1. 601.
    -1
    içim çok ama çok daralıyordu . okulu ciddi manada aksatıyordum . sürekli saçma sapan işlerle vakit öldürüyordum . bir gece geç vakitte eve geldim . şimdi anlatacaklarım sır kapısı gibi olacak ama yatağa uzandım , uyumaya kastım . tahminen 10 dakika kadar bu vaziyette uyku denen tatlı kahpenin gelmesine çabaladım . o esnada aklıma çok çok eskilerden ailemin öğrettiği ve şimdi de sık sık başvurduğum bir yöntem geldi . sağ yanıma döndüm ve kalbimle allahı düşünmeye başladım . dikkat ediniz kalbimle . yani onu bir şekil şemal dairesinden ziyade , saf sevgi ile düşündüm . kalbim ona açılan tek ve son kapıydı , herkesin böyledir . sadece onu ne kadar sevdiğimi düşündüm . inanır mısın ben hayatımda bu olaydaki huzuru ve coşkuyu hiçbirşeyde daha hissetmedim . aşırı bir sevgi hali , yoğun bir muhabbet başladı . gözlerimden hafif hafif yaşlar süzüldü . kalbimden ona sesleniyordum . haşa telepati gibi bir durum . sözcük yok , birşey yok . hani filmlerde olur ya düşünceleri yansıtan aygıtlar falan , işte düşünce ve hislerimin o an aynı şekilde çevrildiğini hissettim . gelenleri de aynı şekilde algılıyordum . sürekli içimden ' ben çok pişmanım , seni çok seviyorum ' diyordum . her sözümde affedildiğimin müjdesi gibi bir çiçek açıyordu gönlümde . kalbim gülüyordu . ve bu halde uzun süre kaldım . tadına doyamıyordum bu anların , bu lezzetten vazgeçmek ahmaklıktı . onu çok yanlış anladığımı hissettim . çocukluktan beridir korkutulduğumuz yaradanın aslında ' sevgi ' olduğunu anladım . ciddi anlamda merhametini üzerimde hissettim . uzun zamandır alnım secdeye değmemişti . çocukça bir hal ile hemen koşup banyo yaptım , en güzel elbiselerimi giydim . o tekbiri alırken , sanki tüm vücudum baştan aşağı titriyordu . yeniden doğuş gibi bir his .
    ···
  2. 602.
    -1
    ırak'ta mazimden ırak bir hayat sürme eğilimindeydim . vaktimin çoğu sahada iş ile uğraşarak geçiyordu . proje bölgeleri merkezi yerlerde değildi , en çok zarar gördüğüm unsurdan yani insanlardan ziyadesi ile uzaktım . tek bağım yaşanmışlıkların arada sıra hafızamı kaşımalarından ötesi değildi . bir de onu özlüyordum , gülçiçeğin sohbetini . kafalar denkti , yokluğu ile denk'lem bozulmuştu ben ise artık 'x lerin y lerin' cazibesine kapılmıyordum . eskiden bir hoş söz için neleri feda edebilecekken , şimdi sadece sessizlikte huzur buluyordum . bu kez sessizlik benim tercihim olacaktı . sessizlik zararsızdı , süslü cümlelerle ile gönlünü hoş ettirip , tatmin olunca bir köşeye fırlatmazdı seni . türkiye'de ki meslektaşlarıma oranla iyi para kazanıyordum burda . bölgenin karışık olması sebebiyle evli ve barklı adamları , buraya getirmek zordu . o sebeple benim gibi ' sahipsiz , bağımsız ' heriflere biraz daha yüksek ücretler ödeyerek çalışma kapısı açıyorlardı . ırak benim için belki de şanstı . ıssız arazi ortasındaki barınaklarda işçilerle geceye kalırdım kimi zaman . iş uzadı ise gitmen mümkün değildir , dolgun ücretli bu sektörde . şte bu zamanlarda çay ve sigara keyfini yıldızlar altında yaparken , rasgele bir türkü mırıldanırsa dudaklarım uzak diyarlara sürüklemeye çalışırdı beni aklım . yırtık dondan fırlamışçasına hücum eden anılar zihnimi ele geçirmeye çalışırken , ben ise isyanı bastırmaya çalışan yeniçeri gibiydim . yeniçeri biziz ama emişeni değil ! : ) . düşüncelerine hükmettiğin zaman kazanacaksın süleyman !
    ···
  3. 603.
    -1
