-
1.
+1 -14Soğuk bir kış akşamıydı. Çok sevdiğim arkadaşlarım Aylin, Bilal ve Hanna ile tatilin keyfini çıkarabilmek için bir yerlere gitmemiz gerekiyordu ve aramızda uzunca bir tartışma ortamı oluştu.Ben bir dağ evine gitmemiz gerektiğini söylemiştim ama Aylin bunun ürkütücü olduğunu düşündü. Aylin Alımlı ve çok güzel bir kadındır. Bilal ise bu fikrime çok sıcak baktı o da dağ evine gitmemizin bu soğuk kış ayında daha mantıklı olduğunu söyledi. Bilal ise gözlüklü, hafif şişman ama kafa adamdır. Hanna, Türkiye'ye okumak için gelmiş harika fiziği olan bir bayandır. Hanna kitap okumayı çok sever, sürekli kitap okur. Bana gelecek olursak uzun boylu çapkın ve yakışıklı bir beyefendiyim. Neyse hepimiz dağ evine çıkma konusunda karar verdik. Bunları evlerinden teker teker aldım ve buz gibi havada bir dağ evine gitmek üzere yola çıktık. Bu Aylin gerçekten çok kitap okuyo bir kutu kitap almış yanına keşke Hanna gibi olsa az bize uyum sağlasa. Yolda giderken gideceğimiz yer hakkında bilgi ediniyorduk. Issız, kimsenin neredeyse hiç gelmediği bir yermiş burası. Sadece küçük bir kulübe , kulübenin biraz ötesinde yıkık dökük terkedilmiş bir ev, bu evin hemen 1-2 km ötesinde de küçük bir benzinlik varmış.
-
2.
+2 -1Uzun bir yolculuktan sonra nihayet dağ evine geldik. Hava gerçekten çok soğuk, o kadar soğuk ki ısınmak için yanımıza bir kutu şarap getirdik. Bilal sağolsun babasının işlettiği restauranttan araklamış. Neyse işte biz arabadaki eşyaları dağ evindeki bu şirin mi şirin kulübeye taşımaya devam ediyorduk. Aylin bana buranın ürkütücü olduğunu söyledi ben de ona merak etme ben yanındayım diyerek sıkıca sarıldım. Hanna bu durumu görünce şöyle bize bir bakış attı. Neyse biz evi baya toparladık, evin her tarafında örümcekler ağ yapmış ve pislikten geçilmiyordu. Masanın üzerindeki radyo dikkatimi çekti hemen alıp radyoyu incelemeye başladım kim bilir belki çalışır, geceleri müzik dinlerdik. Ama ne kadar çabalarsam çabalıyım yapamadım. Ben de radyoyu mühendislik okuyan zeki Bilal'e teslim ettim o anlar bu işlerden. Hanna hala kitap okuma derdindeydi evi toparlamamıza yardım etmediği gibi bize gece okuduğu kitaplardan saçma saçma bölümler anlatıyodu. Ne olursa olsun kulübede iki tane güzel mi güzel kadınla birlikte bu ıssız dağ evinde tatil yapıyordum, ta ki olaylar cereyan edene kadar.
-
-
1.
0amın oglu ilk entryde hanna kitap okuyo diyon sonra aylin cok kitap okuyo bize uyum saglamıyo diyon
-
1.
-
3.
+2 -1ilk gecemiz çok heyecanlıydık. Burada küçük bir soba var ve sobayı yakmamız için odun gerekiyordu.Ben de Bilal ile birlikte odun toplamak için dışarıya çıktık. Kızlar da kulübede yemekleri hazırlıyordu. Neyse işte biz odunları toplarken Bilal korktuğunu söyledi.Ben de ona sen nasıl adamsın olm istersen git kızlarla yemek yap dedim şöyle bi bozuldu ama sonra gönlünü aldım tabi. Neyse biz odunları toplayıp geri döndük. Bizi içerde çok güzel bir sofra bekliyodu. Mum ışıkları yanmış, şampanyalar patlatılmıştı. Ama sobayı yakarken çok tuhaf bir olayla karşılaştım. Sobanın içinden sanki kıyma makinasından geçirilmiş bir harita buldum.ilk önce önemsiz olduğunu düşündüm sonra bunun bu bölgeyi gösteren ve işaretlenmiş alanların olduğunu farkettim.
