1. 101.
    +1
    @55 panpa daha hikayenin %5ini anlattım amk 11 sene diyorum buraları dandik tabi amk guzellesecek cok olay var az sabredin amk
    Edit: klavyede hız rekoru kırdım amk insan tebrik eder
    ···
  2. 102.
    +1
    Bi akşam daha önce hiç şahit olmadığım bi biçimde kavga etmeye başladılar. annemin sesi daha çok çıkıyordu, hatta sadece annem bağırıp çağırıyordu.

    annemin her şeyi öğrenmesini istiyordum, çünkü karar veremiyodum gizlemenin doğru olup olmadığına. hem annem daha fazla kandırılmamış olacaktı hem de ben vicdanımı ‘acaba’lara değil sadece öfkeyle dolduracaktım.
    nitekim o akşam ipler kopmuştu. babam boşanmak istemişti; devam ettirdiği diğer ilişkisi için..

    annem hiç anlatmadı nasıl öğrendiğini. konuşmadı benimle bu konuda. beni teselli etme gücünü bırakın, kadının yürüyecek gücü kalmamış gibiydi. ertesi gün açıldı dava, bir ay geçmeden de boşandılar. gururlu kadındı annem, hiç zorluk çıkartmadı, babam hakkında da hiçbir kötülemede bulunmadı.

    ‘o senin baban bu değişmedi, artık benim kocam değil ama sen onun kızısın babanla bağlarını koparma onun sana olan sevgisi değişmez’ gibi konuşmalar yapıyorduk ama benim içimde babam biteli çok olmuştu.

    henüz boşanma sürecindeyken annem ve ben, annemin ailesinden kalan evde yaşamaya başlamıştık. güzel bir evdi, maddi sorunlar yaşamıyorduk dayım fazlasıyla yardımcı oluyordu. annem babamdan herhangi bir hak ya da para talep etmemişti. babam sık sık benimle konuşmak ve görüşmek istiyodu. onunla yalnızca bir kez görüştüm ve içimde hiçbir şey kalmayacak şekilde konuştum, karşımda oturan bencil birinden ibaretti yalnızca. bu beni rahatlatmıştı ama çok yaralamıştı, saygısızlaşmıştım.
    Ama bunlara sebebiyet vererek, en büyük saygısızlığı babam ailesine yapmıştı zaten.
    ···
  3. 103.
    +1
    kendi kendime konuşmakta çığır açmıştım kız hayatıma girdiğinden beri. hoşlanıyordum ve sık aralıklarla zaman geçirmek tanımak istiyordum

    Kemal’i aradım sonra, ‘kanka eğlenelim bu gece günlerdir hatun peşindeyiz ya’ dedim
    ‘ilk günden sıkıldın mı pez….k ayarların geri dönmüş bakıyorum hahaha’ diye dalgaya vurmuştu yine adam.
    ‘yok be kanka, hadi geleceksen alayım seni’

    aldım Kemal’i, farklı bi mekana gittik. geceye doğru herif kız düşürdü gitti. eve döndüm ben de, ‘benim o taraklarda bezim olmaz’ düşüncesiyle
    Bahar’a yanlış yapmak istemiyordum, bütün akşam aklımdaydı zaten
    ···
  4. 104.
    +1
    babam annemi aldatıyodu. annem gibi bi kadını aldatıyodu hem de. benim hep imrendiğim, güvendiğim ailemin bi hiç olduğunu hissediyodum.
    babam sadece annemi değil, görünürdeki aile kavramıyla kızını da, yani beni de aldatıyordu sanki.

