1. 76.
    +7
    her kısmını çok deşeleyip sızleri sıkmak istemem... mustafa ile sohbetlerimden sırf 200 entry girebilirim... ancak olayları karıştırmamak daldan dala atlamamak adına en önemlilerine gireyim... bir de bugünlük bitirince haber verecem, sorusu olanları öyle cevaplayayım arkadaşlar... okuyanı bekletiyorum tepki oluyor : )

    mustafa ile sıkı fıkı olmuştum... artık dernekten çok kahvelerde, çay bahçelerinde, parklarda ya da onun takıldığı bir oyun salonunda sohbet ediyorduk... bunları haber alan başkan beni uyardı birgün... annemiz gibi bir kadındı, oğlum onla fazla takılma gibi birşeyler söyledi... içim bir garip oldu mustafa tıbbın bir şey yok dediği kadını bir şekilde eski haline çevirmişti... neden böyle birşey söyledi... haklıymış sonra anladım, onların da sırası gelecek
    ···
  2. 77.
    +7
    mustafa türlü hünerlere sahipti... ufak bir masajla ve akabinde elini alnıma koyup, dernekte ki kız arkadaşa yaptığı ritüeli yaparak beni ferahlatabiliyordu... gözümün önü açılıyordu tabiri caizse... iş bitince elinin avuç ile ile şakaklarını ovalıyor ve yine kemik kırığı ile statik elektrik sesi karışımı olan o çat çut sesleri çıkıyordu... bu ses normal kemikten gelse anlarım fakat adamın kafatasından gelmesi ilginçti... bahsettiğim hünerlerden biri eskisi kadar olmasa da dernekte ara sıra takıldığımızda durup dururken bak 5-10 dakika sonra falanca gelecek demesiydi... adam cidden çat diye çıkar gelirdi... telefon yok bir şey yok mesajlar haber alsın... bunları beni cezbettirmek adına yaptığı da kesindi... ben de farkındaydım... ağzımın suyu ne kadar çok akarsa onu o kadar çok şımartacaktım... ne kadar hevesimi arttırır bu işin kazanımlarını gösterirse o kadar çok şey talep edebilecekti... o işinin kurduydu ben ise merakı uğruna herşeyini verecek erumi ve sakilin merakı ile daha fazla yaşayamayacak bir adam... o döneme kadar sadece 1 kız arkadaşım olmuştu ve ben bu işten dertliydim... mustafa ile birgün laflarken kız arkadaşın var mı diye sordu
    ···
  3. 78.
    +8 -1
    elbette şimdi anlatınca iğrenç geliyor... ancak bir sürü harikasını gördüğüm bu adama inanmak zorundaydım... boş beleş iş için içime 2 damla sidik dumanı çektirip eğlenecek adam değildi... denemeye karar verdim... okuma ve işlem saatlerini söyledi anlaşıp ayrıldık ben malzemelerimi temin edecektim... ertesi günü bana muska tarzı birşey getirdi... içini asla açmayacaksın... işlemi yap şu saatte akabinde heladan çık boynuna bunu tak... banyo da dahi çıkarma dedi...

    işlemi yaptım, evden çıktım gömdüm kalıntıları... 1-2 gün sonra mustafa ile tekrar buluştuk... bu arada mustafa o zamanlar benim şu anki yaşlarımdaydı...

    her olay birbirini takip eden zincirler gibidir... tesadüf yoktur... belki de birinizin mustafası benimdir.. erumi ve sakilden başlayan halka, muhafazid ve elif'in yalanları ile beni araştırmaya, mustafa ile uygulamaya itmişti ve bu çemberi kapatacak 1-2 zincir halkasına daha gerek vardı... onlar da gelecek... devam ediyorum
    ···
  4. 79.
    +7
    onlarca yıl çocuğu olmamış bir çifti çocuk sahibi yaptığından bahsetti muhabbetimiz sürerken. tüm taşları döküyordu eteğinden ve bende ilk kez züt görmek hevesiyle değilde o dökülen taşların sırrına ermek adına eğiliyordum eteğin altına. çocuk sahibi olmasına vesile olduğu adamın zengin bir toprak ağası olduğundan bahsetti, adam buna para vermek istemiş fakat o ilim gereği para almamış.bir hafta kadar sonra evine altından bir tesbih yollamış ağa. kendi gönlü ile verirse kabul edebiliyormuşsun.ya da daha önce de bahsettiğim gibi bu kılıfına uydurmanın bir türüydü bu...

