1. 101.
    +7
    tamam, endişelenme sen diyerek telefona tekrar muzafferi istedi, muzafferle konuştular ve telefonu kapadık. muzaffer'e ne konuştuklarını sordum

    annem seninle görüşmek istiyor. gidene kadar mesele hakkında bana hiçbirşey anlatmayacaksın. şimdi gidip bir iki malzeme alacağız, onları bir şekilde kaynattıracağız ve içeceksin.3 gün sonra bize gidiyoruz dedi

    durumumum farkındaydım, yardıma muhtaç olduğumu elbette biliyordum. ancak gerek çaycıda yaşadıklarım, gerek mustaf gibi bir adamın başına gelenler, gerek kegib başım beni gitmemeye sevk ediyordu. hiçbir çıkar yolum yokmuş gibi geliyordu ve yaptığım her hareketin beni bu bataklıkta sadece daha çabuk ölüme yaklaştıracağına inanıyordum. sana dayatılan bir çaresizlik, hiç bir hamle yapmanı öngörmeyen tehditkar tavırlar... kegib başın, trans halinde ölümü iliklerinde hissetmen...

    müjgan ...senin çaren onda... kelimeleriacaba ? dedirtmiyor değildi.ilk kez oyunun bir parçası olan mustafa dışında biri sorunuma eğilmişti. acaba tüm riskleri göze alıp gidersem ; müjgan bana bir çözüm olabilecek miydi ?

    tüm bunların yanında bu gidişim hakkında beni engelleyen bir hususta ailemdi... bahsedilen boşlukta, eve gitmem lazımdı ve ailem beni bekliyordu... onlara gelemeyeceğimi nasıl söyleyecektim ? hangi bahane uydurulabilirdi ? ... kaldı ki; bahsettiğim gibi babamın rahatsızlık serüveni sonunda ona karşı tarifsiz bir bağımlılık oluşmuştu bende...

    sıkışmış bir vaziyetteydim, kapan kısılan fare ne hisseder dersen ? sanırım
    kesinlikle budur ! '' derim

    bir taraftan yıllardır sadece isimlerini bildiğim erumi ve sakil tekrar aşikar olmuş,

    bir taraftan ifrit beni daha önce olduğu gibi tekrar tehdit etmişti,

    bir taraftan olayın içine müjgan dahil olmuştu. müjganda benim gibi çocukluktan gelen varlıklar görmüştü. kaderlerimiz ortak olduğundan,ona sebepsiz bir güven duyuyordum. damdan düşenin halinden damdan düşer anlar nihayetinde

    ne kadar yazarsam yazayım,o anki duygu ve düşüncelerime tercüman olamaz. sanırım ancak empati kurarak hissedebilirsiniz.o an siz ne hissederseniz ? düşünün bunu... hemen hemen aynılarını hissettim sanırım... bazen sözler yeteri vurguyu sağlayamaz ve hisler tüm sözlerden öte bir manadır
    ···
  2. 102.
    +9 -3
    bu arada 1-2 huur çocuğu pm atıp, milleti ne korkutuyorsun hayalperest vs demiş... yannanımın anteni korkuyorsan okumazsın... hayalperest diyerek beni mi incitiyorsun aklın sıra ? hayal desen ne gerçek desen ne gibko herifsin

