1. 1.
    +2 -1
    evet hiçbir cinsellik yok, 4 yıllık hikayem işine gelmeyen kapatabilir sayfayı. lafı uzatmaya gerek yok, başlıyorum.

    4 yıl önce - lise 2. sınıftaydım
    biz göçebe bir aileyiz, hep öyle olduk zaten. Babam şantiye şefi, 1-2 yıl arayla görev alacağı şantiyenin şehrine taşınıyoruz hep. bundan dolayı da bir bağlanma korkum var zaten. babamla her zaman gurur duymuşumdur. ilkokul mezunu bile değil ama şudan 3 bin lira maaşı var. tabi gurur duymamın sebebi maaşı değil, azmi. dedem ona kötü davrandı, dedemin ona yaptıklarının çeyreğini bana yapsaydı ben eminim intihar ederdim. ilkokulu okumak için konyaya amcasının yanına kaçtı, dedem döverek getirdi, yanında çalıştırdı 5 kuruş para vermedi. evlendikten sonra bile haciz gibi evindeki halılarını aldı 100 lira borcunu ödeyemeyince. ha dedem şuan şeker gibi adam, yatalak oldu. baba işte diyip bakıyor babam. herneyse, babam bugüne kadar bir of bile demedi. hikayeye gireyim artık.
    ___________________

    4 yıl önce cumartesi ya da pazar akşamıydı. işte babam geldi eve, muhabbetini çok severim. bu yüzden bilgisayarı kapatıp hemen içeri gittim, biraz muhabbet ettik sonra öttü işte. buradaki işi bitmiş yine gidecekmişiz. Nereye dedim izmir'e dedi. Annemde vardı, ankaranın kendine has bi havası vardı, güzeldi yine fena değildi ama. izmir sanki daha cazip gelmişti, artık alışmıştım arkadaşlarımı değiştirmeye o yüzden biraz yalpaladıktan sonra arkadaşlarımla konuştum, annem komşularla falan konuştu. şansına o sıralar sevgilim yoktu, ayak bağı olmadı. bir ay sonra falan da taşındık zaten izmir'e. izmir'e perşembe günü gittik, ikinci dönem başlarıydı, perşembe cuma okula gitmedim zaten, o sırada nakil işleri, eve yerleşme işleri falan hep uğraştım. hafta sonu tatilimi de yaptım ertesi gün okul zamanı geldi çattı. tabi böyle sorunlar yaşayacağımı bilmiyordum. büyükşehirde harbiden işler farklı yürüyormuş. zamanla anlayacaktım zaten.

    ___________________

    Sınıfa girdim benim beyin pek basmadığı için tmydim zaten. korktuğum başıma gelmedi, çok inek tipler yoktu. sınıfa sonradan girmenin zorluğu çok değişik zaten. herkesin bir grubu oluyor zaten, sen sonradan dahil oluyorsun. zor oluyor kaynaşmak, sene başı olsa zaten rahat rahat kaynaşacaktım. herneyse gittim bir sıra kestirdim ortalardan kendime bir erkek oturuyordu, ellerimi yanındaki sıraya koydum dikkatini çekmek için, bana baktı.
    "Bu sıra boş mu?" dedim, kafasını kaldırıp bana baktı.
    "Dolu, geç kaldı, gelecek.". Aldığım cevaptan sinirim bozulmuştu, bişey diyememiştim, girişimci bir çocuğa benziyordu, atıldı direk.
    "Kusura bakma, yeni geldin herhalde?"
    "Evet öyle, adın ne?"
    "(isimler gerçek değil) Ahmet benim adım." Benim adını sormasını bekliyordum ama sormadı, ben de birşey diyemedim elimi kaldırdım arka sıralara baktım boştu. aslında büyük bi şanstı, oranın dolu olmasını bekliyordum gittim oturdum. tabi sınıfın muallaklerinin orada oturduğunu bilmiyordum daha. zaten başıma ne geldiyse onlar yüzünden geldi.

    ___________________

    Beyler şimdilik bu kadar biraz ilgi olursa devam ederim, olayın içinde kız meselesi de var, aile dağılması da var, ama sonra topladık hepimiz, şuan gayet iyi herşey. ama tekrar bozulur mu onu hiçkimse bilemez. neyse iyi geceler.