    yatağıma tekrar uzandığımda bir kuş gibiydim . son kez seslendim ona içimden , içimden muhabbetle . '' beni bırakma ' yemin ederim şu birebir yankılandı beynimde tamamen istem dışı ' ben seni hiç bırakmadım ' .bu bana fazlası ile yetti . o gece bir rüya gördüm . rüyamı aslında hatırlarsınız eski hikayeden . inanın aynı rüya ancak roller değişik . aslı'yı gördüm bitkin ve mahcup bir halde idi . ona karşı içim soğumuş . derken arkasında biri belirdi . derin bir muhabbet duydum bu kıza . aynı ifritte gördüğüm rüya gibiydi . bu kızla da duygular ile haberleşir gibiydim o kısa rüyada . içime bir ferahlık yerleşti o rüya anında . bir simgemiydi ? büşra mı ? begüm mü ? bilemedim o an için . fakat uyanınca hayra yordum . 'allahım ben bir hata ettim . sen ne kadar hata işlersem işleyeyim , içten pişman isem beni affedersin . sanırım aslı olayı da hayırlı değildi , ben kaderime razıyım ' dedim . o dönem tavırlarım değişmeye başladı . evdeki ritüellere katılmadım . kendimi sorguya çektim . bütün başıma açtıklarım egomdan yani dindeki adı ile nefsimden ileriydi . 'ben' dedikçe , rabbim onun daha büyük olduğunu vurdu kafama .evet bir şekilde egomu ezmeliydim . nasıl yapacağım hususunda kendime ufak bir yol haritası çıkardım . evvela tartışma hususlarında çok ateşliydim . hani inandığım bir mesele ise ve karşımdaki bana göre saçma fikirlere sahipse onu aşağılardım bile . bunu yenmeliydim . çabuk öfkelenen bir yapım vardı , oysa insanlara daha sevecen davranabilirdim . canımın istediği herşeyi yapmamalıydım . canım dediğim aslında ' benlik ' duygusuydu
    ···
  4. 604.
    -1
    namaz en dar zamanlarımda beni çekip kurtaran olmuştur . düzenli kıldığım oldu , kılmadığım oldu . kabul eder mi bilemem ama tüm kıldıklarımı onun istediği manada kılmaya çalıştım . belki de bu kadar çok namaz olmasının tek sebebi , en az birini bile onun istediği mana ile kılmaktır . bu sözümü sakın yanlış anlamayın ama ciddi anlamda 'sevgili ile , uzun süredir hasret çekilen biri ile buluşmak gibidir ' benim için . her saniyesi bin neşedir . namazı bitirdim . bitirdikten sonra alnımı secdeye yasladım . korkudan değil , umutsuzluktan değil ciddi anlamda bir coşkudan ötürü hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım . her damla gözyaşı günahlarımı siliyor gibiydi . iç çeke çeke dediğim her ' rabbim ' kelamı , onun hep dedikleri gibi bana ' süleyman ' deyişiydi . artık alnımın ezildiğini hissettim , tahminen 20 dakikaya yakın o pozisyonda kalmıştım . ancak dedim ya çok tuhaf bir histi . herşey boş geldi birden . bu sevgiyi tatmayanın anlaması ya da başka bir şeyde bulması zor . inancı farklı arkadaşlar rahatsız olmasın , benim kimsenin inancına laf ettiğim görülmemiştir . misyoner , şakirt vs değilim . aksine ilerde anlatacağım üzere bu secde bana çok ama çok ayrı bir yol çizdi . en nefret ettikleri adamlardan biriyim . hepsine değineceğim
    ···
  5. 605.
    -1
    ertesi günü hayatımda son kez gördüm gülçiçek'i . kısa bir süre oturduk , sohbet ettik . tebessümünü kazıdım aklıma . o bana hatıra babında bir kitap ben ise ona el yazımdan oluşan notlar verdim . bir süre sonra hayatındaki kişi ile evlendi . o her zaman herşeyin en iyisini haketmişti . bu size bir gidiş gibi gelmesin , bıraktıkları önemliydi . önyargılarımı kırmıştı aynı zamanda ihtimallerimi teke düşürmüştü . aslında ihtimallerimi yok etmişti . artık mehmet'in o sözüne ya da rüyalara göre hayal dünyasına dalmaktan vazgeçtim . halaoğlu ile olan varsayımsal diyalog bana bir şeyi ispatlamıştı . bu hayatta tektin ve tek isen güçlü olmalıydın . 1 sene sonra okulumu bitirdim , artık mühendistim
    ···
  6. 606.
    -1
    çok garip bir his , anlatılmaz yaşanır dediklerinden . sahip olmaya çok yaklaşmışken , bir sebeple senden kopmaları .ilk hikayede bir arkadaş sormuştu ' neden ciddi bir ilişkin olmuyor ? ' diye . umarım anlayabilmiştir . merak etmeyin aşağı yukarı 10 yıldır da olmadı . umrumda mı ? elbette değil . aslında tak değil : )
    ···
  7. 607.
    -1
    - şimdi yapmam gereken nedir ? diye sordum .