    burakla saatlerce konuştuk, omzunda tuttu başımı hep. ister istemez onu da kırmıştım aslında, ama aldırış etmemişti, babam benim hayatımın direğiydi, aile demek benim için her şeydi. annemle daha bir gece önce konuşurken babama hala aşık mısın diye sorduğumda, yüzündeki gülümseme geldi gözümün önüne. annemi nasıl koruyabilirdim, susmalı mıydım, anlatmalı mıydım.. babam ne olacaktı, yüzüme baktığında ben iğrendim ondan
    ···
  5. 105.
    0
    çok sevinmişim gibi kapattım telefonu, gelişmelerden beni haberdar etmesini istedim. bir yandan gerçekten Buket’in iyiliğini istediğim için bir külfetin altından kalkmış olmakla huzurlu hissetmiştim durumu öğrenince. ama bir yandan da içim içimi yiyordu merakımdan.

    gece saatlerine doğru gelmişlerdi eve ve Buket beni aramıştı. herhangi bir temas ya da yakınlaşma olmadığını ama muhabbet ettiklerini söylüyordu. Oğuz hakkında öğrendiği bir şey daha olmuştu. 3 yaş büyüktü bizden. ama üniversiteye de 3 sene geç başlamıştı.
    bizden üç yaş büyük olmasına şaşırmadım. ama okuduğu okul özeldi ve zaten paralı okuyordu.. ‘neden 3 sene geç başlamıştı diye sormadın mı’ dedim Buket’e. fazla ilgili olmuştum duruma. gerçi dedikodu yapıyorduk ama Buket ciddi bir tavra bürünüp ‘sormadım’ diyince, düşüncelerimi ve konuşmalarımı dizginlemem gerektiğini anladım.

    dayım gelmişti o hafta sonu. her ne kadar gergin olsalar da babamla aralarında bir sorun çıkmadı.

    yaz boyu kendi arkadaşlarımla ve Buket’le sık sık görüştüm. babamla çok iyiydik, adli tatil girdiğinde baba-kız tatile çıktık. derslerim ve sınavlarım olmadığı için ben boştaydım ve adli tatiline kadar ara sıra babama yardımcı da olmuştum.
    Buket’in ailesi tatile çıktığı halde, o istanbul’da kalmıştı. Oğuz’un her an elinin altında olmaya çalışıyor, en ufak fırsatları bile değerlendirmeye çalışıyordu. bir iki haftada birkaç kez görüşüyorlardı, kısa süreli. ama Buket, bunu bana çok sıkı-fıkılarmış gibi aktarmaya çalışıyordu diye düşünüyordum. Buket anlatmadıkça Oğuz’u sormuyor, konusunu açmamaya dikkat ediyordum.

    ama artık iyice onu düşünür olmuştum. bunu kendime bile kabul ettirmek istemiyordum.

    pgibologumla da sık sık telefonda konuştuk, birkaç kez yanına uğradım.
    tatil dönüşü gitmiştim yine seansa. seans değildi de, muhabbet ettik sayılır. çıkmak için kapıyı açtığımda, Oğuz karşımdaydı. gülümsüyordu.
    - bu ne güzel sürpriz dedi
    + nasılsın
    - iyiyim seni sormalı
    + ben de iyiyim
    ···
  6. 106.
    0
    içeriye kafasını uzattı. gülerek, çok özür diliyorum ama bu seansımızı iptal etmek istiyorum çünkü çok acil bir işim çıktı dedi.

    - eve mi diye sordu
    + evet eve gideceğim, seansa gelmiştin, neden girmedin
    - seninle uzun zamandır karşılaşmamıştık, eviniz ayaklı değilse bir yere kaçmıyordur. benim de seansım kaçmıyor. doktorumuz da acil durumlara anlayış gösterir. yemek yiyelim mi
    + aç değilim ama bir şeyler içebiliriz
    - tamam elbet acıkırız
    + arabam otoparkta,
    - benimkiyle gidelim
    + e arabam burada mı kalacak
    - otopark nasılsa. kalsın burada şimdilik. daha sonra alırız dert değil ya

    araba kullanırken, ara sıra kafasını çevirip bana bakıyor, gülümsüyordu. ben de bakmaktan alıkoyamıyordum kendimi aslında.