-
4.
+1Haritayı hemen herkese gösterdim onlarda önemsiz, buraya gelenlerin kullandıkları harita olduğunu düşündüler. Ama ben öyle düşünmüyordum bu haritanın altında yatan gizli bir şeyler var hadi hayırlısı diyerek parçalanmış haritayı bir kutunun içine koydum. Hep beraber sofraya geçtik yemeklerimizi yedik, şampanyalarımızı içtik. Hanna her zaman olduğu gibi bize kitaptan bölümleri anlatma devam ediyordu. Hanna'ya Tolstoy seni görse mezarında ters döner diye espiri yaptım. Aylin suskun garibim öyle oturmuş sadece yemeğini yiyodu, arada benimle konuşup gülüşüyoduk. Neyse biz yemeklerimizi, şaraplarımızı içtikten sonra herkes bir köşeye çekildi. Bilal, bu ne ya çok sıkıcısınız dedi. Ben de o zaman hadi şarkı söyleyelim dedim. Aylin, senin gitarın varya sen çok iyi çalarsın sen çal biz söyleyelim dedi. Ben de gitarımı aldım elime başladım Akdeniz akşamlarını söylemeye. Tabi burda şömine de var. Aylin söylerken gözlerimin içine bakıyordu. Bilal ile Hanna da birbirlerine bakıyolardı. Demek ki bu gece çok uzun geçecekti
-
5.
+1 -1Kulübe iki katlıydı. Ben ve aylin alt katta, Bilal ile Hanna'da üst katta kalıyordu. Artık çok yorulmuştuk yarın daha kayak yapmaya gidecektik. Neyse herkes yerlerine gitti. Sonra birden garip sesler duymaya başladık sanki "ah evet devam et" gibi sesler geliyodu. kulübe sallanıyodu adeta. Aylin ilkten çok korktu hemen boynuma sarıldı. Ben de ona korkma yukarıda çarşafları yırtıyolar dedim. Şöyle bi utandı Aylin, tabi ben bu gece neler olabileceğini tahmin ediyordum.
-
6.
+1 -1Neyse bu bizim Bilal radyoyu tamir etmiş ama burada radyo kanalları çekmiyordu. O kadar ıssızdı ki kendi iç sesimi bile duyabiliyordum. Radyo eğer olsaydı bir şekilde romantik bir müzik açıp işi bağlayacaktım ama yeni bir yöntem bulmam gerekiyodu. Yöntemi bulmadan önce buraya getirdiğim prezervatifleri arabada unuttuğumu farkettim ve Aylin'e sen bekle ben hemen geliyorum diyip arabanın yanına gittim. Tam bagaj kapağını kaldırıyordum ki yerde karların arasında kan izlerinin olduğunu farkettim. Tabi ilk önce bu izlerin getirdiğimiz şaraplardan dökülmüş olabileceğini düşündüm. Hemen elimi kanın bulunduğu bölgeye zütürüp azıcık değdirdim ve dilime zütürdüm. Kan olduğundan emindim artık. Neyse hemen içeri gittim bir şey olmamış gibi davrandım. Bana nereye gittiğimi sordu ben de boşver dedim.
-
7.
