik bize oldukça fazla reçel tereyağı ekmek falan verdiler sağolsunlar yüklendik yola koyulduk

Bişiler atıştırıyodum dayanamadım bi part daha yazdım amk