0
ekşide biri yazmış
işin aslını bilmeden konuşan çok fazla kişi var. mümkünse ufacık beyinleriyle biraz susmayı öğrensinler.
maç henüz bitmeden alkışlamaya başlamıştı fenerbahçe taraftarı. maç bitti, çevik kuvvet hoop daldı sahaya. orta yuvarlağın etrafını sardı, rahat rahat sevinsinler diye. ee tamam problem yok, sevinsinler. biz o sırada "fenerbahçe buraya" diye bağırarak takımı yanımıza çağırmaya çalışıyorduk, nitekim çevik kuvvetimizin sahada yarattığı gereksiz kalabalık yüzünden gelemediler. daha sonra nedense birden kalabalık bir polis ordusu maraton ve okul açık'ın birleştiği yerin tam önünde geldi durdu. hayırdır hafız? problem mi var? sen oraya gelmesen kimsenin bir tak yapacağı yoktu zaten.
daha sonra gördüğüm kadarıyla sözlü sataşma yaşandı, polis eline geçirdiği uzun bir sopayla ona bir şeyler söyleyen bir taraftara vurdu. işte olay burada koptu. amiri koşup "sen ne yapıyorsun" dercesine onu geri çektiğinde, çoktan aşağıya inmeye başlamıştı insanlar. fenerbahçe'ye el uzatmak kolay değildir. bir sürü kişi sahaya girdi. koltuk, meşale vb şeylerle çevik kuvveti "püskürttü". sonrasında içinde 2 yaşında çocukların, kadınların, yaşlıların bulunduğu hiçe sayılarak 50bin kişiye birden biber gazı sıkıldı. okul açık üst tribündeydik, sahadaki olaylarla en ufak alakamız yoktu. arkadaşlarıma "gaz geliyor, kaçın" demeye kalmadan kendimizi gözlerimiz yaşlardan kör olmuş ve aldığımız her nefes boğazımızdan ciğerlerimize kadar her yerimizi yakarken bulduk. kendimizi koridora atıp nefes almaya uğraştık. etrafıma bakınca bayılan, ağlayan, fenalaşan insanlar görüyordum. suçsuz, maç izlemeye gelmiş.
kapıda yüzünde gaz maskeleriyle, kocaman kalkanlarıyla efsane polislerimiz duruyordu. kucağındaki 1 yaşındaki bebeği gösterip "bu çocuğun günahı ne?" diye polisin suratına bağıran kişiyi gördüğümde gözlerim dolamadı, çünkü zaten şakır şakır yaş akıyordu gaz yüzünden. ama o polisin gözleri doldu, bakamadı küçük çocuğa, kafasını eğdi. çıkışa ulaştığımda kurtulduğumu sandım, nitekim kafamın yanından geçen bir biber gazı bombası yanıldığımı gösterdi. gaz bulutunun az olduğu tarafa doğru kaçmaya başladım. kızıltoprak'a geldiğimde panzerler her taraftaydı, benzincinin oradan fişekler ve biber gazı bombaları atılmaya devam ediyordu. insanlar camiye sığınmıştı. su satan kişi etrafında fenalaşan insanları gördükçe suların hepsini "al yüzünü yıka" diyerek ücretsiz veriyordu. bir gaz bulutu daha geldiğinde üst sokaklara gittim. bir şekilde arka sokaklardan söğütlüçeşme'ye ulaştım, panzerlerin arasından bütün camları ve kapıları kırılmış, tam bir savaş alanına dönmüş istasyona, oradan da atkımla ağzımı kapatarak salı pazarı'na gittim. insanların ağzında tek bir soru vardı "herkes iyi mi?"
çok şükür iyiyiz. şampiyonluğu kaybettiğimize üzülmemiz gerekiyor normalde, ama biz yaşadığımız için seviniyoruz bugün. sahadakileri alkışlayıp, takımımızı çağırmaya çalışırken zaten pamuk ipliğine bağlı sinirleri koparıp ortamı gerenlerle bizim sorunumuz. bugün de ölmedik, şükür.
Tümünü Göster