    - çok çektin süleyman . bir bedelin daha var , bu canın bile olabilir

    - engellemenin bir yolu yok mu ?

    - erumi ve sakille helalleş süleyman . ve onları serbest bırak . ellerinden geleni yaptılar . sana dinin inceliğini anlattılar , deliller sundular . sen ise hep hevesinin peşinden koşturdun . o büyü ile hareket ve müdahale kabiliyetlerini azalttın . onlar ise vefadan ötürü seni gülçiçek ile tanıştırdı . mehmet'e bulaşmandan ötürü hiç tanışmayadabilirdin ?

    - gülçiçekle tanıştım da ne oldu ?

    - bir bedel daha ödedin süleyman . belki bedel bile değildir . herşey söylenemez bazen . ama boşanacak

    - bu saatten sonra neye yarar ?

    - seviyormuydun ?

    - farklıydı

    - önyargılarından kurtulursan tekrar olabilir

    - artık ihtimaller üzerinden yaşamıyorum

    - benden alacağını aldın süleyman . burda ne zaman kadar kalacaksın

    - saçma bir gelişti benimkisi . yalanlardan kaçmak . gerçekleri bulduysam mümkün olduğu en kısa zamanda

    - senden bir isteğim olacak . cihan'ın o işte kalıcı olması sağla

    - konuşurum

    cihanla beraber haladan ayrıldık . kafam tam anlamıyla beton gibiydi . kimi zaman olmayacakken zorlamış , kimi zaman olabilme imkanı olsa izlemiştim . kimi zaman bataklıktan kurtulurken tekrar kendi isteğim ile içine atlamıştım . kaldığım mekana döndüm . erumi ve sakil'le görüşme talebini niyaz ettim ve uykuya yattım . rüyamda her ikisini gördüm , sadece hisler vardı . tebessüm ile vedalaştık . artık hayatımda yoktular .

    ertesi gün yetkili ile görüştüm . arkadaş vasıtası ile girdiğim için ve girmek adına birşeyler imzalamadığım için pek sorun olmadı . arkadaştan cihan'ın durumunu korumasını rica ettim .ayrılırken sadece çalıştığımın bir kısmını alamadım . dönüş için işlemlere başladım . ailemi görme arzusu ve belki gülçiçek . imkansızdı ama belki işte
    ···
  8. 608.
    -1
    - ya abla bizim süleyman işte . boşver

    - ne demek boşver . bana anlatabilirsin , bir derdin mi var ?

    söze ben girdim , derin bir iç çekiş dudak büküş

    - dert var ama bir tane değil ... offf abla fenalardayım

    - kız işimi

    - hıhı

    - bak herkes burda aslında konuşabilirsin , birşey demezler ( tak demezler : ))

    - mesele çok karışık

    - neden ?

