+60
-31
farkındamısınız bilmem ben özet geçmiyeceğim (aslında okadar şeyin özeti budur) ama okursanız sevinirim:
9-10 senedir aynı tak diyenler 14. seneyi 20. seneyi düşünmeden konuşuyor çünkü cumhuriyet yıkılıyor!
abd/cia - fethullah - akp üçlüsü tarafından tezgahlanan sahte ve düzmece bir kurgu ile insanların onuru ayaklar altına alınıyor!
toplum sahte belgelerle belge manyağı yapılmış, tamamı yurtdışından gelen emirlerle yargı kontrol ediliyor, cumhuriyet işte böyle yıkılıyor!
kurtuluş savaşında akıttığımız her kan boşa gidiyor. şehit düşenler haybeye düşüyor, cumhuriyet yıkılıyor!
gururumuz, özgürlüğümüz, geleceğimiz yok ediliyor, cumhuriyet yıkılıyor!
yargı, yasama, yürütme şakirtlerin elinde peki bu cumhuriyeti ne ayakta tutuyor?
ülkenin bir bölümü isyan ediyor. özgürlük ilan ediyor. asker öldürüyor. TSK gık çıkaramıyor, açıklama yapamıyor. TSK yok, çünkü cumhuriyet yıkılıyor!
muasır medeniyetler seviyesine gelme hedefimiz törpüleniyor, cumhuriyet yıkılıyor!
gazi mustafa kemalin tüm devrimleri tersine gidiyor, cumhuriyet yıkılıyor!
cumhuriyet yıkılıyor ve siz uyuyorsunuz binler!
fetullah gülen bütün kolluk kuvettlerini eline almış yönetiyor, 5,5 milyon müride ulaşıyor, cumhuriyet yıkılıyor!
yazar, aydın, siyasetçi, asker cumhuriyetin yıkılmasına kim karşı geliyorsa zindana tıkılıyor, cumhuriyet yıkılıyor ulan!
devletimizin onuru ayaklar altında, cumhuriyet yıkılıyor!
cumhuriyet yıkılıyor ulan cumhuriyet. her sabah korumaya ant içtiğiniz, istiklal marşını söylediğiniz, tarihini okuduğunuz cumhuriyet yıkılıyor!
cumhuriyet yıkılıyor ulan!
Peki ne yapacağız?
dahili tehdit odaklarının ulaştığı böyle bir güce karşı bize mevcut durumu iyi kavramak, gündemin akışını yakından takip ederek anlamayanları/anlayamayanları uyarmak, hiç olmassa bir vatandaşı daha aydınlığa-gerçeğe kavuşturmak düşüyor!
Söz veriyoruz:
Türkiye; kaotik bir hal alan dünya düzeni bünyesinde yönünü bulmaya çalışırken; iç odakların gönüllü maşalığına soyunduğu küresel güçlerin planları doğrultusunda, sonu belirsiz bir girdaba doğru sürüklenmektedir. Mevcut kadroların gönüllü aktörlüğe soyunduğu sahnede; ülkemizi küresel güçlerin kolonisine dönüştürecek, federatif bir sisteme doğru sürükleme çabaları gün geçtikçe daha küstah ve aleni bir boyut kazanmaktadır. Bu yolda; sürüleştirilen millet, "medeniyet" adına ham hayallerle uyutulurken; sahne arkasında, bu milletin geleceğini ve varlığını ipotek altına alan anlaşmalar yapılmaktadır. Bu anlaşmaların mahiyetini ve taraflarını bilenler olarak; bu gidişata; NE PAHASINA OLURSA OLSUN olsun izin vermeyeceğiz!
"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!''
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Korkmayın şeriat gelmeyecek, siz yine gibişe devam, siz yine alkole devam, siz yine itliğe devam.
Sadece Cumhuriyet yıkılacak ve Türkiye Federal Devleti olacak hepsi bu.
---000000---
son olarak okursanız sevinirim:
---0000000---
Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk