iyi geceler kaynatasızlar

Saat 10 civarı olması lazım sıkıntıdan patlamışım sabri amca uyandı.Bi huzursuzdu günaydın dedim sa dedim cevap vermedi tövbe tövbe sanki ben ona bişey yaptım. Sofra hazırla dedi sadece amk bişey diyemiyosun ki .Eyvallah çektim zeytin ekmek domates bişeyler koydum tepsiye gittim içeri. Oturduk başladık yemeye akşamı anlatır mısın dedim tık yok. Sürekli soruyorum noldu ne gitti , yine aynısını yaşadım bişey desene be adam diye bağırdım. Ulan bana bir baktı o gözlerin ak'ı kaçtı kapkara sanki. Yeter ya noluyo dedim tekrar. Dedi ki

Biraz savsaklandık akşama zaten yetişemeyiz diye bari yatsıya gidelim dedik. Atladık otobüse çıktık evden. Hava kararmıştı böyle üstümde bir ürperti vardı ama
korkudan değil sanki böyle lisede baban okula gelmişte notları öğrencekmiş gibi bi ürperti. Neyse aldık abdestimizi girdik camiye erken gelmişiz biraz.

Bu soruların cevabını bu gece öğrenecekmişiz . Ben çocuklarla konuştum gelmemelerini rica ettim onlarında canınma millet şu olay bi çözülsün diye bakıyolar . Hatta ailelerine anlatmışlar. imam gece geldi elinde bir çanta vardı. Biz salona geçtik ve oturduk .Lamba falan açık normal oturuyoruz bu benden bazı şeyler istedi .

Bir kap verdim ve yarısına kadar işememi istedi . Ufak bir parça ensemden saçımı kesti önüne bir deri parça açtı saçımı oraya attı üstüne sidiğimi döktü. Ardından kendi çantasından parçaları çıkardı . Önce tırnaklarımı kestirdi ve onuda derinin üstüne attırdı .
Çantasından çıkardığı pamuğu bunların üstüne bastırdı . Ardından bir kağıt çıkardı arapça yazılar vardı . Bu normal değil de bir şeffaf kağıttı bir cm kare lik arapça yazılar vardı.
Bu pamuk ıslanmıştı sidikle. Eldiven taktı ve ıslak pamuktan parça parça 10 tane koparttı .
Bunların her birini ufak arapça yazıların üstüne bastırdı o kağıttaki yazılar dağıldı ve pamuğun üstünde pislik olarak kaldı .Bu pislikler pamuğun üstünde karartı olarak kaldı ve imam pamukların herbirini tırnaklarıma sürdü .Sonra getirdiği bir demir tepsinin içinde bu ritüeldekileri yaktı.O anda..

Dedem tam bir pislikmiş beyler bu kabileyle tanışması aslında bir çocuk transferiyle olmuş.
Dedemin amcasının oğlunun çocuğu olmuyormuş.O zaman her yolu denemişler doktor hacı hoca herşeyi . Ve dedem en sonunda bir köyle bir adam ismi duymuş, Malatyanın kızık köyünde bir adam para karşılığı çocuk sahibi olmasını sağlıyormuş adam ancak Müslüman değil bildiğimiz putperest imiş. Dedem amca oğlu ve karısı bu köye doğru yola çıkmış, Bir çare olur diye . Gittiklerinde adamı bulmuşlar o zaman geldikleri araba karşılığında anlaşmışlar.

Pek kimse yoktu yine metroda bir adam geldi karşıma oturdu tabi bi rahatsız oldum bi dünya boş yer var geçti karşıma oturdu pekekento.
Adam bana gözlerini dikip baktı bütün yol boyu. Rahatsız oldum . Yaşlıdır dedim ses etmedim. Tam inerken bana sokulup imama dikkat et dedi.
Haydaaa. Bu ne şimdi aq ne imamı. Tabi başta yorumlayamadım heralde daha önce namaza giderken gördü ulucamiide dedim ulucamiinin imdıbına yordum olayları.O sabah nerdeyse imama kitlenmekten namazımı düzgün kılamadım.

. Artık sinirlilerdi ve ne yapacaklarını biliyorlardı anladığım kadarıyla. Gerçekten hiç iyi değildim.Ne yapıcam lan ben diye düşünüyordum ki, sabrinin içerden bağırma sesi geldi. Hemen tırsa tırsa yanına koştum bu ayakta duvara yapışmış, boş boş bakıyordu. Sanki çarmıha gerilmiş gibi kafa dik gözler sonuna kadar açık. Gündüz vakti daha önce hiç bişey olmamıştı. Amca diye bağırdım o an gözlerimden iki damla yaş süzüldüğünü hissettim.