    - Buket ne yapıyor, benden çok görüşüyormuşsunuz öyle diyor’ demiştim
    + bayadır görüşmedik
    - neden aranız mı bozuk
    + yoo

    ettiğimiz muhabbet bununla kalmıştı kafeye gidene kadar. benim aklımdan bir sürü şey geçiyordu. o da düşünceli görünüyordu. kahve içerken, sessizliğimiz bozulmuştu.

    + tatilin nasıl geçti, Antalya nasıldı? diye sormuştu
    - tatile Antalya’ya gittiğimi nereden biliyorsun
    + Buket söyledi
    - güzeldi, sen hep burada mıydın
    + evet
    - sen gitmedin diye Buket de gitmedi. ama sen bronzlaşmış, tatil yapmışa benziyorsun.
    ···
  7. 107.
    0
    + seni eve bırakayım dedim
    - hayır gerek yok, teşekkür ederim düşüncen için
    + geç oldu, ben bırakayım seni
    - gerek yok dedim ya, ben giderim, tanıştığımıza tekrar memnun oldum dedi
    ısrar edip bıktırmamak adına üstelemedim daha fazla.
    + ben de memnun oldum, Bahar. numaranı alabilir miyim
    - tekrar karşılaşırsak, veririm numaRamı
    + yarın okula gelecek misin
    - 2’de dersim var, iyi geceler
    diyip gülümseyerek bindi taksiye gitti, naz mıydı şimdi bu yani.
    ağırdan mı alıyordu, anlamamıştım, eve de bırakmamı kabul etmemişti..
    ···
  8. 108.
    0
    ben de eve gittim. gecenin değerlendirmesini yapıyordum
    uzaktan bakışlarımla etkilendiğim çekiciliğinin üzerine, bir de sempatikliği eklenmişti
    hatta konuşurken bazen utandığını bile fark ediyordum
    şimdi ne olacak diyordum kendime kız tribiyle. utanmasam biz şimdi neyiz sorusunu sorardım o taksiye binmeden önce
    ···
  9. 109.
    0
    + güvenemiyorum. güvenemem…ben babam annemi aldattığında Burak’a güvendim, bir darbe de ondan yedim düzelmeye başladığımda. hayatıma kimseyi almayacağıma dair kendime söz verdim. ama bırakmıyor peşimi. altından kalkamayacağın bir şey beklemiyorum senden bu bi ilişki bile olsa diyor. seni görmek istediğimde görüşelim mi demiyorum artık sana, ama inan hep görüyorum seni diyor, takip mi ediyor onu da anlayamıyorum.

    ama mesaj gelmiş mi diye sürekli telefonuma bakıyorum. balkona çıkıyorum aşağıda biri var mı diye. Buket beni aramasın diye dua ediyorum. o kıza ne hesap veririm düşünemiyorum bile. Oğuz’la yakınlaşmak istemiyorum… korkuyorum
    ···
  10. 110.
    0
    bilerek Buket’ten söz ediyordum. anlamaya çalışıyordum nasıl bi iletişimlerinin olduğunu. ama bunu anlamama izin vermiyordu. üstelik gerçekten tatile gitmiş kadar bronzlaşmıştı

    + henüz vakit var, belki giderim. iki günlüğüne adada kalmıştım, o zaman bronzlaştım
    -anladım

    diye başlayan, hayli uzayan bi sohbet başlamıştı. okuldan, derslerden, sıkıcılıktan bahsediyorduk.
    hayatımla ilgili sorular sorduğunda annemi kaybettiğimi, babamla yaşadığımı söylemiştim.