    çocuğu olmayan çiftin aynur ablalar olduğunu sandınız değil mi ilk okurken ? yok aynur değil aq : ) o kısım sadece bana bir dayanktı. demek ki o ıssız bölgede gerçekten bir tuhaflık vardı. kısacası bu beni kendi içimde haklı çıkardı. sizden ziyade benim gözümde
    ···
  5. 80.
    +7
    arkadaşlar henüz uyandım. birazdan yazıp toplarım 8 gibi atmaya başlarım. özelden ya da burdan soru soran arkadaşlarıma mesele bitince cevap vereyim müsade ederseniz. mustafa'ya bu kadar girmem aslında size bu alemde neler yapılacabileceğini göstermek içindir. akşam 8 de devam

    saygılar

    edit : en geç 2 güne bitirip soru cevap şeklinde yaparız. cidden fazla soru var, yazmak ve cevaplamak arasında kalıyorum. anlayış bekliyorum kardeşlerim 1-2 gün. sonra aramızda konuşuruz
    ···
  6. 81.
    +7
    kız muhtarın kızıymış... muhtar mustafadan 5 yaş kadar büyük bir adam... muhtarın karısı da en fazla mustafa kadar olsun... biz kızla oturur sohbet ederken işte bir 15-20 dakika sonra mustafa çıktı sallanarak içerden... böyle başını falan tutuyor,ne oldu dedim... ya hadi kalk gidelim başım beni öldürecek ilacım da evde kalmış, yola çıkalım senle bizim o tarafa giden bir otobüs, minibüs bulur döneriz. bunlar 3-4 saat daha kalırlar ben öleceğim falan dedi. peki o zaman dedim, kızla saçma sapan bir görüşürüz vedası ile ayrıldık. biraz yürüdük karayoluna çıktık, mustafa kaş göz yaparak avradını gibtim o amcık muhtarın dedi... lan nasıl aq,bi gibtir git diyorum içimden... olum dedi o kız senin yanına babasının hayrına mı geldi, bizimkiler sağolsun evi boşalttım, kusuyorum ayağına banyoda hallettim işimi dedi.

    hocam yeminle o an midem kalkmıştı... allah kitap diyorsun zina haram değil mi ? dedim... zina o demek değil ki vs karman çorman açıkladı yok işte onun da gönlü vardı vs.kısacası siz anlattığımı anladınız
    ···
  7. 82.
    +7
    biraz oturduk ne günlerdi ya belamız gibildi falan dedi... hala meraklımısın bu yola vereyim mi payını dedi... biliyorsunuz benim payım ilimdi... abi dedim açıkçası cesaret edemiyorum senin o halini gördükten sonra... o zaman dedi sana bır sır... ben kendimi o moda kasten soktum... adana'da hoca falanda yok... seninle adanaya gidip bunları okutacağız... abi hani dedim sen ganimetten pay alamazdın,bu ganimet değil zaten ortaya çıkmış sonra saklanmış onun artık üstünde hüküm yoktur dedi..
    ···
  8. 83.
    +7
    bana yolunu yorddıbını öğretti, malzemeleri verdi... eve gidecektim, gereken şifrelemeleri okuyacaktım ki bunlar bayağı uzundu hemde 2 saat kadar...

    akabinde onlarla trans haline geçecektim, referansım mustafa olduğundan icabet edeceklerdi... bir grup yaratık ellerinde metalden taslar kimisinde süt kimisinde su kimisinde kan yahut içki... tipleri o kadar tuhaf ki kimisi çok çirkin kimisi o kadar sırıtmıyor kimisi erumiyi kimisi sakil i andırıyor... bahçe gibi bir yerdeyiz.. yanlarına adımlar attım bana döndüler... dileğin nedir, neden zorladın dediler... bende ilim öğrenmek dedim... ne ilmi dediler ne için istiyorsun... insanlara yararlı olmak için dedim... peki dediler... bir sepet getirdiler bak dediler... içinde kegib başımı gördüm, şartı budur dediler... susacaksın, görmeyeceksin,sormayacaksın, ince etmeyeceksin... biz sana gerekeni veririz... çok tuhaf bir duygu, rüya desen değil gerçek desen değil...

