1. 151.
    0
    sabah kalktığımızda dedem elinde iki tane kağıtla yanımıza geldi. dağ yoluna gidicez, traktörü hazır et dedi. babam bahçeye inip römorku çıkardı. topraklıkları taktı.

    dedem grimoire kitabı ile konuştuğu birinden ( kimle irtibata geçti hala bilmiyorum ) kara canerin yerini öğrenmişti. onun bulunduğu yere gidiyorduk. yolun traktörle iki saate yakın olduğunu öğrendim. annem yanımıza ekmek arası ve bidonla su koymuştu.
    ···
  2. 152.
    0
    dağ yoluna girmiştik. sağdan akan dere dikkatimi çekti. nerdeyse su hiç kımıldamıyordu. toprak yol dümdüz, daha önce hiç traktör geçmiş gibi değildi. tarla yollarda olan orta taraftaki şişkinlik, bitki birikintisi yoktu. ağaç dallarında yaprak, köklerinde yeşillik gözükmüyordu. inceden bir rüzgar esiyordu. dedem sağı solu gözlemliyor arada beni kontrol ediyordu. sağda bir çeşme görmüştük. durup biraz dinlendik. bidondaki suyu tazeleyip yolculuğa devam ettik
    ···
  3. 153.
    +1 -1
    toprak yol asfalta bağlanmıştı. uzun süre asfalt yolda ilerledikten sonra tekrar toprak yolla birleşen bir köprü görünüyordu. sağda dere, derenin birleştiği deniz , toprak yolun üst kısmında evler ve evlerin arkasında koca bir dağ. elfajurun günler önce betimlediği resmin aynısıydı. dedeme baktım, haritaya bakıyordu.dur dedi.

    babam traktörü durdurup aşağı indi. ayaklarının orda tuttuğu karton kutuyu indirdi. içinden iki asa, ve tozlu siyah kitabı çıkardı.
    ···
  4. 154.
    0
    dedem asayı eline aldı. babamın yardımıyla aşağı indi. grimoireyi eline aldı. kitap kapalıydı. sesli şekilde ezberinden üç kez aynı kelimeyi tekrar etti. arından bağırarak

    "dağı taşı yaratan rabbim, bu ruhdan uzak bölgede saklanan her kimse , görmemizi sağla". diye dua etti.

    her evden 30ar santimlik yeşil yaratıklardan çıktı. köpeğin ölüğü gece boynumu sıkan ikizlerden 20ye yakın vardı. dağın tepesinde ise 2metre boylarında sadece siyah bir gölge duruyordu. babam asasını ona tutarak

    "orada" dedi.
    ···
  5. 155.
    0
    yeşil varlıklar üzerimize doğru koşuyordu. elfajuru çağırdım. siyahlı adam çoktan traktörün önünde belirmişti. babamın bir cine sahip olduğunu o dakika görmüştüm. sağ kolu diğerinden daha uzun, siyahlı adam boylarında sol ayağının baş parmağındaki tırnağı altın kaplıydı. sol elinde asa tutuyordu. asayı toprağa bastırdı.

    "ey adem oğulları, ey topraktan yaratılanlar, karabüyünün şerrinden sana sığınırlar" dedi.

    uçarak gökyüzünde kayboldu. tüylerim diken diken olmuştu. başımın içi titriyor, korkuyu heryerimde hissediyordum
    ···
  6. 156.
    +1
    yeşil varlıklar üzerimize gelmeye devam ediyordu. traktörün olduğu kısmı büyük bir sis kapladı. sisin içinde sadece siyahlı adamın hareket ettiğini görüyordum. dedem başımdan bastırarak

    " yere çömel ve gözlerini kapat, sakın açma " dedi.

    yere eğilip gözlerimi kapadım.. göz kapaklarımda dışarda çok parlak birşey olduğunu hissedebiliyordum. acıyla ölen yeşil varlıkların seslerini duyuyordum. her duyduğum yeni çığlıktan sonra başımın içi karınçalaşıyordu. hareket edemiyordum. başımda bir ağırlık oluşmuştu.
    ···
  7. 157.
    +2
    dedem kolumdan çekiğinde kendime geldim. gözlerini açabilirsin dedi. ayağa kalkığ baktığımda 20ye yakın yeşil varlığın yerde ölü şekilde yattığını gördüm. kara caner dağın tepesinden bize bakıyordu. elinde bir metreye yakın asa vardı( beyler asa diyorumda bildiğiniz sopa, ince uzun. dedemlerdekilerde aynı) asayı dedeme doğrulttu. yer sallanıyordu. traktörün ön tekerleklerinin yerden bir karış havaya kalktığını gördüm. dedem yere üç kez vurduktan sonra sallantı durdu.

