hayatımda içip de hatırlayamadığım tek bir an oldu... hadi o geceden başlayalım anlatmaya.. bu biraz derinden...

şimdi size şarkı da paylaşırdım ama yarak kürek bir parça sevmezsiniz.. anı paylaşmak adına...

https://www.youtube.com/watch?v=hwsufz9C4A8

bir vesile ile yurt dışı eğitim programlarından burs kazanmış aile şirketi orada olduğu içinde parise yerleşmeye karar vermiştim...

uzatmayalım buradan başlarsak dıbına koyim portakal suyunu bahçede ki ırgattan anlatmaya başlamış olacaz.

vaktiyle orada görev yapan diplomatlardan birinin kızıyla sevgili olduk...

sonra kızla sevişiryoruz . kız bana bir gün sen ilk defa kiminle birlikte olduğumu sormadın dedi. ben şu içinde bulunduğumuzun zamanın çocuğuyum merak etsemde gibtir et der geçerim. cevabından korktuğum soruları sormam dedim..

içelim ben sana anlatırım dedi...

hatun başladı 16 yaşındaydım diye... art hostel tarzı yerlerde takılıyorum yeni yeni içki içiyorum elçiliğin yakınlarında bir yer olduğu için de çekiniyorum gören olur diye...

karşımda iki çocuk oturuyor biri zenci biri fransız .. gece geç bir vakit kalktım yerimden arkama takıldılar.. hoşuma da gitmişti aslında dedi... burada buna ara vereyim... buradan sonrası ağır tecevuz hikayesi bu kafayla anlatmıcam. yani o zamanlar acı veriyordu kız anlatırken ağlıyor içiyor. ben içiyordum.

işte şimdi biliyorsun bana neden tecavüz et dediğimi dedi...

rehinenin aşık olma durumu söz konusu ... neyse biz telefonda falan sürekli grup ciks tecavüz fantezileri paylaşıyoruz. ankarada olduğumuz günlerden birinde bunun doğum günü ... değişik hediyeler alma verme alışkanlığı da olan birisiyim...

istanbuldan erkek ayarladım.. böyle güzel şekil.. cocuğu ankaraya davet ettim tüm plan program hazır.

kızı arjantin caddesi sonunda ki butik bir otel var oraya davet ettim. butik bir oteldir ama son derece rahat.

kıza dedim ki sana bir hediye verecem ama gözlerini bağlamam lazım..

gözlerini uyku gözlükleriyle kapattım.. neyse bunun türkçesi bilmiyorum amk.

müziğin sesini yükselttim... cocugu odaya cağırdım

kızı oturttum koltuğa ... sonra kızı yavas yavas soydum cocuk izliyordu her yerini öpüyordum ama hiç elimle dokunmuyordum...

sonra cocugu cagırdım gögüslerine dokun dedim sessiz sadece hareketlerle


kız o an anladı..
o elllerin benim olmadığını gözlerini açmak istedi açamadı.. şşşştt sessiz ol... burası senin hem cennetin hem cehennemin.. nereye girmek istiyorsan orası senindir.

böyle başladı o unuttuğum gecenin sonu...

bir duble daha içeyim gelecem.

buraya yazdıklarımız öpüşme ön sevişme yatakta sevişme squrite hap kullanımı içki hazırlanması falan fıstık..

bundan sonra tüm bunları bir toparlayalım güzel bir gece bir kızla nasıl olur. aklıma geldikçe yazayım diyorum da madde madde ders anlatır gibi olmuyor. illa ki bir hatıra paylaşmak gerekiyor.

ben size bir hatıramı anlatayım.. gerçi bu çok soft olacak ama geceyi tarif etmek amacıyla ...

kennedy lodge da bir mezunlar günü kutlanıyor. harvard üniversitesi mezunları gecesi.. (ben harvard mezunu falan değilim yanlış anlaşılmasın).. bir dönem ufak bir eğitim hakkı kazanmıştım . sonrasında işe uyandılar bundan bi tak olmaz dediler sanırım... neyse mevzu bu değildi.

