1. 50.
    0
    @51 doğu Almanya'yı ruslar mı sömürdü yannan kafa?
    rus emperyalizmiymiş.
    at yalanı, gibeyim inananı.
    ···
  2. 49.
    0
    @50 rus ajanını neden öldürmesin ki

    eğer türkiye'ye komunizm gelseydi sonumuz azerbaycan gibi olurdu.

    komunizm rus emperyalizmidir.
    ···
  3. 48.
    0
    @49 cümleyi uzatmak istemedim işte anlasana gerici, anarşist veya komünist olmadığı sürece muhalif sesler susturulmamıştır. oldu mu ?
    ···
  4. 47.
    0
    @47 "... ancak gerici olmadığı sürece muhalif sesler susturulmamıştır."
    daha ne yazdığının farkında değilsin sanırım.
    (bkz: mustafa Suphi suikastı)
    ···
  5. 46.
    0
    nereyi eleştiriyo be atatürk sağlam diktatördü bunu herkes iyi bilir askerden siyasetçi olmaz zaten. kendi kafasına göre iyi kötü işler yapar.o da yaptı allahtan yaptığı işlerin yüzde 70 i doğru olan işlerdi.
    ···
  6. 45.
    0
    kaynaklar var hacı, yanlı pekekentler de olabilir ama belgeli sonuçta

    https://www.google.com.tr...8187178,d.d2k&cad=rja

    http://belgelerlegercekta...-gazeteler-basin-sansuru/
    ···
  7. 44.
    0
    @46 ne alakası var salak herif, gericilikten kastım tutuculuk, solcu adama söylediğin şeye bak
    ···
  8. 43.
    -1
    @45 komünizm ve anarşizmi gericilikle bir tuttuğun için çok tebrik ediyorum seni.
    süper bilimsel yaklaşmışsın.
    ···
  9. 42.
    0
    panpa kısaca anlatmak gerekirse 1925 takrir-i sükun kanuna kadar özgürce yayın yapan tutucu gazeteler var ama şeyh sait isyanından sonra çıkarılan bu kanunla bu tarz muhalif gazeteler kapatılıyor.1929 yılında takrir-i sükun kanunu kaldırılıyor yani basın özgürleşiyor diyebiliriz, bundan sonrasını alıntı yapıcam

    1930’lu yılların basın tarihi açısından en önemli olayı, 1931 yılında Matbuat
    Kanunu’nun (Basın Yasası) kabul edilmesidir. Meclis’te uzun tartışmalardan sonra kabul
    edilen kanunun en önemli maddesi 50. maddedir: “Memleketin genel siyasetine dokunacak
    yayınlardan dolayı Bakanlar Kurulu kararıyla gazete ve dergiler geçici olarak kapatılabilir.
    Bu şekilde kapatılan bir gazetenin sorumluları, kapatılma süresince başka bir adla gazete
    çıkaramazlar.”

    Kanunun 51. maddesi, yabancı ülkelerde çıkan gazete ya da dergilerin Türkiye’ye
    sokulmasının ve dağıtılmasının Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanabileceğini öngörüyordu.
    Matbaalarla ilgili düzenlemelere de yer veren kanun, gazete ve dergi sahiplerinde lise
    ya da yüksek öğrenim görmüş olmak şartı getirirken, “vatan, milli mücadele, cumhuriyet ve
    devrim düşmanlığı” suçlarından hüküm giymiş kişilerin gazete çıkarmalarını yasaklıyordu.
    Kanuna göre, gazete ve dergilerde çalışan bütün muhabir, yazar, fotoğrafçı, ressam ve idare
    memurlarının adlarının hükümete bildirilmesi gerekiyordu.
    Piyango ve tombala gibi oyunların da yasaklandığı Basın Kanunu’yla getirilen yayın
    yasakları ise şunlardır:
     Padişahlık ve hilafetçiliği, komünistlik ve anarşistliği kışkırtıcı yayınlar yasaktır.
     Hanedan’dan oluşan kişilerin gönderecekleri yazıların basılması yasaktır.
     intihar olaylarının yayınlanması yasaktır.

    1933 yılında içişleri Bakanlığı’na bağlı olarak Matbuat Umum Müdürlüğü’nün
    kurulmasıyla, basın üzerindeki denetim artar. Cumhuriyetin on ikinci yılında Ankara’da ilk
    kez basınla ilgili bir kongre toplanır. 25 Mayıs 1935 tarihinde devlet öncülüğünde toplanan
    kongre, basının yerine getirmesi gereken kültürel görevleri geliştirecek imkânları sağlamayı,
    Basın Birliği’ni kurmayı, basının devlet eliyle kalkınmasını sağlamayı hedefliyordu. Her yıl
    toplanması öngörülen kongre, 41 yıl süreyle hiç toplanamadan dağılır.40

    Basın Kanunu, 1938 yılında köklü bir değişiklikten geçirilir. Yasayla, yeni gazete ve
    dergi çıkarılması bir bankadan 1000–5000 liralık garanti mektubu alınması ön koşuluna
    bağlanır. Ayrıca, gazete ve dergi çıkarılması için hükümetten ruhsatname alma zorunluluğu
    getirilir. Kanun, “kötü ünlü” kişilerin gazete ve dergilerde çalışmasını yasaklar. 1938
    değişikliğinin getirdiği en önemli hükümlerden biri de okul ve üniversite olaylarıyla ilgili
    haberlerin izinsiz yazılmamasıdır. Böylece yayın sansürünün kapsamı genişletilir. Bu
    dönemin en önemli gazeteleri Cumhuriyet, Akşam, Tan, Son Posta ve Ankara’da yayınlanan
    Ulus’tur.

