-
1.
+18hadi çabuh yaz haç elimde
-
2.
+17not
...
5 dakikadır türlü arkadaşlar, cinleri nasıl pompalayabiliriz diye soruyorlar... ya sabır ya selamet...
az evvel biride gibişi az ayrıntılı anlat demiş...
...
az bekleyin lan... işte sizin gibiler oldukça mustafalar da çok oluyor... büyük resmi görün... -
3.
+20 -3herneyse mustafa artık gitmişti o an içimde bir rahatlama olmuştu o gece içim sıkılmadan uyumayı başarmıştım. ertesi gün yine aklımda mustafa vardı.
mustafanın verdiği kitaba bir göz atayım dedim hem anmış olurum hem de rahatlamış olurum diyordum kendi kendime. artık hiç bir şey de musallat olmuyordu.
taki kitabın o sayfasını açana kadar.
açtığım her yerde kendimi görmeye başladım elimde bir asa başımda bir taç vardı her sayfada o anda yeni kral sensin gibi sesler sesten de garip iç duyumlar geliyordu. çok ürktüm kitabı hemen kapadım ancak anında geri açıldı.
az sonra mustafa geldi gözümün önüne
aslanım arkanı dön merasim başlıyor dedi
ne merasimi abi dedim (hala abi diyorum aq)
dön sen artık yeni kral sen olacaksın sana devrediyoruz dedi.
ne devrediyorsun abi derken
üstünü çıkar sana kendi kanımdan süreceğim dedi.
artık her şeyi kabul etmeye başlamıştım bundan kaçoş yoktu. peki ama bizimkiler içeride dedim.o eski sırıtmasıyla bu zamana geldik hala geniş düşünemiyorsun. onlar şu anda donuk haldeler dedi
peki dedim soyundum o anda bi acı hissettim mustafa yannanını zütüme dayamıştı lank diye giriverdi zütüme artık çatır çatır gibiyordu karşı koyamıyordum ona abi yeter dediysem de fayda etmedi... ondan sonra kurtuldum zaten amk -
4.
+18 -1senin çaren onda derken kastedilen '0' ben değilmişim.bu kişi muzaffermiş.Tümünü Göster
muzaffer küçük yaşlarda sıkça cin tacizlerine maruz kalmış. geçirdiği fiziksel rahatsızlıklarda bundamış. hakk işler yapsan dahi canını yaktığın şeytaniler sana bir şekilde bulaşır. kadından ötürü de muzaffer'i taciz etmişler.bu işlerle uğraşanlar kendi kanına hüküm edemezler, sorunlarını çözemezler. kadın benim sorunumu çözünce ,dedemden miras kalan erumi ve sakil de ona armağan olarak muzafferin perdesini kapamışlar.
kadın bana tüm bunları anlattı. yalnız dedi bunların bir bedeli oldu. hayatın boyunca evlenemeyeceksin, seni musallattan kurtardık ama onlar bu acı ile tahammül edemezler. evlensen de kanına intikal ederler. zaten hiçbir şekilde ciddi bir ilişki yaşayamayacaksın.bir de dikkatli olmalısın, maddi kayıplara sebep olabilirler. ancak yıkılmamalısın, allahtan dönmemelisin. aksine hayatında bir daha görmemen tüm bunlardan yücedir.en sonunda öldürecekti seni. haşa belki annene bacına sarkacak derece tuhaf işler yaptıracaktı sana. insanlara bir bak,ar ve namusun bu kadar kaybolduğu bir noktada herkes bunların etkisinde. hayvanlığın en ilersinde dedi.
o günden sonra ifriti bir daha görmedim. erumi ve sakil ile devam ettim yoluma.
onlarla inanç ekgibliği ya da bunalımda olan insanları teselli ettik. mustafa gibi onları şerre davet etmemiştim. insanlar merak ettikleri bazı şeyleri bildiğimi görünce ve inançlı olduğumun bilincine varınca bunu allah'a yordular. kısacası durumlarını düzelttiler.ve bunun allahtan olduğunu bilip hakk üzere oldular...