yer ismi vermemin sebebi isteyenler görselden baksın anlatacaklarım bilenlerin bildiği bilmeyenlerin bulacağı yerler.

neyse efendim davet ettiler gittim. gece herkes giyinmiş kuşanmış böyle kelli felli insanlar. çocuğum o zamanlar. en azından onlar arasında kendimi çocuk gibi hissediyorum. 24 yaşındayım. tek meziyetim güzel bir diksiyon ile güzel kelimeleri seçerek konuşmak.. aldım elime dağıttıkları şaraptan geçtim bir kenara serengeti timsahı gibi suya bi ceylan iner mi acaba diye duruyorum bir köşede..

gece ilerledi sohbetler genişledi. kimseyi tanımıyorum ama öyle elini uzatıyor insanlar tokalaşıp sohbet ediyoruz. sonra sarışın çooook güzel bir kadın gördüm... o yaşıma kadar da bir çok ülkeye gitmiştim sonrasında da çok ülke gezdim ama o kadar güzel bir kadına sanırım 5 defa denk gelmedim.. baktım bu veranda da durmuş boğazı izliyor. gittim hemen yanına iskele yapıyorum... bence yakışmış dedim.. ne o yakışan dedi boğaza ışıl ışıl sanki bir künye gibi. sanki güzel bir kadının bileği imiş köprüde hediye edilmiş gibi dedim... döndü yüzüme baktı... allahım o nasıl bakıştır. giriş buydu... sonra gecenin ilerleyen vakitlerinde içtik sohbet ettik. bir umut telefon istedim bundan. güldü vermedi... lazım olursa ben seni bulurum dedi..

kısa kısa geçiyorum ki konu sıkmasın diye. bir gün üye olduğum mail adresine bir mail düştü. ondan bir mail gelmişti.. sayfalarca mektuplar yazıldı. bir gün karar verdi buluşalım sevişelim biz dedi..

ayşegül diyelim adına. biz buluştuk tarihi bir hamamdan çevrilen bir yerde bir şeyler içtik. sonra ben bunu başka bir yere zütürdüm beğenmedi senin evin yok mu dedi..

benim evim var ama zütürmeye utanıyorum.. dedim otele falan gidelim. olmaz evine gidelim dedi. neyse gittik ahırdan hallice bir evim var benim o sıralar kafada her bir şeyi planlamıştım.. ben onu o beni çok seviyor..

hatun baştan aşağı beyaz giyinmişti elbisesi jartiyeri ayakkabıları çantası. bir tek kolunda ki takı vardı. uyumsuz.. girdi içeri ayakkabısıyla . güzel bir evin var dedi. içeri adım adım gitti ayakkabıları çıkarmadan koltuğa oturdu. çıkarmak istermisin dedi. olur dedim. artık ne diyorlar bilmiyorum çivi topuk mu diyorlar öyle bir topuğu vardı bilekten kelepçeli. ayakkabılarını çıkardım . bacak bacak üstüne atmıştı diğer ayağını elime aldım... onu da çıkardım. sonra gözüne baka baka ayaklarını öpüyordum.. çorabın üstünden. bilekleri ince kadınların çatalı dar olur. yani amı da dar olur. bileklerinden yavaş yavaş yukarı doğru çıktım. bacaklarını araladım. jartiyeri vardı bacaklarının kenarlarını öptüm sonra iç çamaşırı üstünden ıssırmaya başladım.. canı acıyordu.. aslında biz tüm bunları konuşmuştuk herkes ne yapacağını biliyordu. bir elimle kenara çektim dilimi içine sokmaya çalışıyordum o saçımdan tutuyordu. defalarca dakikalarca ıssırıp yaladım... hala elbisesi üstündeydi. artık koltukta oturmuyor bacakları benim omuzlarımda yatıyordu. sonra ayağa kaldırdım içeri gittik. yavaş yavaş tüm üstündekileri çıkardım.. yüz üstü yatmasını istemiştim. hem utanmasın diye hem de sırtını görmek için. bir kadının en ciksi yeri sırtıdır. gerisi yalan ... iz bırakmamam gerekiyordu. ona dikkat etmem gerkiyordu. zira hatun önemli biriyle evliydi. hala da evli. sırtına parmak uçlarımla dokunuyor onu geziyordum... içimden her şeyini yalamak geçiyor bu kız işese ben içerim diye düşünüyordum... sonra odayı tamamen karartım ve hava geçirmez hale getirdim.. ( ot falan kullanıyorduk ama biz otu içmez odaya yakar kokusunda sevişirdik ondan odayı özel olarak karanlık ve havasız bırakmak için özel tasarlamıştık) bu kızla sevişmeden önce ben her şeyi gördüm sanıyordum. yani bu kıza denk gelmeden önce sevişirken defalarca hastanelik oldum.. sanırım işin sonuna denk geldim diye düşünüyordum. yani bir kıza mens iken oral yapabiliyordum. midem bulanmıyordu. öncesinde çoklu kız grupları çoklu erkek grupları yapmış sokakta barda tuvalette sevişmiş hatta gündüz gözü sahide bile seviştiğim kızlar olmuştu. seviştim derken gibtiğimi kastediyorum...

