1. 176.
    0
    ···
  2. 177.
    0
    ···
  3. 178.
    0
    ···
  4. 179.
    +1
    ···
  5. 180.
    0
    ···
  6. 181.
    +1
    am züt meme
    ···
  7. 182.
    0
    ···
  8. 183.
    +1
    Tam ismi : Bernardo Bertolucci
    Doğum Tarihi : 16 Mart 1941
    Doğum Yeri : Parma, italya
    Eğitim: Roma Universitesi (Modern Edebiyat)
    BiYOGRAFi / BIOGRAPHY

    1967'de Sergio Leone için "Bir Zamanlar Batı'da" nın senaryosunu yazan Bertolucci, iki yıl sonra "The Conformist" adlı filmi yönetir.1973 yılında, başrollerini Marlon Brando ve Maria Schneider'in paylaştığı "Paris'te Son Tango" çok büyük bir ilgi görünce, şöhreti giderek artan yönetmen, bu başarısını 1976 yılında çektiği modern bir epik olan "1900" ile pekiştirir. Başrollerini Robert De Niro ve Gerard Depardieu'nun paylaştığı ve solcu ve Faşist iki jenerasyonun çarpışmasını konu alan film, sinema tarihine altın harflerle yazıldı.

    1985 yılında Çin'in son imparatoru olan Pu Yi'nin hayatını anlattığı "Son imparator" ile sinema gündemine bomba gibi düşen bir yapıt ortaya çıkardı. Film o yıl 9 Oscar birden aldı. 1990 yılında yönettiği "Çölde Çay", 1992 yapımı "Küçük Buda", 1995 yapımı "Çalınmış Güzellik" ile filmlerine devam ediyor.

    1941 yılında Parma'da doğan ünlü yönetmen Bernardo Bertolucci, sanatla uğraşmaya karar verdiğinde asıl amacı bir şair olmaktı. 1961 yılında dönemin tanınmış yönetmenlerinden Pier Pasolini ile tanışan Bertolucci, sinemaya yönelmeye karar verir.

    Pasolini'nin " Accatone " adlı filminde yönetmen yardımcılığı yapan Bertolucci, daha sonra ilk senaryosu olan " La Commare Secca " ( The Grim Reaper )yı yazar. Filmin Venedik Film Festivali'nde başarı kazanmasıyla kendine olan güveni artar ve 1964 yılında " Before the Revolution " filmini yapar.

    1967'de Sergio Leone için " Once Upon A Time In The West "in hikayesini sinemaya uyarlayan Bertolucci, iki yıl sonra " The Spider's Stratagem "i çevirir. Aynı yıl Alberto Moravia'nın kitabından uyarlanan " The Conformist " adlı filmi yönetir.

    1973 yılında, başrollerini Marlon Brando ve Maria Schneider'in paylaştığı " Last Tango In Paris " in çok büyük bir ilgi görmesi ile şöhreti giderek artan yönetmen, bu başarısını 1976 yılında çektiği modern bir epik olan " 1900 " ile pekiştirir. Başrollerini Robert De Niro ve Gerard Depardieu'nun paylaştığı ve solcu ve Faşist iki jenerasyonun çarpışmasını konu alan film, sinema tarihine altın harflerle yazıldı.

    Bu filmin ardından yönettiği " La Luna ", " Tragedy of a Ridiculuos Man " filmler ile çıkışını sürdüren Bertolucci, 1985 yılında Çin'in son imparatoru olan Pu Yi'nin hayatını anlattığı " The Last Emperor " ile sinema gündemine bomba gibi düşen bir yapıt ortaya çıkardı. Filmin o yılın 9 Oscar'ını birden alması ile kendini tam anlamıyla kanıtlayan Bertolucci, 1990 yılında yönettiği " The Sheltering Sky ", 1992 yapımı " Little Buddha " ve son olarak 1995 yapımı " Stealing Beauty " ile sinema yaşdıbına devam ediyor.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 184.
    0
    ···
  10. 185.
    0
    ···
  11. 186.
    0
    ···
  12. 187.
    0
    ···
  13. 188.
    0
    ···
  14. 189.
    0
    Tam ismi : George Orson Welles
    Doğum Tarihi : 6 Mayıs 1915
    Doğum Yeri : Kenosha, Wisconsin, USA
    Ölüm Tarihi : 10 Ekim 1985

    iki yaşında okumaya , yedi yaşında Ravel ve Stravinsky çalmaya,on yaşında ise Shakespeare oynamaya başladığı söylenen tam bir “harika çocuktu” Welles … Tüm bu nitelikleri ona çağın en güçlü sanatı sinemanın kapılarını açacak , RKO şirketiyle anlaşma yapacaktı .