    zerre yalanım varsa namerdim... ancak ara kısımlardan bahsetmeyeceğim

    devam edecek
    ···
  9. 84.
    +9 -1
    anlaşmayı sağladık ve yine aramızdaki iletişimi sağlayacak sembolik objeyi yaptırdım. gümüş bir yüzüktü bu. iç tarafında bir kelime ve bir sayı dizisi yazılıydı. size ilginç gelecek ancak ucuza sinema bileti almanız adına yollanan şifreler gibi. tabi ki normal bakan bir insan günümüzde şekilleriyle var olan sayılar olduğunu anlayamaz ve motif sanır. kitabın kısmi şifreleri ile aynı düzenektedir. kitabın 1 bölümü hariç hepsi mustafada kaldı. yeteri düzeye gelirsen teslim ederim dedi. neden böyle yaptığını anlayamadım ve hoşuma da gitmedi. artık onun kitabı kafası idi, fakat bencillik etti vermedi. herkes bu ilmi çeşitli sırlara şahit olan 2 bilemedin 3 kişiye öğretebilirdi. o kitabı da bu ilme sahip olmayan kimseye veremezdi. ilme başlamak ve sahip olmak bu manada hemen heman aynı şeylerdir. ders kitabı gibi düşünün, neyi nasıl yapman gerektiğin yazıyor.o varlıklarda öğretmen gibi... bu sistem böyle işliyor. suriyeli para karşılığı vermişti, mustafa ise sadece sırlarına ortak etmişti beni. belki o da suriyeli gibi kitabı satacaktı, satabilir mi ? ondan da emin değildim

    mustafanın ilk olarak öğrettiği kişi bendim. onun pisliklerini bilmem neticesinde hem kendi istediği paraya kavuşmuş hem yıllardır uyguladığı ilmi tabir-i caizse ezber etmişti. bende para yoktu, fakat ilim vardı.bu ilim sayesinde belki de o ilk başta bahsettiğim varlıkları bile bulacaktım...

    şu zamana kadar ekstrem şeyler anlatmamama rağmen yalanıma sokanların,şu saatten sonra okumamasını tavsiye edebilirim sizlere : )

    bu kitabın sadece 1 bölümünde yazan şeyleri çözmek belki 1 sayfasını anlamak cidden bir günü alabiliyordu.her kelimenin yazılışı ve diline denk düşen karşılığını bulmak, bazı kelimelerin çift ses vermesi gibi. haşa benzetmek olmasın kuran dilini öğrenmek gibi. bendeki bu bölüm, neyi ne zaman yapacağımdan, hangi varlığa hangi aşamda davet yollayabileceğimden, yüzyüze olduğum ya da dikkatini çektiğim bir kişinin, daha o konuşmadan kafasındakileri sezinleyip düşünceleri ona aksettirebilmemden mütevellitti.son kısım o kadar mühimdir ki;bu ilme sahip olmadan bunu kullabilen insanlarda çoktur. falcıların sıklıka yaptığı iştir. ilimsizde yapılabilir ... belki de hiçbir varlığa gerek kalmadan tüm dilekleri bu son yöntemlere gerçekleştirme şansın var

    düşünsene karşındaki kızın ya da erkeğin, dostun ya da tüccarın senin için ne düşündüğünü hissedebiliyorsun. kısmen önlem alabiliyor yahut sözü kafasında şüphe kalan o noktaya getirerek açıklayabiliyorsun... hayranlık uyandırıcı şeyler... mustafanın şu kişi 10 dakika sonra burdadır demesi olayının altyapısı diyebilirim...
    Tümünü Göster
    ···
  10. 85.
    +7
    kafasındakileri okumak kısmından kastım, sezinlemek... altıncı his yahut adına ne derseniz ondandır... elbette birebir düşünceleri okuyamıyorsun ancak kim seni seviyor ,kim kin duyuyor, yahut ciddi anlamda yalan mıdır anlıyorsunuz