    kısacası pm le taciz etmeyin
    ···
  3. 103.
    +7 -1
    beyler belirli olayları ve tetikleyici etkenlerini de anlatmam gerektiğinden bazı kısımlar az da olsa 'ne alaka dedirtmesin' hepsi arasında bir bağlantı var, sabredin ana konudan sapılmayacak sadece neye neden yaklaştım, nasıl girdim gibi aşamaları daha sonra sormamanız adına detaylıca açıklıyorum... ister gerçek, ister hikaye deyin ama dilerim okursunuz... devam ediyorum...
    ···
  4. 104.
    +7 -1
    yıllar geçti bu şekilde, ortaokula başladım. takım elbisemi çekince benden kralı yok.az çok durumumuz daha iyileşmiş, babam girdiği sınavı kazanmış, yeni ve daha iş görür bir maaşla göreve atanmış... o devirde okuyabilmek eskiye kıyasla çok zor olmasa da bugüne kıyasla zordu be kardeşim. çoğu arkadaşım ilkokulu bırakıp berber, kasap bilmem ne oldu... yani bu imkanı kullanmak lazım artık ne kadarına güç yetiyorsa, zekan yetiyorsa okuyup bir meslek edinmek lazım. erkendi belki bu kadar uç planlar adına fakat, dediğim gibi senaryo sana yapman gerekeni yeterince sunuyor...
    ···
  5. 105.
    +6
    o dönem her önüne gelen vermediği için, hatta bu işler kanla bittiğinden en fazla kazayla memeye dokunmak türü işler... benim doğum günüm için bizde toplandık, annnemi evden yolladım biz bizeyiz... tatlılar, börekler,limonata vs keyfimiz yerinde o sırada muhafazid tribe girdi... size birşey anlatacam diyerek, gözleri dolmuş bir vaziyette...
    ···
  6. 106.
    +6
    çocuk hergün yalanını daha bir süslüyor yeni yeni motigler yeni yeni diyaloglar ekliyor... çok iyi arkadaşım fakat insanın içinde şişiyor ve bir yerde yüzünde 'yalancısın ' dmeke istiyor insan... ama mecburen tahammül ediyorsun, eskisi kadar onlarla takılmaktan zevk almasan da... dediğim gibi dersle, geri kalanın da da cinler alemi, büyü,fal vs üzerine artık ne bulabilirsem okumak... evdekilere de göstermiyorum, onları okusam da ders çalışıyorum sanıyorlar... takdirlerini topluyorum bu kısım da şahane... muhafazid lerle olan artık kabak tadı veren toplantılarımızın birinde, 'elif' isimli kız arkadaş uzak bir noktaya bakıp, bana da görünüyor demeye başlayınca, dedim artık bu kadar yeter hepsi yalan dolan bunların... bana farketmediğim bir yolu açtılar... bu gibik olay yüzünden bu aleme ilgim arttı, hakkında kulaktan dolma değil ciddi ciddi bilgi sahibi oldum... belki de tüm bunlar 'o' varlıkların planının bir parçasıydı... belki de tüm plan beni cezbedip, ilgimi yaratacak zemini 'hazırlamaktı'
    ···
  7. 107.
    +6
    nihayetinde zaman bir şekilde geçti, görev süremiz dolunca bu şehirden de taşındık... yeni geldiğimiz şehirde kitap bulmak yahut bu işlerle ilgilenen birilerine ulaşmak çok daha kolaydı... büyük bir şehir sayılabilirdi... benim artık teoriye de iştahım kalmamıştı, tüm derdim onlarla iletişime geçmekti... o dönem yarı siyasi bir derneğe gelir gider oldum,o dernekte başkanlık vazifesini yürüten bir bayan vardı...
    ···
  8. 108.
    +6
    Birgün dernekte otururken içeri iri yarı, heybetli bir adam girdi... 'ben mustafa, falanca kişi haber verdi... başkan burda mı ? '' diye sordu... konuşma tarzını pek tasvip etmedim emir verir gibi bir ses tonuyla hitap ediypr... fakat bu tavrına rağmen çaycı adama karşı aşırı saygılı bir tutuma girince acaba ne oluyor diye düşünmeden edemedim... kim bu adam ki bu kadar ihtimam ediliyor... çaycı başkanın ev numarasını verip kendisinin evinde yattığı söyledi...
    ···
  9. 109.
    +6
    yanımızda bir de kız arkadaşımız var o gün biraz bunalımlı hali var... allahım diyorum ya bu adam bana ters bir hareket yaparsa ve rezil olursam... derken bakışlarını benden çevirdi... kıza döndü... rengin sapsarı hayırdır ne derdin var dedi kükredi... ulan diyorum bu harbi hanzo, tanımadığın biri hem de bayan bu nasıl hitap... kız kekeledi bilmiyorum, üşütmüşüm herhalde dedi... kıza ayağı kalk dedi... beyler o an çok tuhaf bir konumdayız hepimiz...
    ···
  10. 110.
    +6
    neyse beyler devam ediyorum okuyacak arkadaşlar adına...
    ···
  11. 111.
    +6
    kızla biraz okudu mu ? işte kaça kadar ? kostüm çok güzel prenses mi ? gibi muhabbetlere girdik... çok cevval bir adam değildim ama bugün bana bir haller olmuştu, sanki daha rahattım. normalde benden birkaç yaş büyük (hani teyze diye hitap edilmeyecek) bir akrabamız bile öpse kulaklarıma kadar kan kesilirdim. tanımadığım bir kızla sohbet muhabbet etmem zaten imkansızdı,ne diyeceğimi bilemezdim. ancak bu gün tuhaf bir gündü.ya bu kız senelerdir hayalini kurduğum 'görünce kanımın ısınabileceği' kişimiydi : ) sevgi neydi ? sevgi emekti ? samet'i kamyonla kaçırmaktı... (hep germeyelim, bazılarınızın kaskatı olacağı anlar da gelebilir)
    ···
  12. 112.
    +6
    beyler gözünden boncuk boncuk yaşlar dökülüyor adam zaten iri hulk'a dönüştü... dur dur dur diye bağırdı, feryat etti... hakan çekti sağa... inin dedi mustafa, hocam deli gibi koşmaya başladı yolun kenarındaki ıssız araziye ama nasıl gidiyor, çarpıldı herhalde dedik pala da eli belinde koşuyor ben ne gidebiliyorum ne kalabiliyorum... ne tak yedim dedim içimden... yahu öyle bir durum ki tek tanıdığın adam mala bağlamış diğeri de ödü takuna karışmış korkusundan her an vurabilir bunu...
    ···
  13. 113.
    +7 -1
    bir 10 dakika kadar nerdeyse yarı şuursuz kalakaldım... anlam veremedim kendimi teselli etmeye çalıştım, sigara falan içiyorum ondandır ya da gaz sancısıdır dedim. kalktım 2 tur attım evde,su içtim geri uzandım.ama içim nasıl huzursuz nasıl anlatamam.