    + sen neden tek yaşıyorsun
    - ailemle anlaşamıyordum, onlardan ayrı yaşıyorum. ama aram iyi görüşüyoruz sürekli.
    + peki kaç yaşındasın
    - 21
    + üniversiteye neden geç başladın
    - başta istememiştim. sonra karar verince girdim sınava. uğramıyordum bile okula bir ara. alışınca devam ettim

    merak ettiklerimi sormuştum ona. birkaç saati birlikte geçirmiştik. akşam yemek yedik, yemekten sonra ise eğlenmek için kafe-bar gibi bir yere gittik. çok eğleniyorduk, biraz alkol almıştık ve git gide samimileşmişti aramız.
    bir ara yüzüme baktı ve öpmek istercesine yaklaştı. çeneme uzatmıştı bir elini
    ···
  11. 111.
    0
    - lan bırak dalga geçmeyi de anlat bee
    + kanka sarışınımın adı Bahar’mış. yanına oturdum tanıştık, aynı okuldayız diye girdim muhabbete devam etti sonra. iş atıyormuş yani dün. moda tasarım okuyormuş. bugün de sınıfının kapısında bekledim numarasını aldım
    - vay vay vaay eve bıraktın mı davet etti mi bi şey yaptınız mı lan
    + çüş abi ağır ol. eve bırakıcaktım da istemedi zorlamadım ben de
    - ceylanı ürkütmeyeyim diyorsun
    + ne bileyim kanka o sırada eve bırakayım seni derken aklımdan geçirmedim evine girmeyi. Bahar’ın öyle bi kız olmadığını biraz muhabbet edince anladım zaten
    ···
  12. 112.
    0
    rezerved
    ···
  13. 113.
    0
    gülümsedi, verdi numarasını, nasılsın muhabbeti yaptık iki dakika, derse gireceğim görüşürüz dedi yine gülümseyerek. çok sade giyimliydi. kot pantolon ve pembe bi gömlek vardı üzerinde, saf, duru bi güzelliğinin olduğunu o gün daha iyi anlamıştım.

    Kemal’i aradım, dışarıda görüştük.

    + oğlum kızın numarasını aldım lan
    - kes lan y..şak dün gece satışını unutmadım
    + hahaha noldu lan küstün mü
    - borç yazdım kızın arkadaşını da bana ayarlıcan
    + kanka kusura bakma liseli aşık diye dalga geçişinin üzerine özür dilerim abi demezsen avucunu yalarsın
    ···
  14. 114.
    0
    - o zaman naz yapıyorsun
    + ne demek istiyorsun ne nazı yapacağım sana
    - yanımda keyifli gözüküyorsun. ama benimle zaman geçirmeye seni ikna etmem için uğraştırıyorsun. işim var dedin, evine geldin

    eve girmeden gittim yanına. arabadayken uygun zaman bulmuş olduğumu düşündüm.

    + tamam. planın neydi bilmiyorum ama gezmesek? konuşabileceğimiz bir yere gidelim mi
    - evet sevinirim

    oturmuştuk bir kafeye, sakindi.