    uzun bir süre bu kitapla debelendim. fakat hem önceki izlenimim beni ürkütüyordu ,hem de ciddi manada daha 1 partını çözmekten acizdim.bu şekilde cidden uzun bir zaman geçti. mustafa ile çok ama çok nadir görüşüyorduk. kendisinin de pek isteği yok gibiydi, birşeylerden rahatsız olmuş yahut tedirgin bir ruh hali seziyordum ondada... daha orda bahsedilen aşamalardan birini bile geçememiş ben ciddi anlamda büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşmıştım. elinde yüzük var fakat uygulayacağın bir nokta yok, çünkü olduğun yerde milimlerle kıvranıyorsun. yine de ilgimi çekiyordu. bahsedilen malzemeler ise bulunması kolay şeyler değildi... kara karga beyni, beyaz horoz ödü, bilmem ne dili. hele ki ot ya da toz şeklinde satılan 2 madde var ki şu gün 4-5 kullanımlığı milyarlara denk. nerden bulacaksın.

    hayat kısmen normale dönmüştü. birşeylere olan tutku kavuşulana kadarmış demek ki dedim. hiç arkadaşım yok gibiydi,bu işlerle uğraşırken ciddi anlamda asosyal bir adam olmuştum.
    ···
  11. 86.
    +7
    sürekli kendime aynı telkinleri veriyordum. bunların çoğunun beynimde yarattığım şeyler olduğunu,bir tür şartlanma olduğunu telkin ediyordum. elbette bazı insanlar farklı güçlere sahip olabilirdi, buna bir itirazım yoktu. fakat geldiğim noktada artık olmayan varlıklarla rüyalanmak ciddi bir pgibolojik bozukluğa işaret ediyordu. kitabın bendeki bölümüne hiç ilişmemeye karar verdim uzunca bir süre. öncelikli hedefim bir şekilde ,gücüm nispetince gayret edip üniversite kazanmaktı.o dönem yaş olarak liseyi yeni bitiren biri olduğum doğrudur, fakat şimdiki liseliler ile kıyaslanamaz bizim jenerasyon.18 yaşında evlenip, aile kurup, sorumluluk alacak olgunlukta bir nesildi eskiler. şimdiki gibi sanal alem olmadığından, gerçeklerle daha çok yüzleşiyor ve hayatı kısmen öğreniyordun.ben istisna sayılabilirim, kısacası bu işlere takılarak yapabileceğim en büyük aylaklığı yapmıştım...
    ···
  12. 87.
    +7
    endimi tutamayıp sordum mustafa'ya...

    ''rüyamda her gece bir hatun görüyordum ve bunun yüzünden o kızla olan ilk ve son randevu imkanını teptim... buna sen mi sebep oldun ? '

    peki ! ben sana şunu sorayım, seni kolundan çekerek illa bana uy diye zorladım mı ?

    abi sorumun cevabı bu değil ! gözünü seveyim hasımmışız gibi davranma. neden bu şekilde davranıyorsun bana ? dedim ...

    '' bak dedi mesele sandığın gibi güllük gülistanlık bir olay değil... gözünde kadın düşkünü bir pekekent, yahut kendisinden 'insanlara yararlı olmak' maksadı ile ilim isteyen birine zehir satan bir adam imajı oluşmasın. aslında oluşsa da ne fark eder... ancak belirli meselere bağlı kalmak adına, bazen kurban seçebilirsin... o kurban ise kendi ayağı ile gelirse, boynuna bıçağı vurmaktan başka bir şansın yoktur

    kurban ben miyim ?

    kendi ayağı ile gelen sen misin ?

    ben sadece bilinmeyenin aslını öğrenmek istedim !

