-
51.
0Part 39
Ama halimizi görünce dalga geçmediğimizi anlamış olmalı ki sorılar sormaya başladı
hoca - Nasıl bi musallat bu başınızdaki
Ben - karabasan ve kabuslar görüyoruz hocam
hoca - ikiniz birden mi, başka bir olay oldu my
ben - evet hocam ikimiz birden bi de bi arkadaşım bi gece benle kalmıştı ama ertesi gün onu başka bi yerde görünce konuştuğumda kendisi ben de kalmadığı üzerine yeminler etti
Hoca - gençler açıkcası benle dalga geçtiğinizi düşünüyordum ama söyledikleriniz, yüzünüzün gözünüzün halini görünce doğru söylediğinize emin oldum şimdi yapabileceğim birşey yok evinize gidin dinlenip uyuyun yarın gelin konuşalım
emre - hocam geceleri uyumayı bırakın eve gidemiyoruz. Devamlı kabuslar görüyoruz.
hoca - öyleyse bu gece cami de kalın allahın evi birşey olmaz
biraz daha konuştuktan sonra hoca kalkıp evine gitti. -
52.
0Part 40
Cami de emre ile tek başımıza kalmıştık. Biraz oturup konuştuktan sonra yatmaya karar verdik. Uzanıp uyumaya başladık. Gece bi anda uyandık camlar zangırdıyordu emre ile gözgöze geldik. Onunda korktuğu gözlerinden anlaşılıyordu. sesin nerden geldiğini anlamak için dışarıya baktık caminin etrafını gölgeler sarmıştı. Emre ye baktım yüzü bembeyazdı. bi anda dışarıda fırtına varmışcasına camlar zangırdamaya başladı. Kapıya baktık biri dışarıdan zorluyormuşcasına sesler geliyordu kaçacak yer yoktu aniden bi kulakları yırtarcasına bi ses duyduk emre ye baktım ama onun bakmaya niyeti olmadığnı görünce kafamı uzatıp pencereden dışarıya baktım hiçbirşey görmüyordum etrafta gezen koyu gölgeler vardı benden cesaret alan emre de dışarıya baktı gölgelere daha da koyulaşmış nerdeyse insan silueti almıştı. Emre ye baktım gözünden yaş gelmeye başlamıştu kalkıp dışarıya kapıya doğru koşmaya başlamıştı ayağından yakalayıp çıkmasını önledim -
53.
0Part 41
Boğuşmaya başladık emre bırak beni, ailemi annemi babamı öldürecekler bırak beni dışarıya çıkmam lazım yokda benim yerime onlar zarar görecek diye ağlamaya başladı ben de emreyi sakinleştirmeye çalışıyordum sana oyun oynuyorlar ailene zarar veremezler diyordum ama beni dinlemiyordu zor zaptediyordum emre yi birden merkezi sistem de ezan okunmaya başladı dışarıya baktık gölgeler yoktu. Bir gece daha onlardan kurtulmuştuk bu sırada cami kapısı açıldı hoca namaz için gelmişti halimizi görünce birşeyler yaşadığımızı anladı ama sormadı abdest almak için benle emreyi tuvalete yolladı abdest aldıktan sonra hocanın arkasında bi kaç ihtiyarla beraber yarım yamalak bir namaz kıldıktan sonra hocayla beraber camiden çıktık kapının önünde bi araba vardı ona bindik yolda giderken hoca bize yardım edecek birine bizi zütüreceğini söyledi. Gece başımızdan birşey geçip geçmediğini sordu emre ile yaşadıklarımızı anlattık sessizce dinledi yolculuğun kalanınu konuşmadan devam ettik geldiğimiz yer şehir dışında kırsal bir yerdeki eski bir evin önüydü. -
54.
0part 42
Arabadan indik imam önde benle emre arkasında evin kapısını çaldık içeriden 50 li yaşlar da bi adam kapıyı açtı ve bizi içeri aldı. Önceden imamla konuşmuş olacaklar ki bunlar mı dedi imam da evet bunlar size emanet hocam dedi peki sen gidebilirsin dedi imam da bize dönüp gençler siz hocayla kalın ben camiye dönüyorum cemaate namaz kıldıracak adam lazım diyip arabaya atlatıp geri döndü bizde burda bizi belki de kurtarabilecek adamla yalnız başımıza kalmıştık... -
55.
