Beyler korkunçlu hikaye anlatıyorum. Başımdan geçenler, inanmak zorunda değilsiniz. Yazıyorum...

Okulun son günleri. Hocalar gelmeyin huur oğulları diyip okuldan kovalıyorlar. Esen sıcak rüzgar zütümü terletiyor. Telefon çaldı kuzen arıyor. Okullar kapanmadan iki gün önce köye gidiceklermiş, bizde gelcekmişiz. Benim daha yeni haberim oldu tabiki.
Telefonu kapayıp salona gittim. Babamın karşısına geçip köye ne zaman gidicez dedim. Yarın gideceğimizi söyleyerek televizyonun sesini arttırarak haberleri dinlemeye devam etti. Herkezi kontrol ettikten sonra balkona çıktım. Sigara yakıp etrafı dinlemeye başladım. Herşey normal. O sırada aklıma kız arkadaşım geldi. Aradım. Biraz konuştuk. Sanki başka biriyle konuşuyordum. Sesi konuşması değişmişti. Giblemeden yattım. Sabah peder uyandırdı. Biraz konuştuk. Cuma günü karneyi alıp otobüsle gelebilmem konusunda ikna olduktan sonra uykuma devam ettim. iki gün ev boştu. Koskaca 48 saatte neler yapılırdı...

Uyandım. Arkadaşları aradım. Ev boş bira alın sigara alın da kafa dağıtalım ayağına. 3 kişi oturduk. Biraz kafa dağıttıktan sonra, konu nerden geldiyse o kafayla in, cin, peri, define konularına geldi. Zaten son zamanlarda biraz gariplik var üzerimde. Bide inanmam fazla böyle şeylere. Uzun süren saçma muhabbetten sonra uyuduk. Perşembe sabahı kahvaltı edip, arkadaşları yolladım. Evde bi gariplik vardı sebebsizce. Evde durmak istemiyordu canım. Kızı aradım. Biraz vakit geçirip dışarda eve geçtik.

Gece komşulara gözükmeden kızı evine bıraktım. Gelirken bi paket sigara alıp kapıya geldim. Odamın ışığı yanıyordu. Unutmuşumdur diyip anahtarı sokup kapıyı açtım. Ama bir gariplik vardı. Evde hiç ışık yoktu. işte burada damarlarımda bir sıcaklık hissettim. Aranın ışığını açıp odama baktım. Kimse yoktu. Mutfaktan bıçak alıp evi gezdim iyice kimse yoktu. Yorgunluk felan diyip balkonda sigara içmeye çıktım. Sigaram bitince küllüğü döküp yattım. Gece aniden uyandım. Başım zonkluyordu. Heryerimden ter damlıyor. Odamın zifiri karanlığında camdan esen hafif rüzgarla serinledim. Odamın ışığını açıp mutfağa doğru yöneldim.

Mutfakta garip bir koku vardı. Işığı açıp bir bardak su içtim. Uykum vardı ama uyuyamıyordum. Tam uyuyacakken bişey oluyordu. Bir ses duyuyordum uykum kaçıyordu. Balkonda yine sigara içip sabah olana kadar bilgisayar oynadım. Ezanla birlikte uyuyakalmışım. Alarmın tiz sesiyle kalkıp hazırlandım. Okuldan karneyi alıp otogara gittim. Otobüsün saatini beklemeye koyuldum.
Otobüse binip saatler sonra memlekete geldim. Köy servislerine binip bizim köye geldim. Evin yolunu tuttum.
Babaannem evin önünde hamur açıyor. Dedem yeni doğmuş torunlarını seviyor. Çocuklar koşturuyor. Babamla amcam üzüm topluyor. Bahçenin kapısını açtım. Uzun bir hasret gidermeden sonra gece oldu. Üç tane ev var köyde. ikisi yeni. Biri eski. Eski olan yenilere baya uzak. Kuzenle eski evde kalırız hep. Kullanılmayan bir renomuz var oda bize kalır. Eşyaları arabaya koyup eski evin yolunu tuttuk.