    + senden kaçmıyorum ve aramızda sana naz yapacağım bir durum yok. ne düşüneceksin bilmiyorum. ama konuşmadan, birimizden biri açık olmadan rahatlamayacağım…Oğuz, Buket benim en yakın arkadaşım. bunu söylemem doğru mu emin değilim ama sen de farkındasındır. Buket senden hoşlanıyor. hatta düpedüz seviyor
    ···
  15. 115.
    0
    - farkındayım
    + peki siz nesiniz
    - ben Buket’e her zaman arkadaşça yaklaştım. onun ilgisini fark edince, çok daha dikkatli oldum. benim Buket’in duyguları için yapabileceğim bir şey yok, her insanın duygularına saygım var.
    + seninle görüşmemizin ilerlemesini, sürekli vakit geçirmemizi istemiyorum
    - neden, keyif aldığımızı, iyi zaman geçirebileceğimizi düşünmüştüm
    + bana bu iyi zamanı arkadaşça geçiriyormuşuz gibi gelmiyor
    - doğru. seni arkadaşım olarak görmüyorum zaten
    + bu nedenle zaman geçirmek istemiyorum. sen beni arkadaşın olarak görmüyorsun, ama Buket benim en yakın arkadaşım ve seni seviyor. bunu bildiğim ve fark ettiğim halde seninle sürekli bi görüşme içinde olmak benim için doğru değil. biz Buket’le barda tuvalete peşimden geldiğin gece bi tartışma yaşadık. Buket’in rahatsızlığını bile bile arkadaşça da görüşemem seninle
    - sen beni arkadaşın olarak mı görüyorsun
    + evet
    - anlıyorum
    - emin misin
    + evet
    - Buket’le neden tartıştınız tam olarak
    + tuvalette peşimden gelişin beni zor durumda bıraktı
    - bu Buket’in abartısı. hem onun senin hayatını engellemeye ne gibi bi hakkı olabilir ki. neden ona karşı sorumluluk duygusu hissediyorsun, benimle dün zaman geçirirken neşen yerindeydi. görüşmek istememenin tek sebebi Buket mi?
    + ben zor şeyler yaşadım. yeni yeni siliyorum izlerini. arkadaştan başka bir şey de istemiyorum hayatımda. belki böyle bi konuşmayı çat diye yaptığım için itici gözükmüşümdür. ama nasıl gözükürsem gözükeyim. açık olmak istedim sana karşı. ve Buket benim en yakınımdaki insan. tabii ki sorumluluk hissedeceğim. onun kötü hissetmesini sağlamak bencillik olur.
    - anlıyorum. son bir şey soracağım, Buket’le nasıl bi tartışma geçti aranızda?
    + rahatsızlığını dile getirdi. özet olarak
    - rahatladın mı benimle bu konuşmayı çat diye yapınca
    + evet
    - ben nasıl rahatlamalıyım peki
    + anlamadım
    elime uzandı. sandalyesini yanıma yanaştırdı.
    - dün gece öpmek istediğim için tekrar af diliyorum senden. ama ben sana karşı olan duygularımdan eminim. bakışını gördüğümde bile bana değişik bambaşka şeyler oluyor. gözlerimi alamıyorum. beni gerçekten arkadaş olarak gördüğüne inanmıyorum. ama eğer arkadaş olarak görüyorsan da ben istediğin şekilde olmaya hazırım. yeter ki birlikte olalım
    ···
  16. 116.
    0
    çiçekleri vazoya koyup odama koymuştum. içindeki nota ilişti gözüm;

    -sen çok daha güzel kokuyorsun-

    babam sormuştu haliyle kim olduğunu, ‘konuşmak istersen ben buradayım’ diyordu.
    ama konuşmak istemiyordum kimseyle Oğuz hakkında… söyleyeceklerim korkutuyordu beni, konuşurken düşüneceklerim…
    birkaç hafta geçti.. Oğuz sık sık mesaj attı bu sıralarda. ama mesajların sıklığı, boğmuyordu beni. her şeyi dengeli yapıyordu sanki.
    ona dair itici bir şeyler arıyordum sürekli. ama bulamıyordum

    gittiğim her yerde etrafıma bakınıyordum herhangi bir yerden çıkacak mı diye. evdeyken balkona ya da pencereye takılıyordu gözüm.

    Buket’le hiç görüşmedik son zamanlarda. pgibologum arayıp duruyordu.. yanına çağırıyordu beni..
    gitmeye karar verdim. konuşuyorduk, anlattım olanları
    ···
  17. 117.
    0
    + Oğuz, lütfen. ben seni arkadaş olarak görüyorum evet. anlattığım gibi, ben bi ilişki için hazır değilim. yüreğim donmuş gibi ve hiçbi şey hissedemiyorum. ve hissetmiyoken de, ne senin hislerini bilerek seninle görüşebilirim, ne de Buket’in sana olan duyguları böyleyken ona bunu yapabilirim. beni anlamanı istiyorum
    - hayır anlamıyorum. Buket’in duygularının mesulü ben değilim. onun duyguları için de senin görüşmeme kararını anlayamam, bahane ediyorsun. üstelik ne hakla seninle tartışabilir
    + sesini yükseltiyorsun, biraz sakin olur musun
    - afedersin
    + bundan önce nasıl görüşmüyorsak, şimdi de görüşmemeye devam edebiliriz, karşılaşırız bir araya geliriz yanımızda arkadaşlarımız olur görüşürüz, ama bunların dışında ısrar etme lütfen. dünden önceye rahatça dönebileceğimizi umuyorum
    - sen beni görmüyordun, ama ben hep seni görüyordum. görüşmedik evet, ama ben görüyordum
    + nasıl, anlamadım? takip mi ediyordun?
    - hayır
    + ne peki?
    - başka zaman konuşuruz bunları. benim gitmem gereken bir yer var. seni eve bırakmamı ister misin
    + evet