    - ailesi tuhaf ya , kaçıracam

    elini alnına zütürdü , beklemediğim bir teklif

    - bizim oraya gelebilirsin aslında

    tüm ailemde benim gibi manyaktı . hepimiz tezcanlıydık .
    ···
  9. 609.
    -1
    gülçiçek kaldığı yere gitti ve o günü bin ettik . eve döndüm , misafirlerimiz vardı . misafirlerimiz arasında uzun dönemdir görmediğim yaşça büyük hala kızım . zoraki oturdum yanına hal hatır derken , seni bayağı dertli gördüm muhabbetleri başladı . aslında dertli falan değildim , en son beni 17-18 yaşlarımda görmüştü ve alnımdaki türkiye haritası bu yaştan sonra oluştuğundan tepkisi normal sayılabilirdi . kadim dostum olan , çocukluktan bu yana kardeş gibi büyüdüğüm hala oğlum ben ve hala kızı ayrı bir köşede muhabbete koyulduk . aile arası diyaloglarda senaryo üretmeye bayılırım , reaksiyonlarını görmek hoşuma gider . bu nedenle oynamaya başladım . o esnada babamlar siyaset konuşuyor , ses gürültü bağırış çağırış .

    - hala oğlu aslında bu hengamede meseleyi açsam mı ? bu heyecan anında bence onay verirler

    hala oğlum yüzüme anlamsızca baktı , göz kırptım durumu anladı

    - bilemedim ki be süleyman daha erken değil mi ?

    hala kızım dönüp bize baktı . olayı anlamaya çalıştı

    - hayırdır ne olayı ?
    ···
  10. 610.
    -1
    kahroldum diyebilirim tam anlamıyla kaybetmişlik . gidip öldürmeyi düşündüm , bunu yapabilecek zihniyette bir insandım o zamanlar . kendi kusurlu hamlelerini es geçip her vukuatta yaratıcıya isyan boyutuna varan sitemler , kız kaşar olsa bile onun iradesini etkileyip sonra öfke duymalar