    sabahtandır yaptığın din kitap muhabbetleri var ya... madem çok hakimsin, orda (gaybı bilen sadece allahtır) demiyor mu ? kafan çok dar ve basit düşünüyorsun... sen gaybı sadece gelecek olarak mı düşünüyorsun ? '''
    ···
  13. 88.
    +7
    http://inciswf.com/skortak_0001.swf

    reserved :D
    ···
  14. 89.
    +7
    bak dedi, seni nasıl bir işin içine soktuğumu emin ol biliyorum... bana bak lan, aynılarını bende yaşadım. emin ol tek çıkar yol o kadınla (bana vurgun olan cinden kadın diye bahsedeceğim) uyumlu olmak... sana fırsatlar sunacaktı emin ol,bir süre sonra sende yerine başkasını bulursun... cinde olsa kadın kadındır huyları aynı çabuk sıkılırlar dedi...

    bu konuştuklarımızı duymuyor mu ? dedim...

    burdaysa duyar,ama bu saatlerde burda olmaz... hem duysa ne olur, bazen vücudunda olur da farkına bile varmazsın... kafanın içindekileri biliyor, sana beynen emir veriyor diyorum sen hala ne diyorsun dedi... normal bir kadınla yattığın gibi yatmıyorsun bunla, nasıl rüyalanıp boşalıyor aynı şey işte

    başka çarem yoksa, sabredeceğim... hem belki başkasını yerime bulmam gerekmez dedim

    vereceğin bedeller emin ol ufak olmaz yine de dedi...

    o halde ihtiyacım olduğunda seni bulacağım, kaçıp gitmeyeceksin

    şu saatten sonra sözüme ne kadar itimat edersin bilemem, ancak söz dedi...

    sustuk o cigarasına vurdu,en son kusuyordu... 1-2 saat sonra evime gittim... gözlerimi tüm olacaklara hazır bir şekilde kapadım, kendimi uykuya ya da artık tüm olacaklara teslim ettim...
    ···
  15. 90.
    +7
    sen istemedikçe sana ilişmeyeceğim. aramızdaki sevgi sürsün, sana istediğin yola giden tüm anahtarları elimle teslim edeceğim

    erumi ve sakil adında iki varlık hatırlıyorum. sırf bu yüzden çocuk yaşımda deli damgası yediğim oldu.bu anahtarlardan birisi onlara giden yoldaki kapıyı da açabilecek mi ?

    erumi ve sakil ??? tanımıyorum... hayallerin olmasın... hem isimlerini nerden hatırlıyorsun, gerçek olsa dahi isimlerini vermezlerdi

    nerden hatırladığımı bilmiyorum. mesele de bu ya zaten... kendi uydurduğum hayali arkadaşlar mı ? yahut gerçekte var olanlar mı ? tüm bu pisliğe bu yüzden bulaştım

    beni hala pislik olarak mı görüyorsun ?... sanırım sen haddini fazlası ile aşıyorsun, sabrımı ziyadesi ile zorluyorsun... istersen koş kitabına bak bakalım, belki benden kurtalmanın formülü yazıyordur... ne kadar kıymet bilmez bir mahlukatsın, cidden sen kendini ne sanıyorsun... varlarsa gelip alsınlar seni elimden... sanırım sürekli gevelediğin köle-efendi ilişkisini arzuluyorsun... peki o halde

    bu sözleri işittim ve vücudum o kadar tuhaf bir sarsıntı yaşadı ki; uyanmamın ardından 5 dakika kendime gelemedim...
    ···
  16. 91.
    +7
    allah_u ekber sesleri çınlatırken siyah gökyüzünü,ben de içimden tekrarlıyordum allah_u ekber o ekberdir ki; beni kurtaracak... hayyal el-felah diyor yani haydi kurtuluşa diyor... en sonunda ise esselatu hayrun minen nevm (namaz uykudan hayırlıdır) ..anlamı tam olarak namazı teşvik etse de,insan o an durumuna uyarlıyor... uyku kelimesinin çağrıştırdığı malum...

