0
platon, felsefe tarihinin temel “sorunu”dur. platon’un bir “sorun” oluşu batı düşünce tarihindeki tarihsel-siyasal gelişimlerin bir sonucu olmakla birlikte, platon’un yapıtları da buna olanak tanımıştır. platon’un yapıtları, umberto eco’nun edebiyat metinlerinin yapısına ilişkin yaptığı saptamadaki temel kavramı ödünç alınırsa, “açık yapıt”lar olarak görülebilir. platon’un çeşitli dönemlerde kaleme aldığı diyaloglar, kendisiyle sürekli mücadele halinde olan, kendisini sürekli sorgulayan, fikirlerini sürekli yeni baştan ele alan ve dönüştüren bir filozofun bütün özelliklerini yansıtırlar. örnek olarak, sokratik döneminde açık uçlu, belirli bir sonuca varmayan diyaloglar söz konusuyken, geçiş ve olgunluk döneminde çok katı bir “idea öğretisi” geliştirmiş, daha sonra, yaşlılık dönemindeki parmenides diyalogunda, bu öğretiyi negatif tarzda sorunsallaştırmıştır. başka bir örnek de beden (soma) sorununa ilişkin çeşitli diyaloglarda söyledikleridir. phaidon diyalogunda beden ruhun (psykhe) bir hapishanesiyken ve saf düşünmenin önündeki engel oluştururken, başka birçok diyalogunda ise sağlıklı bir yaşam için beden sağlığının önemine dikkat çekmiş ve bedene özen gösterilmesi gerektiği düşüncesini temele almıştır. lysis diyalogunda ise bedenin ne “iyi” ne de “kötü” olduğu görüşünü dile getirmiştir: “beden ise sadece beden olarak ele alındığında ne iyidir ne de kötü”. bu örnekler özellikle politikaya ilişkin tasarımları (politeia, yasalar ve devlet adamı adlı diyalogları) göz önünde tutulduğunda daha da çoğaltılabilir. i̇yi (tagathon) kavramı sözkonusu olduğunda yine farklı diyaloglarda –her ne kadar kendi düşüncelerini büsbütün yıkmasa da- farklı yönler ortaya çıkmaktadır. bu yazıda, “platon sorunu”nun, platon ile platonculuk ilişkisi çerçevesinde, tartışılmasını temele alarak platon’un iyi kavrdıbına ilişkin bir açıklığa ulaşılmaya çalışılacaktır. bu yapılırken de platon ile platonculuk arasında “iyi” kavrdıbına dayanarak kurulan bağın kendisi sorunsallaştırılacaktır.
özellikle felsefeyi tarihsel bir çizgide ele almış ve felsefede bir başlangıç (ve tabii bir “son”) sorununu dilegetirmiş filozoflar için “platon sorunu”yla hesaplaşmak kaçınılmaz olmuştur. platon’la tarihsel bakımından hesaplaşmaktan, onu tarihsel bir bağlama yerleştirmekten kaçamayan filozofların en önde gelenleri, hegel, nietzsche, heidegger, derrida ve kısmen foucault’dur. bu tarihsel bağldıbına yerleştirme çabasında belirleyici olan nokta ise, hiç kuşkusuz platon ile platonculuk -tüm bir felsefe tarihine hükmeden, yayılan, onu belirleyen platonculuk- arasındaki ilişki sorunudur. örneğin hegel, kendi felsefe tarihi üzerine dersler’inin platon bölümünde, ortaçağ platonculuğunun platon’u okuma biçimini, onların ideayı tamamen aşkın bir boyutta ele almalarını göz önünde tutarak eleştirmiştir. nietzsche ise platon ile platonculuk, hatta hıristiyanlık (“hıristiyanlık halkın platonculuğudur”) arasında bağ kurarak, platon’u “bozulmanın büyük ara köprüsü” olarak değerlendirmiştir. heidegger platon ile platonculuk arasında ayrım yapmak gerekliliği üzerinde ısrarla dururken, derrida “bütün bir felsefenin platon(culuk) üzerinden ilerlediği”ni vurgulamaktadır. foucault epimeleia heautou (kendine özen gösterme) ile gnoti s’auton (kendini bil!) arasındaki çağlar boyu süren ilişkide greko-romen anlayışla ile hıristiyanlık öğretisi arasındaki farkı ortaya koymuş, sokratesci-platoncu tarzın platonculuktaki dönüşümü üzerinde durmuştur.
