0
BOSNA HERSEK VE BOŞNAK
TOPLUMUNUN GENEL DURUMU
Anavatanı eski Yugoslavya coğrafyası olan Boşnak toplumu Osmanlı’nın Balkanlarda hüküm sürdüğü asırlarda islamlaşmış, Balkan yerlisi Slavlarla Osmanlı iskan politikaları neticesinde Anadolu’dan getirilmiş Müslüman Türklerin asırlar süren kaynaşmasından oluşmuş bir Müslüman toplumdur. Osmanlı yönetimi dönemlerinde yerli dilin yanında Türkçe çarşıda, pazarda ve gündelik hayatta yaygın olarak kullanılıyordu. Ancak Osmanlı idaresinin son bulmasından sonra Türkçe, yönetimi ele alan rejimler(Avusturya-Macaristan,ve iki Yugoslavya) tarafından önce devlet idaresinden çıkarıldı. Belli bir zaman sonunda da çarşı ve pazarda unutuldu gitti. Özellikle ikinci dünya savaşı ve sonrası nesiller için Türkçe, tamamen yabancı bir dil haline gelmiştir.
Her ne kadar Türkçe unutulmuş olsa da Osmanlı mirası, kültür ve yaşam tarzı, ayakta kalan aile yapısı ve bazı eğitim kurumları sayesinde islam dininin tesiri toplumda ve gündelik hayatta varlığını gözle görülür bir şekilde hissettirmeye devam etmiş ve etmektedir. Osmanlı yönetiminin son bulmasından sonra MEKTEB-i NÜVVAB dediğimiz islami eğitim kurumları sadece Bosna’da değil Balkanların öteki ülkelerinde de devam etmiştir.Özellikle Müslüman Türk, Boşnak Arnavut ve diğer Müslüman unsurların nüfusunun yoğun olduğu birçok yerde bu eğitim kurumları ikinci dünya savaşına kadar ayakta kalmışlar ve önemli alimler yetiştirmişlerdir. Ahmet Davutoğlu ve Ali Yakup Hocalar bunların en tanınmışlarıdır. Anadolu’daki mevlüt okuma geleneğinin, Boşnak toplumunda Boşnakça dilinde yaşıyor olması Osmanlı etkisinin ne kadar güçlü olduğuna işaret eder. Esasen Boşnakları, komşuları Katolik Hırvatlardan ve Ortadoks Sırplardan ayıran en büyük özellik islam dini ve onun hayatın her noktasına vurduğu silinmez damgadır. Yoksa dilin aynı olması sebebiyle Boşnakların Hırvat ya da Sırp olmalarını engelleyecek başka bir sebep söz konusu değildir. Aslında Osmanlı’nın silinmez izlerini sadece Boşnaklarda değil, Balkanlarda yaşayan diğer bütün etnik unsurlarda, özellikle de Sırplarda, Yunanlılarda, Bulgarlarda derin bir şekilde gözlemek mümkündür. Saydığımız milletlerin tarihinin büyük bir bölümü Osmanlı ile özdeştir. Her ne kadar yok edilip yıkılmaya çalışılmış ise de Osmanlı eserleri bugün bile bulunduğu yerlere damgasını vuran ve bölgeye tarihî renk katan anıt eserler olarak dimdik ayaktadır. Batı Trakya, Kırcaali bölgeleri Saraybosna ve Mostar şehirleri buna örnek teşkil eder. Nobel mükafat ödülüne konu olan Drina Köprüsü ise bugün için bile mimarî bir şaheser olarak kabul edilmektedir.
Boşnaklar Osmanlı idaresinin Balkanlardan çekilmesi ile temel insan haklarından mahrum kalarak önce Anadolu’ya, sonra da yeni hayatlar kurmak üzere Dünya’nın dört bir tarafına dağılmak zorunda kalmışlardır.Özellikle Türkiye’nin imzaladığı Lozan Anlaşmasında bulunan nüfus mübadelesi maddesi anlaşmaya taraf olan Yugoslav Krallığı tarafından tek yanlı olarak Boşnaklara uygulanmıştır. Bosna-Hersek, Sancak gibi anavatan olan yerlerde yaşayan Boşnakların sayısından birkaç kat fazlası son bir asırda Anadolu, Avrupa ve Amerika’ya göçmek zorunda kalmıştır.
Balkanlarda Osmanlı yönetiminin son bulmasından sonra hükümran konumuna geçen Hıristiyan milletler(Yunanlılar, Bulgarlar,Sırplar…vs.. ) ne kadar Avrupalı olduklarını ispat etmek için Osmanlı izlerini silmek ve Müslüman toplumlara zulüm konusunda adeta yarış etmişlerdir.