    Sadece benim Entrylerim için :
    http://inci.sozlukspot.co...uana%20giben%20kaplumbaga
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    @2 o da bişey panpa.
    @3 iyi git o zaman
    ···
  3. 3.
    +1
    Okuyan varsa yorum yapsın, ona göre devam edicem şuku falan beklemiyorum, sadece dinlemeye değer veren birisi olursa anlatayım.
    ···
  4. 4.
    +1
    @6 o anlamda muallak değil panpa, yavşak kancık, şerefsiz anlamında. *
    ···
  5. 5.
    +1
    @11 panpa yazmaya başlıyorum 2 yi 10 dk ya geliyor, o kadar net olmasa da aklımda zaten herşey
    ···
  6. 6.
    +2
    Ben çantayı bıraktım yana pencere kenarı en arkaya geçtim. sevinmiştim, dışarıya baktım, hava kapalıydı ama soğuk ta değildi. güneşten nefret ederdim zaten en sevdiğim havaydı bu. hafif serin hava, güneş yok oh. bir anda kapının açılma sesiyle dikkatimi topladım, kapıya baktım. hoca girmişti dersin ne olduğunu bilmiyordum ama adamı sokakta görsem kasap sanardım. ayağa kalktım, kalkamadım yani yarıda kaldı. dışarıya sadece "ananı" kısmı gitti, bayağı bir sesli söylemiştim. kafayı pencere kenarına çarptık tüm sınıf bize bakıyor. hoca da dediğimi duydu sanırım tip tip baktı, bozuntuya vermedi oturun dedi. yeni geldiğimi farketti ama sesini çıkartmadı, en azından öyle mal mal kendimi sınıfa tanıtmayacaktım. hoca tahtaya birşeyler karalamaya başladı ilk matematik mi geometri mi çözemedim ama sonra anladım geometriydi. derken kapı çaldı, hoca gel dedi. 3 kişilik bi grup içeri girdi, hani böyle internet kafelerde takılan, gerizekalı liseli pgibopatlar vardır ya, hani birkaç faça izi atar böyle koluna o tiptelerdi aynen. birisi hocaya bakarak "hocam yok yazdınız mı?" dedi, hoca evet dedi. "tamam o zaman" dedi ve kapıyı kapatıp 3ü de dışarı çıktı. tüm sınıf kıkırdadı falan, ama benim aklıma takılan çıkarken 3ünün de bana tip tip bakmasıydı. hem tırstım hem şaşırdım, yerlerine mi oturdum diye düşünmeye başladım. yoksa tanımadıkları için mi bakmışlardı. dersi az buçuk dinlesem de bi tak anlamadım zaten. zil çaldı, hoca çıktı bu 3ü sınıfa girdi, ben sıradan kalktım yan yan çıkıyordum baktım geldi birisi masaya iki elini koydu. 3ü de bana bakıyor. birisi dedi "sen yeni mi geldin?" ben çocuğa baktım. "evet yeni geldim" dedim şaşırmıştım, ne istediklerini anlayamıyordum. "bizim sıramızda oturuyon kalk" dedi. ben hiçbir tepki vermeden çantamı sırtladım, sadece benle konuşana baktım "ilk günden bela istemiyorum" dedim. kenarı çekildi, yol verdi ben de çıktım. arkadan "mantıklı olanı yaptı" dediğini duydum birisinin. onların iki sıra önüne geçtim, yine cam kenarındaydım. tenefüs nedense çok kısa sürmüştü, ya da öğretmen mi erken girmişti bilmiyorum ders başladı yine. zaten okulun zili de o kadar salakçaydı ki iki yerden çalıyordu, ikisi birbirine karışıyordu. tımarhanede gibi hissediyordum kendimi. zaten geometriden nefret ediyordum, pencereden dışarıyı süzmeye başladım. he işte orda gördüm kevaşeyi. badminton oynuyordu, ben de çok severdim badmintonu. şöyle bir baktım vücudu gerçekten hoştu, zıpladıkça bir değişiklik farkettim, dalgalanan göğüslerine değil sadece saçlarına ve yüzüne odaklanmıştım. zaten 1. kattaydı sınıf, zeminin bir üstü. rahatça görebiliyordum. açıkçası aşk denmese de değişik birşeyler olmuştu. arkadakiler kızı kestiğimi farketmiş, meğersem birisinin sevgilisiymiş bir tane patlattılar arkamdan enseme, ben de refleks olarak hemen arkama döndüm. kafamdan ihtimalleri hesaplamaya çalışıyordum ama nerde bende o beyin, liseli ergenim işte. sevgilisi bana bakarak "bana bak lan senin kafanı kopartırım yavşak" dedi. sinirliydi belli oluyordu, ben aniden atar yediğimde öyle gık diye kalıyordum o sıralarda. neyse ki hoca müdahale etti, tebeşir fırlattı dıbına koyum o tebeşir de bana geldi. hep bana olsun zaten. şimdi tenefüsün gelmesini hiç istemiyordum işte.
    ______________________________

    beyler devam edicem başlangıçta kişileri de tanıtmaya çalışıyorum hepsine bir takma isim bulucam karışmasın diye.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    +1
    @14 panpa 4 saat te zormuş ya, git bari bir çorbacıya falan bulabilirsen. için ısınsın otur biraz.
    ···
  8. 8.
    +1
    @17 iyi gibtir git
    @18 istediğin kadar eksile sex yok yalan atacak değilim
    ···
  9. 9.
    +1
    Takma isimler
    ben - igu
    kevaşe - gizem
    serseri 1 (sevgilisi olan) - mehmet
    serseri 2 - arda
    serseri 3 (ilerde anlıcanız iyi çocuk aslında) - asilkan
    ahmeti biliyonuz ilk tanıştığım çocuk