Sesler her adımda daha da şiddetleniyordu. işin kötü yanı köyden uzaklaşıyordum. Yolu takip ettikten sonra seslerin solumdaki ormandan geldiğini farkettim. Zütüm üç buçuk atıyordu. Sokak lambası geride kalmıştı. Işık olmaması korkutmuştu beni. Geri dönmeye karar verdim. Tam arkamı döndüğümde benden 20 metre uzaktaki sokak lambasının altında siyah köpeği gördüm. Hareket etmiyordu ama tırstım. Sonra düğüne gitsem belki yardım ederler diyip patikaya girdim..

Babamın sesiyle uyandım. Ters ters baktı kapıdan yanıma gelip, sert bir ses tonuyla ne yapıyordun lan sen orada dedi. Bir açıklamam yoktu açıkçası. Hatırlayamıyorum baba dedim. Ama babam dedem gibi değildi. Açıklama bekliyordu. Sessizce bekledim. iki üç öğüt verdikten sonra birazdan mevlüt var camiye gidicez dedi. Nuri amcaların mevlütü varmış. Ulan nuri huur çocuğudurda kızı bir içim su dıbına koyım. Adı merve yürüyen uçak sanki mübarek. istanbuldan gelirler. Küçüklükten beri tanırım. Fazla samimiyet yokta ilerde onla evlencem kafama koymuştum küçükken. Neyse hemen hazırlandım. Saçları yıkadım felan hazırdım. Kuzenle birlikte çıktık pederleri bekliyoruz. Muhabette daldık yine..

Kuzen tuvalette elini giberken ben sigaramı emiyordum. Camların hepsini açmış, tatlı tatlı esen rüzgarın altında kafamı dinleyip temiz hava çekiyordum. O sırada dışarda kedi sesleri gelmeye başladı. Sanki kedinin birini zenciler gibiyor. Dışarı baktım. Kimse yok. Kuzen geldi biraz hoş sohbetten sonra uyuduk. Gece yine başım zonklayarak ve terleye yerleye uyandım. Çok uzaklardan davul zurna sesleri geliyordu. Kuzeni uyandırdım. Beraber dikkat kesilip dinledik. Düğün felan vardır diyip yattı kuzen. Benim kafam bozuldu ya, gecenin bir vakti meraktan uyuyamadım. Kısa saplı baltayı elime alıp, seslere doğru yola çıktım. Gitmek çok istiyordum. Kendime mani olamıyordum. Ama korkuyordum da.. bahçe kapısından dışarı emin adımlarla çıktım.

80 yaşında adam hızlı hızlı yürüyordu. Sanki arkasından biri kovalıyormuş gibi. Ormanın sık ağaçlarını görünce içim daralıyordu. Hele karanlığın arasında parlayan bir göz görünce hocanın zütüne doğru atılıyordum. Baya bi yürüdükten sonra hoca durdu. Bana döndü. Evlat dedi, bende bir şey diyecek diye buyrun hocam dedim. Yaklaştı ama dokunmadı bana. Boynumu göstererek onu çıkarsana bi dedi. Habersizce neyi hocam dedim? Boynuna astığın o şeye artık ihtiyacın yok dedi. Şüpheli bir biçimde geri adım attım. Olsun hocam dedim. Gerek olmasada takacağım. Hoca tiksinç gözlerle bana baktı üzerime yürüdü. Bastonunu kaldırarak çıkar dedim sana. Diye bağırdı. O an herşeyi anladım. Çünkü hocanın yanına siyah köpek de gelmişti. Kanlı patileri ve siyah dişlerini gösteriyordu. Babama doğru koşmaya başladım. Tek amacım babama ulaşmaktı. Ayağım takıldı ve düştüm. Aklıma gelen her duayı okudum. Gözlerimi kapatarak koşmaya devam ettim. Arabaya ulaştım. Arkamdan kimse gelmiyordu. Kapıyı açmak için seri bir şekilde atıldım fakat kapı kitliydi...
(Panpalar ben bi yemek yicem dıbına koyım acıktım. Siz eklemek istediğiniz şeyler varsa yazın dıbına koyım, şukularıda atın zütünüzü giberim. Ha bide bidaha diyom şukuları sakın unutmayın huurlar seviyom sizi :*)