bana zararı oldu elbette bu ufak yardımların.şu şekildeki ; insanlar duygu ve düşüncelerimi değilde kısmi yeteneklerim sebebi ile dost olmaya çalıştılar.fal bakmadım, büyü yapmadım. sadece çok ama çok sıkıntıda olan kimselere erumi ve sakil yardımı ile faydam dokundu.
okul bittikten sonra müjganın bahsettiği olası bedelleri ödedim,bir kaza neticesinde sol bacağım büyük ölçüde hissiz kaldı.2008 de türlü emeklerle giriştiğim ilk binam çöktü. tüm bu olayları öc almak için bir kere yapma hakları vardı, aslında ölebilirdim bacağım kopabilirdi ancak erumi ve sakil'in vesilesi allahın yardımı ile bunla kurtuldum.mal kısmına gelirsen, giden mal olsun. kısmende olsa beni bu badirelerden en az hasarla kurtardıkları için, sonunda erumi ve sakil'i özgür bıraktım. birbrimizden razı olarak ayrıldık... hala mühendislik yapıyorum, çok param olmasa da yetecek kadar. ancak yaşadıklarım neticesinde insanlarla dost olamıyorum, hafif bir paranoya bıraktı bende. dışarıya çıkıp uzun süre takılamıyorum.
annem ve babamı kaybettim. kız kardeşim ile ise kırgınlık sebebi ile görüşmüyorum...
ben sözümü tuttum ve bitirdim, istediğine inanabilirsin... umarım zevk almışsındır. fakat hala yalan mı ? gerçek mi ? kısmında bana gelme.en başından beri sana söylüyorum. yalan demen beni incitmez, gerçek demen ise bana kazandırmaz. eleştiriye açığım ancak dalyaraklığın lüzumu yok.ne dediğimi dalyaraklar anlar, diğerleri alınmasın
saygılar...
... son... -
5.
+17 -1geldiğime pişman olmadım değil o düğüne,bir sohbetdaşım mustafa idi o da öldüm, bayıldım belasına kendini attı bir köşeye... koca bir kamelya da tek başıma otururken bir kız geldi elinde meyve kasesi ile.o esnada sigara içiyordum, içimden garip birşeyler ona doğru akıp gitti. kız yaşıtımdı, giyimi kuşamı yerindeydi... haşa haddim değil köylü şehirli ayırmam ancak şehirliden şehirliydi... konuşması düzgündü... yahu dedim sen zahmet ettin bunu ikram ettin,ben de sana bir sigara vereyim tellendir... nasılsa üstte asmalar var görünnme... o dönem sigara içmek çılgın bir aktivite idi, hele ki kızlar adına... bilmem ki falan dedi tatlı tatlı gülümseyerek,bir taneden birşey olmaz diyerek uzattım sigarayı aldı ince parmakları pamuk elleriyle... nerden mi biliyorum, elif ve esen olayından hatırlayın çaktırmadan meme sıkmak konusunda ihtisas yapmıştım... neyse eline dokunmakla tutmak arasında bir hamle yaptım, ulan kız eli çok güzel birşey : ) içim bir tuhaf oldu... bu arada bu paragrafı okuyup asılan varsa hakkımı helal etmiyorum,ben onu çok sevmiştim aq sapıkları : (
-
6.
+16bütün gecem bu düşüncelerle geçti,bir bakıma da o kız geldi aklıma... insanca bir muhabbet hissettiğim kızın anasına kaymıştı mustafa... yahu şimdi okurken sana basit geliyor ancak pgibolojisi çok farklı... aklıma red'in bir parçasında sözler geldi...
ne lanet badireler atlatırsan atlat koçum
anlatanda bitmiyor iş , biz ne dersek dümen dicen...
şimdi 35 yaşındaki adam rap müzik mi dinler diyeceksin... ben dinlerim... inanırım ki sözler yaşanmışlıkları ifade eder,ne kadar çok söz varsa o kadar yaşanmışlık... empati kurmaya çalışırım... 'yatcaz kalkcaz ' bana uygun değil : ) -
-
1.