    _____________________________

    Evet devam ediyorum
    _____________________________

    Tenefüs zili çalmadan önce kafamda kurtum, kantine yetişir gibi hızla sınıftan uzaklaşacaktım. beklediğim zaman geldi, tenefüs zili çaldı ben tam doğruldum, yine sıranın ucunda bitmişlerdi, içimden bildiğim tüm küfürleri sayıyordum. aslında orada bildiğim tüm duaları etmeliydim ama işte...
    mehmet bana tip tip bakıyordu;
    "Oğlum bana bak yeni geldin beni delirtme giberim dalağını." (Küfürleri ben uyduruyorum ama yaklaşık bu sertlikte küfürler tam hatırlamıyorum)
    Ne yapacağımı bilmiyordum, en nefret ettiğim şey oldu sesim çatallaştı;
    "Sevgilin olduğunu bilmiyordum, yoksa öyle biri değilim" diyebildim, sesim çatallaştığı için zaten direk yenilgiyle başlamıştım.
    Mehmet sağ elini yumruk yaptı daha öne zütürdü, bana doğru eğildi, dişlerini sıkarak konuşuyordu. pgibopat havalarındaydı, e tabi ben de korkuyordum hakkını vermek lazım.
    "Seni şuan uyardım, zaten kıl kaptım sana... " dedi, konuşmasına devam edecekti ama asilkan araya girdi;
    "Tamam mehmet, gidelim artık yeni gelmiş bak bilmiyormuş" bunu derken asilkan mehmetin kolunu tutmuştu.
    Mehmet kolunu hızla çekti, sınıftan çıktı, ardından arda hızla peşinden koştu ama asilkan gitmeden önce bana garip bir şekilde bakmıştı. Ben tam birşey söyleyecektim, ne söyleyeceğimi de bilmiyordum, eğer asilkan söyleyecekken gitmeseydi öğrenecektim o an ne söyleyeceğimi.
    Ben öyle kaldım, okul bitimine kadar birşey olmadı, derse geldiler bana bakmadılar bile.
    Bitiş zili çaldı, ben hızlıca çantamı aldım, koşturmaya başladım. bana tembih edilmişti otobüsüm 5 dakika sonra geçecekti, koşmassam yetişmem zordu ben de tekrar 20 dakika beklemek istemiyordum. durağa ucu ucuna yetiştim zaten, bindim otobüse eve döndüm. eve girdiğimde inanılmaz bir rahatlama hissettim. ilk defa bu kadar stres olmuştum, ilk defa bu kadar güvende, rahat hissediyordum. Mutfaktaki anneme baktım bir gülümseme attım. tuvalete gireceğim diyerek hızlıca girdim, çantamı çıkarttım bıraktım, üstümü değiştirmeden yatağa yattım, direk uyumuşum zaten. Babam gelince beni uyandırdı, hadi yeğeme diye. Ben de kalktım elimi yüzümü yıkadım üstümü değiştirdim sofraya geçtim. Yeni eve zaten zar zor alışıyordum. Babam konuşmaya başladı;
    "Okul nasıl geçti bakalım?" en azından o ilgisiz baba tavrı yoktu üstünde.
    "iyi geçti, ne olsun" dedim, anneme karşı rahatlıkla yalan söylüyordum ama babama gelince iş değişiyordu.
    bana tip tip baktı, birşey demedi, sanki anlamıştı. sofrada konuşmayı zaten çok sevmezdik, yemeğimizi yedik ben odama geçtim, biraz müzik dinledim, ders progrdıbına baktım sonra bir kenarıya attım. uyumadan önce bilgisayara baktım, msn falan açtım, eski arkadaşlarım belki birşey yazar diye, açıklardı ama hiçbirşey yazmadılar. hayal kırıklığına uğradım, kötü hissettim harbiden. bilgisayarı kapattım gittim yattım.

    _________________________

    ihtiyaç molası

    ________________________
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +2
    @21 panpa elimden geldiğince yazıyorum, daha hızlanmaya çalışırım, ama bu gece 1 entry daha girer yatarım, yarın öğlen girerim bir iki sonra evden çıkıcam zaten akşama gelirim. ama telafi etmek için uzun uzun yazarım onları.
    ···
  11. 11.
    +4
    Bugünki son Entry - Yarın öğlene doğru iki uzun entry yazıcam, telafi için akşama kadar yokum akşam da uzun entryler yazıcam geceye kadar.