okumuyonuzmu sarmadıysa bırakıyım yazmayım dıbına koyım

Pederler bizi bırakıp gittiler. Kuzene bakıp girmeyelim dedim. Neden dedi. Bakkala gidip bişeyler alalım dedim. Tamam dedi isteksizce. Ambardan bigibletleri aldık. O sırada evin ışığı yandı bir anda. Ben orda iyice koptum. Ne oluyor dıbına koyım felan. Sonra zütümüzü elimize alıp bigiblete bindik.
Evin önünden gidince yol sağa ve sola ayrılıyor "T" şeklinde. Sağa döndük. Kuzenim önden gidiyor. Sanki arkamdan biri koşuyormuş gibi hissettim. Kuzenime bağırdım ve durduk. Arkama baktığımda yine o it vardı. Huur çocuğu kovalamıyordu bide uzaktı bize. kimin itiyse günlerdir peşimde dedim. Kuzenim her zamanki umursamaz tavrıyla gibtir et köy burası bir sürü hayvan var dedi. Lan dedim bekle şimdi bigiblete koşar felan giber belamızı.
Yavaşça gidelim koşmasın peşimizden. Yavaşça bakkala doğru sürdük. Arkamı sürekli dönüp bakıyordum oradaydı. Son baktığımda ise kimse yoktu..
Olayları hızlı geçiyorum hikaye uzun baya. Asıl olayları daha detaylı anlatacam..

Bakkalcı süleyman huur çocuğunun tekidir. Kazıklaya kazıklaya zütümüz kalmadı. Aldık alacaklarımızı bigibleti elimizle ite ite eve doğru gittik. Aklıma merve geldi. Çıkardım telefondan iyi geceler mesajı attım.
Eve gelince ilk işim camlara bakmak oldu. Işık felan yok. Girdik içeri. Kapıdan girince bir ağırlık çöktü. Uyku bastırdı gidip yattım yatağa. Uyuyakalmışım. Bir havlama sesiyle uyandım. Pencereden baktım. Evin bahçesinde kara it ve yanında siyah çarşaflı bi kadın ikiside kapkara. Kadın orta boylu ve kilolu. Köpek ise gözleri kırmızı, patileri kanlı. Dişleri siyah. Geniş cüsseyile bana bakıyor. Yine havladı, havladıkça kulağım acıyordu. Kadın yavaş yavaş gelmeye başladı kapıya doğru. Köpekte arkasından ilerledi..

Gözlerimi annemin feryatlarını duyarak açtım. Bir anda herkes başıma toplandı. Ne oldu ne gitti derken, dedemin sesi odada yankılandı. Şu adamın önünden çekilin hele koca karılar bizde görelim yüzünü diyerek gülüyordu. Halam annem yengem kuzenler hepsine anlamsızca bakıyordum. Dedemin ardından kuzenim de odaya girdi. Yengemle halam mutfağa bişeyler getirmeye gittiler. Dedem odayı boşalttırıp ne olduğunu sordu. Hatırlamadığımı söyledim. Sen dinlen dedi ve bastanonu alıp odadan çıktı. Ama hiç inanmamıştı. Kuzenim dedemin peşine odaya girdi. Ne oldu felan konuşurken, köyün dilsiz delisi nazım beni ormanda bulmuş. Babamın yanına gelmiş sabah sabah. Bahçede gürültü yapmış. Babama birşeyler anlatmaya çalışmış. Babam da anlamış takip etmiş benim yanıma getirmiş babamı. Sonra dedemin evine getirmişler. Uzunca bir süre sessizlik oldu. Ardından cebinden sigaramı ve çakmağımı çıkarıp verdi. Annen felan anlamasın diye aldım dedi. Gülümseyip teşekkür ettim. Ama kuzenim hala şüpheli gözlerle bana bakıyordu. Gece diye başladı söze. Ben yattıktan sonra ne oldu? Hiç bişey dedim. Neden evden çıktın olum anlatsana dedi. Seslere doğru gittim dedim. Peki dedi bahçeden geçerken pencereden nereye diye sorduğumda beni duymadın mı? dedi. O an şok oldum. Çünkü duymama gibi bir ihtimal yoktu. Duydum diyip geçiştirdim. Aslında herşeyi anlatmam lazımdı ama deli muamelesi görmek istemezdim. Neden cevap vermedin? dedi.
Neden peşime gelmedin? dedim.
Sustu. Babam nerde diye sordum. Amcamla şehire gitmişler. Kuzenim başımda biraz durdu. Sonra gitti. Elime baktım sol avucumda bir yanık vardı. Mana veremedim. Cine periye inanmadığım için gece ki olaylar gibimde değildi ama hafiften tırsamaya başlamıştım. Gece olanları düşünerek uykuya daldım..