+1Adamsın abi :D
-
1.
-
7.
+16 -1beyler bir 10 dakika müsade isteyeyim... kahve yapayım... 2 saattir yazıp yapıştırıyorum... stoklarım tükendi... biraz da dinlenirim 5-10 dakika... sanırım 3 dakika bir 4,5 satırlık entry girebilirim
devam edeceğim 10 dakika sonra... kimseye şuku veremedim, sonra ödeşelim... destek olan arkadaşlara teşekkürler... olmayana da saygım var...
ancak gerçek mi yalan mı kısmını deşelemeyin... ben diyeceğimi dedim hani özelden olsun burdan olsun cidden tadı kaçıyor... ben okuyana, okumak isteyene yazıyorum -
8.
+15eve döndüm aldım kitabı, olmayan malzemeler ile büyük ruhani varlıkları çağırmaya giriştim,bir sonuç alamadım. yavaş yavaş aklımı oynatma noktasına gelmiştim. rüya dışında tuhaf bir durum yoktu lakin sürekli bir boşluk,bir bıkkınlık içine girmiştim. sanırım anladınız neleri demek istediğimi.1-2 gece sonra yeniden bu geldi rüyama. ancak şuna dikkat çekmek isterim ki ben normal hayatında çok sık rüya gören bir kimse değilim ve bu rüyadan öte birşey. teninin sıcaklığını falan hissedebiliyorum.'ne istiyorsun benden ? ' diye sordum, kırk yıllık ahbabım gibi... 'bir şey mi istiyormuşum senden ? ' dedi gülerek...
'korkuyorum dedim,ama seviyorum seni... gerçek değilsin halbuki... keşke gerçek olsan' yine aynı şekilde boşalttı beni kardeş... uyandığımda gerçek mi hayal mi anlayamıyorum...
tıpkı 'onlar insansa biz neyiz ? biz insansak onlar ne ? ' diye haykıran nihat doğan sendromu yaşıyorum... bunu sanırım ne yaparsam yapayım tarif edemeyeceğim... çok sonra anladım ki onlar rüya değilmiş... çoğu zaman uyumuyormuşum bile... -
9.
+15 -2babam devlet memuruydu ,o zamanlar babanın kravatlı olması büyük bir ayrıcalıktı. fakat her aile gibi kıt kanaat geçinen bir aileydik bizde.bir güneydoğu şehrinde, merkezden uzak kasabayı andıran bir mevkisinde oturuyorduk. evimiz lojmandı. arka balkonumuz ve salonumuz aynı istikamete bakardı. pencereden 4-5 m uzaktaki kavak ağaçları, bitkisiz toprak bir bahçe ve ardı uçsuz bucaksız boşluk. kendi halinde sessiz sakin bu çiftin 5 yaşlarındaki tek çocuğuydum...
-
10.
+14 -1tam içeri girecekken ayağı yeri boydan boya kaplayan, parçalar şeklinde yapıştırılmış kağıt, keçe karışımı halıya takıldı tökezledi ve bardakları un ufak etmeyi başardı.
gibtiğimn halısı dedi yere tükürdü... kardeşim bu hayatta herşey mi bana karşı dedi, aynen az önce bahsettiğim onaylanmayı bekleyerek. sorumluluğu üzerinden atma pgibolojisi budur, sanırım anladınız. haziran ayında pikniğe gidince yağmur yağsa ya mikail biz sana ne yaptık diye serzenişte bulunacak bir adam tipi... çaresiz ve bu kadar sitemkar oluşu da bu yüzden. canlı nesnelere sitem edemiyor, çünkü o genelde sitem edilen taraf...
insanları eğitim durumu, cinsiyeti,ırkı ya da cüzdanına göre ayırmamam,bu tip adamların ağlama duvarı olmama sebep olmuştur... pişman mıyım ? asla... güzelleştim yasla : ) -
11.
