1. 1.
    0
    karahindibanın ingiliççesi
    elinde bu çiçeği tutabilen var mı? çok sıkarsanız parçalarına ayrılır, eğer ellerinizi azıcık açarsanız da uçup gider. ben tutamadım
    ···
  1. 2.
    0
    kendi başlığına 2.entryi girmenin ezikliğini yaşıyorum şu an. çok yazan bi yazar değilim doğrusu, genelde okuyucu olarak takıldım hep. ama bu başlıklarda senelerimi geçirdim, geceleri buralarda sabah ettim hep. neyse bu başlık artık benim çöplüğüm
    ···
  2. 3.
    0
    panpalar böyle bi tebessüme daha önce şahit olmamışsınızdır. kalemle çizilmiş gibi biçimli dudakları yavaş yavaş açılırken inci gibi dişlerini ortaya çıkarır bu güzelliği kıskanan gamzeleri de ortaya çıkmadan duramaz, son olarak güzel gözleri dudaklara katılır ve büyüleyici gülüşünü ortaya çıkarır. şunu bi ağır çekimde hayal etsenize panpalar.o nasıl bir gülümseme gözünü seveyim; cennetin 7. katında ancak buna denk bişey görebilirsiniz. işte ben bu gülüşe aşık oldum amk. o dudaklardan alınacak minik bir buse ab-ı hayat içmek gibidir benim için
    ···
  3. 4.
    0
    beni arafa attığından beri fotoğralarına bakmakla yetiniyorum. hoş, sosyal medya hesaplarını da kapatmışsın geçenlerde. kim bilir neye canın sıkıldı. ilk fark eden ben miyim yine? * elimde sakladığım bi kaç fotoğrafla yetiniyorum. sırf seni görebileyim diye askeriyeye telefonumu sokmuştum yasak olmasına rağmen. o da yalan oldu
    ···
  4. 5.
    0
    Şu an belki biliyorsundur, askerdeyim. Bi sürü yeni arkadaşım oldu, çoğunun da ya kız arkadaşı var ya da evli ve çocuklu. Herkesin aşkı kendine olağanüstü, destansı ve eşi bulunmaz gibi gelir(belki hepimiz yanılıyoruzdur). Diyeceğim şu ki aşklarına ve sevgilerine hiç mi hiç inanmıyorum ve senin gibi birini tanımadıkları için onlara acıyorum. 2000 kişi sıraya dizilmiş beklerken "Zavallılar. Dünyada Ece adında bi kız var, o kadar güzel ki onu sadece bir an için olsa bile görseniz aşık olabilirsiniz. Oysa sizin hiçbir şeyden haberiniz yok." diye kendi kendime düşünüyorum. Neyse ki sen benim sırrımsın ve bunu da onlarla paylaşmıycam.
    ···
  5. 6.
    0
    Askerlik yapmadıysanız eğer gerçekten yapmanızı öneririm. hayatınızın başka bir bölümünde daha yaşayamayacağınız olayları yaşar, ilginç tiplerle tanışırsınız. çok sıcak bi ortam bulabilirsiniz askeriyede(!)örneğin acemi birliğinizde yatacak yer olmadığından dolayı bi yatağı 2 kişi paylaşabilirsiniz. antalya sahillerinde parmak arası terlikle devriyeye çıkabilir, doğuda gözünüzü kırpmadan nöbet tutabilir, üniversite mezunu kısa dönem arkadaş grubu edinebilir veya Rdmlerle dolu bi karakola da düşebilirsiniz şansınıza artık.
    ···
  6. 7.
    0
    Seni unutamadım.hem böyle bi niyetim de yoktu. bununla beraber sanki doğa unutturmamaya yemin etmiş gibiydi; burada her yer karahindibalarla kaplı biliyor musun? Onlardan biri dalından koparılıp parçalarına ayrıldığında içi sızlayan bir tek benim sanırım. çoğunlukla çiçeğin narin kırılgan yapısına bakarken dalıp gidiyorum. ardından aklıma sen geliyosun
    ···
  7. 8.
    0
    usta birliğimin Antalya olduğunu gördüğümde yüzümde birden bin gülüşü belirdi ve ilk işim valizime parmak arası terliğimle Deniz şortumu koymak oldu. dağıtım yerlerimiz ise kura ile belli olacaktı ve bu benim için iyiydi aslında çünkü şansıma güvenirim genelde.bu yüzden elimi kura torbasına düşünmeden daldırdım. antalyayı sahil kenarından ibaret sanan ben kağıdı çekerken aklımda acaba Alanya mı yoksa kemeraltı mı düşünceler vardı. kağıdı elime aldığımda bir anlık şok yaşadım ne yalan söyleyim. adını daha önce hiç duymamıştım bu yerin. nerede nasıl bi yer hiç fikrim yoktu. dağ karakolu olduğunu öğrenmem çok uzun sürmedi amk yerinin. deniz şortumla parmak arası terliklerim ağırlıktan başka bişey değildi artık. eğer antalyaya gidip de sahil kenarında askerlik yapamıyorsanız kendinizi kerhaneye gidip osbir çekmiş biri gibi hissedersiniz.o andan sonra elinizden fazla birşey gelmez açıkcası. elinizi torbaya sokmuş(elimi gibeyim) kağıdınızı seçmişsinizdir çoktan. dahası sürgün yerine kurayla gidip bir de orada rdm lerin olduğunu öğrendiğinizde içinize birşey oturur kaderinize söversiniz şansımı gibeyim dersiniz.
