-
59.
0Ne gun dogarken haberin vardir gunesin sancisindan,
Ne sen dogarken gunun senin acilarindan.
Gunun de onemi yoktur dogumunda.
Pic gibi birakir hayat seni ortada
dogdugun gunden itibaren. -
58.
0kedersiz bir guvercinin kanadina asilmis perakende acilar. kavruk bir sonbahara hazirlamis kendini dalinda intihar eden yapraklar. cevzesinde kahve pismis sarabini icmis bir sincap saklaniyor cinarin kovugunda.(aşk topraktir ona)
lavantalar kurumus mor asmali cardakta
mey
hazzi dorugunda zincir tutsak aşk eder
ney
yagmur damlasi düşmüştür yapraga..
agla.
ardindan yol bastirir gunesi geceye
yaprak kimildamayan sehre
ınce
ınce..
yagmurun solugu avuclarimda sicak tutsulu ve yosun saclarin
kadin. -
57.
0Sana sevgilim demeliyim
Ismin dokulurken dudaklarimdan
Yagmurlar fisildamali adini topraga
Denize dussem kokuna bulanir elim yuzum.
Seni anlatiyorum ask acisi ceken cocuklara, ismin mahrem bende sevgilim. Hikayemizi okuyorum onlara.
Gogusumde dinlenen basina alismisken,
Vapurda uyuyakalan gozlerinin ustundeki kirpiklere sahip cikarken ucusmasinlar diye denizlere ve yorgun dusmusken kosu atlari gibi zarif bedeninde-mabedinde,
Dudaklarimin izi henuz gecmemisken cocuk gulumsemende
Ve
Sabahin korunde kayaliklarda sarhoslugum gecmeden daha
Ve
Kirilmamis bi kalp birakip ardinda boyle:
Gitmeyecektik.
Tek dogruda kesisen sonsuz noktalardan bir nokta olabileniz. sonsuzu bir noktayla kaciran dogruyu biz yalanlayacaktik.
Ama
Lar..
Cism i can
2. Yilina -
56.
0Hangi mumun dilegi oldun
Nasil gunes dogarsa sancili
Gozlerinden kimsesizler dusuyor. hepsini topluyorum heybeme. Tek tek sevip oksuyorum. Satirlara dusuyor gecmisleri. onlari sana buyutuyorum. Zamansiz ve igibsiz bir alemde bulusuyoruz. siyah bahar cicekleri tutusuyor parmak uclarimda. Ciceklerin arasindan kokusunu duyuyorsun gozlerinden dusen artik her ne varsa. Kimsesizligin dusuyor dudaklarima. yorgun dusmus atlar nasil kosarsa dort nala. Gocmen kuslar nasil suzulurse sabirli ve uzun. Agir agir yaklasiyorum zamansiz ve igibsiz aleme. yangini daimi. parmak uclarimda ebemkusagi kelebekleri ucuyor zamansiz ve igibsiz aleme ve ben dusuyorum gozlerinden kimsesiz ve ben dusuyorum kucagina doganin. Olum bir cocuk doguruyor, olum bir karanfil getiriyor cenazeme.
Cism i can -
55.
0bir şeylerin yerine birbirimizi koyduk. birbirimiz kadar değerli şeylerin yerine. olmadı. artık şimdi kimse sığmaz oraya. şimdi seni düşünmemeyi öğreniyorum. yine de sen iyi misin?
-
54.
0bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!
Bu siralar seni bekliyorum. öyle uzaktan görsem yeter. tesadüf bu ya sana bir kahve yapsam sende içip kalksan.. -
53.
0bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak -
52.
0Sen bir suydun sen bir ilaçtin..
Seni bu gece itiraf ettim kendime
Seni ne kadar sevdigime hala
Seni unutamadiğima hala
Zor gercekten zor insanin baska bir insanla oyalanmasina. Basit mi düşünsem diyorum. Herkes gibi. Sen gibi demeye dilim varmıyor ama mış gibi yapmaya devam mı etsem
Napsam -
51.