. Heihalot- Heihalot- Heihalot- Heihalot- Heihalot

Birden yataktan fırladım hiçbir fikrim yoktu ne olduğu konusunda. Ama ses çok netti. Uyandım ve salona doğru gittim , salonda yerde bir şeyler vardı ve yaklaştım ve baktım. imamla taa o zaman yaptığımız ritüelden kalan yanık parçalar vardı. Yaklaştım ve o an aklıma bir şey geldi.Lan burası benim öğrenci evimdi.Ben bursadaydım ne oluyor lan? Ne oluyor?

Ve o an tekrar o sesi duydum Heihalot. Yine o iki siluet yavaş yavaş belirdi.
O ibrani cinle konuştukları dilde konuşmaya başladılar, fakat garip bir şey vardı ve dediklerini kelimesi kelimesine anlıyordum.Ve garip yanı bende konuşabiliyordum. Selam verdiler ve anlatmaya başladılar ,

Beyler 3-5 dk geçti ezan okunmaya başladı ve sonrasını hatırlamıyorum inanın. Mutluğ bana bişey oluyoğ videosundaki çocuk gibiymişim anlattıklarına göre.
Tek hatırladığım ezanın başı. Etrafıma saldırmaya çalışmamdan sonra yere yığılmışım anlattıklarına göre sara krizine girmişim.Amk benim öyle bi hastalığım yok ki.
Ağzım falan köpürmüş.
Gözümü hastanede açtım.

Sabri zütünün evinde olduğu gibi kafam ağırlaştı ve öne düştü . Düşer düşmez sanki uykuya daldım ama sabride ki gibi bilincimi kaybetmedim. Olduğum yerden ayağa kalktığımı hissediyordum ama ayağa kalktıkça kendimin aslında sabit kaldığını hissediyordum ruhum resmen bedenimi terketti ve ayakta duruyordum , vücudumu kontrol edemiyordum sanki sadece gözlerim varmış gibi , 3. Kişinin bakış açısı gibi moruk.

imamı görüyordum oturuyordu bana sabit bakarak , oturan halime.

Arkasından imamın evinde gördüğüm siluet gözüktü . Otururken ışıklar açıktı ancak bu haldeyken her yer zifiriydi . Bir süre sonra imamında aynı şekilde bedeninden ayrıldığını gördüm. Yavaş yavaş çıktı ve yanımda belirdi . Konuşamıyordum . Sadece kitlenmiş bir güvenlik kamerası gibiydim. Kulağıma sesler geliyordu böyle Hristiyan Pazar ayini ilahilerine benzeyen ama çok uzaklardan geliyormuş gibi. Ardından karanlıkta siluet belirdi bu sefer iki taneydi.

Lap diye yere yığıldı sabri amca. Kolonya falan döktüm anca 2-3 dakika sonra kendime geldim.O sırada sürekli ağlıyorum.Bu yavaştan gözleri açtı haa haa diye sesli sesli nefes alıyo dedim aha ölüyo kalcak başımıza. O an bana bir bağırdı.

Ben devlet memuru değilim yetişme imamım dedi , düşündüğünden fazla şey gördüm duydum yaşadım dedi. Tamam da dayı dedim sen her camii de bayılanla hastaneye gelip tahsil geçmişini mi anlatıyosun dedim, yani kastettim.

Yok kardeşim , gördüm dedi. Yardım etmek istedim acizsin dedi. Bana o an başımın ağırıp ağırmadığını sordu.

Başım ağrıyordu gerçekten. Ama normal kriz geçirmişim dedim. Onla alakası yok dedi.
Pis kanına işlemişler. Camide ezan okununca onları rahatsız ettin dedi . Ölüm riskin bile vardı dedi.

Bu tarz açıklanamayan ölümler olurmuş bazen. Bazısı sakat kalır , bazısı hafızasını kaybeder bazısıda ölürmüş. Sebebi vücuda yaşattıkları ani güç değişimi ve baskı sonucu beyne giden damarları tıkamasıymış.

Dedim ben böyle varlıkların eşgalini gibeyim.

dıbına kodumun yerine bir girdim şarıl şarıl su akıyor klozet , musluk , banyo şarıl şarıl su akıyor aq . Bağıra bağıra içeri koştum amk konyalısı sizin memlekette tabağa mı sıçıyonuz bu nasıl su açma aq dedim bağırdım sövdüm bu bön bön sıfatıma bakıyor.

Dedi mal mısın amk ben sıçtım çıktım itiraf etmek gibi olmasın ama dedi elimi bile mutfakta su içerken yıkadım dedi.

Biz bunu tartışırken içerden bir kız çocuğu sesi geldi beyler dedik noluyoz aq . içerdeki televizyon açık kalmıştır dedi ertan . Dedim aq salağı içerde jenaratör mü var da televizyon çalışsın.
Ayağa kalktık hepimiz resmen filmlerdeki gibi el ele tutuştuk zütümüz çıktı aq .

