Akşam melise söz vermiştim, buluşcaktık aslında biallde gelcekti ama misafirleri olduğu için gelemedi. Bende elime basket topu aldım gittim. Bi lisenin bahçesine girdik kimse yoktu. sokak lambası potanın olduğu yeri aydınlatıyordu. Şut atmaya başladık aradada sohbet ediyoduk.
Melis: bu gün beni korumaya çalıştığını biliyorum teşekkür ederim.
Ben : yapmam gereken oydu
Melis :yanında başka kız olsa yapmazdın biliyorum.
Ben : benim zaten başka kız arkadaşım yok dedim.
Muhabbetten kaçmaya çalışıyordum haklısın bilalden başka da erkek arkadşın yok dedi ve gülmeye başladık.
Siz varken gerek de yok bana yetersiniz dedim.
Melis : sen gerçekten çok iyi birisin iyi ki o gün yanın boşmuş . iyi bir dostsun

Evet o gün bana dostsun demişti. Bu benim için işaretti düşündüğüm gibşi beni arkadşı olarak görüyordu. Ama bu beni rahatlatmıştı artık duygularımı tamamen bastırabilirdim çünkü onun mutluluğu içindi o gülse yeterdi. Varsın arkadaşça güldü.
Daha sonra konu derslere girdi fransada eğitim sistemi bize göre çok farklıymış, bize göre temeli zayıftı daaha doğrusu birçok konuyu görmemişti. Dersleride kötüydü o yüzden benden ders çalıştırmamı istedi. Tabiki dedim sınavlara kadar beraber çalışır hallederiz zaten bilali dersleri de çok iyi. top benim elimdeydi 3 lük çizgisi civarındaydım, melis hadi bakalım atarsan ben kola ısmarlıcam atamazsan sen dedi. Yok diyemedim tamam dedim ama cebimde param yoktu sadece otobüs param vardı. attım olmadı bu sevinçten nerdeyse çığlık atcaktı ama ben kızarmıya başlamıştım. Başka zaman ısmarlıyım dedim şimdi yanımda para getimemişim. Tamam boşver bende var para hem benim param senin paran dedi o aldı kolaları 1 saat kadar daha oturduk sonra ben onu evine bıraktım ve eve geçtim.

Melek gibiydi resmen ne konuda konuşursak konuşalım mutlu oluyordudm yanında bi erkek bi kızın yanında kendini güvende hisseder mi ben hissediyordum. Melis bana güven veriyordu. Herşeyi unutturuyordu eve herşeyi erkanı unutmuştum mesela eve gelince tekrar aklıma geldi. 2 sııflarla ugraşcaktım meseleyi kapatacaklarını sanmıyordum. Amaan dedim ne olursa olur. 1. Sınıfa 10 kişi dalcak halleri yok gerekirse kavga ederim ucunda ölümde yok. Zaten ne yaparsam emlis için yapmış olcam bu yüzden sıkıntı da yok. Akşam bilal misafirler gidince heralde beni aradı naptığımızı filan sordu anlattım ders durumunu beraber çalışcagımızı daha sonrada erkan meselesini anlattım o da bu günki olaydan sonra biraz internetten filan bakmış. Kavgacı huzursuz bi tipmiş ama delikanlı gibi takılıyomuş o da tam anlamamış ne olduğu.

Kararımı verdim ertesi gün teneffüste tuvalete diye çıktım sınıfına gittim erkanın sınıfta yoktu. o sırada koridorda beni gördü bana doğru geldi koridorun sonuna gittik. Ne oldu hayırdır şimdide sınıfımı mı basıyosun? Dedi
Ben : öyle bi niyetim yok dünki meseleyi konuşmak için geldim
Erkan: dün mesele filan olmadı. Sen haklısın benim yaptığım yanlıştı
Ben : eyvallah dedim
Düşündüğümün tam aksi bi konuşma geçmişti. iyi de olmuşu. Gelince melisin olmadığı biz zamanda bilalede anlattım o da şaşırdı.

Okul çıkışı pastaneye gittik. Birer çay aldık ve çlaışmaya başladık ilk matematikle başladık çok fazla eksiği vardı matematikte çok zor geçiyodu ama azimliydik. Biraz çalıştıktan sonra ecem yanımıza geldi. Oturabilir miyim dedi. Tabi dedik o da oturdu bi çay söyledi. Dersi bıraktı konuşmaya başladık sınıftan kimse bizim yanımıza gelmez biz kendi aramızda takılırdık öyle. Normal muhabbetler döndü nasılsınız filan bizde başka bişey sormadık ama çok şaşırmıştık. Beraber ders çalıştığımızı öğrenince bende gelebilir miyim dedi bizde kabul ettikk. Geri çevirmek olmazdı.