+1 -1Romantik konuşmalardan sonra artık kıvama gelmişti. Ben de durur muyum hemen bunu soymaya başladım. Bu biraz utangaç kızdır ama yeri geldiğinde çok vahşidir. Haliyle bu da beni soymaya başladı. gömleğimi çıkarttıktan sonra pantolonumu da sıyırdı. O anın verdiği rahatlamayı hiçbir şeye değişmem. Güneşin doğmasına az kalmıştı ama biz hala deliler gibi sevişiyorduk. Yukarıdan Bilal sert bir şekilde vurup bize az sessin olun yatacaz şurada diye bağırıyodu. Aylin çok zevk alıyordu. Harika bir bedeni vardı. Göğüsleri, kalçası o kadar büyüktü ki elimle kavrayamıyordum. Neyse artık güneş doğmuştu ve ilk günümüz burada bitmişti.
-
8.
+1 -1Artık sabah olmuştu. Bayanlar yüzlerindeki o harika gülümsemeyle bize yemeklerin hazır olduğunu söylemek için uyandırdılar. Şöyle derin bir şekilde esnedim. Gece çok uzun ve vahşice geçmişti. Aylin bana utanır gözlerle bakıp gülümsüyordu. Neyse sofraya geçtik ve yemeklerimizi yedik. Ama benim bu muhteşem geceye karşın aklımda hala o harita ve kan izleri vardı. Neden birisi buraya bu haritayla gelip, giderken haritayı yırtıp sobaya atar ki. Anlam verebilmiş değildim. Hele o kan izleri beni daha da şüphelendiriyordu. Neyse Bilal artık bi gezinti yapmamızın vakti gelmedi mi diye şöyle yüksek bir sesle söyledi. Kadınlarda eveeet neden olmasın dediler. Ben de eğer arabanın benzini biterse napıcaz dedim. Bilal, gelirken araştırmıştık buraya 1-2 km ötede bir benzinlik var dedi. O zaman neden olmasın dedim ve hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Ama kafama takılan bir soru vardı. Ya benzinlik terkedilmişse...
-
9.
+1Hazırlıklarımızı hızla tamamladık. Hanna yine o sıkıcı kitaplarını yanına almıştı. Şimdi anladım neden şişko, çalışkan ve gözlüklü biriyle sabahlara kadar seviştiğini. Neyse arabalara atladık ve en sevdiğim şarkıların olduğu müzikleri açtım. Hanna, bu ne ya çok kafa şişirici başka müzik yok mu dedi. Ben de Bach var açıyım istersen dedim. Tabi espriyi kimse anlamadı sadece Aylin anladı. Aylin aynı benim kafadan ama biraz utangaç. Ben ben bu utangaçlık durumunun gece yaptığımız vahşice olaydan sonra geçtiğini düşünüyorum. Yolda giderken benzinliğin yanından da geçtik. Sanki benzinlik terkedilmiş bi yere benziyodu. Ama çok hızlı geçtik yanından anlayamadım. Umarım geri dönerken buraya uğradığımızda boş bir istasyon ile karşılaşmayız diyerek dua ettim. Aylin bi anda şu göl kenarında duralım mı çok güzel hem ateş yakar etlerimizi burada yaparız dedi. Ben de neden olmasın dedim. Aslında güzel bi yer değildi ama şimdi kabul etmezsem bana gücenir ve gece arkamı dönüp yatmak zorunda kalırım.
-
10.
+1Arabayı göl kenarına çektik. Malzemelerimizi hemen ağaçların bol olduğu bir kenara indirdik. Her zaman olduğu gibi Hanna yine arabanın içinde kitap okuyor ve bize yardım etmiyordu. Neymiş efendim kitabın en heyecanlı yeriymiş. Izgara yapmak için alet edavatları da indirdik. Ama tek ekgib vardı o da odun. Kızlar yemekleri hazırlarken biz de odun toplamaya yola koyulduk. Kar altındaki bu büyük ormana girdik. Balta hep benim elimdedir asla Bilal'e vermem çünkü çok sakar bir insan. Gözünün önündeki bardağı bile düşürür. Neyse biz ormana girdik ama bizi çok garip olaylar bekliyordu.