bu hatunun öyle garip bir tadı vardı ki öyle garip bir teni vardı ki düz bir kağıda dokunuyor hissi veriyordu. ve çok tatlı bir teni vardı. hani dur noktası olmasa ıssırır kopartırım. tabi sonradan öğrendim vajinal jel falan kullanıyor lazer ağda yöntemi ile kılları aldırıyormuş solaryuma girmeden önce yağlı kremlerle banyo yapıp öyle ten rengi alıyormuş .. ulan gene konudan uzaklaşıyorum ya...

neyse onlar mum yaktım odanın içine.. kızın gögüs uçlarına damlatıp yüzünü seyrediyordum.. sadistçe bir zevk olmuştu.. önceden hiç arkadan ilişkiye girmemişti. gögsüne mum damlatırken elimle dıbına dokunuyor suyunun tadına bakıyordum..

sonra bacaklarını göğsüne kadar katlayıp kalçalarının arasını yalamaya başladım..

çok karı görmüştüm de hiç züt deliği ile teninin rengi aynı olan kadın görmemiştim..

bir parmağımı çok az zütüne soktum sonra dıbını yalamaya başladım... eliyle çek yapıyordu ama artık vazgeçmicektim. sonra parmağımı içine soktum. o size sayfalarca anlattığım olayı yapacaktım. ama kız çok dardı ve parmağımdan bile canı yanıyordu. ben hareket ettikçe zevkten daha çok acı çekiyordu..

yapma dedi...

sonra ayağa kaldırdım bunu ben yatağa oturdum kenarına.. o kucağıma oturdu.. acayip sorular soruyordum... inanılmaz bir büyü gibi.. öpüşmeye başladık.. ilk defa evde o zaman öpüşüyorduk.. gögsünde ki mumlar bacaklarıma dökülüyor. tadı kokusu sesi odayı kaplıyordu.. galiba bir yarım saat öyle öpüştük.. sonra yavaş yavaş kucağımdayken içine girmeye başladım.. eliyle tutuyor içine alıyordu... ben sırtını seviyordum.. geriye doğru yattı gögüslerini yalıyordum.. ilk gibtiğim kız hariç hiç bu kadar erken boşalmamıştım.. içime boşal dedi.. olur dedim..

tüm gün bende kalacaktı.. tüm gece böyle başlamıştı.. sonrasında neler yaptık farklı olarak...

rakam versem yalan sanırsınız onun için defalarca diyelim... ot içtik güldük seviştik sırtımı kesti kanımı içti. o her boşaldığında ben onu içiyordum... belinin altına bir yükselti koyup hem önden hem arkadan ilişkiye girdik... sabaha karşı gittiğinde ben ona ithafen odanın duvarına bir şiir yazdım. o da bana bir hediye verdi...