    cidden, madem müslümandım neden namaz kılmıyordum... parmak ucunda banyoya ilerledim, tüp mutfakta olduğundan pek ortada gezinmem doğru olmazdı. evdekiler zaten şüpheleniyordu tavırlarımdam... bayram değil seyran değil nedir bu din iman derler, gerçi ondan ziyade saatlerdir uyumamış... kendiyle oynamış oynamış, şimid de kaça kaça banyoya koşuyor derler... uzun bir bahçe hortumumuz vardı,onu taktım musluğa buz gibi suyla yıkadım bir cesedi andıran bedenimi... su her değdikçe kesilen nefesim, ölümün pek uzak olmadığını hatırlatıyordu bana... kendimin gassalı olmuştum,bir de zütüme pamuk tıkasam gitmeye hazırdım bu dünyadan... gusülü aldım, temiz bir nevresimimi yere serdim...

    tekbir aldım allah_u ekber ! o büyük olan kurtaracak beni...

    fatihayı okurken nasıl bir ağlama tuttu beni iyyake nabüdu ve iyyake nestain derken, şirke saplandığımı hissettim... suratıma suratıma vuruyordu iyyake nabüdü ve iyyaka nestain oysa ben ne yapmıştım ...

    beni ''sırat'el mustakim' e eriştirmesi dileği ile , ilk kez anldıbını hissede hissede kıldım bir namazı...

    bir 5 dakika secdede kaldım, nevresim sırılsıklam olmuştu... öyle bir haldeydim ki; tüm benliğim tek noktada toplanmış o an kesseler kanım akmaz... yoğun bir ruh hali...
    ···
  17. 92.
    +7
    çalışmak dışında yapacağım bir iş yoktu, belki de canım sigara çektiğinden bir tür kaçış oldu... bu adamların sevgisi samimi de olsa bazen darlandırır, ilginin dozajı arttıkça bir süre sonra bunalırsın : ) ama yine de iyidirler,en azından cebi dolu kalbi boş olan nemrut yüzlü heriflerden değilldirler
    ···
    1. 1.
      0
      Ayrac cnm
      ···
  18. 93.
    +8 -1
    hayatımın her anının fırtınalarla dolu olduğu bu dönemde,hala unutamadığım bir nokta vardı ise ; o da muhtarın kızıydı.olayın aslını sorabileceğim kaynaklar sınırlıydı.herkes kulaktan dolma bilgilerle,kim ne dedi ise üzerine kendinden bir iki mesele daha ekleyip anlatır bu tip durumlarda.herkes bir hikayecidir bu noktada.bahsettiğim üzere bu bağlamda merakımı tatmin edebileceğim 2 adres vardı... bir pala,diğeri muhtar... pala ; pis işlerin adamıydı ve bahsettiğim gibi mustafa gibi bir adamı tutup taa yozgatlara gömecek adamda değildi... diyeceksin ki ; eli mahkumdu,işin içindeydi başka ne yapsaydı ?..

    hak veririm sana ,ancak bu tip adamlar sıyrılmak istediler mi pek güzel sıyrılabilirler her türlü vukuattan.daha öncede dediğim gibi ; bu tip adamlara takun derman desen,gider ıssız adaya sıçarlar.o derece egoist o derece ben merkezli insanlardır.belki böyle olmaları da gerekiyor.çakallarla barınan biriysen sen de çakallık yapacaksın ki;her leşten gram olsa pay kapasın ve hayatını idame ettirebilesin.ben leşe ağız eğmem deyipte hayatta kalabilen onurlu bir çakal görmedim ben . o sebepten pala işi hem riskli hem de basit bir merakı bastırmak adına fazla iddialıydı.muhtar ise hem kızının derdi ile sıkıntılarda,hem de daha o düğünde beni mustafa ile görmüştü.nasıl yaklaşabilirim bilmem.kız desen zaten tutuklu... yıllar ama yıllar sonra bir haber alabilirsen ne âla . o da zaten , hemen hemen imkansıza denk düşen minik bir olasılık dairesinde.zaten başıma ne geldiyse , meraktan gelmişti.insanoğlu tuhaf bir varlık ; bilinmeyenin cazibesi peşinde,bilinenlerden ne kadar hoyratça kaçıyor ve onları elinin tersi ile itebiliyor.belki tüm gayretini tamamen gerçeklerle bezeli olan hayatına verse,kafasında ütopya olarak adlandırdığı nice cennetleri dünyada iken yaşayacak... ancak,olmaz... hamurunda bu var...