-
11.
+2 -1Benim hala aklımda sorular vardı. Harita ve kulübenin önündeki kan izleri. Ormanın içinde odun toplarken sürekli aklımdan senaryolar oluşturuyordum. Acaba kulübenin ötesindeki evde biri var ve buraya gelen insanları öldürüyor mu diye düşündüm. Ama neden öldürsün ki bu nasıl bir fantazidir. Aklımdan aynen şunu geçirdim, kulübemize döndüğüm zaman o harabe eve gidicem ve yaşayan birilerinin olup olmadığını öğrenicem. Ama ben bile bu fikirden korkmuştum. Ben düşünürken Bilal bana bir şeyler söylüyor ama ben dalmış bir pozisyonda bir anda sendeleyip cevap veriyorum. Çünkü kafama takılan sorular var ve onları düşünüyordum. Acaba gitmeli miyim o harabe eve, gidersem kötü şeyler olabilir mi bilmiyorum.
-
12.
+2 -1O harabe eve gidip gitmeme konusunu bizimkilere açmadım. Neyse biz odun toplamaya devam ediyoruz.Ben odunları kırıp bu Bilal'e taşıttırıyorum. Okulda da işlerimi hep buna yaptırırım. Sonra merak ettim acaba kızların başına bir şey gelmiş olabilir mi diye gerçekten içime kurt düştü. Bunu Bilal'e de söyledim, bir şey olmamıştır merak etme dedi. Odunları keserken bir şey farkettim bir ağacın tam gövdesine büyük bir fırça ile çarpı işareti atılmıştı sonra bunun tekrarlandığını gördüm. Üstelik çarpıların altında numaralar yazıyordu. Anlam veremedim. Acaba kesilecek ağaçları mı numaralandırmışlardı çözemedim. Kafam iyice bulandı. Harita, kan izleri, harabe bir ev ve altında numaralar yazılı çarpı işaretleri. Neyin nesiydi bunlar anlam veremiyorum.
-
13.
-1Kafam bulandıktan sonra durduk yere Bilal, bana seçimlerde kime oy vereceksin diye sordu. Nerden aklına geldi anladım. Ben de tarafsızım oy kullanmayacam dedim. Peki sen kime oy vereceksin diye sordum o da Hdp dedi. Buna balta ile kafasının orta yerine vurmak istedim ama benim görüşlere saygım vardır. Okulda bile bu Bilal hep partisini savunurdu, toz kondurtmazdı ama ben tartışmalara alet olmazdım. Neyse bu muhabbet böyle bitti. Biz odunları topladıktan sonra geri döndük ama hala aklımda o çarpılar vardı. Unutmaya çalışıyodum zaten 1 hafta kalıp gidecektik neden bu kadar kafaya takıyorum anlamadım. Ama takılamyacak gibi değildi ki.Akşam hala o harabe eve gidip gitmeme konusunda kararsızım. Akşam ola hayrola dedim ve ızgara yaptığımız göl kenarına geri döndük. Kızlar bizi güleryüzle karşıladılar. Müziğin sesi son ses açıktı ben de bunlara kızdım haliyle çünkü çok sesli dinlersek yabani hayvanları buraya çekebilirdik.
-
14.
0Harita, harabe ev, benzin istasyonu, kan izleri, ağaçlardaki çarpılar bunların hepsi bir yapboz gibi...
-
15.