    26 yaşında sinema sanatını derinden etkileyen bir başyapıt yaratan sanatçı , sonraları birkaç önemli filmine karşın , gerçekleştiremediği çeşitli projeleriyle ülkeden ülkeye dolaşan çağdaş bir sinema gezginine dönüştü .

    Welles’in ilk filmi olan “Yurttaş Kane”de yaptığı , sinemanın o zamana dek geliştirdiği tüm anlatım olanaklarını , kamera hareketlerini , özel mercek kullanımlarını , ışıklandırma yöntemlerini , açı kullanımı ve çerçevelemeleri iyice özümlenmiş bir tavırla filminde yeniden kullanmaktı . “Yurttaş Kane” , sinema tarihinin belki gerçekten de en ünlü ve en iyi filmi … Welles , gerçek bir sinema dahisinin , zamanın ilerisinde olan bir sanatçının yazgısını yaşamış, yığınlara pek sevimli gelmeyen , içerdiği yeniliklerle seyirciyi de ,yapımcıyı da şaşkına çeviren filmleriyle sistemin içinde kendine yer bulamamış ve ilk fırsatta dışlanmıştır .

    1962’ de Fransa’da yönettiği Kafka uyarlaması “Dava” , Kafka kötümserliğinin ve karamsarlığının sinemadaki en iyi ( tek iyi ) yansımasıdır .

    Welles , sinemayı değiştiren , ona yeni yollar açan bir sinema dehası , bir büyük ve benzersiz sanatçıdır . “Yurttaş Kane”in , “Dava”nın , “Şangaylı Kadın” veya “Bitmeyen Balayı”nın her yeni izlenmesi , bize bu gerçeği ve sinemanın ne denli güçlü ve olanaklı bir sanat olduğunu anımsatacak , giderek öğretecektir
    ···
  15. 190.
    0
    ···
  16. 191.
    0
    Tam ismi : Luis Buñuel Portolés
    Doğum Tarihi : 22 Şubat 1900
    Doğum Yeri : Calanda, ispanya
    Ölüm Tarihi : 29 Haziran 1983

    Bunuel filmleri yenilikçi, kışkırtıcı ve insanoğlunu düşünmeye iten, bireyin ve toplumun tabularını yıkmaya çalışan niteliktedir.

    Unutulmuşlar" ,"El" , "Archibald de la Cruz ' un Suçlu Yaşamı","Rüzgarlı Bayır " ,"Bu Bahçede Ölüm" , "Nazarin"... Bazen toplumsal gerçeklikleri , bazen tutkuları , büyük , onulmaz , öldüren , mahveden tutkuları , bazen ise bireysel inanç ve vicdanla katolik kilisesinin dogmaları arasındaki çatışmayı , veya tek bir filmin yapısı içinde hepsini birden irdeleyen , alttan alta açık bir kilise /papaz sınıfı düşmanlığının ve katolik inanç eleştirisinin kendini duyurduğu ve kara , keskin bir gülmece , daha doğrusu ironi duygusunun hiç bir zaman ortadan silinmediği filmler ...

    Gerçek-üstücülük Bunuel ' in tüm filmlerinde alttan alta da olsa kendini duyurur. Gerçekle düşün kesin kesişme noktaları yoktur çünkü Bunuel'e göre ikisi de hep içiçe yaşarlar ...

    Luis Bunuel üstüne bir inceleme kitabı yazmış olan sinema tarihçisi Ado Kyrou :"Tüm sinema tarihinde , Luis Bunuel'in eserinden daha özgür , daha kişisel bir yaratış yoktur . Kalıplara onunki denli uymayan , sinemasal geleneklere onunki denli karşı çıkmış , her türden tabu ' ya onunki denli egemen olan bir sinema da yoktur . Alışılmamışta , akıldışıda , önceden bilinemezde son derece rahat olan , gülmecenin çeşitli alanlarıyla da içli - dışlı olan Bunuel 'in sinemasında , gerçek - üstücü devrim , bir emri - vakidir , sanatının ayrılmaz bir olgusudur ." der.
    ···
  17. 192.
    0
    ···
  18. 193.
    0
    ···
  19. 194.
    0
    ···
  20. 195.
    0
    ···