0Yagmur kuşu gibi sen zarifçe salınıyorsun sokaklarında şehrinin
Ben dolanıyorum etrafında herkes gibi oluveriyorum.
Ne sen beni görüyorsun
Ne gözlerim seni bırakmaya muzaffer..
Takibindeyim. Bi ara alo de bekliyorum hala gel demeni.. -
50.
0Hep bu son kezler aklimi kacirtacak. Ne zormus senden kopmasi. Seni unutmasi
-
49.
0son kez sırtını yaslayıp göğüsüme sigaralarımızı yakıp kokuna, tenine doya doya, kulaklarına fısıldayarak okumak vardı bunları sana..Tümünü Göster
Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar
Değiştim
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil
Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,
ne kazanabileni ne de kaybedeniyim
Sorun değil
Elbet Alışırım
Biraz alıştım.
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar
Alıştım!
Varlığını istemediğim tüm ekgib yanları
Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim
iki arada bir derede duyguya alışıyorum
Bir yanım bırak diyor bir yanıma
Kesin değil! Henüz tanıştık
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar
Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda
Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda
Bir yanım memnun oldum diyor,
bir yanım tanıyamadım daha
Samimi değil
Bir hayli kırıldım
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime
Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım
Aslında ne sana, ne olanlara
Kendime kırgınım!..
Maziye hiç değil, âna kırgınım
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına
Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara
Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna
Bir hayli kırgınım
Beni ben kırdım oysa
iyi değilim.
Galiba yoruldum
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar
Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum
Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!..
Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum.
Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık
Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!..
Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı
Sana bakan yanımsa toprakla aynı
Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!
Gözlerim yorgun
Dudaklarım, dudaklarım hissiz
Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır
Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz
Söyleyemediklerini söylesen de şimdi
Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!
isteyerek değil
Çok çalıştım
Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye
Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Daha öncede gitmiştim
Çok çalıştım
Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine
Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için
Çok çalıştım
Daha öncede gitmiştim
Kendi isteğimle
Anladım ki daha önce sevmemiştim!
Çok çalıştım inan
Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye
Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya
Ve alışmaya kendime
Bu göz gözü görmez dumanlı halime
Çok alışmaya çalıştım hem de
Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da
Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala
Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da
Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor
An be an çöküyor, insanın içindeki güç
Işığı sönüyor
Beyaza dönüyor rengi git gide
Hissizleşiyor
Ne yormak istedim Seni,
Nede yormak kendimi
Çok çalıştım
Gitmeye de kalmaya da
ikisi de aynı acı, ikisi de rezil
Daha öncede gitmiştim
Ama böyle kalarak değil
Böyle kalarak değil -
48.
0Oysa ne kadar masumdun önceleri,
Bir gülerdin dünya gülerdi sanki,
Kazara göz göze gelsek yıkılırdı içim,
Öpülesi bir el uzanırdı tenime.
Dokunurdu içime işlercesine..
Ne güzeldi eskiden, uzaktan seyreder,
En yakınlarıma anlatırdım seni,
Ne masumdun sen bana...
Aniden çıkınca karşıma,
Yağmuruna kavuşmuş toprak misali sevindi yüreğim... -
47.
0bana öyle bakma
anlayacaklar
ikimize karşı bu dünya
bizi anlamayacaklar
bana öyle yaklaşma
bana öyle dokunma
ikimize karşı bu dünya
bizi anlamayacaklar
bu hayat da bizi böyle
yakamızdan tutacaksa
hadi böyle yaşa
derken kalbimize sormuş mu ?
benle böyle konuşma
kapıları kapatma
ikimize karşı bu dünya
bizi anlamayacaklar
beni aşkla aldatma
gerçeklere kapatma
böyle kırık da bakma
beni daha da ağlatma -
46.
0olsa şimdi dizlerin yastık bana..