-2Dediğim gibi çok sesli dinlersek yabani hayvanları buraya çekebilirdik ve dediğim gerçekleşti. Bize doğru gelen bir kurt gördük. Acaba etin kokusunu falan mı aldı anlamadım. kızlar hemen arabaya geçti. Tabi ben hiçbir zaman hazırlıksız bir yere gitmem. Av tüfeğimi de yanımda getirmiştim. Arabanın bagajından av tüfeğimi çıkarttım. Yavaşça bize doğru yaklaşıyordu. Bilal nerde diye kafamı bir çevirdim süt kuzusu arabanım içine kaçmış. Hanna'ya sarılmış beni izliyo. Ne yapacağımı bilemedim acaba uzaktan indirmeli miyim yoksa gelmesini mi beklemeliyim. Yeterince kurşunum vardı ama ben düşünceli bir adamım eğer fazladan ateş edersem diğer hayvanlar da buraya toplanabilirdi. Ben de yaklaşmasını bekledim. Sessizce arabanın arkasına pusdum gelmesini bekledim. Yavaş yavaş etlerin olduğu bölüme yaklaşıyordu. Etleri yemeye başladı. Aklımdan hemen şunu düşündüm eğer etlerin hepsini yerse biz akşam ne yiyecez. Hemen işini bitirmeliydim. Etlerin yarısını yemişti bile. Sonra birden gölün kenarına doğru gitti, su içmeye başladı. Ben de vakit bu vakittir diyip arkası dönükken ateş ettim. Kızlar içeriden bağırdılar hatta Bilal bile çığlık attı. Ama kurdu vurmuştum sonuçta. Herkes rahat bir nefes aldı
-
-
1.
+5su içene yılan bile dokunmaz, huur evladı.
-
1.
-
16.
-2Aylin hemen arabadan inip benim boynuma sarıldı. Hanna ile Bilal beni birden alkışlamaya başladılar. Kendimi lord zatennettim. Neyse kalan etleri yapıp yemek zorundaydık çünkü geri dönüş yolu uzaktı bu yüzden karnımızı doyurmalıydık. Etleri yaptık yiyoruz ama bu Hanna hala kitap hala kitap bıkmadı usanmadı. Hiç bizimle ilgilenmiyo. Bu bizim şişman, gözlüklü bilal de bu hannaya sürtüp duruyo gece yine duramayacaklar belli. Neyse Aylin bi anda hadi bize şarkı söyle dedi. Tabi ben o durur muyum gece için hazırlık yapıyodum. Hemen gidip gitarımı aldım ve bunlara Akdeniz akşamlarını söyledim. Hepsi eşlik etti. Ortaya da ateş yakmıştık çok romantikti. Sonra Aylin bana ilerde çocukların olursa kurdu nasıl vurduğunu anlatırsın dedi. Ben de inşallah çocuklarım sana benzer, senin gibi güzel olur dedim. Utandı tabi o da istiyo.
-
-
1.
+1Lan sende hep akdeniz akşamlarını söylüyon amk klişesi
-
1.
-
17.
0Karnımız doydu artık. Her şeyi topladık arabaya koyduk artık geri dönme vakti geldi. Saatte geç oldu hava karardı. Ben öldürdüğüm kurdun postunu kulübeye asarım diye arabanın bagajına attım. Aylin bunun kötü kokacağını düşündü ama ben onu ikna ettim tabi. Yolda giderken sevdiğim müzikleri tekrar açtım ve Hanna yine kapat artık o müziği bıktım dedi. Ben de Bilal'e yavukluna söyle sussun dedim. Tabi bilal utandı ama Hanna yavuklunun ne olduğunu bilmiyo. Nerden bilsin elin gavuru yavukluyu. Neyse biz devam ediyoruz yolumuza aylin önde yanımda, arka koltukta da onlar oturuyo. Dedim ya yola çıkarken inşallah benzin istasyonu çalışıyodur diye. Benzinimin bittiğini farkettim ve benzin istasyonuna gelmiştik. Ah kafam nerden bileyim Allah'ın dağında benzin olmayacağını bilemezdim ya. istasyonda ne çalışan var ne de benzin var. Haliyle ortada kaldık.
-
18.