    " ey caner, kara caner hangi kavme hizmet ediyorsun" dedi
    ···
  8. 158.
    +1
    "musanın gölgelere hapsettiği kavme" dedi ve dağın yamacında kayboldu.

    babama döndüm. az önce gelen asalının kim olduğunu, neden daha önce hiç çağırmadığını sordum.
    babam yanıma eğildi. sağ dizini yere koydu. beni önüne çekti.

    "o 72 ifiritten sadece biri, ne benim nede dedenin hizmetinde" dedi. gözlerim korkuyla her yerde kara caneri arıyordu. dedem burda işimiz bitti. gerekeni yaptık dedi.
    traktöre bindi, iç çekti. bana bakarak,

    "babam bunların her birini gölgeye hapsedicek kadar ilim sahibiydi" dedi.
    ···
  9. 159.
    +1
    okur bilgilendirme için girilen entrydir. isteyen okumadan geçebilir.

    musa dedemin babası beyler. dedem daha küçük yaşlardayken , tılsımlarla korunan ahıra bir ifirit giriyor. ve dedemin kardeşinin ele geçirilmesi için dedemi dışarı çekiyor. dedem ifiritin sesini duyup ahırdan çıkıyor. o sırada ahırda yatmaktan olan küçük kardeşi fatih, musa dedenin seansının bittiğini düşünüyor. eve dönüyor ve zayıf vücüdü ele geçiriliyor. olaydan sonra musa dede ahırın içinde bir varlığın saklandığını farkediyor. bir ifiriti gölgede hapsediyor. bunları celp ilmiyle yapıyor. havas ile değil. altta linkini attığım hikayede anlatılıyor

    (bkz: daha önce okuduğunuz tüm hikayeleri unutun)
    ···
  10. 160.
    +1
    anlatmaya yarın devam edicem beyler. lütfen okuyan varsa reserve alsın.

    herkese iyi geceler dilerim. sorunuz olursa burdan yazın yada mesaj atın.
    ···
  11. 161.
    0
    beyler dün bazı nedenlerden dolayı giremedim. beklettiğim herkesten öncelikle özür dilerim

    hikayeyi anlatmaya devam ediyorum
    ···
  12. 162.
    0
    babam traktörü çalıştırdı. çamurluklara dedemle karşılıklı oturduk. gözüm hep dağın yamaçlarındaydı. toprak yola girdiğimizde çalılıkların arasından sesler duymaya başladım. kafamı çevirdiğimde çalılıkların oynadığını gördüm. bizimle beraber hareket ediyordu. dedemin dizine dokunarak gözümle çalılıkları işaret ettim. koltuktan destek alarak kafasını arkaya çevirdi. babamın omzuna üç kez vurduktan sonra kulağına eğilip "yavaşça dur" dedi. traktör yavaşladıkça çalılıklardaki hareketlilikte yavaşlıyordu.
    ···
  13. 163.
    0
    babam traktörden inip çalılıklara doğru ilerledi. toprak yolun sonuna geldiğinde bir admını çalılıkların arasına sokup eliyle araladı. arkasını dönüp" birşey gözükmüyor" dedi.