-
45.
0bir eşi olmalı insanın
rüzgar onun kokusunu getirmeli,
yağmur o'nun sesini.. -
44.
0bir kaç saat öncesiydi. varlığın anlamsızlığına, eşyanın tabiatına yenildiğim an, varlık tüm ruhuyla dokundu gözlerimdeki telaşıma. zamanın bir an olsun durmasını bekliyordum. -aşk tabirleri kitaplarda böyle yazardı zira- kendimdeydim, hiç olmadığı kadar hissedebiliyordum yarı karanlık odada beni etkileyen her bir zerreyi. benliğimin derinliklerine, ruhumun hiç inilmemiş patikalarına, ruhumun hiç bir ruhla temas etmemiş renklerine dokundu, çırılçıplak saflığıyla beni kendine çağıran, teni kavruk, kokusu deniz, saçları yosun incecik bir tanrı. hissettiğim şey; onun dilinden çıkan samimiyetinden başka bir şey değildi. odanın kapısının ardı kadar yakındı gözleri, benden biraz uzakta kurduğu dünyanın insanlarını yönetmekle meşguldü. yanına gidip gözlerine bakmak, yanına gidip gözlerinden söz almak istiyordum. odanın kapısını açtım. yavaşça mermer taşların üzerinden geçerek ona ulaştığımda kırmızı yanaklarımız bizi kendimize karşı ele veriyordu. yanından geçerken bir kaç saniye göz göze geldik. ellerimin telaşını yok etmek için bir sigara çıkardım cebimden ve kapının önüne çıkıp titrek ellerimin yardımıyla sigarayı dudaklarımla birleştirdim. camdan içeriye baktığımda gözlerinden akan koyu kahve kokusu sigarama katık oluyordu. tenindeki deniz kokusu genzimi yakıyor, onun varlığını hissetmek kalbimin sınırlarını zorluyordu.Tümünü Göster
bir kaç saat sonrasıydı. tanrıyı karanlık odamda el yordamıyla bulmaya çalışıyordum. ona dokunabilme ihtimali bile beni korkutuyordu. artık idrak edebiliyordum. o beni seçmişti aşkına elçi olarak. bu bir irşattı, ruhlarımız arasında köprü. gelecek tek şey çiledir kendimize bunda sonra. aşkı aşk yapan çekilen çilelerin büyüklüğü değil midir? derinliklerimizde kaybolmamızın sebebi bu değil miydi? tanrının bu çağrısı beni yıllardır sürüklendiğim yoldan alıp geniş ovaları, upuzun bitmek bilmeyen kumsalları vaadediyordu. durduramadım içimdeki tanrı korkusunu-sevgisini.
aşk korkakların işi değildi. bir aptal cesareti de değildi. aşk; uyandığında bedenini yatakta, banyoda, deniz kenarında, cilasını yitirmiş tahtaları çatlak bir bankta unutmaktı. otobüs duraklarında, tren vagonlarında, ada vapurlarında kendini aramaktı. zamanı bir kaç yıl geriye almak, zamanı sensizliğin ötesine taşımak, kaderi sonbahar bulutundan düşen ilk yağmur damlasına yüklemekti aşk.
ve bir melek parmak uçlarında yürüyerek, sessiz sedasız sağ omzuma başını koyuverdi. çoşkuyla kutladı sevinçli çocuklar muzaffer bayramımızı.
ve bir zaman sonra mutluluğu kırık bir kadın, kapamıştı yastığı yüzüne. hayalleri mutlak sevgi olan bir kadın taktı mutluluk maskesini. kapı eşiğinden rüzgarla beraber dans ederek çıktı kanserli sevda o odadan. aşk ikiye bölündü. karanlığın saçlarını okşayan kadın karanlık yatakta, ruhundan ayrılmış beden gibi yatıyordu. ben hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey yapmamanın bir şey yapmak olduğuna inanarak öylece bakıyordum.
hayatım boyunca yaptığım en iyi şey kaybetmekti.
kaybettim.. -
43.
