O an ona ne kadar safça da olsa o gün ne kadar hoş gözüktüğünü söylemek istedim ancak bizim okulun o zamanlar hiç sevmediğim ancak şuan hala daha muhabbet ettiğim bedencinin "dikkat" diye anırmasıyla kendime gelebildim. Ardından istiklal marşı sınıflara girmeler o merdivenler ve koridorda yaşanan ay ne yaptın tatilde muhabbetleri-sanki yaz boyu birbirlerinin zütünü selfie çekmemiş gibi- yapan pelinsular ve bitmek bilmeyen sınıf arayışlarının ardından sınıfa girdik. Genelde kimseyle anlaşamam pek arkadaşım da yoktur. Hatta şu anda arkadaşım dediğim kimse yok sanırım. Konuştuğumda ise kızlara karşı dahi çok sivridil olduğum için o zamana kadar olmuş olan 2 adet ilişkimin en uzunu 1 hafta sürmüştü. Bu bana koymazdı. Oyun oynamaktan anlamazdım. Bir tek tesellim vardı. O da gitar çalmak. Okula bir kere bile zütürmedim. Evde kendimi ses kaydına alır, boş vakitlerimde(genelde uyuduğum dersler ve tenefüslerde) kendimi dinler hatalarımı tespit eder evde okuldan sonra yaklaşık 3 saat gitar çalar yeni parçalara bakardım. Neyse ilk gün ikinci gün derken okulun üçüncü gününde yine gibik bir sabahta kulaklıklarımı takıp okul yolunu tuttum. Genelde dakik biri değilimdir. Her gün geç kaldığım için ve hocalar da annemle babamın ayrı olduğunu biliyordu ve ben annemle ilçede kalıyordum pek umursamazlardı. Sabah yine bir gözüm açık bir gözüm kapalı okula girerken omzuma atılan o el ile irkildim. Arkamı döndüğümde 9. Sınıfta tüm cesaretimi toplayıp açılıp ancak red yedikten sonra bir daha giblemediğim bernayı gördüm. O okula ikinci olarak girmişti ve tatlı da olsa bir kapışmamız olmuştu 9. Sınıfta.
Diyalog B-Berna S-Sherrock

B-oooo sherrock bey yine erkenciyiz
S-yoo istikrarlıyım sadece
B- neyde istikrarlısın ;)[bin gülüşü]
S-seninle uğraşmakta değil ne de olsa ikinciydin değil mi
B- hıı hıı sen birinci girdin de ne oldu senden 0.18 daha yüksek ortalamayla geçtim ben sınıfı .s.s
Tribinden sonra sınıflarımıza gidene kadar bir şeyler anlattı ama benim kafam o an gördüğüm dersimize girmek üzere olan aslı hocadaydı. Ok by diyerek depara kalktım ve hocaya jest yapmak amacıyla ondan önce kapıyı açıp içeri buyur edecektim. Ama düşünmediğim bir şey vardı. O huur çocuğu hizmetli yerleri curling pisti gibi kayganlaştırarak paspas atıyordu. Durmak isterken kaymaya başlamış ve aslı hocaya çarparsam bir daha konuşma ihtimalini bırak dersinde göz bile kırptırmazdı. Uyumama müsaade ediyordu çünkü. Sağa yaptığım ani hamle ile karşılıklı iki kapı arasında kısa bir pinball oynayıp yere yapıştım. Aslı hoca şok olmuş olmalı ki bana baktı ve. A-Aslı S-Sherrock
A-Hayırdır nereye böyle
S-Size kapıyı açacaktım hocam(bu arada pantolonumun diz kısmı hafif yırtılmıştı sigara yanığı gibi ve dizim kanıyordu)
ilk önce çantasından usulca bir peçete çıkardı ve ardından
A-Bir dahaki sefere benden önce gelmeye çalış * dedi ve gülümsedi.
Bir saniyeliğine hayat durdu ve bütün canlılar şarkı söylemedi ama bana oradan kalkıp sınıfa girene kadar koluma girmesi beni 20 saniyeliğine de olsa okul ortamından uzaklaştırmıştı. Arkadan gelen bernanın maruz kaldığım bin gülüşleri bile gibimde olmamıştı.