+13etme cahil ile sohbet çekersin ya elinden ya dilinden
taklu bülbül ne anlasın has bahçenin gülünden -
12.
+12mustafa'ya birkaç soru sorup soramayacağımı söyledim... bu tip adamların en hoşlandığı şey gereğinden fazla ilgi alaka görmektir... işinizi hep bu pohpohlama ile yapabilirsiniz bunu da aklınızın bir yerine yazın kardeşlerim.
kızın yanında sor bakalım vesaire deyince ben abi özel diyerek direttim... açıkçası dernek gibi bir yerde metafizik öğelere bağlamak mantıklı bir iş değildi... ne olur ne olmaz... iç odaya geçtik, masaya kuruldu... yine o iri gözlerini gözlerime dikti sen neden cunüpsun dedi... yine kısa bir 'oha aq' çektim ama normaldir dedim içimden... bunu tahmin etmesi için evliya olmasına gerek yok..bu yaşlarda çoğumuzun yaptığı bir numara... şimdi değil ama o zamanlar gusülsüz dolaşıyorduk tabi... her dakika banyoyu nasıl yapacaksın... haftada 2 başından fazla... suyu kim buluyor -
13.
+12kafamın içinde parçaları birleştirmeye çalışsamda mümkünü yok... doğru bildiklerinin yalan çıkmasının ne kadar derinden yaraladığını ilk kez tattım o an... ulan rüyamda gördüğüm karı bile bir rüya değildi, sanal bebek gibiydim... tamamen başkaları elindeki bir değiş tokuş metası yahut dolandırılmış bir tüccar... tüccar elbette, herkesin pay alacağı bir işe girip aslında görmediğim ortaklardan birine pay olarak ikram edilmiştim. söyleyecekleri daha fazla incitemezdi. yine de aklımda kalan birkaç soru işaretine cevap bulmak ümidi ile kıpırdadı dudaklarım...Tümünü Göster
peki bu kitabı neden bana verdin ? dedim
ahh o kitap dedi acı bir tebessümle, sana birşeyler vermeliyim ki ,seni ikna edebileyim dedi...
yani bu da mı yalandı ? dedim, cevabının hayır olmasını bekleyerek
''hala o küçük kafan almıyor değil mi ? seni başka nasıl ikna edebilirdim diyorum sana... beni nasıl kandırdılarsa ben de seni öyle tava getirdim. aslında tüm işi bu cinler yapıyor. biraz geniş düşünmeyi öğren artık.o kitap, elindeki gibik yüzük hepsi gereksiz birer ritüel... hepsi sana birşeyler yapılıyor izlenimi vermek adına uğraştırdığımız boş beleş işler.iş ne kadar komplike olursa o kadar çok 'bir mertebe' sahibi sanacaktın kendini... elbet kaçarı yok, birgün öğrenecektin.o da bugünmüş.
onu geçtim bu kitap içindeki onlarca şekil,bir anlam çıkan saçma sapan harfler ? madem ki beni kandıran kişisin ve seni de birisi kandırdı,o halde onu kandıranı kim nasıl kandırdı ?
onu kandıranda süleyman'ın bu harikalar ile insanlara hükmettiğini yayan kişinin zihniyetindeydi... benden pek uzak sayılmazsın hatada, beni suçlamayı kes !
bana 1 bölüm verme amacın ne peki mustafa abi ? madem bir taka yaramayacaktı ve tamamen kendini sıyırmak adına beni belaya bulamak içindi. kalanlarını neden vermedin ?