0part 43
Hoca bizi içeri alıp aç olup olmadığımızı sordu kaç saattir yemek yememiştik. Aç olduğumuzu söyledik saate baktık daha sabahın dokuzuydu. Hoca birşeyler getirdi çayla beraber kahvaltı yaparken bize özel yaşamımızla ilgili birşeyler sordu ama başımızdan geçen musallat ile ilgili birşey sormadı. sonra kendisini tanıttı imamlıktan emekli olmuş bulunduğumuz ev de zamanında babasından kalmış. evi inceleyince her yer kitap doluydu evli olup olmadığını sordum, kendisini ilme adadığını evlenmeye vakit bulmadığını söyledi... -
56.
0part 44
kahvaltıdan sonra hoca ufak bir işi olduğunu söyleyip evden ayrıldı. Emre ile evde tak kalmıştık biz de odadaki kitapları incelemeye başladık çok sayıda etrafta kitap vardı. Eski, yeni, türkçe, arapça, farsça, yeni basım, el yazması türlü türlü kitap vardı. Bi yarım saat kitapları inceledik kapı açıldı hoca gelmişti elinde bi kaç poşet vardı ama içinde ne olduğunu görememiştim poşetlerle mutfağa gitti geri döndüğünde elinde poşet yoktu. yanımıza gelip kanepeye oturdu bize de karşısındaki kanepeye oturmamızı söyledi. Emre ile bana bakıp anlatın dedi baştan sona her bir anlattığımız şeyi yani kamp yaptığımız günden bugüne başımızdan geçen olayları, gördüğümüz kabusları, önceki geçe cami de başımıza gelen olayı sessizce ve dikkatlice dinledi anlamamız bittiğinde bize istersek yan odada yatabileceğimizi söyledi... -
57.
0part 45
Şaşırdım emre de benim kadar şaşkındı. emre hocam başımızdaki bu bela varken ikimizde uyku tutmuyor dedi. Hoca sizi anlıyorum çocuklar aklınızdan geçenleri de biliyorum ama bu tür hassas konularda önemli olan bedenen ve ruhen güçlü olmanız gerekir sizi kurtarmaya çalışacam bana güvenin diyip bizi yan odaya aldı battaniye verip uyuyun dedi emre ile konuşmadan hemen uyumaya başladık zaten çok uykumuz vardı. Ama aklımda bi soru vardı acaba bu beladan kurtulabilecek miyiz bi kaç dakka sonra kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım... -
58.
0part 46
Hocanın dürtmesiyle uyandım , emre yi de kaldırdıktan sonra hoca bize abdest almamız gerektiğini söyledi emre ile kalkıp abdest aldık. içeri odaya geldik saate baktum öğleden sonra 5 idi zaten incin olan oda iyice dağılmış nerdeyse açılmadık kitap kalmamıştı anlaşılan hoca epey bi araştırma yapmıştı bize kitapları düzeltmemizi söyledi kendisi de yapacağı ayin için malzemelerle uğraşacaktı. Emre ile kitapları raflara koyarken gözüm hocadaydı emre de benim gibi hocadan gözünü ayırmıyordu. Hoca önce mutfaktan getirdiği bakır tencerenin içine poşetten çıkardığı bi kaç parça otu yakıp küllerini birbirine karıştırdı. Sonra önüne bi kaç sayfa alıp arabça birşeyler yazmaya başladı yazılar arasına garip şekiler de çizmişti yazma çizme işini bitirdikten sonra eline çakmağı alıp sayfaları tek tek yaktı küllerini önceden yakıp kül ettği otların otların küllerin karıştırdı biz de o ara dizme işini bitirip hocayı izliyorduk. Hoca en sonunda işini bitirmişti külleri biriktirdiğl bakır kabın kapağını kapattı... -
59.
