-
1.
+4 -2beyler rezervelerinizi alın başlıyoruz... abdülhamit'in masonlarla giriştiği mücadeleden israil devletinin kurulmasına, atatürk'ün 1937'de filistindeki mescidi aksa için ordulara "hazır ol!" emri vermesinden sunni ve şii devletler arasında sadabat paktı (barış antlaşması) imzalatmasına, özaldan adnan menderese, pearl harbor saldırısından atom bombasına, büyük israil projesi için türkiyenin parçalanma planına kadar herşeyi rockefeller ve rostschild ağzından yazacağım...
yazıyı internette bulmanız mümkündür, ancak ben burada paylaşmak istiyorum.
yazıda ayrıca "eğer türkler birleşirse karşılarında hiç kimse duramaz, bunun için ajanlarımızı en ufak bir yakınlaşma olduğu zaman hemen devreye sokup istikrarsızlık yaratıyoruz" deniliyor...
ey millet! ecdadına sahip çıkmak için oku bu yazılanları!
Edit: hiçbir şey bitmiş değildir arkadaşlar! bundan 100 sene önce de yine bitti denildiği yerde yeniden dirilmiştik, ancak bu sefer tattıkları acının da hezimetiyle daha sinsi geliyorlar! bunları aşabilmenin tek yolu, osmanlıcının sövdüğü atatatürkçüyü, atatürkçünün de osmanlıcıyı, komünistin milliyetçiyi, sağcının solcuyu kardeş olarak görmesidir! yoksa bir bittik mi geri dönüşü olmaz bu dönüşün, tarihten türklük de silinir müslümanlık da! -
2.
+1oku ki bizi yıllardır birbirimize atatürkçü-osmanlıcı sağcı-solcu türk-kürt sunni-alevi diye kıydıran alçakların gerçek yüzünü öğren!
-
3.
0Yazıya başlıyorum beyler... Yazılanların hiçbirisinde ilave olmamıştır, önce david rockefeller sonra rotschild anlatıyor yapılanları...
-
4.
+2David Rockefeller konuşuyor ;
TÜRKiYE’YE ADNAN MENDERES ZAMANINDA “MARSHALL YARDIMI” iLE EL ATTIK
Mesela Türkiye’yi ele alalım. Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bize desteğimizle Adnan Menderes gelmişti. Aslında Menderes bizimle başta gayet güzel bir diyalog kurmuştu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki ödeme günleri geldiğinde, bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye başladı. Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diğer bir deyişle Osmanlı imparatorluğu’na dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşmaya başladı.
Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Ülkenin çoğunluğu Müslüman olduğu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu. Menderes bu şartlarda iktidarda ki yerini uzunca bir süre için, sağlamlaştırdığını sanıyordu. Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediğimiz halde, çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi. Sadece Celal Bayar kurtuldu, çünkü bir masondu ve yakın arkadaşı Papa Roncalli ya da diğer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı. -
5.
+11980 DARBESi BiZiM iSTEKLERiMiZ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI
Aynı ülkede gerçekleşen 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir sağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa’da gelişmiş ülkelerin piyasaları doyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine diğer az gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı onları da uygulamak istedik ve serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest bırakılmasını talep ettik. Bu istediğimizi kabul etmiş görünüyorlar, fakat işi uzatıyorlardı. -
6.
+1BiNLERCE TÜRK GENCi UYDURMA iDEOJiLER UĞRUNA CAN VERDi
En sonunda bu ikilem yine bildiğimiz yollarla, Ordo Ab Chaos ile çözüldü. Yani önce kaos, sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla sağ ve sol ideoloji kavgaları başlatıldı. Aslında başında onay vermiş gibi göründüğümüz Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargo sayesinde halk canından bezmiş, ülkede yağ ve tuz bile bulunamaz olmuştu. Karaborsacılar zenginleşirken halk iyice sefalete düşmüştü. Ülkeye gönderilen provokatörlerimiz için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı. Ülke halkı sağcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya başladılar. Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, hergün elli-altmış kişi sokak çatışmalarında ölmeye başlamıştı. Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. insanlar akşamları sokağa çıkamaz olmuştu. Her an bir serseri kurşuna hedef olmak vardı. Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can vermişti. - 7.
-
8.
0Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde başarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler. Çünkü nihayet terörizm sona ermiş, ülkeye huzur gelmişti. Aslında provokatörlerin görevi bitmiş, sahneden çekilmişlerdi. Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürmek ve onlara bir “kurtarıcı” sunmaktır; ondan sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullenecektir.
