1. 76.
    0
    http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=158548
    ···
  2. 77.
    0
    jonathan mensah
    fm 2012 oynuyom amk ne bakıyon
    ···
  3. 78.
    0
    üşümek varsa bu sıcağın yokluğudur, karanlık varsa ışığın yokluğu.. eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan işte bu o'nun yokluğu
    ···
  4. 79.
    0
    platon, felsefe tarihinin temel “sorunu”dur. platon’un bir “sorun” oluşu batı düşünce tarihindeki tarihsel-siyasal gelişimlerin bir sonucu olmakla birlikte, platon’un yapıtları da buna olanak tanımıştır. platon’un yapıtları, umberto eco’nun edebiyat metinlerinin yapısına ilişkin yaptığı saptamadaki temel kavramı ödünç alınırsa, “açık yapıt”lar olarak görülebilir. platon’un çeşitli dönemlerde kaleme aldığı diyaloglar, kendisiyle sürekli mücadele halinde olan, kendisini sürekli sorgulayan, fikirlerini sürekli yeni baştan ele alan ve dönüştüren bir filozofun bütün özelliklerini yansıtırlar. örnek olarak, sokratik döneminde açık uçlu, belirli bir sonuca varmayan diyaloglar söz konusuyken, geçiş ve olgunluk döneminde çok katı bir “idea öğretisi” geliştirmiş, daha sonra, yaşlılık dönemindeki parmenides diyalogunda, bu öğretiyi negatif tarzda sorunsallaştırmıştır. başka bir örnek de beden (soma) sorununa ilişkin çeşitli diyaloglarda söyledikleridir. phaidon diyalogunda beden ruhun (psykhe) bir hapishanesiyken ve saf düşünmenin önündeki engel oluştururken, başka birçok diyalogunda ise sağlıklı bir yaşam için beden sağlığının önemine dikkat çekmiş ve bedene özen gösterilmesi gerektiği düşüncesini temele almıştır. lysis diyalogunda ise bedenin ne “iyi” ne de “kötü” olduğu görüşünü dile getirmiştir: “beden ise sadece beden olarak ele alındığında ne iyidir ne de kötü”. bu örnekler özellikle politikaya ilişkin tasarımları (politeia, yasalar ve devlet adamı adlı diyalogları) göz önünde tutulduğunda daha da çoğaltılabilir. i̇yi (tagathon) kavramı sözkonusu olduğunda yine farklı diyaloglarda –her ne kadar kendi düşüncelerini büsbütün yıkmasa da- farklı yönler ortaya çıkmaktadır. bu yazıda, “platon sorunu”nun, platon ile platonculuk ilişkisi çerçevesinde, tartışılmasını temele alarak platon’un iyi kavrdıbına ilişkin bir açıklığa ulaşılmaya çalışılacaktır. bu yapılırken de platon ile platonculuk arasında “iyi” kavrdıbına dayanarak kurulan bağın kendisi sorunsallaştırılacaktır.
    özellikle felsefeyi tarihsel bir çizgide ele almış ve felsefede bir başlangıç (ve tabii bir “son”) sorununu dilegetirmiş filozoflar için “platon sorunu”yla hesaplaşmak kaçınılmaz olmuştur. platon’la tarihsel bakımından hesaplaşmaktan, onu tarihsel bir bağlama yerleştirmekten kaçamayan filozofların en önde gelenleri, hegel, nietzsche, heidegger, derrida ve kısmen foucault’dur. bu tarihsel bağldıbına yerleştirme çabasında belirleyici olan nokta ise, hiç kuşkusuz platon ile platonculuk -tüm bir felsefe tarihine hükmeden, yayılan, onu belirleyen platonculuk- arasındaki ilişki sorunudur. örneğin hegel, kendi felsefe tarihi üzerine dersler’inin platon bölümünde, ortaçağ platonculuğunun platon’u okuma biçimini, onların ideayı tamamen aşkın bir boyutta ele almalarını göz önünde tutarak eleştirmiştir. nietzsche ise platon ile platonculuk, hatta hıristiyanlık (“hıristiyanlık halkın platonculuğudur”) arasında bağ kurarak, platon’u “bozulmanın büyük ara köprüsü” olarak değerlendirmiştir. heidegger platon ile platonculuk arasında ayrım yapmak gerekliliği üzerinde ısrarla dururken, derrida “bütün bir felsefenin platon(culuk) üzerinden ilerlediği”ni vurgulamaktadır. foucault epimeleia heautou (kendine özen gösterme) ile gnoti s’auton (kendini bil!) arasındaki çağlar boyu süren ilişkide greko-romen anlayışla ile hıristiyanlık öğretisi arasındaki farkı ortaya koymuş, sokratesci-platoncu tarzın platonculuktaki dönüşümü üzerinde durmuştur.