Yugoslavya’nın dağıldığı doksanlı yılların başına kadar Boşnak Toplumu milli duyguları uzun yıllar baskı ve zulüm altında itilip kakılmaktan dolayı nerede ise unutulmaya yüz tutmuş ve komşuları içinde asimile olma tehlikesi ile karşı karşıya bir konumda idi. Bosna –Hersekte saldırıya uğrayıp yokolma tehlikesi ile karşı karşıya kalınca saldırgana gösterdikleri şanlı direniş süresince milli kimliklerine döndüler adeta yeniden doğdular.. Kendilerinden askeri bakımdan kıyaslanmayacak kadar yüksek ateş gücüne sahip bir saldırgana karşı insanüstü bir direnişle ayakta kalarak bir inanılmazı başardılar. Bu başarının altında milli kimliklerine dönüşün payı büyüktür. Boşnakların bu şanlı direnişine dünyanın dört bir tarafından özellikle de Türk ve Arap aleminden yardım yağmıştır. Avrupa’daki ve Amerika’daki bazı entellektüel , demokrat insan hakları savunucuları ve sanatçılar da fikri siyasi ve moral anlamda etkili destek vermişlerdir.(Noel Malcolm, Bernard Henry Levy vs…) 1995 yılının kasımında bu süreç DAYTON ANLAŞMASI ile son bulmuştur.Bu anlaşma ile silahlar susmuş ancak Bosna –Hersek devletinin içinde başında cumhuriyet kelimesi bulunan devlet içinde başka bir devletin varlığı (Republika Srpska) gibi tuhaf bir yapı ne yazık ki ortaya çıkarılmıştır. Bosna – Hersek devletinin içinde böyle bir yapıya izin verilmesi ne yazık ki saldırganı mükafatlandırma anlamı taşımaktadır.Üç milletin temsil edildiği başkanlık konseyi, Boşnak-Hırvat Federasyonundaki kantonlar,ve Yüksek Temsilcilik müessesesi Bosna-Hersek devletini yönetilmesi güç bir devlet haline getirmiştir. Ülkede demokrasi, barış ve istikrara yönelik çalışmalar yapması gereken bu yüksek makamda 11 eylül 2001 vak’asından sonra Boşnak toplumundaki potansiyel müslüman terörist listeleri dolaşmaktadır. Bu kurumun yasama yürütme ve yargıya sınırsız ve istediği anda müdahele etmesi ülkede seçimleri ve demokratikleşme sürecini olumsuz yönde etkilemektedir.Bu kurumda Türk ve islam dünyasının temsil edilmemesi büyük bir ekgibliktir.Bu durum ülkede nüfusun çoğunluğunu teşkil eden Boşnakları kendi devletlerinin içinde adeta yabancılaştırmış, etkisizleştirmiştir. Yüksek Temsilcilerin yaptıkları emrivakiler ve müdaheleler sonunda özellikle Boşnakların medya sektöründe ne kadar zayıflatıldıkları çok barizdir. Eğitim sisteminde aynı zayıflığı ve incinlığı görmek mümkündür. Sırp yönetimi ile Federasyonda okutulan ders kitapları birbiri ile çelişkiler ve tutarsızlıklarla doludur.
izetbegoviç hayatta iken hem Bosna’daki hem de dünyadaki Boşnakları karizması ile etkileyebilen bir liderdi. Onun ölümünden sonra Boşnakları etrafında toplayabilecek bir ismin olmaması siyasi bir incinlıkla sonuçlanmıştır. Bosnadakilerle beraber diğer Boşnakları etkileyecek merkezi bir otoriteye şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır.Bu konu üzerinde kafa yormak gerekiyor.
Aşağıdaki tabloda dünyada yaşayan Boşnak nüfusunu tahminî rakamlarla dikkatlerinize sunuyoruz
Ülke Tahmini Nüfus Ülke Tahmini Nüfus
BiH 2000000 Almanya 300000
Sırbistan 300000 Avusturya 150000
Hırvatistan 50000 isviçre 20000
Karadağ 100000 isveç Norveç Danimarka vs 20000
Slovenya 40000 ingiltere Fransa 20000
Makedonya 20000 BENELUX 20000
Kosova 10000
ABD Kanada ve diğerleri 250000
TAHMiNi GENEL TOPLAM 3.500.000
Tümünü Göster