    kısacası ak yapayım derken tak yapmıştım herşeyi ... haaaa ama bunları yaşayan biri nasıl bu kadar rahat yazar değil mi ? gibtir git velet derim sana sadece 1 senemi kaybettim ben , onlarca masumiyeti de beraberinde
    ···
  11. 611.
    -1
    eleştirdiğim , kınadığım 'mustafa ' olmama ramak kalmıştı . kapandaki peynire giden bir fare gibi akılsızdım . aslında geleceğimi öğrenme çabam müjgan'ın 'ciddi bir ilişkin olmayacak ' tezini çürütme çabamdı belkide . her ne kadar o zaman için kurtuluşun verdiği heyecanla böyle bir durumu pek dert edip önemsemesemde , aslı olayı bana işlerin bu şekilde yürümeyeceğini göstermişti . gerekli malzemelerle ritüele başladık her birimizin kanından bir kaç damla aldık ve o birkaç damlayı harmanlayıp işleme geçtik . çağıracağımız varlıkla daha önceden görüşmüştük , esas isimlerini vermezler genelde . isimlerini vermeleri tıpkı bizim ev adresimizi vermemiz gibidir . kısacası onların çoğunu deşifre eder ve mahir bir büyücü hayatlarına son verebilir . tıpkı bizim gibi hasımları vardır onlarında . birbirleri arasında atarları , giderleri husumetleri vardır . biz mehmet'e zorda kalırsa bedenimize saklanma hakkını vermiştik , ancak bunu habersiz yapmayacaktı . dışardan duyunca komik geliyor ama buna cidden ihtiyaçları olabiliyor . aramızdaki şifre sayesinde herhangi bir cinin değilde sadece mehmet'in davete icabet etmesini sağlıyorduk . tıpkı elimizdeki telefonla rasgele bir numarayı aramak gibidir normal çağırma işlemleri . oysa bizde mehmet'in şifresi yani kabaca telefon numarası vardı . ritüeli muzaffer idare ediyordu , çok uzun sürmedi gelmesi mehmet'in.
    ···
  12. 612.
    -2
    her fırsatta içmeye başladım , alkolizmin sınırı gibi . elimdeki avucumdakini kumara falan basmaya başladım . o dönem türkiye'de sanırım yoktu yanlış hatırlamıyorsam müşterek bahis . takıldığım adamlar değişmeye başladı . çok ama çok farklı insanlar gördüm . en afilli kabadayısından , en gavatına kadar pek çok ağır abi . eyvallah , maşallah çekerek hep beraber harama dadandığımız o günler . kendimi bazen o ortamlarda önemli hissediyordum . ortam dediysem o filmlerdeki viskili heriflerden sanmayın . bildiğin izbe yerlerde kumar oynayan , ot döndüren adamlar . bir şekilde tanışıyorsun ve yolda giderken selamlaşınca millet arkan var sanıyor . ha işte bu dönemde bu heriflerden birisi de tıpkı pala gibiydi ve laf lafı açınca bende mühim bir şahsiyet olduğumu kanıtlamak adına 'geçmişimden' falan bahsettim . adama bu işlerde iyi olduğumu falan anlattım kıyak kafa ile . sürekli ona bakım yapmamı falan istiyordu , sürekli bahaneler uyduruyordum . birgün yenik düştüm bitmez ısrarlarına ona gözlerine bakarak birşeyler hissedebileceğimi söyledim .tek şartım kesinlikle gırgıra almayacak ve bana odaklanacaktı gözleri . adı ibrahim'di 40 yaşında var yoktu . kaba paltosunu üstüne çeker , yolda salına salına kollarını ' var mı ulan bana yanbakan' edasında sallayarak yürürdü . günahını almayayım ama pis işlerin adamıydı . görünende ise çalıştırdığı kendine ait birkaç dükkanın parası ve güya arka çıktığı esnafın ' teşekkür babındaki haracı ' ile geçinirdi . ne zaman beni sıkkın görse , derdin varsa söyle moduna girerdi . ibrahim'in anlattıklarına göre çok ama çok büyük dayıydı . tanımadığı adam yoktu büyük babalardan . benim görüşüme göre ise her ucuz maşa gibi kendini ballandırmaya çalışıyordu . gururuna 'maşa' olmayı yediremediği için yaptığı ayak işlerini racon olarak anlatıyordu .
    ···
  13. 613.
    +2 -4
    bu gesi kim aldı lan sözlüğe ?? bunu sözlüğe kabul eden adamın amcığına koyayım
    ···
  14. 614.
    -2
    oysa ben kendi halimde yoğurdumu yemeye kararlıydım . ne işim vardı da o hikayeyi yazdım ? ulan etrafımda o kadar insan var ve hiçbiri ile kafam uyuşmuyor , ancak birisi hemde hiç görmediğim birisi kafa olarak çok yakın biri çıkıyor . bundan lazım diyorsun , ama neye lazım ne kadar lazım anlamıyorsun . sanırım yaratıcı mükemmel bir final tasarlıyordu . sonunu görmeyi çok arzuluyordum . ekşici bir bin gibi yarısında çıkalacak bir film değildi bu . araya reklam bile girmiyordu , nasıl bitecek tasarlayamıyorduk . peki sence ? sence nasıl bitecek . bunu istiyorum senden , rica ediyorum . şu satırları okuyorsan , geriye yaslan ve okumayı bırak . bir 5 dakika düşün . nasıl bitecek ?

    ben bunu her allahın günün 5 dakika değil 5 saat düşündüm . mesele gülçiçek'ten öte . olayı anlamaya çalışıyorum diyeyim . o garibimde anlamaya çalışıyor . yalancı mıyım ? bunu anlamaya çalışıyor . yalan olsa da farketmez ona , o kafasında hükmü verirse ipe gönderir adamı . sert kızdın gülçiçek ve asi : )
    ···
  15. 615.
    -2
    bana birşeyler göndermeye karar verdi . aslında vermedi ben onu zorladım diyelim . elini beceriksiz bilirdim ama dolma ve kek yapmış , bana yollamış . el emeğinin hayranıyım ben . yanında ki toz bezinin esrarını hala çözemesem bile mutlu olmuştum lan . ben böyle dolma yemedim beyler . kapıyı kilitledim içerde de ağır ağır yiyorum . teşekkür falan ettim herşey iyi hoş . sıra tatlıya geldi . o esnada muzaffer arkadaşları ziyarete geldi . tatlı dediğim kek işte , neticede şekerle yapılan bir şey tatlıdır naber ? açık buldum sandın di mi ? : )

    kapı zorlandı , muzaffer bana da selam vermek istemiş . kekimi kabına koydum kapıyı açtım . içeri girmedi kapı önünden konuşurken

    - oooo adam kendine bakıyor . nerden buldun ?