    _________________________________
    Sabah kalktığımda üstümde bir rahatlama vardı, uykumu almıştım. Sonra farkettim, kendim uyandığımı hızla doğruldum bakındım, hava aydınlık pencereden belli oluyor, annem yorgunluktan uyuyakalmış herhalde, saate baktım 2. ders bitecek neredeyse. Attım tekrar yatağa kendimi, 10 dakika sonra dayanamayıp kalktım yine gittim elimi yüzümü yıkadım, anneme baktım uyandırmadım uyusun dedim. bilgisayarı açtım, bizim internet bağlanmadığı için daha bilirsiniz yavaş yapıyor yavşaklar. komşununkinin şifresini aldırtmıştım akşam anneme ona bağlanacaktım. baktım değiştirmiş şifreyi, kapattım ben de bilgisayarı. gideyim bir kahvaltı hazırlayım bari dedim, çangır çungur sesten annem de uyanmış, zaten olayları düşünüyorum farketmemişim ses çıkarttığımı. "Ne yapıyorsun sen?" dedi annem, ürktüm ben tabi, döndüm hızla.
    "Kahvaltı hazırlıyorum."
    "Çekil ben hazırlarım"
    kem küm ettim işte sonra ısrar edince o devraldı işi, geç kalkma meselesini açmadık hiç, gittim çantamı toparladım, öğleden sonra gireyim bari diye. işte kahvaltı falan otobüse bindim gittim okula. öğle tatilinin sonlarına yaklaşmıştı, okulun bahçesinde iki polis arabası vardı. Meraktan gittim baktım bizim serseriler arabada zütürecekler, çok ilgilenmeden süzerek geçtim. Yürürken yolda dedikodu yapan ergen kızlardan duyduğum kadarıyla, bıçaklamışlar herifin tekini kavgada. ondan alıyorlarmış, öğle tatilinde yakalanmışlar dışarıda, okul üniforması falan varken de okul sorumlu oluyormuş falan. ben anlamam pek bu işlerden, sınıfa çıktım, en azından sınıfta olmayacaklardı, rahattım. tabi sonra dank etti kafama, bunlar harbiden pgibopatlardı, ben de sevgilisine bakmıştım. kafamda kuruyordum ikidebirde. Sınıfın kapısından girdim, önceki gün görmediğim birkaç kız dikkatimi çekti, herhalde dün gelmemişlerdi, eski sıram hâla boştu ama ben gelirlerse diye önlerine oturmak istemiyordum. Orta sırada bir kızın yanı boştu, yanına yaklaştım, aslında bayağı utangaçtım bu konularda.
    "Yanın boş mu... " diye sordum, bana baktı söylediklerimin havada kaldığını hissettim.
    Hemen toparladım; "yani şey, oturabilir miyim?"
    Kız kafasını çevirip diğer boş yerlere baktı, ardından bana baktı, şansımı iyice kaybettiğimi düşündüm.
    "Tabi, buyur." dedi, çantasını çekti, kucağına aldı. aslında hoş bir kıza benziyordu, yanına oturdum, çantamı yere koydum. kız çantama bakakaldı, sanırım titiz birisiydi. gelemezdim aslında çok ta öyle tiplere. herneyse ders başladı, arkamda iki kezban oturuyordu, o sıralar kezbanları zaten "oha falan oldum yani" repliğinden tanıyabiliyordunuz. Onların dedikodusuna biraz kulak verdim, bu sırada kitaba bakıyor gibi yapıyordum. Serseriler hakkında konuşuyorlardı ama, benim bildiğim kadarını biliyorlardı. O sırada kızın bana baktığını hissettim, ona baktım. "Ben igu." dedim, yine söylediklerimin havada kalmasından korkuyordum. "Ben de Yağmur, memnun oldum." dedi, aslında bir cevap aldığım için sevinmiştim. Ama şimdi de el sıkışsam mı, sıkışmasam mı bilemiyordum. Elimi uzatmamayı seçtim, önüme döndüm. Hala bana baktığını hissediyordum. "Nereden geldin?" diye sordu. Ona döndüm;
    "Ankara'dan geldim."
    "Belli, soğuksun biraz."
    Kızarmaya başlamıştım; "şey... yani ilk gün diye ölye gelmiştir belki" dedim.
    Gülümsedi, yüzü gülümsediğinde normaldekinden daha hoş gözüktü gözüme. Neden böyle oluyordu, neden bu sefer gördüğüm her kıza bağlılık hissi kazanıyordum anlamamıştım. Konuşmanın bittiğini ikimiz de anladık, önümüze döndük. Bu gün içerisinde de pek fazla birşey olmadı, otobüse bindim eve döndüm. Eve gidince bir duş aldım, ardından babam geldi zaten. Babam odamda mal mal otururken içeriye girdi, ışığı yaktı.
    "Neden karanlıkta oturuyorsun, bir derdin mi var?" yanımdaki koltuğa oturdu, odanın tadilatı zaten daha tam bitmemişti, boya kokusu vardı.
    Işık yandığından gözlerim kısılmıştı, babama baktım; "Yoo, ne derdim olucak ki, işte ilk gün falan... "
    "igu daha önce de böyle ilk günler oldu, ama hiç böyle olmadı, ne oldu bir sorun mu var?"
    açıkçası korkuyordum ama babamı bu işe karıştıracak kadar da salak değildim. olayı öylece geçiştirdim, gittim uyudum. en azından gelecek gün diğer salaklar okulda olmayabilirdi, aslında garantisi yoktu. olabilirlerdi.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +3
    yarın öğlen kızla tanışmayı falan anlatıcam çocuklar yokken hazır sonra işler kızışacak zaten panpalar. adam gibi okuyanlar beğensin, kendi hayatımın ilk gibilmesini sonra da toplanmasını anlatıcam. eğer aynı durumdaysanız çok yararlı olucak inanın bana. bir kızı unutmak o kadar kolay değil ama ben başardım.
    ···
  13. 13.
    +2