burada platonculuğun nietzsche sonrası felsefede nasıl anlaşıldığını ve özellikle platon ile platonculuk arasında kurulan bağlantının “iyi” kavramı üzerinden kurulduğunu görmek için nietzsche’nin, platon’a ilişkin değerlendirmesine bir parantez açmak gerekiyor. nietzsche ideali akıl ve bilim olan ve apollonik-dionyzik dengesini -apollonik tarzı öne çıkararak, yani aklı, dengeyi, ölçüyü ve ışığı karanlık içgüdülerin, arzuların, esrimenin karşısında yücelterek- bozan sokratik kültür ile kendi çağının içinde bulunduğu décadence (yozlaşma, bozulma, çöküş) arasında bağ kurarken, platon’u bir geçiş olarak değerlendiriyor. nietzsche’ye göre platon, kendi “iyi” kavramıyla felsefenin ahlakın egemenliği altına girişinde belirleyici bir rol oynamıştır. ona göre “platon kendi ‘iyi’ kavramıyla greklerin tanrılarını değerden düşüren kişi olarak bozulmanın büyük köprüsüdür (zwischenbrücke)”. i̇yinin, amacın, yolun ne olduğunu bilen filozof, bunların “görülen”ler arasında olmadığını bilen kişi artık bir papaz gibi konuşmaktadır, yani görülen dünya karşısında hakiki bir dünya (wahre welt) tasarımı oluşturarak, bu dünyayı vazetmektedir. böylece “en yüksek papazca değerler ile dünyevi değerler arasında bir uçurum açılmış olur”. nietzsche’ye göre bu, dünyanın ahlaksal değer yargıları ölçütüyle değerlendirilmesi anldıbına geliyor. bu nedenle, “bozulmanın büyük köprüsü” olarak platon ile platonculuk arasındaki bağı kurmuş oluyor nietzsche. bu bağ “iyi”ye platon’un yüklediği anlamla kurulmuş oluyor. yeni platonculuğun kurucusu plotinos bir (hen) ile iyiyi (tagathon) özdeşleştirip, bunları aynı zamanda ışık (phos) olarak, daha sonra da “kötü” olan maddeyi (hyle) “ışığın ulaşamadığı yer” olarak nitelendirdiğinde varlıksal açıklamaya aklaksal, moral bir boyutu katmış oluyordu ve bu görüşleriyle hıristiyanlığın moral dünya kavrayışına gidecek yolu hazırlamaktaydı. nietzsche bu geleneğin başlangıcını platon’un “iyi”ye yüklediği anlamda bulmaktadır.
platon’a ve onun iyi kavrdıbına ilişkin bu bakış ile platon, platonculuk ve hıristiyanlık arasında kurulan bağlantı nietzsche sonrası felsefede genel kabul görse de kimi filozoflarca da sorunsallaştırılmıştır. örneğin heidegger platon’un “iyi” kavrayışının -ki bunun heidegger’deki anldıbına birazdan değineceğiz- hıristiyanlığın “iyi”siyle, “günahın ve kötünün” karşısına konan iyiyle hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyecektir. ahlaksal anlamda bir “iyi” değil, varlık kavrayışını gösteren bir iyidir bu.
bizim bu bağlantının kurulup kurulamayacağına ilişkin bir soruşturmanın yanında, hiç kuşkusuz, kimi zaman “ideaların ideası” kimi zaman da “denge”, “oran”, “yaşam biçimi” gibi düşünülen iyinin platon’un metinlerinde nasıl ortaya konduğuna da bakmamız gerekmektedir. ne diyor iyiye ilişkin platon? onun iyisi ne anlamda iyidir? platon’da iyi nedir (ti estin tagathon)?
Tümünü Göster