0Bunlara kalan yolu yürümemiz gerektiğini söyledim ama ortalık zifiri karanlıktı birbirimizi bile zor görüyorduk. Ellerimizdeki fenerler bizi zor idare ediyordu ve çıkabilecek tehlikelere karşı arabanın içinde kalmaya karar verdik. Hanna yine soğukkanlılığını koruyarak kitap okumaya devam ediyodu. Aylin ise soğuk ve araba çalışmadığı için sımsıkı bana sarılmış düşünceler içinde dalmış gitmişti. Ben ise hala düşünüyordum hava buz gibi soğuk, boş bir istasyon, araba çalışmıyor ne kadar dayanabilirdik ki. Yani demem o ki hemen bir çözüm yolu bulmalıydık. Benim kafamda ise istasyona girmek vardı. Çok soğuk çok duramıyorsunuz bile. istasyonun içinde ne olduğunu bile bilmiyorum belki beni bekleyen büyük tehlikeler vardır. Ama eve dönmemizin bir garantisi yoktu, yarın ne olacağını kimse bilmiyor.
-
-
1.
0yav gibtir git artık ya susim dedim ama bukadar sacmalık olamaz amk millette inanıyo saka gibi ya bi kitaptan ya bi filmden aldım amk cocugu
-
-
1.
0ilk önce zaten buna inanan maldır. ikincisi, ne kitap ne de filmden aldım aklıma ne geldiyse direk yazdım
-
2.
0yazma ozaman amk seviyeyi düsürüyon
-
3.
0Ulan daha yeni üye oldum ilk defa bir şey yazalım dedik taku çıktı. iyi yazmıyorum hadi görüşürüz.
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
19.
0Bir nebze ısınmak için bagajda hala şarap olabileceğini düşündüm ve dizimde uyuyan güzeller güzeli Aylin'in kafasını yavaşça koltuğa bıraktım. Hanna çok üşüdüğünü söyledi o titreyen dudaklarıyla. Gerçekten işler kötüleşiyor yarının nasıl olacağını bilmediğimiz bir halde bekliyorduk. Isınacak bir aracımız yoktu artık, tabiri caizse kıçımız donuyo diyebilirim. Neyse indim ve şarapları almak için kapağı açtım. Bir adet o da yarım olan şarabı aldım şarabın yanında gofretler de vardı onları da aldım. Soğuktan ellerim titriyordu. Hemen içeriye döndüm. inanın o soğukta şarabı saklayıp kendim içmeyi bile düşündüm ama bunu onlara yapamazdım. Şarabı önce kızlara paylaştırdım kalanını da Bilal'e verdim. Gofretleri de kızlara verdim. Unutmayın kızlar her zaman önce gelir. Artık o kadar soğuk başladı ki ellerimi oynatamıyordum bir an önce o istasyona girip çözüm aramalıydım.
-
20.
0Hanna bir anda ağlamaya başladı. Bilal onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Hanna bana artık zar zor konuştuğunu, dudaklarının açılmadığını söyledi. Aylin ise bana sıkı sıkıya sarılmıştı. Titrediğini iliklerime kadar hissedebiliyordum. Bu böyle olmayacaktı artık. Açlık iyice bastırdı bu terkedilmiş istasyona girip yemek aramalıydık. Belki içerde benzin vardır bilmiyorum. Şu ana kadar girmememizin sebebi bizi bekleyen şeylerin ne olduğunu bilmiyo olmamızdı yani korkmuştuk. Ama şimdi korkmanın vakti değildi ve herkese buraya girip yiyecek arayabiliriz dedim.Öyle bir şeydi ki kimse araçtan çıkmak istemiyordu. Artık soğuktan ölecek gibiydik ama bunları ikna ettim ve yavaşça aylini kucağıma aldım. Bilal'de Hanna'yı aldı. Süt kuzusu dediğime bakmayın Bilal yeri geldiğinde adam gibi adamdır. Neyse biz bu sağlam görüken ama göründüğü gibi olmayan istasyona girdik.
başlık yok! burası bom boş!