@93 orta çağ monarşisinde burjuva sınıfı yoktu. yada küçük burjuva denilen bakkallar esnaflar tüccarlar vardı. onun dışındaki sınıf bürokrat veya köylüydü. devletlerde sınıf yoktu. insanlar hürriyet ve özgürlüğü zaten bilmiyordu. sadece ekmek derdindeydiler. niye özgürleştirip köleleştirdi sorusuna gelince, köylü sınıfı sömürmenin bi yolu yoktu. sınıflar olmadığı için de bi tez-anti tez ortamı yoktu. ülke savaşları vardı. ülkelerde hazinelerini vergi ve savaş ganimetlerinden topluyordu. sanayinin gelişmesiyle burjuva sınıfı güçlendi. kendine emek aramaya başladı. köylüler işçi sınıfını oluşturdu. böylece ilk tez - anti tez ortaya çıktı. kapital üretimin gelişmesiyle pazar ihtiyacı doğdu. burjuvanın kendi varlığını sürdürebilmesi için ürettiği malları satın alabilecek gücü olan bi tüketici sınıfının olması şarttı. bundan önce böyle bi sınıf yoktu. daha doğrusu işçiler olabildiğince sömürülüyor ve toplum sadece bu sınıftan oluşuyordu. bu da üretilen malların birikmesine ve ekonomik krizlere neden oldu. bundan sonra anlaşıldı ki işçi sınıfının şartlarını iyileştirip mallarını alması ve bundan da önemlisi eğitime önem verilip hizmet sınıfı yani orta sınıf oluşturuldu. orta sınıf burjuvanın ürettiği malları satın alabilecekti. burjuva aradığı serbest piyasaya kavuşmuştu. ama serbest ve rekabetçi piyasaya dayanan böyle bi ekonomik sistemin aynı zamanda serbest rekabetçi siyasete dayanan liberal ve demokratik rejimlere ihtiyacı vardı. çünkü burjuva bu rejimleri finanse edip kendi çıkarlarını koruyabilirdi. böylece burjuva sınıfı kendi oluşturduğu sistemi daha kemikleşmeden yenisiyle değiştirebilirdi. liberal hükümetleri finanse eden burjuva, her alanda kamu teşebbüslerini devlet aracılığı ile sömürüp yağmacılık yapıyordu. doymak bilmeyen burjuvazi her alanda sömürü yapabilmesi için insan hakları, milliyetçilik gibi akımları kullanıp savaşlar çıkarıyor, özgürlük hareketlerini finanse ediyor, karışıklık çıkardığı ülkenin ekonomisine çöküyor. insan haklarının ve modernleşmenin burjuva için niye önemli olduğuna gelecek olursak, insanları dogmatik alışkanlıklarından ve kiliseden ayırıp kendi sanayisinde emek olarak kullanmak için işçiye ihtiyacı vardı. bunun için de seküler laik eğitim sistemini ortaya çıkardı. insan hakları modernleşme gibi akımları ortaya koydu. insanları gerici din eğitiminden alıp kendi ürettiği tek tiğ eğitim modeli ile tek tip insan oluşturabilecekti. bu tek tip insanda burjuvazinin daima aradığı hem emek olarak kullandığı hem de tüketici toplumun bir parçası olacaktı.