0
seni kaybettiğim zaman herkes bir şeyini kaybetsin istedim, bencilce. (g. i̇nesi)
gecenin ezgi'si...
sen "gitmem gerek" dediğinde, önce sana, sonra kendime küstüm.. giderken sen kendi kendine küsmüşlüğünle, yanağından düştü saçların;
omzum yok diye orada; tutamadım kendimi, yaşlanmışlığımı, ağlarım sandım, ağlayamadım..
kızdım,
daha da derinleşerek, yerinde duran yüz kırışıklıklarıma..
dedim,
yine derim, "insan belirli yaştan sonra, utanıyor yalnızlığından"..
..
sahi ne oldu böyle..?
görüşüp
el ele, diz dize, dize dize, dize getirecektik aşkı...
korkuyorum dediğinde biri, aşktan korkma
diyemiyorsa diğeri
ikisinden de korkmalı aşk.
aşk elini hiç korkak alıştırmaz..
gül bahçesi vaad etmediğinden aşk, kanayacaktı değdiği yerlerde
diken..
olmaz dikeni şikayet edenden sevilen.
dedim,
yine derim,
papatyaları insanlara emanet etmek yerine, insanları papatyalara emanet et..
mevsim bahar, hayat hep kır çiçeği..
ışıklarını yakmaya başlamıştı arabalar..
yoldaydım.
param kalmamıştı, hesabıma göre
bozukluk olacaktı o da yol parasına yetmezdi..
bu saatten sonra kimse durmazdı..
sahi insanların korkuları geceleri mi geliyor
yolda yalnız yürüyen insanlar mı korkutuyor onları..?
oysa hep karanlıkta güvenilir insanlara..
yollarını kaybedenlerdin onlar
son sigara bir tek onlara yakışır mesela..
ellerim cebimde kimi arasam diye düşünüyordum,
soğuyordu hava..
hızlıca yanımdan korna çalarak bir kamyon geçti, sur çalınıyor sandım, aklımı aldın..