çektiğim belanın bir bedeli olmalı değil mi ? evlenemediğimi biliyormusun ? heryerde büyücü, şifacı yahut hanzo olarak anılmanın bedelini... 2 kuruş para için kırk adamın ağız kokusunu çekerek taaa suriyelere kaçmayı ? hiç bir tak bilmiyorsun... madem sordun söyleyeyim, birkaç ay daha fazla benim yanımda kalacaktın, palalar ayıkırsa öne seni sürecektim define olayı için... şehir dışına çıkmıştım,her şekilde beni arayacaktın. bulamazsan mekanlarına gidecektin. ayıkırlarsa en fazla kahvenin işletmesini alırlardı bende,ama seni giberlerdi... aslanım kusura bakma fakat ,aslan olacaksan o gibtiğimin vicdanından uzak duracaksın...
her şekilde yannanı yiyeceksin diyorsun dedim ve kendimi tutamadım gülmeye başladım... sinir boşalması
yok,şu saatten sonra yemen gerekmez... akıllı olacaksın... karı kız düdüklemeyiver, ananı babanı görmeyiver... bu hikaye üstünden bak dalgana.. mustafa ol sende, günü gelince bir skortak bulup rahata kavuş.bak benim son bir aşamam kaldı, kızı bafileyip erkekten de kurtulacağım. zaten bir şekilde namım var, insanlar bana inanmış bir kere... gelmeye yine devam ederler, param zaten var... artık bir kahvem var, adı her ne kadar kahve ise de şehrin daşşaklı elemanlarının mekanı
uzun bir süre sessiz kaldık, çaylar tazelendi sigaralar devam. süleyman demirel gibi bir adamdı mustafa. saatlerce konuşup,bir çözümden bahsetmemişti.tek anladığım bu takun içine gayet güzel battığımdı. itiraz hakkım yoktu. mücadele gücüm yoktu. tavsiyelerine açıktım, bilmediğin bir ıssızda kalırsan ilk gördüğüne yol sorarsın seni ölüme bile yollasa başka çaren yok.her şekilde öleceksin zaten.bir an düşündüm ? ya bunlarda yalansa...
hocadan falan yardım alamam mı ? dedim çekinerek... o an tek bir cümle istiyorum ,evetdese inanın ki 1000 km ötede olsa yaya giderim.o umut nedir bilir misiniz ?
içindeki cini giberek öldürecem der zütüne kayar,bir de cebindeki parayı alır'' dedi bir kahkaha patlatıp... bildiğiniz celladımla oturmuş, akibetim hakkında malumat istiyordum... -
14.
+13 -1bahsettiğim kızıl ifritin (- ki ; maden herkes onu böyle kabul etti bende artık böyle hitap edeyim) varlığı benim için sıradan bir durumdu, bundan bahsetmiştim. ancak bu demek olmuyor ki ; durum hoşuma gidiyordu. sadece yeni bir çevre, hafif asabiye çalan tavırlarım,ana baba özlemi öncül sıkıntılarım olmaya başlamıştı.bir şekilde orta yolu bulamamış bir genç adamdım.ya bu ilim mevzusu gibi işin pis tarafının en içinde,ya da özgür kızın arkadaşlık girişimi karşısında en dışında kalabiliyordum. nasıl başarabiliyordum ? emin ol bende bilmiyorum. normaller anormal, anormaller normalleşmeye başlamıştı hayatımda.bir temelde arıza meydana gelince, üstüne ne koyarsan koy sağlıklı olma ihtimali yok.bu kıza karşı takındığım tutum,ben dışında herkesle arkadaş olmayı başarmış birinden bile uzak kıldı beni. yurttakiler desen zaten anlattım uzak kalma gerekçelerimi.6 kişilik odamda afakanlar basıyordu beni, yurdun terası vardı çok şükür.pek kimse çıkmazdı buraya, çayımı alıp saatlerce oturuyordum burda. gökyüzünü seyrediyordum akşamları. bilhassa tahmin edebiliyorsam, seçebiliyorsam venüs'ü ve ay'ı.derin hayallere dalıyordum, boşluğa emanet bıraktığım gözlerimden sıyrılarak. sabit bir noktaya bakan gözlerim değildi;beynimdi o düşünceleri projeksiyon makinesi edasıyla seyrettiren. gelecekle ilgili hayaller işte. okul bitiyor, evleniyorum,çocuklar falan, babamı rahat ettiriyorum ,annemi hiç görmediği yerlere zütürüyorum mesela. eşimle aramız çok iyi,ten uyumunu gibtir et,düşüncelerimiz eş gibi.o yüzden eş diyoruz birbirimize. düşünceleri pek önemsemediğinizi biliyorum,o zaman zütüne karanfil takılan bir kuzu cesedini becerin pekala. düşünceleri,hisleri olmadan bir kadın neye yarar.o zaman katılırım 250 gram muhabbetlerine ( bayan arkadaşlardan özür dilerim,dil sizi incitmesin. yazar burda kadını meta olarak gören muallak baykuşlara giydirdi)Tümünü Göster
bu hayallerin önünü açabilecek en önemli noktalardan biri yıllardır çektiğim bir hastalığa çözüm bulmaktan geçiyordu.kronik parasızlık.onun içinse bir meslek sahibi olmak ve bunun içinse şu lanet okulu bir şekilde bitirmek.ne oldu daha geleli 2-3 hafta olmuş olmamış, hemen okulu lanetlemeler falan ? dersen eğer; lanetim okuldan ziyade kısa süreli yaşananların yarattığı ruh haline diyebilirim.