1 den sonra devam ediyorum

bu arada sizde müslümden kadınımı dinleyin. bu benim dinlediğim tek parça artık

Ertesi gün parkta yine ben daha erken gelmiştim ve bilal ile melisi bekliyordum ama ecem geldi. Burda buluştuğumuzu görmüştü galiba elindede çay vardı. teşekkür ettim. Kimi bekliyosun dedi bende melis le bilal diye cevap verdim. Herkesin ilk benimle konuştuğunda sorduğu soruları sormaya başladı. Niye sessizsin niye yalız takılıyosun filan ben de seviyorum dedim. Bende dedi. Çok şaşırmıştım döndüm ona baktım ve gülmeye başladım. O sırada melil geldi yine hoplaya zıplaya günaydın diye. Tokalaştık hemen ben onu görünce gülmeye başaldım çayı üstüne döküyodum az kalsın. Ecem e sert davrandı sadece elini uzattı. Hoş geldin dedi. Daha sonra hemen bana dönerek çamtasından resimlerimizi çıkardı. Lunaparkta çekindiğimiz. Hep beraber olduğumuz ve melisle benim oldğum resimler, aynılarından bilalede çıkarmış. Bunlar bizim ilk resimlerimiz artık albüm oluşturmalıyız ilerde çocuklarımıza ne anlatcaksak bunlara bakarak anlatcaz..

Ben resimlere bakıyordum baya beğenmiştim. O günü hatırladık, melis çarpışan arabada bilale nasıl çarptığımızı filan anlatıyo yine o gülümsemesiyle etrafa neşe saçıyordu.
Ecem in yüzü düşmüş ve melisin gelmesiyle yalnızlaşmıştı. Bilal geldi o sırada melis ona resimleri gösterirken niye yaptım bilmiyorum ecemin kulağına eğildim “” kusura bakma biz böyleyiz “” dedim onun dışlanmış olmasına üzülmüştüm daha sonra bilale geç kaldığı için azarımızı çektik. Okula doğru yürümeye başladık yürüken ecemle ben biraz arkada kaldık.
Ecem: “”melis galiba benden hoşlanmadı, rahatsız oldu gibi””
Ben: “ yok ya biz hep beraber takıldığımızı için garipsemiştir biraz”
Ecem : sanki seni kıskandı gibi siz sevgili filan değilsinizi dimi
Keşke olsak diyebildim içimden ama sadece arkadaşız diyebildim eceme

Gerçekten de melis kıskanmıştı ama kıskandığı kişinin ben olduğumu düşünmüyorum. O grubumuzu kıskanmıştı. Aramızda çok güzel bi muhabbet vardı ve galiba onun bozulmasından korkuyodu. Ben de korkuyodum.. sınıa girmeden melis beni yanına çekti
Melis: yeni kız arkadaşın bzimle beraber mi takılcak sürekli
Ben : neyi kasteddiğini anlamadım.
Melis: sabah çok güzel gülüyodunuz tamam gelsin bizle ders çalışsın arada muhabbet edelim ama sabah buluşmalarımız akşam buluşmalrımız bize özel oraya gelmesin.
Ben : benim ne kadar arkadaşımsa seninde o kadar arkadaşın sen söyle gelmesin o zman dedim.
Sinirli bi şekilde arkasını döndü ve sınıfa gitti.

Derste bilalle yer değiştirdi ve benim yanıma bilal oturdu oda tekli masaya geçti. bilal ne konuştunuz diye sordu bende anlamadım ama sebepsiz yere ecemi kıskandı dedim. Derste mesaj attım teneffüste özel konuşalım diye . mesaj atmadan önce ne konuşcagımı düşünmemiştim. Artık ders boyunca bunu düşündüm. Teneffüste yanına gittim bilalede gelmemesini söyledim. Beraber kantine indik 2 çy aldım. Bu gün çay alma sırası bendeydi dedim. Yüzüme bakmıyordu.
Ben : “” melis bak sen ben bilal çok farklıyız bizi kimse ayıramaz. Ecem se sadece gelip geçici heralde ya merak etti yada bizimle takılmak istedi kız ben onu uyarırım merak etme ama sende suratını asma.
Melis: metin kzı bizimle değil seninle takılmak istiyo sana bakışını göremedin mi sen parkta beni nasıl koruduysan bende seni korumak istiyorum bu kız sana zarar verir. Sana zarar vermesine izin verme..
Ben : sen benim hep yaımda değil misin bana zarar vermesin eizin verir misin ?
Melis : vermem tabi dedi
Ve çayı aldı elimden sonra sınıfa çıkmaya başladık ama sen yine de dikkat et dedi gülerek.