    arabadayken hiç konuşmadık. ben inecekken elime dokundu, gülümsedi.
    - teşekkür ederim
    + ne için?
    - öyle endişeli ve umutsuz bakıyorsun ki bana, istediğini gözlerinde gösterdiğin için teşekkür ederim. seninle uğraşmam için karar vermemde yardımcı oldu, görüşürüz
    ···
  18. 118.
    0
    ertesi gün akşam Oğuz beni aradı. aşağı inebilir misin dedi, indim…
    bir demet çiçek vardı elinde.

    + neden geldin bu saatte
    - trafikteydim. kadının biri çiçek satıyordu aldım ben de. dua etti, kabul olsun diye sana getirdim
    + Oğuz, ne yapmaya çalışıyorsun

    o sırada babam balkona çıkmıştı, aşağı iniyorum dediğimde merak etmişti sanırım. ‘gençler, yukarı gelmek ister misiniz’ diye seslenmişti.
    babama içten içe kızmıştım ‘hayır babacım teşekkür ederiz’
    Oğuz gülümsüyordu, o da teşekkür etti. korkmuştum fırsat bilip çıkacak diye ama böyle bir davranışta bulunmamıştı. kucağımda çiçekler duruyordu, utanmıştım.

    - bir isteğin var mı, gidiyorum
    + hayır yok. çiçekler için de teşekkür ederim, ama bak beni zor durumda bırakıyorsun. rezil oldum babama
    - benimle görüşmeyi denesen bu saatte sokak ortasında çiçek vermek yerine aldığımda yanımda oturuyor olurdun, rezil olmak senin seçimin
    + anlaşıldı iyi geceler Oğuz
    - iyi geceler
    ···
  19. 119.
    0
    . tamam iyi güzel etkilendim kızdan ama bu kadar koşturmaya da alışık değildim ben. düşününce kendimle çelişiyordum. bu gece iyi gitmişti. yarın da numarasını alırsam bu iş tamam diyordum. sevinmiştim, iyi hissediyordum kendimi. sabah okulda sıkıştırayım onu.. diye karar aldım.

    ertesi gün, 1.40ta sınıfının kapısındaydım. 15 dakika bekledim, gelmişti..
    ···
  20. 120.
    0
    Oğuz konusunda her zaman temkinli olmuştu pgibologum. şimdi de düşüncelerimden emin olmak istiyor, ve bir yandan da baskı kurmaya çalışıyordu sanki üzerimde. gerçekten yalnızca iyiliğimi istediğini biliyordum. ama Oğuz konusundaki tavırları beni hep şüphede, bilinmezlikte bırakmıştı.

    birkaç gün sonra, Buket aradı. sesi çok neşeli, mutlu geliyordu. ‘Oğuz’la mesajlaşıyoruz iki gündür, bu akşam buluşacağız’ diye sevinç naraları atıyordu. bu beni tuhaf hislere sürüklemişti. kendimi nedensiz bir şekilde garip hissetmiştim. kabul etmemiştim o an ama, kıskançlığa yakın bir şeydi. Oğuz Buket’e ışık yakıyordu sanırım. o günden sonra da ne görmüştüm ne konuşmuştuk. peki benimle konuşmak istediği şey neydi?
    ya bana olan bakışları, ve barda olan durum..?
    ···