0part 47
Akşam olurken güneşin batmasını bekledik etraf karanlık olduktan sonra hoca ayine başlayacağımızı söyledi. Emre ye bakır kabı verip kendisiyle gelmemizi söyledi odadan çıktık koridorda önceden gördüğüm ama kilitli olduğu için kapısını açamadığım bir oda vardı 3 odalı evin tek kapısı kilitli odasıydı. Odanın kapısının üstünde arabça uzunca bir yazı vardı hoca cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı ama içerisi zifiri karanlıktı hoca içeri girip ışığı açtı odanın aydınlamasıyla normal bir oda olmadığını anladım herhangi bir pencere veya ışık alacak delik yoktı en köşede bi örtünün dibinde uzun ince birşey vardı odaya girdik kapıyı kapattık hoca emre den kabı alıp içindeki külü genişçe bir yuvarlak oluşturacak şekilde yere döktü oluşturduğu çemberi iyice kontrol etti herhangi bir açıklık bulamayınca bize külün içine girmemizi söyledi emre ile beraber dikkatlice çemberin içine girdik hoca örtünün olduğu olduğu yere gidip örtüyü kaldırdı örtünün içinden uzunca bir boy aynası çıktı aynanın dibinde ise aynanın etrafında çember oluşturacak şekilde dizilmiş kalın ve uzun kara mumlar diziliydi. hoca mumların hepsini yaktıktan sonra ışığı söndürüp yanımıza geldi çemberin içinde üç kişiydik hoca konuşmaya başladı ne olursa olsun ne görürseniz görün ne tek kelime konuşacaksınız, ne de çemberin dışına çıkacaksınız ikiniz birbirinize mukayyet olun dediklerimi yapmazsanız olacaklar için sorumlu değilim dedi emre ile beraber birbirimize bakıp tamam dedik... -
60.
0part 48
Hoca cebinden birşey çıkarıp okumaya başladı odanın o karanlığınde sadece etrafa loş ışık veren mumlar vardı hoca bir süre sonra elinden çıkardığı kağıttan okumayı kesip ezbere okumaya başladı okurken de gözlerini aynadan ayırmadan okuyordu bir süre sonra okumasını iyice hızlandırmaya başladı. en sonunda okumanın sonuna doğru mumların alevi titreyip artmaya başladı hoca okumayı bitirdiği zaman ise aynadan tek tek gölgeler çıkmaya başladı etrafımızı sarmaya başladı etramızda dolanıyor ama çemberin içine giremiyorlardı gölgeler etrafımızda dönerken içlerinden biri çıkıp bizim üzerimize gelmek yerine hocanın önüne gidip tam önünde durdu. hoca konuşmaya başladı ama anlamıyordum arabça konuşuyordu hoca. hocanın sustuğu zaman ise biz hiçbirşey duymuyorduk ama hocaya baktığımızda sanki karşısındaki gölgeyi dinliyor gibiydi yarım saat böyle sürdükten sonra hoca cebinden tekrar kağıt çıkarıp okumaya başladı okumanın sonua doğru tekrar gölgeler geldikleri gibi aynaya girip yok oldular mumlar ise eski haline dönmüştü hoca çemberden çıkıp ışığı yaktı bize içeri geçmemizi söyledi bizde içeri geçip hocayı beklemeye başladık... -
61.