    Evet beyler yazmaya devam ediyorum 2 entry giricem sonra akşam 10 tane falan giricem
    ···
  14. 14.
    +1
    Ertesi sabah annem beni uyanırdı, en azından bugün geç kalmadım diye düşündüm. Kahvaltı yaptım, giyindim falan. çantayı topladım çıktım evden. otobüs durağına yürürken bizim sınıftan bir elemanı gördüm, adını daha bilmiyordum daha konuşmamıştık. o beni tanıdı, durakta geldi yanıma dedi;
    "Günaydın"
    "Günaydın nasılsın"
    "iyiyim sen?"
    "Ben de iyiyim, ismini bilmiyorum sanırım tanışamadık daha önce" dedim,
    "Evet aynı sınıftayız ama ne garip lan" dedi o sırada otobüs geldi, otobüse bindik oturacak yer yoktu zaten koridordaki cepin boş olduğuna dua ediyordum. en azından maykıl jeksın gibi öne yatıp yatıp gelmeyecektim. bunla biraz konuştuk işte adın ne senin adın ne falan. adı sertanmış, okula gidene kadar az buçuk muhabbet ettik. Okula geldiğimizde dedi;
    "Neyse, ilk üç ders boş en azından." bana bakmadan konuşuyordu,
    "ilk üç ders mi?" benim koyduğum programa göle böyle birşey yoktu, hay gibiyim yanlış günün progrdıbını koymuştum sanırım.
    "Evet, ilk iki ders beden, sonra boş."
    "E iyimiş" dedim gülümsedim azcık, sonra da konuşmadık zaten, çantayı sınıfa bırakıp aşağı indik. hoca eşofman giymediğim için çattı bana biraz, ben de yeni geldim falan dedim geçiştirdim. görünürde yoktu bizim yavşaklar. ben de rahattım o konuda biraz. sonra yağmur geldi soyunma odasının anahtarını getirdi hocaya. ders başladı tabi ben kenarda oturuyordum bankta yağmur yanıma geldi oturdu yanıma, bisküvi atıştırıyordu, kahvaltı yapmamıştır diye düşündüm ikram ettiğini geri çevirdim. yağmura baktım;
    "Nasılsın Yağmur?"
    Yağmur salakça sırıttı neden olduğunu bilmiyorum; "Hehe, iyiyim seni sormalı."
    "Ben de iyiyim işte" dedim, muhabbetin bitmesini istemiyordum, birşey bulmam lazımdı. "Ben de yanlış koymuşum programı" diye devam ettim.
    "Olur öyle arasıra" dedi. ben ona baktım, sanki bana bi beklenti içinde bakıyordu. bana mı aşık oluyor dedim ama sanmıyodum, başka bişey de olabilirdi. ben tabi burda kıllandım falan öyle havadan sudan konuştuk. sonra beden bitti, bunların ödevi mi ne varmış boş derste herkes sınıfta ödev yetiştiriyordu, eksi almayalım hesabı falan. tabi ben yeni geldim diye öyle bir derdim yok, gittim kantine oturdum biraz. poğaça çay falan söyledim. yerken bir de ne göreyim, bizim gizemi gördüm, yanında iki arkadaşı da vardı, sanki biraz kötü gibiydi. yavaşça geliyolar sanki diğerleri onu teselli ediyo gibiydi. ama sanki kızar gibi sen kaşındın falan der gibi. çok yaklaştıklarında yanındaki bi kızın "sen kaşındın, o çocukla çıkmayacaktın, biliyodun işte." dediğini duydum. öteki kezban onlara baktığımı gördü, ben de kafamı yemeğime çevirdim hemen. kantine girdiler bana 2 masa uzak bi masaya oturdular. konuşmalarını dinledim oğlan bunu terketmiş herhalde, zaten bıçakladı da adamı başı belada, merkezde falan. kızlar başka sınıftaymış meğersem, bir çocuk geldi ikisine hoca girdi dedi. onlar istemeyerek gitti yalnız bıraktılar. ben de ara sıra yemek yerken bakıyordum, ağladığını anladım. kantine para vermek için kalktım yemeğimi bitirip, peçeteler ilişti gözüme. Aldım bir peçeteyi kıza baktım, kız da görmüştü peçete aldığımı, peçeteyi gözüne sokar gibi gösteriyordum, ister misin anlamında. Bir hareket yapmadı, üzgündü belli.
    Parayı verdim, peçeteyi aldım yanına gidip uzattım, hiçbirşey demedim, oturmalı mıydım bilmiyodum. Gizem aldı peçeteyi, yaşlarını sildi. Sonra boğuk bi ses tonuyla;
    "Teşekkür ederim." diyebildi ancak, konuşmak istemiyor gibiydi sanki.
    "Önemsiz" dedim ve gülümsedim hafifçe, yavaşça masadan elimi çektim, kapıya yöneldim. sinirim bozulmuştu keşke konuşsaydık diyordum içimden.
    "Şey... " dedi arkamdan, ben durdum, şaşırdım tabi ben. arkama döndüm, yanına yaklaştım, birşey söylemedim ama devam etmesini bekler gibi bakıyordum.
    "Sen yeni mi geldin okula" dedi.
    "Evet" dedim, "nereden biliyorsun?"
    "Adın geçti birkaç yerde, bir de daha önce görmemiştim." dedi.
    Vay anasını satayım ne okulmuş iki dakikaya herşey duyuluyor dedim. sevgilisiyle kavga ettiğimi de biliyordur o zaman dedim. herhalde biliyordu. ama birşey demedi o konuda.
    "Otur istersen" dedi. ben biraz mallaştım ne yapacağımı bilemedim, oturmak için sandalyeyi çekecektim ama bizim pgibopatlar da geliyordu aklıma. onlar kurcalıyordu aklımı. o sırada kurtarıcım geldi, zil çaldı. ben de hemen atıldım.
    "Bak ne güzel, arkadaşların gelir şimdi." dedim.
    Bana baktı zoraki gülümsedi, sonra yüz tipi hemen düzeldi.
    zaten arkadaşlarının zütünde motor mu var bilinmez uçtular geldiler. ben de çıktım kantinden sınıfa gittim.

