ilaçların da etkisiyle da olsa gerek uyudum hemen bu sefer kendi odamda. Gece uyandım çok susamıştım odamdan çıktım mutfağa geçebilmem için ilk önce salondan daha sonra da antreden geçmem gerekiyor salondan geçtim karanlıktı ışığı yaktım hemen aynayı gördüm salondaki gece gördüğüm rüya aklıma geldi nedensizce, aynadan rahatsız oldum hemen ters çevirdim. Mutfağa geçtim suyumu içtim bir bardakta odama zütürmek için aldım salondan geçerken ters çevirdiğim aynaya baktım yine. Ama gördüğümle şoka uğramam bir oldu ters çevirdiğim ayna yine normal haline dönmüştü. Ben mi yanlış hatırlıyorum çevirmedim mi acaba diye düşündüm ama iyi hatırlıyordum çevirmiştim derken aynadan bir tıklama sesi geldi ama aynada kendi silüetimden başka bir şey yoktu aynaya bakmaya devam ettim korkuyordum ama bakmaktan da kendimi alamıyordum. Baktıkça aynadaki görüntümün benim tam tersim şeklinde hareket ettiğini fark ettim. Şöyle anlatayım ben sağ tarafıma eğilmiş şekilde aynaya bakıyorken aynadaki görüntüm sol yanına eğilmişti. iyice emin olmak için hareket ettim ama aynadaki görüntüm hareket etmedi gözlerini bana dikti ve bana baktı doğrudan ‘’şerrün ifritun’’ dedi gözleri simsiyah olmuştu bu cümleyi söylerken. Bunu söyledikten sonra ayna ince kılcal damarlarlar şeklinde çatlamaya başladı. Çatlaklar daha da belirginleşti ve sonunda ayna parçalandı. Elimdeki su dolu bardakta yere düştü parçalandı.

(bkz: http://www.imgim.com/img_20150929_074841.jpg)

Kanıt1 otelin çatı katından manzarası size de bir ipucu olmuş olur olayın nerede yaşandığıyla ilgili

Diğer kanıtdaki çok gizli ve korkunç ayrıntıyıda yükleyince göreceksiniz

Babamın sesiyle kendime geldim ama uyumuyordum ayaktaydım yaşadığım rüya değildi, babam salonda oturuyordu mutfağa su içmeye giderken salondan geçtiğimde de, geri döndüğümde de onu farketmemiştim ama en başından beri oradaymış bana sesleniyormuş ama ben cevap vermiyormuşum aynaya bakıp durmuşum sonra da elimdeki bardağı aynaya fırlatmışım. Ben ise bunların hiçbirini hatırlamıyordum benim gördüklerim yada gördüğümü sandığım çok farklıydı. Baba dedim aynada o varlıklardan birini gördüm onu görünce ayna kendiliğinden çatladı ben bişey yapmadım senin dediklerini hiçbirini hatırlamıyorum dedim artık gerçekle hayali karıştırır olmuştum tamam oğlum sakin ol dedi babam dağ köylerinin birinde bir hoca varmış, yarın bi ona gidelim olmadı dedi gitmem ben hocaya falan dedim. Gideceksek doktora gidelim diyorum yeni ilaçlar yazsın diyorum. Tamam oğlum tamam diyor babam sadece. Ertesi sabah annemin de zoruyla hocaya gitmeye ikna oldum,Çıktık yola asfalt yolda bir saat kadar gittikten sonra bir sapaktan sapıp toprak bir yola girdik. Çam ormanın içindeki bir köye vardık küçük bir köydü evler tuğladan değil gri taşlardan yapılmıştı. Çaldık hocanın evinin kapısını küçük bir çocuk açtı.

Buyrun içeri geçin dedi. içeri geçtik yaşlı bir adam yerdeki sedirim üstüne bağdaş kurmış oturuyordu. Babam selam verdi seldıbını aldı hoca. Buyrun oturun dedi oturduk karşısındaki sedirlere. Babam hocam bir maruzatımız olacaktı size dedi hoca ise bu sırada bana bakıyordu sadece, bense yere. Babam anlatmaya başladı ama hoca sadece bana bakıyordu bense arada kafamı kaldırıp bakıyordum ardından bana dik dik baktığını görüp tekrar başımı eğiyordum. Babam lafını bitirdiğinde ortamda bir sessizlik oldu hoca beni yanına çağırdı önüne oturmamı işaret etti. Oturdum yüzüme karşı mırıldanarak birşeyler okumaya başladı. Bir süre okuduktan sonra oğluna bir işaret yaptı. Oğlu dışarı çıktı. Daha sonra elinde malzemelerle geldi odaya.