    ···
  8. 9.
    0
    Son yazdığının üzerinden fazla zaman geçmedi. hatırlıyor musun beni Araf'a yolladığın günü!ben iyi hatırlıyorum. yazdıklarını okuduğumda birden hissizleştim-belki de vücudumun savunma mekanizmasıdır- ama hiç beklemediğim bir şekilde omuzlarım düşüverdi. doğrusu bu şekilde bana yol verebileceğine ihtimal veriyordum ama hiç hazırlıklı değildim. belki de en doğrusunu yapmışsındır. çünkü bu gibi ikili ilişkilerde benden defalarca kere daha olgunsun.
    Ardından hüznün gelmesi çok gecikmemişti(sadece bir gün sonrası).üzüntümün kaynağı tabi ki sendin ama gerçekten neye üzüldüğümü bilmek istiyordum. buldum da sonunda. erkeklik gururumun kırılması veya reddedilmemden değildi üzüntüm.
    Bilmem hatırlar mısın,sen önceleri adı lazım değil ile çıkarken bir ara çocuğun fotoğraflarını kurcalamıştım -seninle erkek arkadaşı olma onuruna erişmiş kişiyi merak etmiştim(sanatsal bir yanı var bebenin doğrusu)- ve gözüme bir fotoğraf çarptı çok geçmeden. fotoğrafta sen vardın tabii ki ve her zamanki gibi güzel dudakların, dişlerin ve gözlerinle mükemmel gülüşü ortaya çıkarıyordun. yalnız birkaç farkla bu fotoğraf diğerlerinden ayrılıyordu. yüzünde utangaçlık seziliyordu ve en önemlisi deklanşöre basacak kişiye aşkla bakıyordun. işte o zaman üzüntümün kaynağını dosdoğru bulabildim; bana asla o ifadeyle bakmayacaksın
    ···
  9. 10.
    0
    Geçen gün bir grup misafir asker geldi. içlerinden biri Almanya'dan gelmiş 31 yaşında sabıkası olduğundan vizesini yenilememişler. adama öyle bir öfkelendim ki anlatamam oracıkta dişlerini eline veresim geldi. ertesi sabah da aynı şeyleri düşündüm onun için. nedenini anlayamamıştım.o sıralar pgiboloji konulu bi kitap okuyodum doktor böyle şeylerin ardında gerçek bi nedeni olduğunu yazıyodu hep(bir pgibiyatrın gizli defteri).birazcık düşününce nedenini bulabildim. bebeyi eski erkek arkadaşınla ilişkilendirmiştim sanki sana almanyada kötülük yaptı da sonra buraya döndü gibi düşünmüştüm. öfkem dindi sonra. hasta mı oluyorum acaba
    ···
  10. 11.
    0
    Profil resmine bakarken arada online oluyorsun ürperiyorum sanki yakalanmış gibi
    ···
  11. 12.
    0
    Yeni yerimde askerler beni çok sıcak karşılamışlardı. olsundu tedbiri elden bırakamazdımdı, inansam belki de beni gibeceklerdi * tamamı doğulu olan arkadaşların neyse ki hepsi türkçe konuşabiliyordu. ikisi hariç bunlara Ertuğ ve Ali diyelim. kimlerle karşı karşıya olduğumu bilmem lazımdı o yüzden tanışma faslında onları dikkatle dinlemiştim.bir nevi karakter analizi yapmıştım. aynı zamanda kendim hakkında onlara ipucu vermemiştim. biliyorsunuz böyleleri zayıf bir yönünüzü yakaladıklarında bunu kullanmaktan geri kalmazlar. çoğu hakkında az çok fikre sahip olmuştum ve kişiliklerini analiz etmiştim. böyle hünerlerim vardır. okuduğum pgiboloji kitaplarının etkisini de yadsıyamazdım. askeriyede rdm diye bir terim vardır bilenler bilir. bunlar zamanında pgibolojik rahatsızlık çekmiş insanlardır. veya kolunu bacağını jiletleyen liseli tipler de vardır aralarında. tanıdığım kadarıyla askerlerin çoğu bu tanıma uyuyordu.bir ikisi kokunu jiletlemiş altına keçeli kalemle çilekeş anam, nazlı yarim yazmış liseli tipler, diğerleri ailevi veya başka nedenlerle pgibojileri bozulmuş tiplerdi. bunun dışında hepsi bana karşı oldukça saygılılardı yaşımdan dolayı sanırım.ama yine de temkinli olmalıydım. onun dışında ertuğ ve Ali yle tanışma girişimim olumsuz kalmıştı çünkü anlaşamıyorduk bir türlü.