Bi kaç kişi için yazıyorum okuyan fazla yok ama sizinle devam panpalar..

Hızlı yaz bin

Babam amcamla geldi. Karşıma oturdular. Dedem aynılarını anlat oğlum dedi. Anlattım olanları. Siyah kadını rüyaları davul seslerini siyah iti.. Babam yüzünde bir pişmanlıkla dedeme baktı dedem başını salladı. Bizim köyümüze 3 saat uzaklıkta bir köyde hoca varmış. Tanınır sevilirmiş. Yarın ona gidecekmişiz sabah erkenden..
O gece kuzenimle dedemin evinde kalacaktık. Kuzenimede gece her şeyi anlattım. Amcamda söz etmiş zaten. Annem olaylarsan haberdar üzüntülü ve pişman bakışlarla yataklarımızı hazırladı. Babaannem odamızda saatlerce kuran okudu. Uyuya kalmışım. Rüyasız rahat bir gece geçirdim. Sabah kahvaltıyı edip babamla yola koyulduk. Gitmek istemiyordum. Çünkü geçmişti artık. Rüya görmemiştim. Hocayla ne alakası vardı. Yorgun olduğum için böyleydim. istemsizce dedeme kızıyordum. Kendi kendime sövüyordum. Sigarada içememiştim. Daha da gergindim. Babam hiç ses çıkarmadan yapmacık gülücüklerle arabayı kullanıyordu..

Mezarlık yoluna girdik bir yandan arkamı kontrol ediyordum. Hızlıca otların arasından geçip yürüdük. Mervenin elinden tutmuş züt korkusundan kısı çekiştiriyordum.
Mezarlığı bitirip delinin evinin önüne çıktık. Deli evinin camından bize bakıyordu. Giblemeden eski eve yürüdük. Eve gelince ne oldu felan dedi. Ne desem diye düşünürken eve girelim mi dedim.
Reddedeceni düşünürken kabul etti. Eve girdik. Burda merveyle güzel vakit geçirdik. Kızı evine bıraktım. Epeydir çalışmayan sağ elim artık gibimle kavuşmak istiyordu. Eski eve girip halletmeliydim bu önceliğimi. Sigara içe içe eski eve yürüdüm. Akşam yaklaşmıştı. Kızla evde geçen süre sağ elime hasretimi arttırmıştı. Eve girip üst kattaki çekyata yattım. işimi gördüm. Ve aklıma zınk etti. Cünüp olmuştum. Hava kararmadan duşa giriyim deyip, banyoyu hazırladım. Muskamı streç film sardım. Artık hiç çıkartmayacaktım. Duşa girip abdest aldım. Herşey güzel gidiyordu. Akşam olması dışında. Hava karanlıktı. Peder aradı. Nerdesin felan, dedim geliyorum. Hemen peşine kuzenim aradı. Taşağzında sigara içiyomuş bira falan ortam yapmış, çağırıyor. Kaçırırmıyım? Hemen çıktım evden. Elime bir sopa hızla taşağzının yolunu tuttum. Yola karanlıkta zütüm üç buçuk ata ata taşağzına geldim. Kuzeni aradım ulaşılmıyor. Biraz gezdim kimse yok. Geldiğim yönde ise çarşaflı biri bana bakıyor. Anlık bir şok geçirdim. Koşa koşa kestirme yollardan dedemin evinin yolunu tuttum. Arkamda hırlayarak koşan birinin sesini duyuyordum. Kafamı çevirdiğimde siyah ve dev cüssesiyle bana koşan köpeği gördüm. Şimdi daha hızlı koşuyordum..

