dün yine balkonda mangalımı yaktım yelliyorum

seren ağlayarak itiraf ediyor acı gerçeği faruğu neden bıraktığını neden onunla olamadığını neden benimle olamayacağını... önce kelimeler düğümleniyor boğazında sonra ise o acı gerçekler bir bir dökülüyor o ince narin dudaklarının arasından. behlül ben aslında bakire değilim. olsun diyorum seren bana delik olsun yeter diyorum. bu sefer basıyor kahkahayı ve üstündeki pantolonun düğmelerini açıp tam 19 santimlik ağletini ağzıma sokuyor benim hiç amım olmadı ki bakire olayım deyip oracıkta oracıkta ağzıma boşalıyor. bitti sanıyosunuz değil mi? hayır bi posta da arkadan giriyor. anlatmayacaktım ama gaza geldim binler. sonrası mı? gördüğüm tedaviler ve kilo kilo içtiğim uyku hapları... neyse ki şimdi iyiyim ve artık erkeklerden hoşlandığımın farkına vardım pm.den ulaşabilirsiniz beyler behlülden hepinize öpücükler tatlılarım benimmm...

31 malzemesi vermek istemiyomuş

burası inci sözlük oğlum hale teyzenin h sine bile attırılır yeri gelince

ardından faruk bir osuruyor yok aq böyle bir şey. balkonu bildiğin yeşil duman kaplıyor, sanırsın hat çekmiş pekekent. şans buya aq o sırada da seren bana bir şey söylemek için bize geliyomuş. kız 10 metreye kadar yaklaştı, suratındaki o ifade beni bitirdi. bir anda çığlık atmaya başladı. allah belanı versin behlül, kaka adam diyerek gitti. faruk kenarda oturduğunda görülmüyordü dışardan. ihale bana kaldı aq. zütünü gibtiğim faruk'u

baktım olacak gibi değil çıkardım malı verdim faruk'un ağzına ve dedim ki:
çivi çiviyi söker gardaş:(

bakire mi bu seren yoksa küçükken bigibletten düşmüş mü?

beyler uyku tutmadı devam ediyorum
gece kapının çalmasıyla aniden yataktan sıçrıyorum. gidip bakıyorum seren reyizin babası kapıda dikiliyor. buyurun amcabey diye içeri alıyorum. elinde poşet, iki tane efes de getirmiş. balkona geçiyoruz. muratti'den bir tane kendim yakıyor, bir tane de seren'in babasına ikram ediyorum. biraları yudumluyoruz. 'hayırdır amcabey bu saatte önemli bir şey mi vardı' diye soruyorum. o sırada gözlerim hafiftan kararmaya başlıyor. kafamı dik tutamamaya başlıyorum. 'biranın içine bir şey mi koydu lan bu it' diye düşünüyorum. olduğum yerde yığılıp kalıyorum. seren'in babası yaklaşıyor, şortu indiriyor, 30 cm'lik malafatla dübürüme tenasül etmeye başlıyor. çığlıklarımla bütün siteyi inletiyorum. sesi duyan güvenlikçi balkonda bitiyor. 'sen misin lan o havuza atlayan huur evladı' diye o da başlıyor makattan morartmaya. çığlıklarımı muğla otobüsündeki deniz bile duyuyor. 'hayırdır behlül bişey mi var, geleyim de biraz daha bızırımı okşa' diyor. 'üff snn be slk' diye mesaj atıyorum. mesaj yanlışlıkla seren'e gidiyor. seren 'behlül yanında başka bi türk kızı mı var yoksa, babam olmasa sana gösterirdim ben ama onun korkusundan evden çıkamıyorum' diye cevap atıyor. 'babam burada şu an dübürüme girmekle meşgul amk mal mısın' yazıyorum. o sırada acı ve zevkten bayılıyorum. inci'ye giriyorum, başlığı upluyorum. bi panpamla özelden ciks yapıyorum. panpam sitenin güvenlikçisi çıkıyor. şimdilik bu kadar, yarın devam edeceğim arkadaşlar.

sonra sabah kalktım baktım kapıda seren dedim ki ne yapıyorsun burda dedi ki dün gece düşündüm kendimi sana affettirmeye geldim ve sana sabah saksosu çekmeye geldim dedi. malum hava yaz bende dedimki bi duş alayım taşak kokum geçsin öyle dedim anlatmaya devam ediyim mi beyler

amcik hosafi sevgili olmak icin, benimle cikar misin demek mi lazim veya facebookta iliski durumu mu yapmak gerek?

basbaya sevgilisiniz.

deniz yaraga acmis megerse. sandim 3 part yemek, mangal, muratti okuyacagiz. bu guzel oldu. hic bozma.

kızı gibmediysen gelir ben seni giberim...

hay çakma raybanını keten donunu 3 biranı 1 kangal suçuğunu 1 paket murattını hep aynı şeyler amk hayatını gibiyim

sonra bi baktım mutfak bi ses geliyor. Seren bana bağrıyor behlül diye. gittim cırılcıplak soyunmuş fakat bi terslik var önünden birşey sarkıyor. boru desem değil patlıcan desem değil. ben bunu düşünürken azğıma bir anda arkadan biri gelip beni birşeyle bayılttı. uyandığımda gibim kanepe minderlerinin arasına sıkışmış bir şekilde zütüm kıpkırmızıydı

sabah 9:45 te kalktım. Hemen bi banyoya girdim. Sonra kahvaltımı hazırlayıp balkona geçtim.

Hale teyze ile selen de kahvaltı yapıyorlarmış. Kahvaltıdan sonra gelde kahve içelim dedi hale teyze tamam

olur dedim. Kaçamak bakışlar arasında kahvemizi yudumlarken neler yapacağımızı konuştuk. Eve geçtim üstüme

tişörtümü geçirdim yan sanayi ray-ban ı da taktıktan sonra çıkıp kapının önünde seleni bekledim. 10 dakika

sonra kapıda göründü. Atladık dolmuşa koyu bir sohbetle zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bideceğimiz yere

varmıştık. indikten sonra marinada biraz yürüdük. biralarmıyız dedim selene

olur dedi. Köşedeki büfeden iki 50 lik efes bir muratti alıp babamın zor durumlarda kullan diye verdiği iş

bankası kartından ödedim.

ne anlattın arkadaş ya boşuna girip okuyruz ya hadi bakalım en sonunda hale teyzene karşı çıkarıp masaya vurmazsan giberim. açık ve net

bu kadar içki > 42 cm kol

beyaz şarap > beyaz peynir

15 dakika gecsin seren mort, tekila giber sereni.

zihin çeperini gibtirtme lan, edebiyat yapma da keyfini çıkaralım hikayenin.

evet yakaladım. ilk kez canlı okuyacam hızlı yaz dıbına koyarım

dün yine balkonu yaktım yelliyorum bir yandan. açtım zekai tunca çalıyor bir yandan balkonu yelliyorum. sonra attım perdeleri balkona her taraf har har tutuştu. baktım bizim komşularda oturmuş laflıyorlar. hale teyze seslendi "behlüüül oğlum manyak mısın? itfaiye nerede yetişin!" yok dedim hale teyze itfaiye'de iş bırakma eylemi var. gelmezler onlar bugün...

hale teyze organ mafyasının başı beyler

adamın hikayesinden prim yapmayın kendinize amk. gidin kendi hikayenizi kendiniz yazın, adamın hikayesine salça olmayın...