parayı buluyorum ve onun üzerinden devam ediyorum tatlı hayallere, derken bir anda hepsi suya düşüyolar,ama boğulmuyorlar... çünkü tüm hayallerime yüzme öğretmişim... her kırılan umudun kanadını yeni bir hayalle sarabilmişim ben... hala da farklı birşeyler yapmıyorum ya... -
15.
+12-bu arada 'hikayeyi bitirirse bikini giyerim' diyen; 61giber arkaşımızın bikinili fotograflarını bekliyorum... ya da beklemiyorum. çocuk istimarına girebilir
-yaz mutlu et bizi
yan yatır gib bizi
diyen lihyedar kardeşime de skortak'a verilen sözler tutulsun : ) diyor, ancak videosu adına hakkımdan vazgeçiyorum
- bana sürekli destek olan adam gibi adamlar vardı. onlara selam olsun
- quanttum yazsa 1000 sayfaydı sen 55 te kalmışsın diyen arkadaşa... gibimde mi ? diyorum... emin ol öyle bir niyetim olsa işimden arta kalan vakitlerimde yazıp,1 kere de yapıştırmazdım. kaldı ki ; yarıda kesip twitter takuna sarardım. sanal şöhreti gibeyim
- cinleri nasıl hoplatabiliriz diyenlere, önce canlısını hoplat... bu işler level leveldir diyorum
- cinle vuruşmaları detaylı anlat diyene,en büyük bedduayı ediyorum... sağ elin donuna girmesin : )
- skortak sevişelim mi ? ^-^ demiş birisi.
kızsan olur ... (hüseyin kaya mode on ) -
16.
+12 -1nas - felak.avi
-
17.
+14 -3
-
18.
+11ben hayretler içinde kaldım... adamın bakışından belli beni sevmiyor ancak, yine de hem can korkusu hem de olan olayın hayreti ve heyecanı ile sordum...
abi ne yaptınız ? siz diye... bana alaycı bir tavırla baktı... boşver beni dedi, senin baban neden sinameki içiyor, söyle içmesin bir işe yaramıyor... nasıl lan bir dakika ? babam bağırsaklarından rahatsızdı ve afedersiniz iyi gelir diye sinameki isimli bir otun çayını içiyordu... bu herif bunu nerde bildi... abi dedim nerden bildin, yüzündeki sert ifade avını ele geçirmiş avcı gibi tebessümle değişti... hanzolarda bilir dedi ... vay dıbına koyayım dedim içimden..o lafı ettiğimde bu adam binadan çıkmıştı, duymasına imkan yok... yıllardır aradığım tip bir adamı karşımda bulmuştum ancak herife hanzo demiştim -
19.
