1. 126.
    +1
    sarıya dönmesini beklediğim kanlı kovanoz, yere düşerek kırıldı. köpek sağlam olan ayağını üç kez havaya kaldırdıp indirdi. kımıldamıyordu. o na artık odadan çıkmasını söyledim. köpeğin yanına gittiğimde can çekişiyordu. gözleri sararmıştı.

    dedem siyahlı adamı odaya çağırdı. kandili yakarak odada birilerinin olup olmadığını araştırdı. tüm gölgeler temizdi. babam perdeyi indirdiğinde, köpeğin ölüsünün üzerinde birbirinin ikizi 30cm boylarında yeşil tenli , ayakları düz varlıklar belirdi. kısa olmaları dışında hiç bir kusurları yoktu.
    ···
  2. 127.
    +1
    perdedeki tılsımlar onlara etki etmiyordu. hareket edebiliyorlardı. dedem , babam dona kalmış onlara bakıyordu. siyahlı adam dahi birşey yapmıyordu. biri üstüme doğru koşmaya başladı. diğeri eğilip köpeğin sırtına sarıldı. yeterince yaklaştıktan sonra boynuma atladı. beni boğmaya çalışıyordu. sağ elimle ayağından tutup çekmeye çalıştım. güçüm yetersiz kalıyordu. dedeme baktım. eline kandili aldı. perdeyi ateşe verdi.
    ···
  3. 128.
    +1
    tılsım ve çizimlerin etkisiyle oda güneş gibi parlıyordu. tekrar nefes almaya başlamıştım. sağ elimde boynumu yokladım. sıcaktan elim yandı. odanın içinde onları ararken, eşiğin altında tek gözlünün beni izlediğini gördüm

    kanepede yavaş yavaş alev alıyordu. dedem aceleyle sandığı çıkardı içinden. büyük bir asayı eline aldı üç kere yere vurdu.

    siyahlı adam olduğu yerde durarak ellerini iki yana açtı. dedem asayla ona yardımcı oluyordu

    odanın iki ayrı yerinden avcuna kırmızı ışık gelmeye başladı.
    ···
  4. 129.
    +1
    babam ateşi söndürmeye ,dedemse siyahlı adamla yeşil varlıkları evden kovmaya çalışıyordu. korkmuştum. duvarın dibine çömeldim. ellerimde dizlerimi sardım. başımı dizime yaslayıp dua ediyordum.

    perde tamamen yandığında yeşil varlıklar üzerindeki tılsımlar etkisini kaybetmişti. odadan kaçmak için fırsat bulmuşlardı. dedem onları elinden kaçırdığında sinirden asasını kırdı. yanıma gelip boynumdaki muskayı çıkardı.

    ikinci kata çıktık. dedem kanepeye uzandı. babam yüzünü yıkamak için banyoya girdi. ben hala yaşadığım şoku atlatamamıştım.
    ···
  5. 130.
    +1
    sabah uyandığımda elfajur ortalıkta yoktu. kendi başına ortalıkta geziyordu. sadece çağırdığımda yanıma gelmeye başlamıştı. ahıra girdim. kürek, ip ve 20 ye yakın kurumuş şeker kamışı aldım. ahırın yan kısmındaki otluk alana üç tane 10cm derinliğinde delikler açtım. şeker kamışlarını 3erli şekilde topraklara gömdüm.

    kamışların uç kısımlarını birbirine çarpraz şekilde tutturdum. bağladıktan sonra tepelerine birer kamışı yatay şekilde yerleştirerek hepsini birleştirdim. eve çıkıp büyük çarşaflardan aldım. şeker kamışlarından yaptığım alanın üzerine geçirdim. ufak bir çadır yapmıştım.
    ···
  6. 131.
    -1
    elimdeki salçalı ekmeği ısırdı. karşımda duran 3 aylık bir av köpeğiydi. elfajurun zincirinin çözüldüğü an aklıma geldi. aynı sevinci ikinci kez yaşıyordum. eğilip boynuna sarıldım. sağ elimdeki peyniri parçalayıp , yem kabı olarak kullandım. adı dasti olmalıydı. dedemin yıllardır anlattığı hikayelerdeki köpek.