    ···
  12. 13.
    0
    Ertuğ 1.65 boylarında 50 kilo kara kuru bişeydi. saçları alnının ortasına kadar gelmiş, gözbebekleri görece büyük, kepçe kulaklıydı. çelimsiz dış görünüşünün ardında sanki adamı yatırıp gibebilecek deli gücüne sahip biri gibi hissediyordunuz ona bakınca. gibemese bile bişeyler yapardı kesin öyle tehlikeli duruyodu pekekent. şey gibi hatta yabancı şarkı söylemeye çalışan hewal videosu vardı bi tane oradaki çocuğa çok benziyo veya cidden o olabilir. genellikle sakin duruyordu ama her an patlamaya hazır gibi bi hali vardı. birden cigubigule wigiwigule diye şarkı söylemeye başlasa, tutup birini ısırsa veya 2.kattan aşağı atlasa şaşırmazdınız. çok tekinsiz bi hali vardı. aynı koğuşta yattığınız kişileri iyi tanımalısınız bundan dolayı Ertuğ benim için risk grubundaydı.
    ···
  13. 14.
    0
    Ertesi gün ali çat pat türkçesiyle konuşmaya çalıştı.onu anlamak için cidden odaklanıp dinlemeniz lazım.ne dediğini anlayınca da çabanıza değmediğini görüp bırakıyorsunuz zaten * biraz avel bi tipti bundan dolayı onu çoktan kara listemden çıkarmıştım bile.
    ···
  14. 15.
    0
    Sen mutlu musun şimdilerde? Hayır bu bir sitem değil gerçekten merak ettiğimden soruyorum. Olanları unutabildin mi? Hemen hemen her zaman çok güzel gülüyorsun. Güneş gibi ışık saçıyorsun etrafına, samimiyetin gözlerine yansıyo. Ancak içindeki gülün güzelliğini gülüşüne yansıtıyor da, dikenlerin seni incitmesine izin mi veriyorsun? Umarım öyle değildir.
    Çok iyi bir insansın. Nerden mi biliyorum! ”iyi insan, gülüşünü sevdiğiniz kişidir.” bkz:Dostoyevski 😄 keşke dünyada senden bi tane hep olsa. Geçmişte birlikte olduğun insanlar ne kaybettiklerinin farkında değiller. Kim bilir belki yeni yeni değerini anlamaya başlamışlardır. Aptallıklarına doymasınlar.
    ···
  15. 16.
    0
    ilk yazdığın günü hatırlıyorum da o kadar mutlu olmuştum ki bu güne kadar dünyada yaşamış herhangi biri o kadar mutlu olabilmiş midir. Düşünsene birinden hoşlanıyorsun ve bi gün durduk yere, hiç bir sebep yokken sana yazıveriyo. O günün save ini alsaydım da tekrar tekrar yaşayabilseydim o anları.bu sefer daha az uyur, seninle daha fazla konuşurdum. yaptığım hataları tekrarlamamaya çalışırdım.
    Bunların üzerine iç çekmekten başka elimden fazla bişey gelmiyo. Ve içimden bi ses senin gibi birini bir daha göremeyeceğimi söylüyo
    ···
  16. 17.
    0
    Geçen gün Ertuğu lavaboda, diş fırçasını kendine mikrofon yapmış ingilizce şarkı söylemeye çalışırken yakaladım. sanırım candy shop söylemeye çalışıyodu. artık hiç şüphem kalmadı o olduğuna eminim. sanırın onu izlediğimi gördü *
    ···
  17. 18.
    0
    Çoğu iyi çocuklar aslında bir iki bin dışında. insan bazen keşke onlar da iyi bir ortamda büyüselerdi, eğitim alsalardı diye düşünmeden edemiyo. belki şu an olduklarından daha farklı kişiler olurlardı. diksiyonları düzelir, espri anlayışları gelişirdi. gerçi espri anlayışının eğitimle alakası tartışılır.ama yine de öğlen evlilik programları izleyip, arabesk rap dinleyip, salak saçma esprilere gülmezlerdi. Bazen öyle espriler yapıyolar ki beynimin yarısını ortaya atıp koşarak kaçasım geliyo.o espriyi hiç duymamış olmak istiyorum. böyle böyle iq seviyem düşecek diye tırsmıyorum değil
    ···
  18. 19.
    0
    Bence hyundai fx Coupe süren tipler gösteriş meraklısı ve şekilci kişilerdir hele ki araç bir de 1.6 motorluysa
    ···
  19. 20.
    0
    Dolabımı düzerken valizin dibinden parmak arası terliklerimle deniz şortum çıktı, hüzünlendim...
    ···