    _________________________

    Bi kahvaltı yapayım beyler. sonra devam edicem 1 entry daha giricem.

    _________________________
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +1
    @28 gibiş oldu panpa ama başka bir kızla aradan çok net anlatmadan çıkartabilirim, sevmiyorum pek öyle şeyleri anlatmayı. ama anlatırım bu akşam onu da. okulun huursuymuş zaten başım belaya girdi onun yüzünden
    ···
  16. 16.
    +1
    @35 napıyım?
    Beyler bu arada yazmaya başladım kahvaltı bitti
    ···
  17. 17.
    +1
    Evet devam beyler. Müzük isteyeniniz varsa - http://tinyurl.com/ylnsg3e
    __________________
    Sınıfa girdiğimde değişik birşey vardı sanki. ama ne olduğunu çözemedim. tabi çözmem uzun sürmedi. bizim yavşakların ikisi gelmişti gizemin eski sevgilisi yoktu. ben yine yağmurun yanına oturdum, bunlar bana baktılar falan. asilkan var aralarında aslında iyi çocuğa benziyor o. bana az kıyağı da geçmedi adamın da aslında. ama o zamanlar bilemiyordum tabi, içimde 3'üne de bir kin vardı. neyse önüme döndüm, yağmurla iki üç konuştuk. yağmur kafa kızdı aslında, hem bana olanları öğrenmemde yardımcı olabilirdi, fena bi kız değildi, kanka olurdum güzel olurdu. zaten ders boyunca hoca bizi defalarca uyardı konuştuğumuz için, muhabbeti güzeldi. iyi arkadaş olduk onunla da zaten. herneyse zil çaldı falan biz gülüşüyorduk bu arda bana bakarak geçti siniri bozuktu sanırım geçerken de,
    "çok konuşma lan yarram" dedi, bunu zaten hep duyuyordum herkese heryerde yarram diyor. ben de tutamadım kendimi geçirdim lafı,
    "yarram da ağzından düşmüyo bakıyorum." dedim. sonra bu ilk lafı anladı herkes gülmeye falan başladı, bu benim üstüme yürüdü sinirle. yağmur tabi o sırada kenarıya kaçıldı, biz kavgaya tutuştuk. yağmur çığlık falan attı, hocalar duymuştur geliceklerdir dedim, ya şimdi geçiririm ya da gelirlerse yediğim dayakla kalırım dedim. aldım sonrası böyle zaten - http://tinyurl.com/bu4zcfv . hehe şaka lan bu ben buna bir yumruk attım, çenesine geldi. asilkan nedense kavgaya hiç karışmamıştı, biz arda ile kavga ediyorduk. ben çok soğuk kanlıyımdır, kavgada bile sinirlenmem düşünerek kavga ederim. ama ben bu arda malını anladım sinirden kıpkırmızı olmuştu ben omuzlarından tutup uzaklaştırıyom bu kafa falan atmaya çalışıyo. o sırada karnına dizimle geçirdim bi tane, boşluğuna geldi herhalde öksürmeye başladı. o yere yığıldı, asilkan da dayanamadı bana daldı, bayağı bir de daldı harbiden yapılı çocuktu. birşey yapamadım ona, ağzımı burnumu elime verdi. herneyse sonra hocalar geldi falan disipline aldılar, ceza aldım, onlar uzaklaştırma aldılar daha önceden kavgaları olduğu için. tabi haber benim eve gidecekti, ne diyeceğimi düşünüyordum. tabi bir yandan da bunlarla kavga büyüyecek mi diye tırsıyorum. zaten burnum falan kanamış ama daha önce 3 yerden kırılmıştı zaten kırılmadı. sonra ben çıkışı beklemeden okuldan çıkmayı düşündüm. sınıfa gittim çıkınca çantamı falan aldım. yağmur nasıl olduğumu sordu, sanki değer veriyor gibiydi. üzülmüştü, yüzüme falan dokundu, bakmak için böyle. ben bir garip oldum neden bilmiyorum. sonra da zaten çantamı aldım eve erkenden gittim. annem eve erken gittiğimi ve gömlekteki kanı görünce sordu falan. ben de kavga ettim falan dedim. ilk günden ne bu kavga falan dedi kızdı biraz ama üstelemedi. sinirli olduğumu görünce. odama gittim, müzik dinledim yattım, sonra nedense yağmuru düşündüm, onu seviyordum da, gizem de ulaşılmaz olduğu için dikkat çekiyordu sanki. değişik bir durumdaydım ikisinden birisini seviyordum bunda emindim. ya da gizemi seviyordum, yağmur ilgi gösteriyor diye bağlanıyordum. bu kafa karışıklığıyla zaten beynim gibilmişti. akşam babam geldi, bizim aile bayağı bir alkol alır, hani ayda 2 kez ailecek oturur içeriz. akşam babam içki getirmiş ne olduğunu şuan hatırlamıyorum içtim bayağı zaten. sonra sökülmüşüm bunlara olayı gece. ertesi sabah kalktığımda anladım bunu zaten. sonra babam tabi işi büyütmek falan istedi, gidip konuşayım dedi. ama beni çok iyi anlıyordu, babasını karıştıran çocuk konumuna düşmek istemediğimi anlamıştı. her zaman arkanda olduğumu bil falan demişti, sabah benimle konuşmak için işe bile geç gitmişti. bende çantamı falan topladım sonra, annem yeni gömlek verdi giydim. kahvaltı yapmadan evden çıktım. kahvaltı yapmadığım için erken çıkmıştım zaten, gittim aldım bir sigara onu içmeye başladım. okula gitmeden, ailem bilmiyordu içtiğimi, ergendim o zamanlar ama sigara konusunda ergen kafası yoktu bende. kimseye göstermek için içmezdim, konuşmazdım hakkında görseler bile boşver derdim. herneyse içtim sonra okula doğru yola koyuldum.
    ___________________________

    Beyler işim var duş alıp evden çıkıcam. akşama 10 entry ile geliyorum.