Beni kıskanıyor muydu yoksa gerçekten korumak mı istiyodu. ilk defa arkadaşlarım olduğunu biliyordu lisede yeni açıldığımı çevremdekilerle yeni iletişim kurduğumun farkındaydı. Belki de çoğu kişi gibi beni saf çabuk kandırılabilir biri olarak görüyordu. Çıkışta bizimkilere söyleyi ecemle konuşmaya gittim eceme uygun bi dille anlatmaya çalıştım.
“” biz 3 kişi iyiyiz aramıza başkası girsin istemiyoruz kusura bakma kendi kendimize takılıyoruz işte ders filan çalışırken gel istersen ama daha fazlası olmaz sanki””
Ecem : sadece arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm siz bilirsiniz dedi ve arkasını dönüp gittti.””
Bu gün herkes arkasını dönüp gidiyordu

Ertesi gün herşey belli olmaya başlamıştı. Barış ile ecem okul servisinden inmiş arka tararfta konuşuyorlardı bende tesadüfen gazete almaya gitmek için üşendim ve okulun demirlerinden atlıcaktım. Arkada gördüm ikisini ne konuştuklarını duyamıyordum ama belliydi zaten..
Melis le bilal gelince durumu ikisinede anlattım
Melis: bak ben sana söylemiştim. Adamın gözlerine bakınca ne olduğunu anlarım ben kimse durduk yere bizim yanımıza gelmez.
Gerçkten de haklı çıkmıştı galiba
Asıl sorun barış yine bişeyler çeviriyordu.

Okul çıkışında yine pastaneye geçtik. ders çalışmaya başladık. Yarım saat sonra ecem geldi . şaşırmıştık gelmesini beklemiyorduk. Melis bildiğinizi belli etmeyin dedi. Selam verdi izin isetedi ve oturdu. Onunla da beraber 1 ssat kadar ders çalıştık.
Barış geri yollamıştı heralde başka planları vardı. ama bozuntuya vermedik ve ne yapacağı hamleyi bekledik.
Dersten sonra bilal sınıfın geri kalanıyla ilgili muhabbet açmaya çalıştı biraz barışa giydirdi. Ecem de barışa bi kaç laf söyledi kendini beğenmiş. insanları kulannan birisi filan dedi.
Melis : ee ecem dışardan biz hala birbirine aşık 3 sevgili gibi mi görünüyoruz?
Ecem : barışın işleri işte alakası bile yok bence en iyi arkadaş grubu siz siziniz kim ne derse desin birbirnize sahip çıkıyosunuz. Bence herkes de sizi kıskanıyodur.
Melis: bizimle takılıyosun diye seni de dışlamasınlar
Ecem : ne yaparlarsa yapsınlar kendileri bilirler.

Ecem rolüne iyi çalışmış ve bizim gruba girmek için herkesi silmişti.
Böyle lanet bi sınıftaydık. işte ilk baştan beri kimse yüzümüze bakmıyordu. Arada gelip konuşmaya çalışan veya bu olaylardan sorumlu olmadığını söyleyenler vardı ama onlarda sesi ni çıkarmıyodu. Bize de gerisi lazım değildi zaten sene sonunda sınıfın taamı değişecekti. Çünkü herkes alan seççekti.

Pazar sabahıydı ve pazartesi günü 2. Ders matematik sınavımız vardı. ben le bilal hazırdık ama ne melis ne de biz melisin hazır olduğunu düşünmüyorduk daha birçok konuyu bitirememiştik. O gün bilalin evinde buluşma kararı aldık babannnesi biz kurabiye filan yapmıştı sabahtan buluştuk. Ve ders anlatmaya başladık bilalle ikimiz anlatıyoduk o da çok çalışıyordu ama bir türlü olmuyordu. Melis strese girmeye başalamıştı ki film seyredelim dedik. Melis bu saatte film olmaz komedi izliyelım filan dedi. Bilal de ata demireri tek kişilik dev kadro gösterisi vardı. onu açtık ve dakikalarca güldük. Ben hayatımda hiç bu kar güldüğümü hatırlamıyorum. Bittiğinde, içinde geçen esprilileri birbirimize yapıp gülmeye devam ettik. Tekrar birtürlü ders başlayamadık. Melisin eve gitme saati gelmişti onu otobusune bindirip eve yolladık..