    not: beyler elfajur kağıda kendi ismini yazdı.(incir ağacının altındaki varlık). aylar önce adını sorduğumda cevap vermemişti.
    ···
  7. 132.
    +1
    dedem köpeği merak edip bahçeye indi. bana geride durmamı söyledi. eğilip yerden taş aldı. besmele çekerek köpeğe fırlattı. gidip dastinin başını okşadı. bana dönüp

    "şuan temiz, bedeninin ele geçirilmemesi için muska hazırla" dedi.

    ahıra girip dastinin tasmasını getirdi. muskayı sıkıştırmam gereken yeri gösterdi.eve girip raflardan kitapları indirdim. kağıda kitapta yazanları geçirip , katladım. dastinin yanına gidip tasmayı muskaladım. dedem önüne kab ve ıslatılmış ekmek koymuş. onları yemeğe başladı. o an sadece elfajuru görüp görmediğini merak ediyordum.
    ···
  8. 133.
    +1
    ekmekleri bitirdikten sonra tasmasını elime alıp, gezdirmeye çıkardım. bir adım atıp üç kez tasmasından çekiyordum. yanımda yürümeyi bilmiyordu. sürekli yeri koklayıp sağa sola gitmeye çalışıyordu. çekiştire çekiştire çeşmenin başına kadar geldik. ter içinde kalmıştım. çeşmeyi açıp biraz su içtim.

    iki saniyede serbest bırakıncayumurtacı ahmetin bahçesine girmişti bile. peşinden bahçeye girdim. siyah uzun saçlı, 1.60 boylarında beyaz tenli bir kız eğilmiş onu seviyordu. kızı okulda görmüştüm, ama adını bilmiyordum.
    ···
  9. 134.
    +1
    beni görünce

    "senin mi " diye sordu.

    çok güzeldi. daha önce hiç hissetmediğim bir şey hissetmeye başlamıştım. hafiften karnıma ağrı girdi. yüzümde gülümsemeler oluştu.

    " eee evet" dedim.

    sevebilir miyim diye sordu. kapının önünde duruyordum. utanmıştım. daha yeni sahip olduğum köpeği bir başkası seviyordu. sağ elimi cebime soktum.

    utandığımda reflex olarak gerçekleşirdi bu olay. biraz yaklaştım. parmağını dastinin ağzına doğru uzattı.

    "dişleri kaşınıyor" dedi. dastinin elini ısırmasına izin verdi.
    ···
  10. 135.
    +1
    panpa okuyorum ama artık dayanamıcam cok yavassın bellı bı konu hakım dgl bır tak anlatmıyorsun amk
    ···
  11. 136.
    +1
    dastiyi tılsımlar ve çizimlerle dolu, ahıra koyduk. oraya şimdiye kadar sadece dedem küçükken dışarı çekilebilmek için bir ifiritin girebilmişti.
    eve döndüğümüzde gamze aklımdan uçup gitmişti. değer verdiğin birinin kaybına uğrama düşüncesi dahi insanı hayallerinden ediyordu. o geceyi dastiye zarar gelmemesi için allaha dua ederek geçirdim. siyahlı adam ahır kapısında nöbet tutuyordu. yaşlı kadının tekrar gelmesi durumunda dedeme haber verebilecekti.
    ···
  12. 137.
    +1
    sabah kalktığımda yüzümü yıkamadan bahçeye indim. dedem çoktan uyanmış, dastiyi ahırın önüne çıkarmıştı. siyahlı adam yanında duruyordu. dasti oturmuş, ayaklarını yalıyordu. yanına gittim. eğilip boynuna sarıldım. kulaklarının olduğu yerden iki elimle tutup boynundan öptüm. bir kez daha öpüp yüzümü yıkamaya eve çıktım. annem taze ekmek almaya dükkana yolladı. dastiyi yanıma alarak yola çıktım. . belki görürüm diye bir umut vardı içimde. gamzelerin bahçe kapısı kapalıydı. göremeden eve döndüm
    ···
  13. 138.
    +1
    amk yeşil lavukları anlat konuşmadınız mı onla ilgili hiç
    ···
  14. 139.
    +1
    traktör sesi duyduğumda dastiyi hemen bahçeye indirdim. ahıra bağlarken babamlar bahçeye girdi. yanlarında koyunları satın aldığımız adam vardı. babam koyuncu abbası gömleğinden tutarak eve soktu. dedem ahıra girdi. küreklerin yerini sordu.