    insan tabiatı gereği buna diretir... yapılan mastürbatif eylemlere bak çok rahat anlarsın ki ;belki herkes daha sosyal olsa o eylemi canlısı üzerinden halledecek... benzetmem incitmesin seni ama şuursuz olduğum ilk 3-4 yılı sayarsan yaklaşık 30 yıllık izlenimlerini bunu ispatladı bana.tüm hayal gücünü ünlü pornstarları,ünlü tabir ettiğimiz taş hatunları yahut biscolata erkekleri ile düşsel birlikteliğe harcamasan , belki de cebim dolar... güzel bir söz vardır, siz kafanızı hayallerle doldurun,gün gelir o cebinizi doldurur oysa bizim tek yaptığımız eylem kafamızda doldurduğumuz hayalleri bir peçeteye boşaltmak... kızlar nereye boşaltıyor bilmem,zaten pembe dışkılıyorlar dedikleri için geldim bu sözlüğe.şu an o sözün çevrimine baktım da ;adamların hayali ile bizim hayal anlayışımız bile farklı be mübarek... hayalden kasıt fikir yani... sen terim olarak rüyalanmak olan başka bir dil biliyor musun ? rüyada bile gibişip bunu kelimesel bir kalıba sokmuşuz.
    ...
    not : yazarın bunu anlatmakta ki muradı

    siz stoyaları düşünüp asılınca birşey yok,skortak beynine hükmeden ve onu zorlayan kızıla kayınca aouwwwww... ne aouwwww u aq ...

    ( arada relax olmanızda fayda var,o yüzden birazda gülümsemenizi sağlamak adına bu tarza geçiyorum... bunları yaşayan biri böyle yazamaz diye gelecek adama,lan anası ile cinsel münasabette bulunduğum herif hayatında bunları yaşayan kaç kişi tanıyorsun derim... senin tek bildiğin bu şeyi yaşayan böyle konuşamaz diye sana dayatılanlar... cinler,avratgiben yaratıkları... tecrübe dahi edemediğin bir mesele hususunda sana yutturulan dolmaları gerçek kabul edyiyorsun, yine bu bilmediğin konuda başkası farklı konuşunca ise bir anda olamaz böyle birşey diyorsun... oysa sen zaten bu meseleyi bilmiyorsun,sana dayatılanları kabullenmişsin... yani neyse... zaten aklı salim olan adamlar ne için okuduklarını biliyorlar... hoş geldiği için,bende sırf onlar adına yazdım... 787.kez söylüyorum ki inanmamak sana da bana da birşey kaybettirmez.zevk al bin kurusu )
    Tümünü Göster
    ···
  19. 94.
    +7
    okulların açılmasına az bir süre kala yeni şehre doğru yol aldım.tek başıma olduğumdan,ya da aptal olduğumdan yurdun yerini bulmakta epey sıkıntı çektim.ilk günden 'homunagoyim' diye mırıldanmalara başlamıştım. yaşadıklarım beni daha çabuk öfkelenen, tahammül eşiği gittikçe düşen bir adama çevirmişti. razı olduğunu sanıyorsun herşeye ama öyle görünüyor sadece. aslında razılığın sadece çaresizlikten ileri gelen bir olay. bunu tüm hal ve davranışlarında tespit edilebilir bir şekilde sunuyorsun. baktım olmayacak, taksiye atlayıp elimdeki adresi verdim taksiciye daha sonra ( şehri tanıdıktan sonra ) o taksici muallakninde beni kazıkladığını öğrendim. hayat bana karşıydı aq.hayatta en sevmediğim şeylerden biridir, kandırılmak.asla tahammül edemem, ancak şunu da biliyorum ki neden nefret ediyorsanız bir şekilde daha sık karşılaşıyorsunuz bu tip meselelerle. biraz toy olmanın verdiği pısırıklıkla itiraz edemedim taksiciye, valizlerimi de kendim indirdim bagajdan. yurdun girişinde ayrı bir oda şeklinde tasarlanmış ufak büroya girdim. karşımda muhtemelen benden 1-2 yaş büyük bir çocuk vardı.biz yurda kayıt yaptırdığımızda, yurdun sahibinin üniversitede görevli bir öğretim üyesi olduğunu biliyorduk, çünkü onunla senet imzalamıştık. karşımdaki benden muhtemelen az biraz büyük olduğu simasından belli olan, ancak mustafa tipi hanzo elemana nasıl hitap edeyim derken 'hocam' çıkıverdi ağzımdan.o dönem 'hocam' entel dantel muallaklerin kullandığı kelime olarak kabul edilirdi. bende sık kullandığım için daha sonraki dönemlerde kendimi 'insan insanın hocasıdır' felsefesi ile kandırıp, muallakliği içime sindiremedim.