Sınavdan önce melise küçük tiyolar anlatsakta olmadı bi türlü yine bişeyler yapardı ama geçebilecek notu alır mıydı sanmıyorum. Sınav kağıtları dağıtılırken çok heyecanlandığının farkındaydım. Yanına yaklaştım ve kağıdına isim yazmamasını söyledim. Elimde ki kağıdı yapıp ona vercektim sonra da kendi kağıdımı dolduraktım. Hoca farklı sorular sormuştu iki grup yapmıi ilk 20 dakikada elimdeki kağıdı bitirdim 70 alacak kadar doldurmuştum sonra kağıtları değiştirdim. Kendi kağıdımıda bi o kadar doldurdum. Sınav bittikten sonra kantine gittik melis boynuma sarıldı defalarca teşekkür etti. gözleri gülüyordu sevincden uçuyordu. Önemli değil dedim durup durup sarıldı. O gün akşam gözümü kapattıkça o anki görüntü melisin gülümsemesi gözüme geldi uyuyamadım o gece, o gece o güne kadar ki en mutlu gecemdi

beyler şimidlik bu kadar uyumam lazım hayrılı geceler diliyorum allaha emanet ,yarın devam ederim .

beyler okuyan varsa şu an devam ediyorum

Akşam melislerin mahallesine basket oynamaya gittim. Evlerinin önünde bekliyordum havalar çok soğumuştu. Basketi oynama fikri çok da iyi bi fikir değil. Artık dışarda da oturamazdık yeni bi sorun başlıyordu benim için para sorunu, bu yaşıma kadar öyle babamdan para isteyip de onu harcamadım ama yazdan birikmiş olan param 1.5 ayda eridi gitti. Telefonla aradım, geldiğimi söyledim o da çok bekletmeden aşağıya indi. Güzel bi mont ve şapka giymişti çok tatlı olmuştu. Elimde basket topu vardı biraz yürüyelim dedim. Yavaştan yürümeye başladık ama sohbet ediyoruz ilk konu matematik sınavından açıldı. Ben de artık bunun konuşulmaması gerektiğini söyledim. Herzaman onun yanında olduğumu tekrar belirttim. Senin zor zmanın matematik sınavıydı. Bizimde görevimiz yanında olmakdı dedim. Tekrar teşekkür etti ve koluma girdi. Başını koluma yasladı sen üşümüyor musun diye sordu. ince giyinmiştim yok dedim.
Ben : ama sen üşüdün galiba
Melis: yok ince giymişsin ben senin için söyledim
Ben : istersen oturalım biyere
Melis: yok böyle çok iyi yürüyelim.

Biraz daha yürüdükten sonra melis bana annemi sordu. Onu hatırlatıp hatırlamadığı, sadece birkaç resim karesi var dedim. Ve çocukken kurduğum hayaller. Çok üzülmüştü, biraz daha yaklaştı bana keşke hiç böyle kötü şeyler yaşamasaydınız, bilal de sende çok üzülüyorum.
Ben : geçti artık biz çok küçükken kaybettik o yüzden daha kolay alıştık.
Biraz daha yürümeye devam ettik. Pastahanenin birinde kapıda sıcak salep satılıyordu karton bardakta gittim iki tane aldım. Benim yüzümden hasta olmasını istemezdim beraber içtik. Daha sonra geri döndük ve ben onu evine bıraktım.

Sınavlar bittiğinde melisin birok sınavı kötü geçmişti. Elimizden geleni yaptık ama olmadı. Bu sıralar babamdan para almaya başlamıştım ve artık okula giderken yürüyordum. Yada babam bırakıyordu dolmuşa binmiyordum yani. Havalar soğuk olduğu için parkta buluşamıyorduk sadece sabahları onda da eskisi gibi oturup gazete filan okuyamıyorduk.
Bi gün yiğit ile tuvalette karşılaştık başka kimse yoktu ben yüzümü yıkarken yanıma geldi. Nasıl oluyoda o zayıf çıtı pıtı kız size yetebiliyor anlamadım ben anlatsana biraz dedi.
Kan beynime sıçramıştı. Döndüm direk boynuna sarıldım, daha sonra kafa attım burnundan kan geldi. Bi kaçkez dee yumruk attım. Yine hiç karşılık vermedi. Bidaha adımızı ağzına alma yoksa bu sefer bu kadar kolay yırtamazsın dedim.