cinli oldugundan emin oldugum ruyalar goruyorum

beyler hikaye falan değildir bu anlatacaklarım. zaten uydurmak istesem daha çekici bi hale sokarım da neyse.

alın işte mesela dün gece kendi evimin önündeydim rüyamda. rüya diyorum ama bildiğiniz o rüyalardaki gibi bilinçsiz değil, aksine tam bilinç halindeydim yine. kabaca tarif edeyim bizim ev belde gibi bir yerdedir. evin arsası bayağı geniş içinde 3 ev 1 garaj var. bir bu kadar da boşluk var hesap edin artık. evler ve garaj le şeklini alıyor.

atmosferi hayal edin; güneş doğmadan önceki o karanlık vakit, ben evin önünde her yeri görebilecek bir köşedeyim. hareketsiz bakıyorum öylece. birden eniştem, babannem görülüyor. eniştemi kuyunun yanından geçsin diye telkin ediyorum. eniştem bana doğru gelirken kuyunun yanından geçiyor ve...

(devamı bir sonraki entryde olsun çok uzun olacak, okumazsınız.)

@3 bilincim açıktan kasıt anlama ve idrak kabiliyeti yani. görüyorum ama müdahale edemiyorum. irade yok.

yazıyorum...

ruhu tesir altına alınmış gibi vücudu dik ama omuzlar düşük, elleri öne doğru salık şekilde babannemin evine doğru gidiyor. (eski babanne evlerini bilirsiniz yüksek girişli) evin kapısının önüne geliyor, nedense öleceğinden korkuyorum, halbuki hiçbir şey yok, o köşede hareketsiz duran ben olduğum yerde enişteeeeee! diye bağırmaya başlıyorum. avazım çıktığı kadar. adam dönüp bana bakıyor irkilerek ve içimi rahatlatan o canlı bakışları yerine geliyor.

hala uyanık değilim. aynı esnada kuyunun başında babannemi bana bakarken yakalıyorum. yıllardır namaza durduğu kıbleye değil de bana dönerek seccadenin üstüne diz çökmüş dik dik bana bakıyor...

(devamı diğer entryde)

neden uyardın onu der gibi sanki bakışları, anlam veremiyorum. içimi korku sarıyor, uyanmak istiyorum artık. güneş ışığı gözüme değiyor ama gözlerim hala babannemde. neden kızdın diyorum? elinde çektiği tespihi hiç çaba göstermeden kopartıyor. ip koptuğu gibi taneler yere düşmeden hızla yüzüme çarpacağı sırada yatakta sırtımı geri yaslayarak uyanıyorum. kulağımda sadece kalbimin atışı ve dışardaki cırcır böceği.

'e yarram cin bunun neresinde' diyenler olacaktır, bu kadar yazıp bırakmayacağım heralde. daha küçük yaşta gördüğüm iki yunan askerini, ölen ananem ve dedemin evinde uyandığımı, gece köpekleri doyururken yanımdan kalkan toz bulutunu anlatacağım. dahası da var...

1-2 dinleyen olursa devam ederim beyler. yıl 2014 olmuş hala cine inanan var diyen embesiller de okumasın amk. laf da söylemesin. ben burda yalan gibmiyorum. defineden büyüye kadar çoğu işe karıştım. rüyalarım da gerçek ve anlatmak istiyorum. dediğim gibi 1-2 kişi varsa adam gibi devam ederim, yoksa gece devam edeceğim.

ufak bir anımdan da bahsedeyim, diğerlerine devam ederim.

eskiler bilir, tavana asılı bebek yatağı olur sallamak için. daha onda yatacak yaştayım hesap edin. o yaşta insan bir şey hatırlar mı bilmiyorum ama aklımda kalan 2 şeyden biri kırmızı 2 göz, diğeri de babamın ayaklarında sallaması.

beni ayrı küçük bir odada o salıncağa koyarlarmış, annemle babam ayrı bir odada, abim de başka bir odada yatarmış. kış zamanı diye tahmin ediyorum, bir gece yarısı uyandım. ne hikmetse hayal meyal değil daha dün gibi net hatırlıyorum. benim salıncağım alçaktı, zifiri karanlık oda yani ışık yakmadan hiçbir şey göremezsin. uyandım, başımı sola çevirdim, salıncağın sol yanında o karanlıkta kıpkırmızı 2 göz görüyorum sadece. o zaman ağlamamışım da ama şimdi hatırladıkça o odada tüylerim dikilir hala.

o gece boynumun sol tarafında bir yağ bezesi çıkmış. hala da var bu beze. bunu nerden bildiğimize gelince, o gecenin sabahı ben anneme şeytan ineği boynumu ısırdı diye sayıklamışım hep. ne alakaysa amk çocuk lugatı işte. yaşım büyüdükten sonra annemden öğrendim bunu da.

5 dakika müsade beyler geliyorum...