    uykuya daldım rüyamda arka fon simsiyah zifr_i karanlık... karşımdaki görüntünün sol altında muhtarın kzı hüzünlü, yıpranmış bir halde başı önünde. karşımda kızıl saçları saçları dalgalanan bir afet belirdi... gözler bile hani tuhaf bir renk vardır ya kırmızıya yakın o renk... ama ne güzellik,o rüya içinde eridim bittim... insan rüyada aşık olur mu oldum... sanki o an büyülendim... karşımdaki kız bana öyle bir bakıyordu ki,o bakışı bu hayatta görmedim, göreceğime de ihtimal vermem
    ···
  14. 114.
    +6
    içimde biriken onca şey olmasına rağmen ,asla ve asla mustafaya soramıyordum.bu şeyler az önce açıkladığım mistik unsurlar falan değildi. kısmen hükmümü koymuştum ; bunlar kendi kafamda yarattığım yahut karşıdaki kişinin bana empoze ettiği şeylerdi. fakat muhtarın karısı meselesini merak etmiyor değildim. yeniden ahbap - çavuş ilişkisine dönmesi korkusu ile birşey soramıyorum fakat dediğim gibi merak tuhaf bir şey. yine ufak görüşmelerimizden birinde , çay içip laflarken dayanamadım.

    abi , sırrın bendedir. fakat ne oldu o kadınla hala görüşüyormusun ? diye sordum.
    ben sana bunları unutmanı söylemedim mi kardeş ? diye terslendi .
    hayır, sadece merak ediyorum. kimseye birşey anlatmışlığım yok dedim...
    'hele bir anlattttdedi sahte bir gülümseme ile.aba altından sopa göstermek dedikleri budur...

    söz veriyorum... ne badireler atlattık senle,bu meseleyi mi gidip deşeceğimdedim...

    yaaaa, madem öyle diyorsun o halde tamam. aramızda kalsın, onun kızı çok hoşuma gitti ya... geçen yolum oralara düştü, muhtara uğradım kız pek bir tatlı geldi... ben buna çakarım ' falan yaptı

    başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki... allahın 'aşırı gidenlerden' kastının ne olduğunu gözümle gördüm bizzat... cehennem varsa bu adam kütüğüydü işte oraların.

    ne oldu lan ? tipin değişti seviyor muydun yoksa aslanım ? dedi kahkaha ile... bu lafı beni daha bir incitti,o aslanım hitabı falan.ben sevsem bile onun için bir önemi yoktu,ben çocuktum ve böcek gibi ezebileceği biriydim onun gözünde...