    Akşam anlatacaklarım arasında - gizem yüzünden kavga etmem falan olucak. sonra yağmurun kıskanması olucak, bunların ikisi arasındaki kafa karışıklığım falan. söyleyim de merak etmeyin.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +1
    Evden akşam çıkıcam gençler plan değişti, yazıyorum.

    Okula gittiğimde yine sıkıcı bir ortama girdim. Bir mimar neden bahçeyi bu kadar uzun yapar? Hadi ona gücün yetmiyor bari okulu ortasına koy bahçenin, ön arka bahçe olsun da yüyelim hızlı girelim okula. Yürüyorum yürüyorum varamadım okul kapısına ama nasıl sövüyorum mimarına bacısına anasına. herneyse çıktım sınıfa girdim. yağmur daha gelmemişti, şaşırdım. saate baktım aslında ben erken gelmişim biraz. çantayı bıraktım oturdum sıraya. kitap açtım bitane okumaya başladım. sonra yağmur geldi zaten yanıma oturmak için çantasını koydu yaklaştı sonra vazgeçti. ben bakakaldım ona öylece. elini burnunun önünde salladı;
    "Sigara kokuyosun sen" dedi.
    Ben ne diyeceğimi bilemedim ilk sonra topladım kendimi, "evet ne olmuş?"
    "sevmem ben sigara kokusunu."
    "o kadar kötü mü?"
    "evet kötü, bence içme kendine yazık ediyosun." dedi çantasını geri aldı, başka bir kızın yanına oturdu.
    ben başımı öne eğdim, kitaba bakmaya devam ettim. sonra sağımda bir karartı gördüm, korktum ilk bizim şerefsizlerdir diye, baktım yağmur. rahatladım, çantasını koydu yanıma kıyamamıştı herhalde. oturdu, sonra biraz yaklaştı. sanki fazla yaklaşmıştı, anladınız işte. aşık gibiydi kız bana, öyle davranıyordu yani.
    "neden içiyosun?
    "Özel bi sebebi yok."
    "Hava olsun diye yani?"
    tip tip baktım yağmura, umursamadı bakışımı devam etti;
    "bi daha elinde görmücem onu." dedi, sahipleniyordu beni şaşırmıştım, sahiplenilmekten ve bağlanmaktan korkarım ben.
    "tamam zaten ağzımla içiyorum." dedim. öyle bakakaldı, derin bi nefes verdi önüne döndü. bana bakmadan konuşuyordu.
    "bi daha görmücem dedim." dedi,
    "tamam" dedim, neden dediğimi bilmiyordum, kabul etmiştim. şaşırmıştım açıkçası değer veriyordum sanki ona.
    gülümsedi, dikkatlice baktım gülümsemesine, sanırım aşık oluyordum. gülümsemesi harbiden çok güzeldi şimdi bile yüzünü hatırlayınca gülümsüyorum lan. keşke değerini bilseydim zamanında.
    sonra ders başladı, bizim çocuklar bana yine tip tip baktı falan ama o gün kavga olmadı. tenefüslerde yağmurla dolaştık, fazla yakındık, kantine gittiğimizde gizem kızlarla oturuyordu bir masada. bana baktığını farkettim, yağmur onu görünce bana daha da yakınlaştı. yağmur beni kıskanıyordu, onu çatlatmak istiyordu sanırım. sınıfta olan kavganın ona baktığım için olduğunu biliyordu. ben ne yapacağımı bilemedim, uzaklaşmak istedim ama yağmur nasıl karşılar bilmiyordum. bir an gizemle gözgöze geldim, gözlerimi kaçırdım hemen. normalde böyle şeylere hazırlıklıyımdır, karşımdaki gözlerini kaçırana kadar gözlerimi kaçırmam. tanımasam bile, ama olmadı işte bilmiyorum. sonraki derslerde tahtaya falan kalktım çözemedim soruyu, dedim dalga geçerler herhalde. kimse gülmedi bile, rahatladım en azından o konuda mal bir sınıfım yoktu. sonra zil çaldı zaten yağmurla yürüdük durağa kadar, aynı otobüse binecektik, o benden erken inecekti. yakınlaşmak istemiyordum, zaten otobüste boş yer olmadı hiç bugüne kadar, yanyana duramazdık. otobüse girdim, anasını gibiyim dedim bu dünya bana karşı dedim. 2 kişilik yer boştu. istemeyerek cam kenarına geçtim, oturdum. ondan sonra inecektim, o da yanıma oturdu. yol boyunca konuşmadık, bir ara başını omzuma bıraktı, sonra tereddütte kalıp kaldırdı 30 saniye falan sonra. ineceği yere yaklaşıyorduk. bana baktı, heyecanlıydı gözlerinden belliydi;
    "birşey dicem sana ben" dedi, şaşırdım baktım, özellikle gözlerime bakıyordu, anlamamıştım.
    biraz yaklaştı sessizce, "ben senden hoşlanıyorum dedi." ben ağzımı açtım birşey diyecektim, ne diyeceğimi bilemedim. kelimenin başı çıktı sonu çıkmadı, o da heyecanla ve biraz utançla kaltı indi hemen otobüsten. onun durağıydı zaten. ben de o kafa karışıklığıyla taktım kulaklığımı, yaslandım cama. vay dıbına koyim dedim içimden...
    _____________________________

    devam edicem beyler sonra

    ______________________________
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +3
    __________________________

    Devam ediyorum beyler - müziği değiştirelim : http://tinyurl.com/c4f4g7
    __________________________