+11dediğim gibi paranoyanın dibine vurduğum zamanlardı... hangisi gerçek, hangisi yalan... doğru diyemem artık birşeye çünkü tüm doğru dediklerim bir zaman sonra geniş çaplı bir komplonun halkalarından ibaret oldukları açıklanıyor... birşeyler bulabilir miyim ? bence araştırmalıyım... kitabı elime aldım, şifreleri çözmek adına bir kalem ve defter ile yere bağdaş kurdum... güven hissi verecek ancak anlamsız bir eyleme girişerek sırtımı duvara döndüm... güya arkamdan gelebilecek saldırılara hazırdım ... şu an pek çoğunuzun ara sıra arkasını kontrol ettiği gibi... (dön önüne birşey yok, genelde pat diye burnunun ucunda beliriler... çok fazla korku filmi izliyorsun )... o an allah'a yalvarma ihtiyacını en çok hissettiğim anlardan birisiydi. kitabın yalan olduğu söylenmişti, fakat dediğim gibi belki bu da bir yalandı... ilahi bir işaret bekler gibi elimdeki bölümün daha önce pek karıştırmadığım bir kısmını rasgele açtım... böyle anlar vardır bilirsiniz,ya da hepimiz çok fazla film izlemişiz... insan o an çıkacak sayfada senin durumunla alakalı bir husus bekliyor... kelimeleri yavaş yavaş deşifre ederken,bir yandanda her an karşıma çıkabilecek bir yaratığın zulmünden korkmuyor değildim... kelimeler bir anlam ifade ediyordu, ancak uçuk malzemeler... şunu şöyle yap,şu saatte yap... artık emin oldum ki,bu kitap uydurma olmasa dahi benim bunları yapabilecek gücüm kuvvetim yoktu... başımı ellerimin arasına aldım, kafatasımı ufak ritimlerle duvara vurdum... keşke patlasaydı kafam ve kan mecralarımda dolaşan bu aşağılık şıllık defolsaydı vücudumdam... hürriyet nedir çok iyi anlıyorsun, parmaklıklar yok fakat bir mahkumsun... tek çare intihar etmekti, oysa deli gibi korkuyordum ölmekten... salak adam, hani eninde sonunda ölecektin... lafta adamsın, yalancı pehlivan diye geçirip, kendimi suçluyordum içimden... belki kendimi bir hamlede aşağı bırakabilirdim, kısa süreli bir panik ve özgürlüğe süzülürken çarpma anında dağılan onlarca organ yanında özgür kalacak bir ruh... denemeye değermiydi ? kesinlikle değerdi, lakin yemiyordu... ulan bir meta olsam, yolda düşürsen eğilip almaya tenezzül etmeyeceğin ben,bir sex objesine dönüşmüştüm... giberken gibilmek bu olsa gerek,bir boynumda tasmam ağzımda topum ekgib
-
20.
+11çaycının anlattıkları bir bakıma içimi soğutmuştu, lakin hala acıyan bir yanım varsa bu muhtarın kızından ötürüydü. gerçekten çok narin, yumuşak huylu ve sevecen bir kız,iş namusuna ve iffetine gelince nasıl aslan kesilebiliyormuş tekrar tecrübe ettim. palaların ne sebeple mustafanın leşine sahip çıktıkları kafamda soru işareti yaratmıştı. boşver dedim leşleri gömecek adamlar, üstüne leş sinmiş olanlardır ancak. herkes muamele ettiği gibi muamele görür şu hayatta. elbette palaların bir menfaati olmalıydı,bu deyyusun toprak olmaya ramak kalmış leşinden.bu tip adamlara takun derman desen gider ıssız adaya , uçsuz bucaksız çöllere sıçarlar. peşlerinde komiser kolombo oynayacak halim yoktu ancak dediğim gibi, yüreğimi sızlatan bir musibete sebep olmaları beni düşünmeye, irdelemeye sevk ediyordu.Tümünü Göster
düşünce çok farklı bir nimet, zorladıkça sınırların açılır ve bir süre sonra ciddi anlamda kapasiteni artmış olarak bulursun. gündelik hayatında pek önemsemediğin olaylar çağrışımlara yol açar zihninde.bu düşünceler bazen uyutmaz seni günlerce ve harap eder, bazen ise o uykusuzluğun bedelini zerresine kadar sana takdim eder.ne olacak yani düşününce ? deme, bir çözüme ulaşabilir misin, çözebildin mi aralarındaki irtibatı yahut en güzel çağında kodese tıkılacak olan bir masumun acılarını ? bunu hiç deme... insan neden yalnızlıktan korkar bilir misin ? çünkü sorularıyla başbaşa kaldığı anlardır bu yalnızlık dilimleri. normal hayatında her soruyu bir muhattabına yöneltirsin, tatmin etsin yahut etmesin cevaplar alırsın. derdini paylaşır, kafanda çözemediğin ve vicdanında leke bırakmış olayları uzun uzun anlatırsın karşındakine.tek beklediğin ise onaylanmaktır. kendi vicdanını başkasının onayı ile temizlersin. bazen inanmasan ,haksız olsan bile meseleleri öyle bir anlatırsın ki,lehine dönsün diye ; ruhunun sırtına yapışmış bir kamburdan kurtulmaktır tek amacın...