0part 49
birazdan hoca yanımıza geldi. Bizimle hiç konuşmadan eline iki kağıt ve kalem alıp bunlara arabça birşeyler yazdı sessizce onu izliyorduk. Yazmayi bitirdiği zaman kağıtları üçgen biçiminde katlayıp birini bana birini emreye verdi. Emre hocaya artık bitti mi dedi. hoca bitti evladım dedi. Ben de daha fazla dayanamayarak hocayla konuşmaya başladım hocam orda onlarla ne konuştunuz onlar bizden can istlyorlardı hem biz onlara ne yaptık hocam dedim. hoca anlaşılan yanlışlıkla cin taifesinden birini öldürmüşsünüz ama genç çocuklarsınız onların size zarar vermesine gönlüm razı olmadı o yüzden onlara bi anlaşma teklif ettim ama bunu size açıklayamam yeminliyim dedi ne kadar sorduysak hoca cebap bermedi bu arada hoca bizi buraya getiren imamı arayıp bizi gelip alması için çağırdı. Aradan bi iki saat geçtikten sonra imam gelmişTi hocaya teşekkür edip arabaya bindik biz arabaya bindikten sonra hoca imamı yanına çağırıp onla konuşmaya başladılar ama artık ne konuştularsa imam sanki sevdiği birinin ölüm haberini almış gibiydi. çok üzülmüştü. hocanın elini öpüp sarıldıktan sonra gelip arabaya atladı ama yol boyunca ne biz imamla konuşabildik ne de imam bizle konuşabiliyordu kimse konuşmaya cesaret edemiyordu. En sonunda şehre vardık arabadan inip evlerimize dağıldık. Eve geldiğimde annemgil gelmemişti daha direk yatağıma geçip uyudum. sabah uyandığımda kabus görmemiştim bir iki gün boyunva evde takıldım insan içine çıkmadım musallat olayı bitti hocadan ayrıldığımızın üçüncü günü sabaho emre aradı imam a adam gibi bir teşekkür edemedik öğle namazında yanına gidip bi teşekkür edelim dedi ben de kabul ettim. Hazırlanıp çıktım emreyi alıp camiye gittim camide avluda epey insan vardı anlaşılan cenaze vardı hocaya baktık tabuttun başındaydı yanına giderken gözümüz tabutun başındaki resme takıldı... -
62.
+1part 50
fotoğraftaki adam bizi cinlerden kurtaran hocaydı şaşkın bi şekilde imamın yanına gittik soru sorar gözlerle ona baktık cenazeyi defnettikten sonra konuşuruz dedi. Bi köşeye geçip namazı bekledik namazdan sonra hocayı zütürüp gömdük. Herşey bittikten sonra imamla camiye döndük. imam biz sormadan anlatmaya başladı maalesef size musallat olan cinler hoca ne dese de sizi affetmeyi kabul etmemişler hoca onları kısas için zorlamış ama bu seferde kısas olarak insan canı istemişler hoca da sizin genç çocuklar olduğunuzu görüp size acıdı ve sizin yerinize kendini feda etti dedi emre hoca ölürken fazla acı çekti mi dedi gözü yaşlı bir şekilde imam inanın bilmiyorum dedi. Hocanın bizim için yaptığı fedakarlık yüzünden ağlayarak ordan ayrıldık artık rahatsız edilmiyoruz ama bugün rahat yaşıyorsak hocanın sayesindedir ömrümüz boyunca onun bize yaptığı bu iyiliği unutmayacaz...
Edit: dinleyen herkese teşekkürler...
Hikaye bi arkadaşımın bana anlattığı hikayedir...
-
bira içerek başlıkları şukuluyorum
-
reis alfa kral benim lisedeki zamanımı
-
popo deliğimin içi ve çevresi acaip
-
bu başlık altındaaağg
-
30 yasında da otuz bir çekmek
-
demin verdiğim sipariş
-
az önce maxosmanın yazdığı bir makaleyi okudum
-
otuz bir çekmek adamlıktır
-
ülkemde alkol kesinlikle yasaklanmalıdır
-
beyler ermeni olsaydınız ne yapardınız
-
dünyanın en iyi dövüşçüleri
-
abi siz niye sürekli aynı şeyleri yazmaktan
-
benim kedi hayvanlar altincisinin fotosu olmuş
-
aga öğlen vakti kimse yok burada
-
güzel bir havada hafta içi gün ortasında
-
uni bitince napiliyo
-
çiftçiliği keske bulmasaydık
-
beyler pcyi formatlamadan önce
-
ne cips ne şeker bi şey kalmadi
-
kadıköy alsancaktan daha namussuz bir yer mi
-
ömür boyu otuz bire devam aga
-
temassız ise kartı neden posa temas ettiriyoruz
-
düzgün yayın açar mısınız
-
neden etrafını rahatsız edip alay ediyorsun
-
beyazıt meydanında idam edilen 20 ermeni
- / 1