0sen farketmesen de, vapurda otobüste yanında olmak ne güzel şey bilmemektesin
güneş her battığında, gözüne düşmüş saçınla, başın yana eğilmiş ne düşünmektesin.. -
42.
0Çok uğraştım didindim,
Her şeyi en çok ben bilirdim
Hiç bi şeyden kaçmadım, biraz zaman
Hayalde, uykusunda, bazen sigara molasında
En fazla 10 dakika kendimleyim
Fazlası zarar, tadını çıkar.
Beni burdan dışarı çıkar.
içimde onca insan,
Hangisi dost? Hangisi Düşman?
Hangi yanda dursam?
Kendime artık bir yer bulsam...
Hayallerim geçmişte kaldı.
Yol nerde, ben nerde, ev nerde?
Bilmeden, heyecanım dinmeden koştum
Yorulmayı bilmem derken,
Birden bire duruldum.
ip salla ya da bir şey yap,
Bir ilaç yaz doktor.
Ayaklar yere basınca inan her şey çok zor
Ne kalbim ne inancım her şey taka sardı
Tedaviyi reddettim, ya şırınga var mı? -
41.
0sabahın karşısında konuşmak ne zor
incecik kül gibi kalıyorsun
dağ susmaya giden yolu biliyor
sen bilmiyorsun. -
40.
0https://www.youtube.com/watch?v=xeSrLBSfzWA
ben kendim, iyiyim. sıkılsam giderdim. boşuna uğraşma o kadar uzaktan görünebilecek kadar "yüksek" değilim.
kum sıcak değil artık; çok geçti üstünden o ayların.
tanımam gerekiyorsa kendimi tanıyayım. ama önce bir ayna lazım.
ne kadar güzel olurdu benim için gelmiş olsan
çok acil bir işin yoksa bi'kaç saat daha kalsan
bunları söylemek sandığın kadar kolay değil inan
gerçi böyle davranmazdın benim için gelmiş olsan
sus şimdi; o kararlı tavırları bir yere çıkart.
ya da artık beni aldığın yere geri bırak.
ne kadar güzel olurdu benim için gelmiş olsan
çok acil bir işin yoksa bi'kaç saat daha kalsan
bunları söylemek sandığın kadar kolay değil inan
zaten böyle davranmazdın benim için gelmiş olsan
-
sol daşşak şöyle akıyor
-
burda olmasına sevindigi yazar da zalinazurt
-
baycerrah özelden neler attın lan
-
kayra ve memonun gezdiği yerler tam liste
-
genelde ateistler yakışıklı karizmatik olur
-
2025 yılında sözlükten karı kovalamak
-
mottonuz nedir bayan
-
mottogirl kadın olduğunu kanıtla
-
memati milleti tehdit etme daha çocuksun evlat
-
kafes dövüşünde kayra borayı boynundan kavrayıp
-
mematide bi hastalık var ama çözemedim
-
aledim çok kısa olduğundan oturarak işiyorum
-
gey pataklayan anladın sen onu
-
şaka maka bu memati sıkıntı bir tip
-
baycerrah ve kafkas man buraya bakın bi
-
gerçek bir erkek mi ahahahah inşaattan atmış
-
memati çok hızlı konuşuyorsun
-
yılllardır göd koklayamayan ulvi
-
kafkasmanın ev
-
ıncigaleri com yukle panpa
-
memati anladın sen onu
-
mematiye niye çaylak atıldı ya
-
sözlükte 8 tane kız saydım la
-
kayra istese mematiyi yer
-
kayranın annesini teselli
-
https incigaleri com harikaaa
-
3 gün kakasını tutmuş 1 kadının göd deliğini emmek
-
beyler saçlarım sizce nasıl
-
resim upload sitemiz hayırlı olsun
-
mottogirl sana bundan sonra
- / 4