oysa tek kaldığında öyle mi ? bir döngüye girersin... pişmanlıkların, sevapların,utançların, keşkelerin,kırgınlıkların birer birer dikilir karşına. ufak bir mahkeme kurarsın iç dünyanda oysa bu kez yargıçta sensin, sanıkta,tanıkta, maktülde... bu kez derdini paylaştığın andaki gibi senin beraatine karar veren bir dostun yoktur, yığılı dava defterlerinde... kendini yargılar, kendi cinayetini anlatır, kendi ölüm anına şahitlik eder ve en sonunda kendi celladın olur, ilmiği boynuna geçirirsin... işte bu yüzden yalnız kalmaktan korkar insan... kendi mahkemesinde kendini asmasın diye.
bahsettiğim ufku açılan düşünce ve çağrışımlar yaratma gayreti ise seni çoğu kez idamdan kurtaracak bir son dakika delili gibi sunulur, sert bakışlı yargıcının önüne.bu muallak bakışlı yargıcın adı vicdandır.ve vicdan en masum hislerin yuvasıdır, süt gibidir bir toz zerresi düşse farkedersin... düşünmek ve kendinece deliller bulmak vicdanını rahatlatır ve seni özgür kılar... hürriyetini teslim edemezsen vicdanına belki demir parmaklılarda değil ama kafatasında mapusluk çekersin bu dünyada -
-
1.
+2kendini yargılar, kendi cinayetini anlatır, kendi ölüm anına şahitlik eder ve en sonunda kendi celladın olur, ilmiği boynuna geçirirsin... işte bu yüzden yalnız kalmaktan korkar insan... kendi mahkemesinde kendini asmasın diye.
-
2.
+1birinin gelip birkaç cümleni çekip , sana göstermesi için yazarsın ... teşekkür ederim , daha mutlu olamazdım ...
-
1.
-
gördellerde hata mı var
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 23 12 2024
-
inci sözlük ucubeleri tam liste
-
1 milyonuncu olmuş utanmadan kitabı
-
bu sözlük normal bir sözlük değil
-
28 yaşındayım daha ehliyet almadım
-
memati bu ne
-
ördek polat
-
çok mutsuzum be wowgirl
-
28 aralık 2024
-
soktugum sozlugunde admjn yok mu
-
yolda köpek taku görünce tahrik oluyorum
-
31spor un görsellerine bakıyorum sadece
-
kamil muhalefet olma
-
didem soydan bile kürt olduğunu kabul etti
-
türkiyedeki insanlar özet
-
beyler endonezyadaki yengeniz foto attı
-
fenerbahce de futboldan anlayan adam
-
bu balili kızla evlenilir mi
-
kızıl goncalar ürün yerleştirmeli reklamlar
-
inci sözlük bir koğuştur
-
derdiniz zerre gibimizde değil
- / 1