    senin yaptığın ayıptır yahu , ben seni böyle bilmezdim... dini kitabı geç, vicdanın yok mu senin deyince,

    bana bak kitabın 1 bölümünü aldın, zütün kalktı kendini ne gibim sanıyorsun lan sen dallama ? peşimde gezerken, sana herşeyi görmen adına vakit ve imkan tanıdım... o zamanlar beni bir güzel yağlıyordun,ben hala aynı benim... o zaman aklın yok muydu ? gözlerin mi kördü ? allah kitap şimdi mi düştü aklına ? yoksa dediğim gibi 2 sayfa kitap aldın, icazet verdik diye mi bu efelenme ? sen bir hiçsin lan dedi... daha 1 bile aşama katedemedin, bağın var ancak hükmün yok... böyle sabit bir şekilde yerinde saydıkça, onlarda senle pek durmaz üzülme dedi... adına ister şeytani de,ister rahmani... sen meleklerle falan mı görüştüğünü sandın... sadakat ve sır nedir ? bunları unutmadedi...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 115.
    +6
    neden ben, çirkin değilim fakat aman aman yakışıklı da sayılmam dedim...

    kendini aynada gördüğün gibi mi zannediyorsun sen ? ne kadar anlatırsam anlatayım anlayamayacaksın... sizin deyimizle enerji ve soy dedi... hayal kırıklıkların, mutluluğa açlığın besliyor beni... yanlış anlama, çıkardan öte birşey... benim için aşkın hammaddesi bu dedi.. sende olanı bilemezsin, çünkü senin dünyanda değersiz

    ne zamandan beridir beni izliyorsun diye sordum...

    doğduğun andan beri '' dedi
    ···
  16. 116.
    +6
    doğduğum andan kastın nedir ? diye hafif bir ürperti içinden yönelttim sorumu

    aynı sizler gibi kabilelerimiz, kavimlerimiz,ırklarımız, soylarımız,ailelerimiz ve dinlerimiz var... kendi içimizde evlenir, kendi içimizde çoğalır ve bir dönem gelir aynı sizin gibi gideriz öte alemlere... sizin toprak bedeniniz gibi bir ölüm olmaz bizimkisi... ancak formumu anlayabilmen çok zor... enerjisel görürüz, enerjiye geliriz, enerjiyle yaşarız... aslında salt enerjiden öte, enerjisel değişimlerdir bize her türlü şevki aşılayan... bu da senden öncekilerde vardı... büyük deden dedi, sana büyük bir miras bıraktı

    anlayamıyorum, dedemle ne bağlantısı var diye sordum

    sırrıma ortak mı olmak istersin diye yanıtladı gülerek

    bende güldüm,sanmıyorum ancak anlamaya gayret ediyorum dedim...

    zamanı olanın zamanı var dedi

    ...

    öyle bir iştir ki; ne söylese beni bağlıyor bir şekilde...

    ...

    biraz sizden bahseder misiniz ? diye sordum

    sizden daha ilkeliz, sizin gibi büyük hislerimiz yoktur fakat bencilliği bizden öğrendiğiniz doğrudur... ilk bencili hatırlar mısın ? sizin deyimizle şeytandır... tanrıya sevgisini sizle paylaşmak istemedi... sizden önce halifeler bizler ve atalarımızdı.bu dünyayı bu evreni ya da yaradılan olmayı bile sizle paylaşmak çok çok ağır şeyler. savaşı kaybetmenin incitici yanı.siz şeytanın sınavı oldunuz, aslında şeytan sizle sınanmadı... emin ol kainatta herşey bir sebep-sonuç döngüsü ile var... dedi
    ···
  17. 117.
    +6
    elim titredi, boğazım düğümlendi... o gencecik, yüzüne bakmaya kıyamayacağın kız katil oldu he...

    peki nasıl olmuş diyebildim, zangır zangır titrerken... (ben palayı tahmin etmiştim )

    '' falanca mahallede bir oyun salonu var... sahibi itin biri, yatmışlığı da var... mustafa ile pek bir sıkı fıkılardı... mustafa'yı başına oturttu kahvenin... o günden sonra da biti kanlandı mustonun... hanzo demiştin ya ,harbiden hanzo bu adam... geçenlerde kafası mı kıyakmış artık neyse muhtarların evin oraya gidiyor, altında araba ile kör gece vakti... muhtardan para falan istiyor diyorlar, aralarında sürtüşme çıkıyor... bayağı hırpalıyorlar birbirlerini... kız paniğe kapılıyor, bıçak ile bunun boyna sallıyor 2-3 tane... mustafa vurulup dışarı çıkıyor avazı çıktığınca bağırıyor can havli ile ama çok geç... kızı alıp zütürüyorlar, mustafa'yı da palalar alıp zütürüyorlar... bilirsin pek kimi kimsesi yoktu... memleketine gömüyorlar''
    ···
  18. 118.
    +6
    daha sonra öğrendiğim üzere olayın aslı...