O an bi termal kamera olsa dedeler gibiyiz koy youtube 1 milyar tıklansın o derece kitlenmişiz.

inançsız ertan ayet-el kürsi okuyor. Biz yine kendimizi kandırma başladık dışardan gelmiştir diye . O zaman dedik hadi gidin bakın az önce baktınız ya aq . Bu sefer bunların zütü yemedi.

Tırıs tırıs duruyorlar . Açtık telefon flashlarını sokak lambası gibi , AFAD elemanı gibi evin arkasına doğru zütüm zütüm yürüyoruz tam benim kapıya yaklaştık ki benim odadan az önce ki kız sesinin 10 katı çığlık olarak geldi . Bi anda sanki altımıza işedik höbele höbele sesler çıkarıyor bu konyalı muallaksi.

Biz koşarak evden çıktık ve konuşmaya başladık o anki pgibolojiyi ve konuşmaları size anlatmaya kalemim klavyem yetmez o yüzden atlıyorum. Biz çıkıp Ertanlara gittik ve o geceyi onlarda geçirdik , tabi ki sabahlar olamadı o gece.

imam abi dedi o zaman gel benim misafirim ol bu gece o kadar korkuyorsan yarında sabah namazından sonra bi gidelim bakalım sizin şu eve .
Yok abi dedim öyle şey olmaz yenge falan rahatsız olur.

Yok kardeşim dedi yengen 5 sene önce rahmetli oldu. Başın sağolsun reis , o zaman geleyim bu gece yoldaşlık edeyim sana dedim .

Gittik biz bunla eve çok oturmadan ufak bi yerdi , bana salonda ki çekyatı açtı kendisi bir yarım saat falan kur’an okudu sonra yattı bende yavaş yavaş uykuya daldım .

Bir sesle uyandım ( saat nerde ) defalarca tekrarlanıyordu. Uyandım ama etrafta anormal bir şey yoktu . Pgibolojik heralde dedim sonra tekrar yattım .

Taa ki o rüyaya kadar . Başta normal bir rüyada gibiydim kendi öğrenci evimde yatağımda uyandım ama rüya olduğu belliydi , kalktım yatağımdan rüyada , bunun rüya olduğunu farketmemde duvarda yapışık sigara tablasını görünce oldu, böyle hani bazen rüyanızda sizi uyaran bir cisim olur ve rüyanızı kontrol etmeye başlarsınız . Aynı o durumla karşı karşıyaydım.
Her yer karanlıktı ama herşeyi görebiliyordum. Hiç bir şekilde korku hissim yoktu .
içeri doğru yürüyordum ki yatağıma dönüp bakınca kendi uyuduğumu gördüm .

Daha önce olduğu gibi değildi sadece rüyaydı. Yatakta uyuyan kendime bakınca birden yataktaki kendimin uyandığını gördüm . Korkuyordu yataktaki. .Arapça harfler belirdi duvarda .
Ve kalktı yatağından..

Yüzünü gördüğüm adam oydu. Koruyucu cin , hamamdaki istişaremizde adının Meğmet olduğunu öğrenmiştim.Onu görünce donup kaldım , nasıl ne işin var burda dedim. Görüşmeyeli uzun zaman oldu dedi. Bismillah dedim noluyoz. Bir yandanda yukarı doğru babamlara bakıyordum. Adam benle konuşurken mezarlıktaki kedilerin hepsi yanımıza geldi gözlerini dikmiş adama bakıyorlardı. Hani böyle kedi saldırmadan kabarır ya aynı o şekilde duruyorlardı.5 -10 m aralıklar 6-7 tane kedi vardı…
Bana dedi ki ‘Eğer böyle saklanarak kaçarak yaşayacaksan ikimiz içinde bu kabus bitmez ilerde çocuğuna , onun kanına ardından onun kanına kadar gider bu yük. Kaçma , gece sabah ezanından bir saat önce saati tablayı al ve tuvalette aynanın karşısına geç, bir mum yak ve bekle “ Dedi. Dedim he kolaydı ne diyosun sen ya falan filan derken yukarden bir ses duydum. Oğlum hadi ne bekliyon diye seslendi babam.Ona doğru baktım tamam diye seslendim. Arkamı döndüm ve o orda yoktu.Şaşırdım mı şaşırmadım.