- 9.
-
10.
+1ÖZAL, iSTEKLERiMiZ DOĞRULTUSUNDA KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI
Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliği yaptı ve bizim belirlediğimiz bir kişiye yönetimi devretti. Bu Turgut Özal’dı. Özal, tam da bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim şirketlerimiz bu bakir piyasaya kurtlar gibi saldırdılar. ilk önceleri fiyatları çok düşük tutarak yerli sanayinin rekabet gücünü düşürdüler. Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuştu. Sanayi şirketlerimiz stoklarını eritirken finans şirketlerimiz de ülkeyi artan ithalatı karşılayabilmeleri için yüksek faizlerle borç yatağına sürüklüyorlardı. Böylece, gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırdığımız bu ülkelerin hemen hemen hepsinde uygulanan ve 80’li yıllarda başlatılan bu proje ile, bütün ülkeler, hem bizlerden aldıkları mallarla sanayi şirketlerimizi zenginleştirmeye devam ediyorlar, hem de bu malların karşılığı olan ödemelerini yapabilmek için bizim finans şirketlerimizden aldıkları yüksek faizli kredilerle, her sene artan bir borç batağına sürükleniyorlar. - 11.
-
12.
0@18 senin gibi kafasının içi boş, tarih bilgisi olmayan insanlarla muhattap olmayacağım...
-
13.
+1TÜRKiYE’DE PARA iTiBAR GÖRDÜ, ARKADAŞ, DOST, AiLE GiBi KAVRAMLAR UNUTULDU
Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaş yavaş çıkarmıştı. Bu ülke vahşi kapitalist sistemle o kadar çabuk uyum sağladı ki, bizim bile düşünemediğimiz hayali ihracat gibi vurgun yöntemleri keşfettiler. insanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peşine düştüler. Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. Arkadaş, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı. Bu arada, yerli sanayi can çekişiyor, küçük işletmelerden başlayarak yavaş yavaş büyük işletmelere doğru bir iflas dalgası yayılıyordu. Devlet işletmeleri ise bizim istediğimiz yöneticilerin atanmaları sağlanarak zarar ettiriliyordu. Sonunda bu işletmeler ya kapatılıyor, ya da özelleştirme hikayesiyle, ucuz fiyatlarla şirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu. -
14.
+1“KÜRT DEVLETi PROJESiNi” HAYATA GEÇiRMEK iÇiN ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK
Beyni yıkandığı için temiz hayallerle işe başlayan Özal, sonunda bu sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye başladı. Öyle bir duruma geldiler ki Özal’ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya başlamış, biz ülke monarşizme dönüyor diyerek kaygılanmaya başlamıştık. Aslında tam bir komedi oynanıyormuş. Her neyse, ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik. Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya maloldu. Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için *** denilen bir örgüt yaratıldı. Bu örgütle uğraşmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve şu anda koskoca Osmanlı imparatorluğu’ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren Türkiye, bizim hiçbir istediğimiz geri çevirecek durumda değil. Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından fedakarlık etmek zorunda kalacak. -
15.
0türkiye bizim için çok önemli… su kaynaklarının önemli bir kısmı burada
rockefeller de sözü devralarak başlıyor;
türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. nedenlerine gelince:
bir kere büyük israil devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda türkiye’ye aittir.
ikincisi, müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. islamiyeti yıkmak istiyorsak önce türkiye’den başlamalıyız. -
16.
0üçüncüsü, avrupa ve asya arasında bir köprü durumdadır. maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip ortadoğu ve kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. ortadoğu hemen hemen elimizde sayılır. kafkasya ve orta asya’daki diğer türk devletleri de yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler. bu türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.
-
17.
0up up up evet yeni gelenler olduğuna göre devam ediyorum...
-
18.
+1madem katılım var, rockefeller ve rotschild'in açıklamalarının üzerine atatürk'ün de bu şerefsizlerle giriştiği mücadelede nasıl yabancı doktorlarca hastalığı ilerletilerek şehit edildiğini de yazayım yazının sonunda
-
19.
0up up up
-
20.
0@37 yazının internetten temin edilebileceğini söyledim zaten, ayrıyeten ben atatürk'ün ölümü hakkında da birkaç şey katacağım yazının sonunda. ve çözüm yolları sunacağım, kuracağım örgütten bahsedeceğim...
başlık yok! burası bom boş!