+119
-68
Dün güzel havayı değerlendirmek için sahile gitmeyi düşündüm. nitekim öyle de yaptım. Ancak tam bir saat boyunca arabayı park edecek yer bulamadım. Ve sonunda 15 lira verip otoparka koydum arabayı. Huzur için sahil kenarına geldik biraz iyon falan faydalanalım diye. Sinirden biri omuz atsa ağzını burnunu dağıtacak duruma geldim.
Sahilde biraz boydan boya yürümeye başladım kalabalık arasında. Baktım 18-19 yaşlarında birkaç velet, ellerinde el kamerası ile çekim yapıyor. Hiç istifimi bozmadan önlerinden geçtim. Bir de yolumu mu değiştireceğim 3-5 ergen ve gibko bir olay için?
Önlerinden geçtikten 10 saniye sonra "abi ne yapıyorsun ya bütün çekimi mahvettin" dedi biri. Gittim yanına. Elinde kamera vardı. Bön bön bakarak yavaşça kamerayı elinden aldım. Yanında duran tıfıl, çelimsiz arkadaşına verdim. Gözlüğünü çıkarmaya yeltendim kafasını çekti. "Dur abicim.." dedim. Tedirgin ve titreyerek durdu. Gözlüğü de tıfıla verdim. Sonra güneşin parlattığı denize derin ve gözlerim kısık bir şekilde 4-5 saniye baktıktan sonra dönüp bir tokat yapıştırdım velet youtuber'a. O bembeyaz yanağı kıpkırmızı oldu. Bizi izleyen birkaç kişi de hayret ayırmak yerine sırıtmaya başladı. Demek ki onlar da illallah etmişti bu ergenlerden.
Ardından ne alakaysa kameraya "challenge yapıyoruz arkadaşlar" falan filan diye diğer bir arkadaşıyla iddialaşan lewandowski formalı sırık vardı. Kolumdan tutup "abi ne yapıyorsun" diyor. Önce koluma sonra buna baktım. Bir tokat da buna yapıştırdım.
Tıfıl olan geldi. O cılız, zayıf sesiyle bana "abi sen onların kusuruna bakma" dedi. Acıdım ona vuramadım lan. Zaten vursam şerefsizlik olurdu. Elimi yanağına attım, yüzünü kaçırdı. Ürktü çocukcağız... "Dur olum bi saniye" dedim. Tedirgin gözlerine sert sert bakarak eğilim yanaklarından ve kafasından öptüm. Kafasını futbol topu gibi okşadım. "Adamsın tıfıl" dedim.
Sonra denize attığım o filozofvari bakışımla yoluma devam ettim salına salına... Derken yanıma 19-20'li yaşlarda bir kardeşim geldi.
Elini uzattı. Şaşırdım. Elimi uzattım ben de. Beni aniden kendine çekip kafa tokalaştırdı. "Abi adamsın, biz bunları görmekten sıkıldık artık. Çok iyi yaptın eline sağlık. Benim evim hemen şurada, gel buyur bir sohbet edelim seninle, bir alkol alalım senle balkonda" dedi. Evine davet edene kadar "eyvallah, estağfurullah kardeşim" çektim mahçup bir şekilde.. Ama sonra bir an ciddileşip "kardeşim kusura bakma ama sen kimsin de beni evine davet ediyorsun içki içmek için he?" diyip bir tokat da buna patlattım. Yanağını tuttu ama tebessüm ediyordu. Acıdım, gel lan az çekirdek yiyelim şurda dedim.
Yalnız bir adamın sıradan bir pazar günü işte böyle geçti. Tokatlar atarak, insanları öperek ve filozofvari takılıp uçsuz bucaksız uzanan denizde ufuğu süzerek...
Tümünü Göster