    yani özetlemek gerekirse atatürk döneminde gerici, anarşist veya da komünist görüşler cumhuriyet için tehlikeli görüldüğünden yasaklanmıştır ancak gerici olmadığı sürece muhalif sesler susturulmamıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 41.
    +1
    @42 yarı diktatörlük dedim çünkü neticede azımsanamayacak bir halk desteği var ve halkçı adımlar atılıyor.
    tam bir diktatöryal sistem olsaydı niye cumhuriyete geçilsin?
    yeni bir diktatör gelir ve diktatöryayı devam ettirirdi.

    monarşiden demokrasiye geçiş için bu tip bir ara dönem yaşanmak zorunda.
    ha bu demek değil ki bu geçiş süreci pürupak bir süreçtir.
    bir çok yanlışlar yapıldı ve binlerce insan katledildi.
    eğer bilimsel ve objektif konuşacaksak atılan her adımı doğrularıyla ve yanlışlarıyla incelemek gerekir.
    yoksa ders kitaplarındaki vatan millet sakarya tarih bilgisiyle bir yere varılmadığı aha buz gibi ortada.
    ···
  11. 40.
    +1
    @42 görüşünde istersen haklı ol ama bu üslup ve tarih biliminden uzak yaklaşımın ve kulaktan dolma sözlerle hiç bir kaynak ve belge ibraz etmediğin yazılar bişey ifade etmez.
    ···
  12. 39.
    -1
    ne yarı dikdatorlugu aq adamlar istiklal mahkemesi ile istediklerini asıyorlar. rivayetlere ve ozamanın cellatlarının günlüklerinde yazdıklarına göre asılanlar 100 binler le tahmin ediliyor. en ufak muhalefet imasında gazeteler kapanıyor. ayagına çarık alamayan anadolu çiftçilerine mecburi olarak fransız ithali gibik şapka taktırılıyor. başını örten veya köylü kıyafetleri ile gezenler hor görülüyor hatta istanbula ankaraya alınmıyor asık veysel ataturku gormek icin geldiği büyük şehirden kovuluyor. diktatör olmak için daha ne lazım amk yarı diktatorluk diyosunuz
    ···
  13. 38.
    0
    @36 mantıklı başlamış yazı panpa biraz daha göz gezdirim.

    not:işte böyle belgelerle gelin
    ···
  14. 37.
    0
    @34 bak gereklimiydi değilmiydi diye sormuyorum

    belgelerle o dönemin basın özgürlüğü durumunu soruyorum panpa
    ···
  15. 36.
    0
    @33 çok haklısın işte ben objektifçe bir tartışma istedikçe bazı ergenler konuyu başka yere çekmeye çalışıyor
    ···
  16. 35.
    -2
    Atatürk bu ülkeyi emperyalist güçlerin işgalinden kurtarmış, gerici yobaz oç larla savaşmmış ve modern türk devletini kurmuştur onu eleştirenlerin hepsi huur evladıdır karşim gibleme
    ···
  17. 34.
    0
    @32 lütfen fişi çek ve ders çalış.
    ···
  18. 33.
    0
    bu konuda sina akşin'in çok güzel objektif bir yazısı var okumanı tavsiye ederim :

    http://dergiler.ankara.ed.../dergiler/42/454/5160.pdf
    ···
  19. 32.
    0
    @1 google da araştırmıştır mutlaka ama benim ilk bulduklarım şunlar, o dönemdeki basın ve sansür ile ilgili.

    http://belgelerlegercekta...-gazeteler-basin-sansuru/

    http://yenibastann.blogsp...ihi-erken-cumhuriyet.html

    Tabi ne derece doğrular bilemiyorum.
    ···
  20. 31.
    -1
    atatürk yaptı diye bu sistemin en iyisi olduğunu düşünenler var gibi sanki.

    Bir ülkenin tarihiyle, geçmişiyle ilgili her şeyi bir anda değiştiremezsin. O ülkenin geçmişini tamamen yok etmeye çalışmaktır bu.

    O gün ki düşmanlar hala var ve o zamankinden çok daha tehlikeliler. O gün topraklarımıza girmişlerdi yani fiili bir saldırı vardı, bugünse bu savaşlar hep stratejiler, düşünceler üzerinde gerçekleşiyor yani bir nevi soğuk savaş.

    Yani şunu demek istiyorum, madem mustafa kemal şartlar gerektirdiği için o şekilde davranmış - asılanlar, baskı uygulananlar, zorla yaptırılanlar- bir nevi diktatörmüş, çünkü ondan başka kimsenin karar verme şansı yok. Ki bu anlamda padişahtan bile yetkileri daha çokmuş. O zaman, bugün de belki o şartlar gerektirdiği için recep t.e diktatördür.

    Sonuçta sen şartlar gerektirdiğinde diktatörlüğü savunabiliyorsan, birileri için de o şartlar şuan da gerçekleşiyor ve yine birisi kendini diktatör konumuna koyabiliyordur.

    Kimseye ne hakaret ettim, ne kötü bir şey söyledim. Şurada hepimiz iki dakika insan gibi tartışabiliriz.
    ···