Eve varınca bir ürperti oluştu içimde. Senelerce kaldığım yere girmek istemiyordum. Kuzen inip bahçe kapısını açtı. Arabayı soktum. Eşyaları eve taşırken çitlerin arkasında köyün henüz taşlardan olan ana yolunda bir karartı dikkatimi çekti. Bahçe kapısını aralayıp dikkatlice baktım. Bir köpekti. iri bir köpek ve simsiyah. Gözleri hafifçe parladı. Hemen kapıyı kapatıp bavulu kucaklayıp eve kuzenimin peşine girdim.

Eski evin oraya gelip merveyi aradım. Kayaaltında buluşabileceğimizi söyledim. 30 dakika sonra orda olacağını söyledi. Tam sigara yakma vaktiydi ambarın altına oturup evi izleyerek sigaramı yaktım. Neydi bu başımdakiler? Ne olmuştu bana? Bu düşünceler içerisinde sigaramı bitirdim. Kayaaltına doğru yürümeye başladım. Taşlı topraklı yollarda güneşin altında seri adımlarla yürüdüm. Bir yandan telefondan saate bakıyordum. Deli nazımın barakasının önünden geçip yolu kısaltmak için mezarlığa saptım. işte küçükken rüyalarıma gireb mezarlık burasıydı. Hazır gelmişken büyük dedelere bir fatiha okudum. Mezarlık sık ağaçlar, birbirine geçmiş mezarlar, her yerde üreten yabani otlardan ibaretti. Yola çıktıktan sonra sola döndüm mezarlık arkamda kalmıştı daha 15 dakikam vardı fakat kafamı giben güneşten kaçmam lazımdı.
Biraz daha yürüdükten sonra 20 metre kadar uzakta yolun ortasında uzun birşey gördüm hareket halindeydi. Biraz yaklaşınca bir yılan olduğunu anladım. Şimdi gibi tutmuştuk. Yavaş yavaş ilerliyordu. Mesafemi koruyarak arkasındaydım. Bir taş alıp arkasına attım, bir anda hızlandı ve çalıların arasına dalıp gözden kayboldu. Tüm aksilikler benimleydi. Biraz daha yürüdükten sonra kayaaltı mevkine ulaştım. Çimenlere züt üstü oturup beklemeye başladım.
10 dakika kadar sonra yolun başında hayatımın aşkını gördüm. Sarımsı saçları güneşte parlıyordu.
Baba doğru geliyordu, ayağa kalktım. Yüz yüze geldiğimizde merhaba dedi tatlı sesiyle merhaba diyip sarıldım. Biraz öyle durduktan sonra gölge bir yere oturduk. Çantasından birşeyler çıkarttı. Börek pasta felan, piknik yaptık bi nevi. Sohbet muhabbet derken ilerde sabit duran siyah birşey dikkatimi çekti oraya odaklanmış bakarken dudaklarımda bir sıcaklık hissettim. Merve kollarımdaydı. Şaşırmıştım dıbına koyım. Kızda dünden razıymış. Aklım hala o gölgedeyi. Bir yandan gölgeye bakmaya çalışıyordum. Dudaklarından ayrılıp gölgeye odaklandım bu benim siya itti. Hadi kalkalım dedim. Ne oldu dedi. Yok bişey gel dedim. Hızlı hızlı yola çıkıp ilerlemeye başladık.

Şunları uzun yaz dıbına koyim ölüyorum meraktan