-
105.
0bu halde yemek yerken ,muhtar denilen adam masamıza geldi... ister istemez düğün sahibi sayılır o da... tebrik ettik, sefa getirdiniz bir arzunuz var mı ? dedi... mustafa buna dönerek ya muhtar kusura bakma bende tansiyon var herhalde sıkıntı oldu... bana yatacak bir yer gösterirsen iki dakika uzanayım dedi. muhtar ne demek, emrim başım üstüne çekti.ben ise garipsedim ne alaka yahu ne oluyoruz diye daha demin etli pilava kaşığı sallayıp sırıtan mustafann ne ara tansiyon problemi çıktı. mustafa hafiften rahatsızmış moduna girip başını kolları üzerinden masaya dayadı.abi ne oluyor diye sorduğumda hala sırıtıyordu yarım ağız...
-
104.
0dernekten haber geldi birgün, falanca ilçede bizden olan bir amcanın oğlu evlenecek. topluca gideceğiz düğüne kendi derneğimizle. mustafa ile ben oturduk otobüsün en arkasına (tam otobüs sayılmaz yarı minibüs gibi) sohbet ede ede yolu çekiyoruz. mustafa gideceğimiz yerde güzel bir kadın olduğundan bahsetti. muhtar lakaplı birinin karısı.bu muhtar denilen adam, düğün sahibinin kardeşi. mustafa bunun karısının çok güzel olduğundan işte mustafaya bir kaç kez iş attığından bahsetti. açıkçası ben utandım,hem evli bir kadın hem de bu meselenin ucu bakalım nereye gidecek diye bekliyorum. beklemek kötüdür çoğu kez kafanızda kurar kurar lakin ,alıncak olası cevaptan ürküp soramazsınız. içiniz içiniz yer. düğün yerine geldik, bizi karşıladılar... uzun masalar ve üstleri yeşil tentelerle örtülü... hemen hoşgeldiniz faslından sonra masalara geçtik ,anında yemek ikramı başladı... yerken mustafa yine o alayacı sırıtmasını yapıyor... ancak kime neden yapıyor, kestirmek güç... çünkü o gemlik zeytini gözleri tabağındaki pilava bakıyor... bakıp bakıp hafif sırıtıp kafasını sallıyor...
-
103.
+1yaşattığın şey bir kölelik hayatı bir kafes hayatından ötesi değildir onlar için. gün gelince öcünü almak ister, zira senin ömrünün kat be kat üstünde yaşamaktadırlar. aslında seni zayıflatan ihtiyarlık sadece kemiksel, fiziksel olarak değil aynı zamandan hükümsel ve enejisel olarak yok eder. enerji kısmı çok önemlidir,bu işin birbirine galip gelme kısmına sebep olan enerjidir. tüm majisyenler belirli günler ya da saatlerde kendini kuvvetlendirmek adına okumalar yaparlar, işlemler uygularlar. insanlar zanneder ki ; bir kere ele aldın mı ötesi kolay... hiç değil... bazen bilsen de susman gerekir, bazen görsen de anlatmaman... nasıl ki küçük bir çocuğu kızdırırsan, son çare olarak sana tükürür ve aslında bu daha onur kırıcıdır... onlarda aynısı yaparlar... haşa ve haşa rüyanda en kıymetli insanları iğrenç haller altında görürsün, ölümleri haber alırsın, rüya ile gerçek birbirine karışmıştır. sıradan hayatı olan insanlara imrenirsin. kıskançtır bazıları, gönül eğlendirmene müsade eder de saadeti çok görür sana... yılmazı emesenden sileeecesin diye zırt diye çıkabilir sevgilinin önüne...
-
102.
0dediğim gibi sebebi aslında basit. avrupalı sömürgecilerin örnek vermek gerekirse fransızların zencileri hayvan gibi getirip köle olarak kullanması gibi. vahşi bir atı ehlileştirip üzerine binmek gibi.bir eşeği deh ,çüş giderek arada sopalayarak yük taşıtmak gibi... kim üstün gelirse diğerine hükmediyor bu işlerde. majisyen aslan ise ve karşısındaki varlıklar onun heybeti karşısında ceylan gibi ürkekse, hiç ithimal yok ki o majisyene boyun eğmesinler... lakin bir tehlikesi yok değil... ya bir gün bu hoca, majisyen (adına ne dersen de ) zayıf bir konuma düşerse ve o ceylana bile yem olacak pozisyona kadar alçalırsa... işte o ihtimal içinde yanında yavru bir aslan yetiştirir... bu yetiştirme olayını bu işlerle uğraşan herkes yapar... sen yıllarca bir varlığı kendine köle etmişsin,'senin hükmettiğin' bakın bu kısma dikkat senin hükmettiğin hiçbir varlık kolay kolay senden razı gelmez... şunu yap diyorsun ve yapmazsa ona çile çektiriyorsun, itiraz etme şansı yok çünkü bu işler katıdır onu kendi yaşamsal formu içinde ölüme terkedersin
-
101.
