serkanı giben zenciler yanlışlıkla virüsü de gibmiş ve virüs hamile kalıp doğum yapmıştır. Doğan yaratık yarı corona yarı insan yarı zenci garip birşeydir ve 6 bacağıı 8 (şu şu uzun esnek sallanan şeyler var ya adını unuttum aq ahtapotlarda olan ama çok ince şeyde de va eee deniz anası neydi onun adı aq) vardır. 50 cm uzunluğundadır ve her salkımından (salkım diyorum adını hatırlayamıyorum) taşşaklar sarkmaktadır.

Yani soktuğu herkesi döllemekte olan bu yaratık 45 dakikalık ömründe tam 250 insanı döllemeyi başarmıştır. Dünyanın kaderi bu 250 insanın doğum yapıp yapmayacağına bağlıdır.

4 saat sonra hamile kadınlar amından, hamile erkekler de ağzından doğum yapar. Çıkan yaratıklar çok daha farklıdır. Hatta öyle ki hiçbiri birbirine benzememektedir. Doğanın kanunlarına aykırı gelen bu homo coronaların hiçbir standartı yoktur. Bazıları 3 metre bazıları 35 cm bazıları 1buçuk metredir ve uzuv sayıları farklılık göstermektedir. Yaratığın boyu uzadıkça uzuv sayıları azalsa da taşşakları büyümektedir. Ve soktuğu herkesi en az 3üz hamile bırakmaktadır.

Yaratıkların ortalama yaşam süresi 1 saat kadardır ama çok hızlı gelişirler. 5 dakikada fiziksel gelişimini tamamlayıp üreme moduna geçerler. Bu sırada bizim sokaktan hışırtılar gelmektedir ve kapıma dayanmışlardır. Buraya nasıl geldiklerine dair hiçbir fikrim yoktur. Aman Tanrım bi tanesi beni sokmuştur embriyo homo corona sağ omzumda büyümeye başlamıştır.

Sonra gözlerimi açtım. nerede olduğumu bilmiyorum. otların üstünde yatıyorum, ilerde boğaz köprüsün ayaklarını görüyorum. Sanki atmosferde gezinen oldukça saydam ama kendini belli eden yeşil bulutlar var. ve hafif bir yağlı saç kokusu. neler oluyor, ne zamandır baygınım. Tam önüme gölge vurmaya başlıyor ve gölge giderek yükselip büyüyor. Arkamda bişey var aman Tanrım.

Korkudan titreyerek arkamı dönüyorum ve yutkunmaya çalışıyorum. KOSKOCAMAN BiR SERKAN GÖRÜYORUM uzuvalı yeşil renkte salgıçlara (hala hatırlamıyorum) dönüşmüş ve boyu yaklaşık 45 metreye kadar uzamış. Gözleri yemyeşil olmuş ve çok keskin bir yağ kokusu geliyor. Hızla beni yakalayıp burnuna kadar getiriyor. Kokluyor. City17sokaklarindaki turunculu, önüncü nesil inci sözlük yazarı diyor.

Serkan diyorum yağlı saçını gibeyim bu halin ne, neler oldu hangi yıldayız ..

- 250 yıl geçti diyor. Salgın bütün canlıları öldürdü, ama virüsler beni anneleri olarak gördükleri için beni öldürmediler, aksine beni liderleri belirlediler. isteğim üzerine de inci sözlük yazarlarını öldürmediler. Hadi gel diyor beni omzuna alıyor. Yapacak çok şeyimiz var.
Ne yapacağız diyorum
Kalan inci sözlük yazarlarını toplamamız lazım
- Sonra ?
- savaşa hazırlanacağız
- Ne savaşı ? kiminle savaşacağız ?

Dünyada hiç yaşamamış olması gereken biriyle, bu salgına karşı bağışıklığı olan tek insan. Benim isteğim dışında hayatta kalan tek insan. Salgından önceki yaşantımızda bana beslediği kin ve nefret yüzünden beni yok etmek isteyen biri. Büyük bir antivirüs ordusu toplamış

Onun adı NAMiK ...