    - arkadaşım gönderdi ya

    - arkadaşın sana kek gönderdi ?

    - kek yapan bir arkadaşım ( saçmalama evresi )

    - peki sen bu arkadaşı ne kadardır tanıyorsun ?

    - çok değil uzakta bir arkadaş

    - hiç gördün mü ?

    - yok görmedim ama burdan yazıyorum ona işte . x 'te sağolsun burda kalmama ses etmiyor .

    - sen büyü bilen adamsın . tanımadığın insanın gönderdiği yenilir mi ? bir de kek ya .

    - hamuğaaaa goymmmm :S (kekim ağzımdan düştü )

    - olum ya büyülü ise

    - (paranoyayı saçma buldum ) he muzaffer abd başkanıyım ya , suikast düzeniyorlar bana . kız yapmış yollamış işte

    - kız birdeeeee ?

    - özelime girme

    - özel birdeeeee ?

    - ben bariyer bakacam , çıkarsan
    ···
  16. 616.
    -2
    birisi ile beraber olmak pek çok artılar kazandırabilir , pozitiflik katabilir pek çoğunuzun hayatına . oysa benimkini sadece ama sadece durağanlaştırıyordu . kendimi zamanın 4-5 sene sonrasını hesaplarken buluyordum , hayatı sanırım çok ama çok ciddiye alıyordum . vaktimin pek çok kısmı kademeli olarak azalsa da ona gidiyordu , çok konuşan bir insan değildi basit çözümler sunuyordu . tartışmadan uzak kimseler cazip gelebilir ancak bir süre sonra sizi delirmenin eşiğinde yalnız bırakırlar . aşırı zaman ayırdığımı düşündüm , eskiden iltifat edince gülen kız şimdi beni 'cicim ayı geçti' tabi tarzında tenkit ediyordu . emin olun davranışlarım aynıydı , fakat ona göre ilk beraberlikten kısa bir süre sonra cicim ayı denilen aşırı ilgili dönem biterdi . tanga kadar saçma bir icattır kız arkadaş , zütünü örtmesi yerine arasına girmesi için yapılan bir icat
    ···
  17. 617.
    -2
    birgün karar verdim , tuhaf beklentilerim varsa harekete geçmem gerekiyordu . neticede bu kız janjanlı kağıtlar içinde al bakalım skortak efendi bunu yaradan gönderdi deyip düşmeyecekti . hem belki bir çay içerdik , görüşme odasına giderdik , yıldırım abiden yorum alırdık , eski sevgilisi telefon ile falan bağlanırdı . yok o zaman öyle şeyler yoktu ece erkenin klip 98 falan sunduğu zamanları anımsayanlar bilir . dedim ya bir şekilde harekete geçmek gerekliydi , neticede yıpranmak paslanmaktan iyidir .