    burada platonculuğun nietzsche sonrası felsefede nasıl anlaşıldığını ve özellikle platon ile platonculuk arasında kurulan bağlantının “iyi” kavramı üzerinden kurulduğunu görmek için nietzsche’nin, platon’a ilişkin değerlendirmesine bir parantez açmak gerekiyor. nietzsche ideali akıl ve bilim olan ve apollonik-dionyzik dengesini -apollonik tarzı öne çıkararak, yani aklı, dengeyi, ölçüyü ve ışığı karanlık içgüdülerin, arzuların, esrimenin karşısında yücelterek- bozan sokratik kültür ile kendi çağının içinde bulunduğu décadence (yozlaşma, bozulma, çöküş) arasında bağ kurarken, platon’u bir geçiş olarak değerlendiriyor. nietzsche’ye göre platon, kendi “iyi” kavramıyla felsefenin ahlakın egemenliği altına girişinde belirleyici bir rol oynamıştır. ona göre “platon kendi ‘iyi’ kavramıyla greklerin tanrılarını değerden düşüren kişi olarak bozulmanın büyük köprüsüdür (zwischenbrücke)”. i̇yinin, amacın, yolun ne olduğunu bilen filozof, bunların “görülen”ler arasında olmadığını bilen kişi artık bir papaz gibi konuşmaktadır, yani görülen dünya karşısında hakiki bir dünya (wahre welt) tasarımı oluşturarak, bu dünyayı vazetmektedir. böylece “en yüksek papazca değerler ile dünyevi değerler arasında bir uçurum açılmış olur”. nietzsche’ye göre bu, dünyanın ahlaksal değer yargıları ölçütüyle değerlendirilmesi anldıbına geliyor. bu nedenle, “bozulmanın büyük köprüsü” olarak platon ile platonculuk arasındaki bağı kurmuş oluyor nietzsche. bu bağ “iyi”ye platon’un yüklediği anlamla kurulmuş oluyor. yeni platonculuğun kurucusu plotinos bir (hen) ile iyiyi (tagathon) özdeşleştirip, bunları aynı zamanda ışık (phos) olarak, daha sonra da “kötü” olan maddeyi (hyle) “ışığın ulaşamadığı yer” olarak nitelendirdiğinde varlıksal açıklamaya aklaksal, moral bir boyutu katmış oluyordu ve bu görüşleriyle hıristiyanlığın moral dünya kavrayışına gidecek yolu hazırlamaktaydı. nietzsche bu geleneğin başlangıcını platon’un “iyi”ye yüklediği anlamda bulmaktadır.
    platon’a ve onun iyi kavrdıbına ilişkin bu bakış ile platon, platonculuk ve hıristiyanlık arasında kurulan bağlantı nietzsche sonrası felsefede genel kabul görse de kimi filozoflarca da sorunsallaştırılmıştır. örneğin heidegger platon’un “iyi” kavrayışının -ki bunun heidegger’deki anldıbına birazdan değineceğiz- hıristiyanlığın “iyi”siyle, “günahın ve kötünün” karşısına konan iyiyle hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyecektir. ahlaksal anlamda bir “iyi” değil, varlık kavrayışını gösteren bir iyidir bu.
    bizim bu bağlantının kurulup kurulamayacağına ilişkin bir soruşturmanın yanında, hiç kuşkusuz, kimi zaman “ideaların ideası” kimi zaman da “denge”, “oran”, “yaşam biçimi” gibi düşünülen iyinin platon’un metinlerinde nasıl ortaya konduğuna da bakmamız gerekmektedir. ne diyor iyiye ilişkin platon? onun iyisi ne anlamda iyidir? platon’da iyi nedir (ti estin tagathon)?
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    0
    how.i.met. your.mother.s01e22.hdtv. xvid-xor

    bu ne lan?
    ···
  6. 81.
    0
    @19 güldürdün bin :D
    ···
  7. 82.
    0
    Nässjö
    ···
  8. 83.
    0
    Rescue Dawn
    ···
  9. 84.
    0
    http://www.zara.com/webap...2bquarter%2blength%2bcoat
    ···
  10. 85.
    0
    http://www.youtube.com/wa...mbedded&v=mvpez6zvr8g
    ···
  11. 86.
    0
    dışarda kar...
    evde ben..
    2 simit, peynir, zeytin, çay, tv kumandası, battaniyem
    naber hayat
    ···
  12. 87.
    0
    upup up
    ···
  13. 88.