Şokun arkasında bekliyorum. Bilen bilir 2013-2014 sezonunda eylülde 5-6 gün yağmur yağmıştı sağnak bir şekilde ege bölgesini de hakimiyeti altına alan yağmur izmiri de vurmuştu. Ve şansımı gibeyim ki o yağmurun başladığı gün de aynı güne denk geliyor. Neyse ilk önce bu 11-12 den çocuklar geldi. Çocukları özet geçiyorum biri mücahit 12. Sınıf ahmetle aynı fiziki özelliklere sahip. Okulun o sene seçilen öğrenci reisi. En azından tayfası arasında. Oğuzhan o sene 11 ama boy 1.80-1.85 arası 90 kilo kastan oluşan bir yaratık. Diğer çocuk Mehmet ali bu da tam anlamıyla tombalak tospağa. Yani m.ali nin göbeği zaten ben kadar. Aha yannanı tersten yedik derken bunlar bişey yapmadı. Sadece oğuzhan telefonu çıkartıp iki üç fotodan sonra video açtı ve mücahitle yanıma gelerek röportaj yapmaya başladılar. Nasıl hissediyorsun. zütüne kazık girecek olması nasıl bişey diye filan neyse. En çok oğuzhandan korkuyorum bu arada. O arada ahmet oç'u geldi ve kim başlayacak dedi. Ama aklımda bir plan vardı. Şimdi yalanını gibeyimciler başlıcak büyük ihtimalle ama anlatıcam yine de. Dediğim gibi yağmur yağıyordu ve bu benim için dezavantajdı (bkz: yerleri curling pisti gibi paspaslamak). Ama onların da dezavantajı vardı ve bundan yararlanacaktım. En azından planım öyleydi çok şükür işe yaradı. Şimdi bu malların hepsi keçe gibi bir materyale benzer kaşe diye bi mont türü var ve yağmurda 10 dakika ıslan iki katı ağırlığa çıkıyor ve bu da onları ve hareketlerini yavaşlatacaktı. Tek yapmam gereken onları biraz daha oyalamak ve kaçmaktı. Ahmetle laf dalaşına girmeye karar verdim o an. A-Ahmet S-Sherrock M-Mücahit
S-Lan cidden bu kadar düştün mü sen ya. Hadi yanındakiler am salak sen de mi be. Olum hani sen demiştin mendilden farkın yok kızların gözünde diye. (Yanındakilere laf atmamın sebebi mücahitin üzerime gelmesini sağlamaktı. döverse de o dövsün ahmet de diğer kaşar gülçin de kudursun du. )
A-Neyse ne. Artık ben değiştim. Duygum kalmadı. O kız benim için sadece bir obje. Buradaki herkes için ve biz de bunu bozmak istemiyoruz.
M-Ahmet yeter konuştuğumuz ben başlıyorum.
S-Neyse ben bi iki kıza rezil olucam. Ama sen mücahit senin gücün benim gibi cılız birine mi yetiyor ? Bu mu adamlığın ?
Hepsi söylediğim sözler üzerine düşünürken ben birşey farketmiştim. istediğim zamanı yakalamıştım. Ama olucak gibi değildi mümkün değil kaçamazdım. M.ali bir kolumdan tutuyor. Oğuzhan da solumda izbandut gibi dikiliyordu. Dövüşecektim. Başka çarem yoktu. Bunları düşünmek için geç kaldığımı anlamam uzun sürmedi gözümün üstüne doğru gelen yumruğu farketmemle eğilmeye çalışmam bir oldu. Ama nafile gelen yumruk kaşıma denk gelip patlatmıştı ve videoya çekiyordu hala oğuzhan. Aklıma binlik geldi ve korkak karılar teker teker gelin dedim ve plan işe yaramıştı. Mücahit "bırak m.ali" dedi ve ondan sıyrılmamla m.alinin taşşaklara geçirmem bir oldu o orda kıvrıladursun. Bu zamana kadar misafir çocuğu harici (bir de mahallede yediğim dayaklar harici) kavga etmeyen ben sadece savunma yapabiliyordum. Mücahit üstüme doğru gelirken yapabileceğim tek ve en doğru şeyi yaparak var güçümle göğsünden ve karnından bunu iktirdim. Yağmur benim avantajım olmuştu. O çocuk aynı yumurtaya koşan sperm gibi dalgalanarak karşıdaki duvara yapışarak kafayı çarptı ve yere düştü. Herşey yoluna giriyordu ama unuttuğum birşey vardı.