    Akşam eve girdiğimde saat normalden geçti, babam eve gelmişti. içeri baktım, babam sinirliydi.
    "Nerede kaldın sen!!!" dedi, sonra birden duraksadı, yüzümdeki aptal gülümsemeyi farketmişti, yumuşadı.
    "Biraz yürüdüm öyle geldim baba." evet ben kulaklığımı takıp caddeler boyu yürümeye bayılırdım. böyle de bir huyum vardır.
    "Birdaha olmasın, anladın mı?" dedi,
    Kafamı salladım, odadan çıkacaktım, babam;
    "Anladın mı?" dedi, arkama döndüm;
    "Anladım baba" gülümsedim.
    "Üstünü değiştir gel hadi, biz yemek yedik."
    "Tamam baba, geliyorum." arkadan annem seslendi;
    "yiyecek misin birşeyler?"
    "yok anne tokum ben." aslında hayvan gibi açtım, üstelemedi annem tamam dedi geçti.
    ben de odama gittim, çantayı bıraktım, üstümü değiştirdim, içeriye gitmeden koltuğa yaslandım durdum biraz. düşünüyordum, kafam karışıktı açıkçası ama mutluydum, tam olarak neden olduğunu bilmesem de mutlu olmak güzel bir histi. çok üstüne gidersem herşey tak olacak gibi geliyordu, o yüzden nedeni üstünde kafa patlatmadım. içeriye gittim, neler olduğunu falan sordular, bir kız var dedim. detay sordular ama söylemedim. onlar da pek üstelemediler zaten gerektiği kadarını söylerdim herşeyin. sonra yattım zaten, bilgisayara falan hiç bakmadan. birşeyler oluyordu bana, normalde bilgisayarın başından kalkmazdım, değişmekten korkuyordum aslında.

    Annem sabah uyandırdı her zamanki gibi evden çıktım, ama kahvaltı yaptım bu sefer akşamdan açtım zaten. okulda olabilecekleri düşünüyordum, yağmurun yanına oturmalı mıyım acaba, sevgili mi olacağız gibi soruları düşünmekle meşguldüm. yol beklemediğim kadar hızlı geçti, düşünmek için daha fazla vakit lazımdı, ama yok yazılmayı da göze alamazdım. sınıfa yaklaşırken yağmurun olmamasını diledim, en azından o sonra gelip seçimi yapardı, yanıma otururdu veya oturmazdı. sınıftan içeriye kafamı uzattığımda direk sıraya baktım, yağmurla gözgöze geldik. biraz duraksadım, sonra yürümeye devam ettim biraz daha kararlı, çantamı bıraktım yağmurun yanına oturdum. günaydın demedik birbirimize, bakmadık. zaten neden yanına oturduğumu da bilmiyordum. dersin ortasında yağmura baktım, meğersem o hep bana bakıyormuş. artık konuşmam gerektiği baskısını hissediyordum üzerimde. pek yaşamadığım birşey oldu, heyecanlanmaya başladım. artık konuşmanın vakti gelmişti, sessizce başladım;
    "yağmur... " dedim, gözlerine bakıyordum,
    ismini ilk defa bu tonlama ile söylemiştim, kulağa çok hoş gelmişti. sanırım birşey dememi bekliyordu, devam ettim;
    "şey ben tüm akşam düşündüm." , hala birşey söylemiyordu,
    devam edecektim ama kafama birşey takıldı, ilk ben de seni seviyorum diyecektim sonra vazgeçtim, belki de o beni sevmiyordu, sadece hoşlanıyordu belki de, tabiki ben -de- yi aradan kaldırmayı seçtim;
    "ben seni seviyorum." az kalsın sonuna sanırım ekleyecektim, heyecanlıydım zaten iyi yine sıçmamıştım.
    yağmur gülümsedi, ben de gülümsedim, gerçekten gülümsemesine hastaydım, sınıfta olmasaydık onu orada öpmek istedim, sarılmak istedim inanılmaz bir yakınlık hissediyordum. nedenini bilmiyordum, sanki yıllardır sevgilimmiş gibiydi, aradığım kişi miydi acaba uzun süredir? yağmur konuştu;
    "ben de seni seviyorum, anlamış olman lazım artık." , gülümsedi. elimi sıranın altından ona uzattım, elimi tuttu. sıkıca tutuyorduk ellerimizi, dersin sonuna kadar el tutuştuk, başka kimseye bakmadım, o da bakmadı. sadece birbirimize baktık. başkaları görmüş müydü, umrumda değildi açıkçası. uzun zamandır ilk defa bu kadar mutluydum. tabi bu mutluluk ne kadar uzun sürecekti bilinmez...

    ___________________________

    Devam edicem beyler
    ___________________________
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +1
    iyi tamam siz gidin baştan sona yalan sex hikayelerini okuyun dıbına koyım, bikaç adamakıllı yemişinci hariç bıraksak adamlara ferre sitesine dönüştürecekler burayı
    ···