    bu düşünceler içinde bende gideyim bu seferlik dedim . mesele gidip ,gitmemek değil istersen elbette gidersin ama eğlence anlayışı farklı . gittim oturdum tepinip duran karıları , düğün salonlarında en arkada oturup leblebi çekirdek didikleyen adam modunda izliyordum , kola içiyordum ... kola bence çağın buluşudur bu arada . bir anda gözüme ilişti , ucuz bir hali vardı . istediği kadar ucuz olsun etiket pahalı ise topluma göre mal çok iyidir kanaati vardır ya , pek önemsemedim ucuzluğunu . öyle tanışacak kadar iddialı bir herifte olmadığım için en azından kimdir nedir öğrenme gayretine düştüm . öğrendim de . içimde kelebekler uçuşuyordu ona her baktığımda , belki de midemi bozmuştum bilemiyorum . bir çekim olduğu aşikardı , yıllar geçse de arada sırada 'isyeeeannn ' a bağlamam bunun ispatı değil mi ?
    ···
  18. 618.
    -2
    sanırım az çok o dönem ki ruh halim hakkında kafanızda bir tablo oluşturabilmişimdir . septizmin doruklarında bir hal ancak yararlı açıdan bir kuşkuculuk değil apaçık paranoya zirvelerine ev sahipliği ediyor zihnim . kendi halimizde etrafımıza insan topluyor onlara ufak ufak şeyler söyleyip hem günü kurtarıyor hem yalnızlıktan sıyrılıyoruz . oysa öyle tuhaf bir şeydir ki bu yalnızlık , kelle sayısı artınca kurtulunacak bir halta benzemiyor . bir zaman sonra tamamen tesadüf eseri bir kızla tanışıyorum . saçma sapan bir tanışma biçimi oluyor bizimkisi , tamamen tesadüf dediklerinden . gerçi ben tesadüflere ciddi manada inanmam ve ihtimal dışı görürüm . kızın adı ayşe olsun . sanırım şu yazdıklarımı görse idi ayşe'nin çok sıradan bir isim olduğunu düşünecekti . neyse ki göremeyecek kadar uzaklarda , uzakta kalması dileği ile . her ne ise bir şekilde kendisi ile tanıştım , nasıl tanıştım ? okul çevresinden bir arkadaşımın arkadaşı idi diyelim , sanırım böylesi biraz daha doğru olacak . bir şekilde dost arkadaş ısrarları ile oturup bir konuşalıma bağladık meseleyi . daha önceden de konuşmuşluğumuz vardı ama yüz yüze hele ki ;'ben seni seversem , sen de beni sevcen mi ? ' tarzı abuk bir mesele üzerine değil
    ···
  19. 619.
    -2
    gecelerden bir gece , her gece adetim olduğu üzere duamı ettim . ben ederken sınıflara ayırarak ederim duamı . başta bir fatiha ardından hatrımda kalan kimseler ve onlar için samimiyetle esenlik dilekleri . en sonda ise peygamberimize özel olarak dua etmek , onun öğretmenliğini hakkı ile yaptığına şahit olmak ve ona ayrıca bir fatiha okumak , allah kabul ederse manevi bir hediye yollamak . o gece kafam karman çormandı . gurbette olduğum için uzak kaldığım babam her zamanki gibi hastaydı ve kontrolü vardı ertesi gün için . doktor sıkıntılı durumların olabileceğinden söz etmiş kendilerine , her ne kadar belli etmeselerde ev ahalisinde bir gerginlik hakim bu ses tonlarından apaçık belli . babam üzerine yoğunlaşarak dua etmeye başladım , rabbime babamın benim adıma öneminden ve ifade ettiği anlamdan samimiyet ile bahsettim . her sonuca razı olduğumu ancak allah'ın her şeye muktedir olup ol dediği anda hiçbir mevcudatın tepkisiz kalamayacağını bildiğimi yineledim . allah bizim söylememiz ile büyüklük sahibi olmamıştır beyler bayanlar . onun istediği bizim farkına varmamız ve farkına vardığımız özelliklerini belirtmemiz . bu onun katında sevimlidir ve mühimdir . onun gönderdiği kelamı okuyup , kendini tanıttığı özellikler üzerinden hitap etmek 'o' nu anlama çabanızı gösterir . her neyse dediğim gibi duamı ettim ve sonuna gereksizce ekledim . bana içimin cidden ısınabileceği birini de nasip et yarabbi ve kaderim adına bir sınav değilse, bu kimse hayırlısından olsun . bana bir işaret ver ya rabbi . işaretler çok farklıdır illa rüya gerekmez , bazen dua sonrası yaşadığın gönül hoşluğu da sana bir müjdedir . ancak bunların hepsi anlayan için geçerlidir . insanlara kalsa idi allah her biri ile haşa teker teker görüşüp varlığına ikna etmesi gerekirdi . kendini süper zeka sanan kimselerin , eleştirdikleri ve reddettikleri şeyin temel prensiplerinden bihaber olması bana hep gülünç gelir . alınma gücenme olması ama bir ateistin ' ben ateistim ama iyi bir kimseyim . allah'a inanmıyorum diye beni cehenneme atacak ühühhü' diye sızlandığına şahit oldum ben . bir dakika hemşo diyesim geldi , sana göre olmayan bir allah'ın olmayan bir cehennemi için ne bu hüznün . insanlar kurnaz görünümlü mallardır . evet çoğunluğu böyledir . ava giderken avlanır , ak yaparken tak yapar çoğu kez .
    ···
  20. 620.
    -2
    hee bir ara okuruz amk.
    ···