    0
    yapmasıdır. nedden:
    cunku kız arkadas yapmadan; yaparkan ve yaptıktan sonra sarfedilen efor bi yana asıl olay kızla sevgili olup cıkmaya basladıktan sonra oluyor.
    1. cevremde cok gordum. kız arkadası olan adam ilk olarak sosyal grubuyla arayı sogutuyor(cicim ayları denen muhabbet dolayısıyle). kız ndıbına (cogu zaman) sadece sevgilisiyle konusabiliyor. erkek sosyal olarak kendini sınırlamaya gruptan kopmaya sadece tek bir insanın ihtiyac ve istekleri dogrultusunda yasamaya baslıyor. hele ki turk kızlarının ilişki içinde olmalarının tek sebebinin nazını cekecek bir erkek bulma mantıgı oldugunu göz önüne alırsak ilişki basladıgı anda erkekten uzun bir sure haber alınamıyor.
    2. bir kızla cıkmaya baslayan erkek yavas yavas hobilerini zevklerini kendini geliştirmek için ugrastıgı alanları calısmaları bi kenara bırakmak zorunda kalıyor. cünkü kız, ilişki ilerledikçe erkegin hayatına daha fazla mudahil olmaya baslıyor. zaman mekan ve sahıs bazında erkegi yavas yavas kendi ihtiyacları dgrultusunda yönlendiriyor. mesela ilişkinin baslarında evine haftada bir kez gelen kız zaman ilerledikçe 7 24 evde olmaya baslıyor. kızın sevdigi mekanlara gidilip kızın sevdigi insanlarla muhabbet ediliyor. böylece erkek am* ugruna hayatını bir baskasına teslim ediyor. bunun sonucunda erkek ilişki basladıgı andan itibaren kişisel gelişim olarak nerde bıraktıysa orda kalıyor demek istiyorum ama daha kotusu butun ugraslarını (ör: gitar, okuma kulupleri, halı saha macları. vs) bi kenara attıgı için o yondeki yetenekleri köreliyor.
    3. turk kızlarının karakteristik özelliklerinden biri de hiçbirşeyden bi'gibim* anlamamalarıdır. genel kultur sıfır, herhangi bir aktivasyon adına bir ugras yok, tek bildikleri popüler müzik, bugun ne giysem, su kızın sevgilisi böyleymiş(buna benzer seyler artırılabilir) gibi; akıl tasıyan bir organizma olduguna utandıracak seviyede seylerle ilgilenirler. yani bir kızdan herhangi işe yarar konuda kesinlikle beklentiye giremezsin. yine tabi bir ilişkide iki taraftan biri digerine benzemek bir tarafta bulusulmak zorunda. bu da sizin de bildiginiz gibi kıza dogru kayar. e ne olur sonunda erkek de kız gibi akıl tasıdıgını unutup kendini bir alt seviyeye ceker. ha bu arada kızların erkeklere kattıgı önemli bir detayı unuttum. kızla cıkmaya basladıktan sonra hardal sarısı(tak rengi), vişne curugu gibi renklerin oldugunu ögrenir.
    4. son olarak abaza erkeklerin coguna bakmanızı öneririm. aralarında karakterli, liseli zihniyeti tasımayan bulundugu konum ne olursa olsun benligini bir adım öteye tasıyamamıs insanlar oldugunu görursunuz. bu da am sevdasına dusuldugunde gelinen sonucu bir daha gösterir bize.
    5.burda bahsettigim kızların bir de bu yönüne bakmaktı. diger seyleri mesela cinsel konuda vb seylerde ne kadar kotu olduklarını zaten biliyoruz. elimden geldigince yazmaya calıstım. son olarak sunu söylemek isterim ki bahsettigim kızlar genel turk kızlarının özellikleridir. bazı hem tas gibi hatun hem de seni her turlu ileriye tasıyacaklar vardır onları tenzih ediyorum.
    *bu konu içerisinde 1 adet am 1 adet gib kelimesi kullanılmıstır.
    özet: fuckbudy forever
    Tümünü Göster
    ···
  14. 89.
    0
    shaqiri
    ismini yazamıyom bide gelirse amk yaraa yedik
    ···
  15. 90.
    0
    merhaba kardeşlerim
    ···
  16. 91.
    0
    http://inciswf.com/mentes.swf
    ···
  17. 92.
    0
    ve aleyküm selam din kardeşim
    ···
  18. 93.
    0
    @2 kanırtarak gibmiş
    ···
  19. 94.
    0
    saat 00:01 sigarası yakmayan liselidir beyler. hade.

    ccc winston ccc
    ···
  20. 95.
    0
    @10 muratti yaktım
    ···