    yavaşça yanımıza geldi. etrafta sessizlik hakimdi. esen rüzgarı hissetmesekte serinliği ensemizdeydi. çalıklardaki şey gittikçe bize yaklaşıyordu. dedem bir adım atıp öne geçti. ellerini yana açıp bizim geriye gitmemizi istedi.
    ···
  14. 164.
    0
    siyalı adam dedemin hemen yanında belirdi. sürekli etrafı gözlüyordu. kafasını uzatıp , gözlerini kısarak sağ taraftaki alana bakıyordu. çalılıklar tekrardan hareket etmeye başladı. dedem bir adım daha atarak çalılıklara yakşaltı. ayak parmaklarının ucuna basarak çalılıkları izliyordu. bir kaç saniye sonra çalılıkların arasından birşey fırladı. dedem geri çekildi. babam elini göğsüme koydu. ileri gitmemi istemiyordu.
    ···
  15. 165.
    0
    uçmaya başladıklarında traktörden inmemize neden olan şeyin, iki yarasa olduğunu gördük. siyahlı adam yarasalara bakıyordu. ellerini havaya kaldırıp, dedeme baktı.

    dedem hala yarasaları izliyordu. siyahlı adama dönüp kafasıyla bir işaret yapıp traktöre bindi. babam koltuk altımdan tutup dedemin oturduğu çamurluğa oturttu.

    " sıkıca dedene sarıl" dedi.

    tekrar yola çıktık. siyahlı adamsa gözden kaybolmuştu.
    ···
  16. 166.
    0
    çeşmenin önüne geldiğmizde bidonları doldurmak için traktörü durdurduk. başımda bir ağırlık vardı. kendimi bitkin, halsiz hissediyordum.

    dedem çeşmenin başında oturmuş bidonun dolmasını bekliyordu. kafamı çevirdiğimde çalılıkların tekrardan hareket ettiğini gördüm. gelen şey ile aramızda iki metrelik bir mesafe vardı. babama seslenip arkasına bakmasını söyledim. siyah , kısa tüylü bir köpek çalılıkların arasından çıkıp üzerimize doğru koşmaya başladı.
    ···
  17. 167.
    0
    dedem ayağı kalkıp bidondaki suyu köpeği uzaklaştırmak için kullandı. elindeki asayla sürekli yere vuruyordu. siyahlı adamı çağırdı. köpeği işaret ederek, sesli şekilde arapça dua okudu. siyahlı adam kaybolup köpeğin arka sağ ayağının orda ışık parçası olarak belirdi. sağ ayağının ordan başlayarak dönmeye başladı. çok hızlı bir şekilde dönüp köpeğin tüm vucudunu dolaştı. kulak hizasına geldiğinde yavaşlayarak eski haline büründü. köpek, ayaklarının üstüne düşüp acı acı sesler çıkarıyordu. ayakları kırılmış, boynu yan yatıyordu.
    ···
  18. 168.
    +1
    köpek siyahlı adam tarafından çarpılmıştı. hareket edemiyor, gözleriyle bize bakıyordu. babam dememe dönerek

    " ama" dedi.

    dedem üzgün bir ifadeyle bana , ardından babama baktı bir şey söylemedi. başını çeşmenin altına soktu. sürekli kafasını sallıyordu. tekrardan ayağı kalktı. ellerini iki yana açıp kafasını gökyüzüne dikti. diz çöktü.

    " affet yarabbi "dedi.

    siyahlı adamın köpeği çarpmasına vesile olduğu için pişman olmuş, işlediği günahın vicdan azabını çekiyordu
    ···
  19. 169.
    0
    yazar bilgilendirme:

    beyler gerçek cin çarpması budur. insan yada hayvanların etrafında hızlıca dönerler. nurdan yaratıldıkları için dönmenin ivmesiyle güç kazanırlar. ve, o alanın arasında kalan insan yada hayvan bundan fiziki şekilde etkilenir.
    ···
  20. 170.
    0
    dedem yol boyunca sessizdi. gözleri sürekli bir yerlere dalıyordu. akan yaşları , serin rüzgara bağlıyordu. ne kadar üzgün olduğunu , onu hiç tanımayan biri dahi ilk bakışta anlayabilirdi. ilk defa onu bu halde görüyordum. göz göz geldiğimizde kafasını çeviriyordu. elimi sırtına atıp başımı göğsüne dayadım. hiç konuşmadım, sadece sıkıca sarıldım. bazen insan, yanında birinin olduğunu hissetdiğinde o, diğer herşeyden daha değerli geliyor
    ···