O gün ikindi namazı için imamın olduğu camii ye gittim namazımı kıldım fakat namazı kıldıran imam farklıydı .Namazdan sonra sordum hocayı , hasta gelmedi ben geldim onun yerine dedi genç bi çocuk 25 – 30 yaşlarında.
Alla alla dedim evine ziyaretine gideyim dedim.
Yola çıktım evi biraz zor buldum elimde boş gitmedim meyve suyu ile bim deki pudinglerden aldım öğrenci işi. Eve girdim imam normal davranıyordu ama söylendiği gibi hasta değildi. Hocam dedim hastayım diye gitmemişsin dedim , o da yok sadece canım istemedi dedi. Biraz oturdun bursada ne yaptın falan diye sordu muhabbet ettik . Nerdeyse hep ben konuşuyordum ama .
Sonra akşam ezanı okundu hadi namazı kılalım dedim sen kıl ben kılmıycam dedi sinirli gibiydi hayırdır adet mi oldun hocam dedim kaç yaşında adama şöyle pis pis bir baktı bana espri yapmaktan soğudum.

Dayı bana her şeyi bir bir anlatmaya başladı. Dedenin asıl niyeti amcasının oğlunun çocuğunun olması değil, hazineydi dedi. Dedende eskiden kalma bir harita vardı ve bu harita Malatya-Kızık köyünün mezarlığını gösteren bir haritaydı dedi. Deden bunun normal bir hazine olmadığını biliyordu ve bu hazineyi ele geçirmek için planlar yapmıştı. Bu hazine için köyden yeni doğacak bir çocuğu feda etti. Bize o zaman 2 bebek kanı feda edilmişti

Aslında öğrendim ki nafiz ve diğer kardeşi intikam peşinde değil ihanet ettikleri kardeşleriyle sadece ben görüşebildiğim için peşimdeydiler.
Hazine anlaşmasında herşey yolundaydı dedem bebekleri vermiş , emaneti almıştı ancak , anlaşmazlık cinlerin arasındaydı.
Anlaşmaya göre ilk kurban koruyucunun diğeri ise 2 kardeşindi. Ancak iki kardeş bunu kabullenmemiş iki bebeği de istemiş ve kardeşlerine ihanet ederek iki bebeği de almıştı.
Koruyucu lanetlenmiş , kardeşler hain olmuştu kabilenin baskısıyla da bu kardeşlerini ortadan kaldırmaları gerekiyordu. Ancak bunu kendileri yapamayacağı için başka birine yaptırmaları gerekiyordu.
Lanetten gelen biri. Ben. Ancak planları tutmamıştı.
Lanetli cin kendi lanetten kurtuluşunu ve üstümdeki musallatın nasıl kalkacağını anlattı. Önümüzde bunun için çok uzun bir yol vardı…

bak kardeşim,

düne kadar yanına müridlerini toplamış bir tarikat lideriydim. sabahlara kadar demli çay eşliğinde sohbet yapar, zikir çekerdik. bir gün islamı geniş alanlara yayma ve tebliğ için evime bilgisayar alıp internete bağlandım. çeşitli adult sitelerinde çok muhterem arkadaşlarla helal dairesi içinde ibretlik paylaşımlarda bulunduk. o siteden bir kardeş burayı tavsiye etti. müspet bir yerdir dedi. günaşırı girmeye başladım, namazı niyazı boşladık. fakat yüce rabbim şefkat tokadını akşetmekte gecikmedi ki insanlığın deccalı seninle karşılaştım. insan demekten haya ediyorum ama sen ne pis, ne anası gibişmiş huur çocuğuymuşsun be. ama sen hiç merak etme, istişareye yattım ve rüyamda ip'ni gördüm. en yakında zamanda seni bu gaflet uykusundan uyandırmak için ceviz kıracağı ile daşşaklarını sıkmaya geliyorum, son duanı et kardeş. 

saygılarımla

Aileme haber verdirtmedim boşuna telaşlanmasınlar diye .Gerçi boşunası mı kalmış aq.
Ama aynı kanda olduğumuz için bu işten ne kadar uzak tutabilirsem o kadar iyi olduğunu düşündüm.

Ben çıktım 1.5 saat kadar hastaneden imam reis bugün git dinlen , yarın kendini iyi hissedince yanıma gel dedi.

Çıktım eve gittim o akşam semih ve konyalı evdeydi .

Bunların yanına gittim oturdum. Muhabbet falan ettik . Konyalıda böyle bi giblememişlik vardı. Olayların başından beri hiçbir anlattığımıza inanmıyordu zaten.

Ama o gece ebesinin dıbını gördü . Arka apartmanımızda oturan ertan isimli konyalının bir arkadaşı bize gelmişti.

Bir anda elektrikler kesildi. Hoaydaa dedik bizim katta ve 2 alt katımıza kadar yoktu elektrikler.

Neyse yaktık mumları batağa başladık mum ışığında romantik batak bunlar ikisi eğleniyor ama biz semihle zütüm zütümüz kendimize gelemiyoruz aq .

Ve saat ilerledikçe olaylar kopmaya başladı…