    'hocamdediğim için bu zütveren kendini cidden hoca sanmış olacak ki ,zütü havalandı biraz. kendini bir tak sanmış gibi iyice gevşedi yağlı zütü üstüne.

    ben buraya kayıt yaptımıştım mehmet hoca ile görüşmüştük, odanın anahtarını teslim alacaktım... sorumlu kimse görüşmem mümkün müdür ? '' dedim naif bir biçimde. süt isteyen bir kedi masumiyetinde...
    ···
  20. 95.
    +7
    en az 2 kişi olmalı idi, birisi transa girecek diğeri ise onu zaptedecek... muzafferin istediği ile o gün okul yerine çarşıya gittik. herkes okuldaydı,biz ise bahsettiği birkaç otu alıp tütsü niyetine kullanmak üzere hazırlardık. istediği ebatlarda deri bulduk bir şekilde. metal bir objeyi gösterge olarak kullanmak üzere almamız gerekiyordu,ben yanımda taşıdığım mustafa ile yaptırdığımız yüzüğü teklif ettim.bir de defter lazımdı ... yöntemden bahsetmeyeceğim.(abi nasıl cin gibebiliriz diye soran adamların,bu konuda özel mesajın anasını skeceğinden eminim çünkü)... döndüğümüzde odanın boş olacağı 2-3 saatimiz vardı hala, içeri girdik kapıyı kilitledik

    muzaffer yöntemin gereklerini sırası ile uyguladı... en son tütsüyü yaktı, kısa zikre başladı, transa girmesi gerekiyordu başarısız oldu... daha önce denedin mi dediğimde, hayır ancak yöntemin bu olduğunu biliyorum dedi... sonra sen dener misin ? diye sordu

    sen beceremedi isen ben hiç beceremem diyerek geri çevirmek istediğim anda, gösterge kıpırdamaya başladı... ufak salınımlar yapıp ,kendi ekseni etrafında minik daireler çiziyordu... (ipin ucuna bağlı olan yüzük )

    muzaffer ihanete uğramış bir ifade takındı


    sen bu işi daha önce yaptın ve yapabiliyorsun değil mi ? diye sordu... tütsüyü çekmemi istedi... çekinerek içime çektim... elimle kalemi tutmamı istedi... sonrası yine trans hali hatırlamıyorum... ilk hatırladığım başımda şiddetli basınç hissederek istifra ettiğimdi. muzaffer kavradı beni, gözleri faltaşı gibi açılmıştı... hiç birşey konuşmadan ufak adımlarla kollarımdan destek olarak arada ki lavaboda yüzümü yıkadık, üstümü değişmeme yardım etti... beni ranzaya uzattı... hiç gocunmadan alt kattan paspas alıp benim pisliğimi temizledi, camı açıp havalandırdı odaya... ortalıktaki ekipmanları toplayarak dolabına kaldırdı... içerde hala hazırladığımız tütsünün ağır kokusu vardı... sandalye çekip başımı okşamaya beni teskin etmeye çalıştı... ikimizden de çıt çıkmıyordu, dalgın ve derin düşüncelerde olduğu belliydi, yerdeki sabit bir noktaya odaklanmıştı... ben ise tüm enerjimi yitirmiş bir haldeydim, saçlarımı karıştırırken uyumuşum
    ···