0işi nasıl bitiriyordu bu varlıklar ? aynen dünya üzerindeki gibi... bazen kanlı, bazen kansız, bazen zarar vererek, bazen tehdit ederek... insanlar arasında nasıl ki; güçlü -zayıf, alim-cahil, soylu - avam varsa onlara arasında da üç aşağı beş yukarı bu hiyerarşi mevcuttu. insandan farklı olarak bir çoğu ,birbirleri ile savaşa yol açacak fiillere kendi istediği ie girmemiştir. falanca adam büyüsü için ya da işlemi için 'vakti zamanında' yahut 'sonradan' buyruğu altına aldığı cinlerine işini gördürüyor, bunu çözecek adamda kendi emrindekilere... bu iki büyücü, havasçı, majisyen, sihirbaz (artık nasıl adlandıracağınız size kalsın) komutan gibi tepenin üstüne kuruluyor ve ordularının cenk ettiğini izliyorlardı. peki o cenk eden askerler ? onlar neden boyun eğiyordu veya neden senin benim değil de o adamların boyunduruğuna giriyor ?
-
100.
0mustafa'dan bu kadar çok ve detaylı bahsetmeye çalışmam , yeni doğmuş bir bebek dünyayı nasıl izliyorsa o da benim için elimden tutup gördüğüm nesneleri olayları tarif edendi... kuş diyordu... kusss diyordum tabiri caizse : ) onda şu an çoğunuzun bu hikayeye sarma amacı olan şey vardı, eğer böyle bir ilim varsa bu ilmin en sağlam adamlarından biriydi mustafa. anlatacaklarım kafanızda bu işi yapan kişilerin nelere muktedir olabildiğini yahut daha çok ne işleri yaptığı ile ilgili fikir yaratacak.bu sebeple bir falcı, büyücü, yahut havasçı ne üzerine çalışır, genelde ne işlerle uğraşır kısmen öğreneceksiniz ve daha doğrusu kendinize pay çıkaracaksınız.bu işler bende şu var demekle olmaz. doktora gidip şuram ağrıyor hemen söyle neyim var diyemediğin gibi. aynen bu işte böyledir. uzaktan uzadıya çoğu kez bir şey söylemek zordur. mustafanın görüş açısından bahsetmiştim matrix gibi diyordum,ama kısaca kendi gözü ile röntgen çekip o varlığı tespit ediyor ve o suriyeli vasıtası ile devraldığı varlıklarla da işi bitiriyordu
-
99.
0merakta tuhaf birşey. ilimsiz olursa ve ilim gerektiren hususlarda cahil cesareti sergiler isen seni sadece ve sadece felaketlere sürükler. insan hakkında tam bilgisi olmadığı fakat kulaktan dolma duyumlarla az çok anlamlandırdığı olayları beyninde öyle bir çizer öyle bir yansıtır ki;en kral korku filminden bile daha sağlamdır. aslında şu an birçoğunuzun işemek için bile tuvalete gidememenize sebep olan olay cinler değil. sizin çocukluktan beridir biriken korkularını, kulak dolma efsaneler ile birleştirip kafanızda yarattığınız ve adını 'cin' koyduğunuz varlıktan ötedir. yine söylüyorum; insan herşeye bir bahane bulur ve bulmak isteyecektir. başarısızlıklarınızı dünya dışı veya daha mantıklı olarak insan dışı varlıklara bağlamadan evvel her imkanı düzgün bir şekilde kullandığınızdan emin olmalısınız.
-
98.
+1bahsedilen ilim devir ile geçip süren birşeymiş ve bu kitapta o ilmi kullanmak adına bir rehber. kısacası el verilerek o ruhanilerin seninle iletişimine ait bir işlemi gerçekleştiriyorsun ve neticede büyük ihtimalle aralarına kabul ediliyorsun. elbette bu olayın, kabul edilme garantisi olduğu söylenemez. veya belki de kabul edilmek yahut seni o kabul ritüeline sürüklemekte bir başkasının bedelidir nerden bileceksin. işte bu işler bildiğiniz ip yumağı gibi birbirine dolanmış olaylar, birbiri içinde erimiş hayatlar.bir hedefe gidiyor tüm bu olanlar bu kesin ancak nereye ve nasıl bir süratle. tehlikeli olacağını sezmedim mi ? elbette senin şu an düşündüklerin aynılarını bende düşündüm. fakat merak ... o merak ki adem ve havva yı cennetten kovdurdu
-
97.
0reserved
-
96.
0Rezzz panpa
-
95.
0cin gibmeyen kaldı mı sözlükte amk
-
94.
0tanıdık diyo bide dıbına koduğumun kevaşesi
-
93.
0huur çocuğu paylaşıldı bu daha önceden.
-
92.
0Rezervasyon
-
91.
0Rezervuar
-
90.
0cinsel ilişkim diye okudum aq
-
89.
0cinsel ilişkim diye okudum aq
-
88.
0Altimiza sicirty
-
87.
+2Okumayın cin oldum
-
86.
+2 -1http://www.incisozluk.com...işimim-ve-yıllar-sonra/ alın lan amk bundan okuyun çalinti
-
-
1.
0saolasın kardeş bu emek hirsizi muallakye tahammül ettirmedin bizi.
-
1.