    pala ve tayfası aynı zamanda torbacılık yapıyorlarmış. muhtar dediğimiz adamda bunların daimi müşterilerinden biriymiş.bir süre sonra para takmaya başlamış palagile. hatta herkesin içinde analı avratlı sövmüş palaaya. bilen bilir bu işte itibar, racon çok önemlidir. allahın pislik adamlarının kendilerine göre yasaları vardır. şehrin en daşşaklı elemanlarının takıldığı mekanda böyle bir vukuat olursa, sadece mekan sahibine değil o adamlarada yapılmış sayılır. palada bunun canını nasıl yakalım diye düşünürken

    mustafa en ağır bedeli ödetmek lazım, yoksa bu kadar adam önünde itibarın sarsılır demiş... pala ne yapılabilir diye sorunca kızın kaldıralım demiş mustafa.

    pala düşünmüş taşınmış,bu iş riskli iş kız reşit değil cezası ağır. kendisi zaten mapusluk çekmiş adam. hakan ve ali'de yaklaşmayınca

    bu işi becerebilirsen, burayı sana tümü ile bırakırım ,eğer ki dediğin gibi cezasız kalırsa berbat oluruz diye söz vermiş

    mustafa sabah vakti araba ile oraların yakınlarına getirilmiş hakanla, akşamı etmişler... hava kararınca kızı kaçıracak.eee kaçıran adam ırzına da geçer. içeri dalmış, muhtarla cebelleşmiş. muhtarı da haşat etmiş adam can havli haber vermeye kaçmış evden. kızı odadan çeke çeke zütürecekken kız sallamış boğazına bıçağı...

    mustafa cartayı çekmiş. muhtar ses edememiş. sonra palalar sahip çıkmışlar cenazesine alıp zütürmüşler yozgata
    ···
  19. 119.
    +6
    hikayeyi komple okudum kardeş.bir swf yapmıştım,şimdi de video yaptım.olayları özetledim :D umarım alınmaca olmaz.ilk swf mi senin üstüne yaptım ,sen devam et daha çok ekmek çıkar :D bayağı uğraştım uygun video için

    4 dk lık birşey

    Skortak Ve Meşhur ifrit :D

    https://www.youtube.com/w...63480&feature=mh_lolz
    ···
  20. 120.
    +7 -1
    çay içer misin ? uzun zamandır hasret kalmıştık be biraderim sana deyiverdi bizim çaycı

    hasretler kavuşana kadar güzelmiş be abi dedi başımı iki yana sallayarak.bu koca yıl bana bunu gösterdi

    yüzüme bön bön bakarak olaydan mı kederlendin nedir, aşık mısın ,divane misin ne bu edebiyat... bekle çay alıp geleyim diyerek iç odaya yöneldi

    çaycımız aynı zamanda telefonlara bakan bir garip adamdı.o dönemin lotosundan, totosundan para vurmak heveslerinde olan bir adam... her ne kadar kafası çok basmasa da , o bile anlamıştı dünyanın ekonomik döngüsünü... birkaç ihtimalin vardır bu devirde parayı bulmak için... o ise kendince en masum olanını seçmişti... her insan kadar paraya açtı.

    içerde suya, şekere,ocağa, çay kaşığına küfrede küfrede çayları doldururken, hırsını ancak cansız nesnelerden çıkarabilecek çapta bir adam olduğunu da kanıtladı. hayatın her alanında sille yemiş adamlar böyledir. işte iken hükmedeceği kimse olmadığından ataç, kalem,delgeç çaycı ise bardak, demlik,süzgeç demeden söver geçerdi. evine gittiği zaman ise yok olmayan ancak birkaç saatliğe haşat edilen egosunu karısı ve çocuğu üzerinden tatmin ederdi. takımı 5-0 geride olan bir taraftarın 'hakem senin düğününün içindeki nohutu' gibeyim veryansınını gördüm ben. imkanların ne kadar kısıtlı ve durumun ne kadar taktansa o kadar fantezilere açık bir dünyan oluyor
    ···
    1. 1.
      0
      ne güzel yazmışsın be reis. her entry den birden fazla ders çıkarıyorum kendime
      ···
      1. 1.
        0
        eyvallah mutlu oldum ...
        ···