Odanın ortasına bakır leğeni koydu hoca içine yine bakır bir ibrikten suyu boşalttı. Divit kalemini değişik renkte bir mürekkebe batırdı ince uzun kesilmiş kağıtlara Arapçaya benzeyen harflerle bir şeyler yazdı mürekkebin özel olduğu belliydi ve onları teker teker yakarak bakır leğenin içindeki suya attı. En son kağıdı yakarak attıktan sonra elimi uzatmamı istedi uzattım işaret parmağıma iğneyi batırdı. Çok az bir kan çıktı ve o kanı suya akıttı. Küçük çocuğa gel buraya dedi hoca sesi tok ve kendinden emindi bu işleri iyi bildiği belliydi bu da benim cesaretimi yerine getiriyordu, gelmem diye direttiğim hoca şimdi beni cesaretlendiriyordu. Çocuk sanki yapılacakları biliyormuş gibi soyunmaya başladı sadece külotuyla kaldı ve bakır leğenin içine girdi. Hoca çocuğun eline kağıtlara yazdığı mürekkepten bir damla sürdükten sonra bak oğlum dedi ne görüyorsun çocuk Suya doğru bakmaya başladı.

Bir oda var ve odada yataklar var dedi çocuk, hoca çocuğa biraz baktıktan sonra başka dedi 1 kadın ve erkek var dedi çocuk suya fazla bakamıyordu hemen gözünü kaçırıyordu kim bilir anlattıklarından başka neler görüyordu ve korkuyordu hep merak etmişimdir. Başka dedi tekrardan hoca bir şeyler içiyorlar mumlar yakıyorlar dedi çocuk. Hoca bana doğru baktı sonra tekrar çocuğa dönüp başka ne görüyorsun dedi. çocuk baktı tekrardan bakmasıyla gözlerini kaçırması bir oldu korkmuştu. Hoca tamam sakin ol oğlum dedi bir şeyler okumaya başladı. Okuduktan sonra çık çocuğum dedi. çocuğa odadan çıkmasını işaret etti git giyin dedi. sonra bize dışarı çıkalım dedi.

babam noldu hocam dedi dışarıya çıkar çıkmaz. Bir muska yazacağım dedi hep beraber bu şerrin üstesinden geleceğiz inşallah dedi. babam sağolun hocam borcumuz nedir dedi hoca da ben şerden kendisini koruyamayanlara yardımcı olmaya çalışıyorum Allah rızası için dedi. Allah razı olsun hocam dedim. Hoca muskayı yazdıktan sonra muskayı alıp yola çıktık. Babam yolda nasılsın oğlum kendini iyi hissediyor musun dedi. evet baba dedim. Hoca seni cesaretlendirmiştir inşallah onun sayesinde kurtulacaksın oğlum bu dertten dedi. cevap vermedim benim aklım çocuğun söylediklerinde kalmıştı.Çocuk gördüklerini anlattığı zaman kafama dank etmişti her şey o oda kadın ve erkek hepsi anılarımı canlandırmıştı. Üniversitede yaşadığım ve 3 kişi dışında kimsenin bilmediği bir olayı.

Ev arkadaşım kadir birkaç günlüğüne memleketine gitmişti genelde sevgilisi serpil de bizim evde kalırdı ayrıca kadir memleketine gittiği günün akşamında serpil yine bizim eve gelmişti. Ve alkol almıştık beraber sonrasında ise öpüşmeye başladık ve ilişkiye girdik bu yaptığıma şerefsizlik diyebilirsiniz ki haklısınız da ben bile kendimi affedemiyorum hala. Biz ilişkiye girerken odamın kapısı açıldı karşımda kadir vardı. Otobüsü kaçırmış eve geri dönmüş. Sadece şunu dedi değer miydi lan bi kız için en iyi dostunu satmaya. Bense dondum kaldım hiçbişey diyemedim ne diyebilirdim ki. O günden sonra da kadirle de serpile de bir daha konuşmadım ki zaten konuşacak yüzüm de yoktu. Bu yaşadıklarım kadir ve serpilin yüzündendi yani ikisininin de hayallerini ben mahvetmiştim bana nefret duyup şerlileri musallat etmişlerdi başka bir açıklaması olamazdı. onlarla konuşmalıydım ama hepsi memleketindeydi sonuçta üniversite bitmişti. Aramak istesem telefonlarımı açmazlardı başka bir numarayla arasam sesimi tanır ve kapatırlardı telefonu. Ama mutlaka konuşmalıydım af dilemeliydim. Eve vardık ama ben sabırsızlanıyorum kadirin yanına gitmek için belki muskanın etkisiyle belki de bu olanların sebebini bulmam nedeniyle onları bir an için unutmuştum