    "tarlada bıraktım dede" dedim.

    dedem önde ben arkasında tarlaya indik. mezarlığın önünde durdu. epilip eliyle koyunun midesinden et parçasını aldı. sağ eliyle eti tuttu. sol gözünü kapatıp tek gözüyle dikkatle inceledi. bir poşet istedi.
    ···
  15. 140.
    +1
    diğer koyunlardan et parçalarınıda poşetleyip mezarlığı kapattık. elimden tutarak eve çıkardı. gözlerime bakarak

    "şimdi odada konuşulanları hayatın boyunca sır olarak saklıyacaksın" dedi.

    elimi sıktı. tamam mı dedi. kafamı salladım. odaya girdik. babam koyuncu abbası feçli adamın yanına oturmuş, bizi bekliyordu. dedem abbasın yanına gitti. omzunu tutarak,

    " sana onları satman için kim verdi" dedi.

    abbas yeminler etti. bilmediğini söyledi.
    ···
  16. 141.
    +1
    köşede duran masayı odanın ortasına çekti. büyükçe bir kağıdı açarak, raftan bir kalem aldı. babamdan kuranları dışarı çıkarmasını istedi. koyuncu abbasın kimliğini aldı. odanın şeklini kağıda nakşetti. arapça büyülü kelimeler yazarak yıldıznamesine baktı. koyunları sattıran adamın isminde a, e ve r harfleri olduğunu söyledi.
    abbasa döndü.

    "işi zorlaştırma. er yada geç öğrenicem " dedi. koyuncu iç çekerek,

    "caner , kara caner "dedi.
    ···
  17. 142.
    +1
    "tahmin etmeliydik" dedi babam.

    dedem kağıdı katlayıp yaktı. yanıma geldi. kolumdan tutarak

    " o gün köpeğin ölümü, ne ecel nede birhataydı. ailemize yapılan kara büyüydü" dedi.

    felçli adamın iyileşemeyip durumunun dahada kötüye gitmesi, benim ilk denememde hatayla karşılaşmamın tüm nedenleri kara canerin büyülenmiş koyunları almamızı sağlamasıydı. dedem ahıra inip en derinlerden bir kitap çıkardı. tüm sayfaları tozlu, yarısı yanmış simyisah haldeydi.
    ···
  18. 143.
    +1
    dedem elinde o kitapla odaya girdiğinde kandilin lambasını camı kırıldı. babam camların ayaklarımıza batmaması için süpürgeyle süpürdü. eğilip kanepe altını süpürgeyle çekerken, yeni kanepenin astarından sarkan bir mendil buldu. eline aldı. dedeme uzattı. endişeyle bakıyordu. dedem arkasını dönüp katlanmış mendili açtı. sürekli besmele çekiyordu. kanepeye oturdu. masayı önüne çekti. mendilin içindeki kana bulanmış toprak ve tuzları bir kağıda döktü. kağıdı aynı mendile koyup mendili katladı.
    ···
  19. 144.
    +1
    mezarlığı kapatıp eve döndüğümüzde annem dükkana yolladı. alışveriş listesi hazırlamıştı. çeşmenin başına geldiğimde gamze aklıma geldi. bahçe kapısı açıktı. eğilip baktım. kimse yoktu. arkamı döndüm, çeşmeden iki avuç su içtim. dükkana gidip alışverişi tamamladım. dönüşte babamla karşılaştık. arabaya bindirdi. eşyaları bagaja koyduk. ön koltuğa oturup radyoyu açtım. camı indirip kolumu cama koydum. camdan gördüğüm silik yansımamda hayallere dalmıştım
    ···
  20. 145.
    +1
    güneşin ışıltısından kafamı yukarı kaldıramıyordum. dasti büyümüş tasmasız geziyordu. yanımda gamze, iskeleye oturmuş ayaklarımızı denize sokuyorduk. ayaklarımı bir ileri bir geri yapıyordum. çıkan şırıltılı su seslerini dinliyorduk. ayaklarımızın altında yüzen balıklar, gökyüzünde ötüşen kuşlar. ayağı kalkıp kollarımı iki yana açtım. gökyüzüne bakıyordum. sallanmaya başladım. babamın sesini duyuyordum. irkildim. gözlerimi açtığımda arabada uyuya kaldığımı gördüm.
    ···