-
145.
0bu olay sürekli olmaya başladı. mustafa'ya danışma ihtiyacı hissettim. bende ne malzeme var ne birşey.se-le-na deyince gelmiyor bunlarda yardıma. saati var ,ona uygun tütsüsü var,otu tak ,taku var.
karar verdim gittim mustafa'nın evine bulamadım yerinde. doğaldır,pek şaşırdığım da söylenemez hani. oyun salonuna gittim sadece kutlu var görmediğini söyledi mustafa'yı uzun zamandır. derneğe uğradım, adamlar sitem etti nerelerdesin diye. başkan çekti kulağımı 'o adamın peşine takılma demedim mi ? ' falan diye fırçaladı. onlar da bilmiyordu. birkaç yere daha baktım orda da yok ve bilen gören yok adamı.bir ara ciddi ciddi düşündüm şizofreni falan mıyım diye.bu adam yok olmadı ya.üstelik mustafa nerde diye sorduğum an bakışlar değişiyor. pala ve arkadaşları zaten nerde oldukları belirsiz adamlar. -
144.
0günler boyu çıkmadı aklımdan o kız... her gece yatarken tekrar görmek ümidi ile geçti tüm vakit... muhtarın kızı ile randevulaştığımız gün gitmedim oraya, şimdi düşünüyorum da hayvanlığın daniskasını yapmışım. kendi kuyumu kazmışım. randevuya gitmediğim gece rüyamda tekrar gördüm bu kadını. deli gibi seviştik, ancak gerçek gibi o kadar tuhaf bir histi. titreyerek değil belki ancak yatağa kerkinerek boşalmışım : ) tüm aklım fikrim bu rüyadaki hatun oldu, tarifi imkansız... nerdeyse haftada 2-3 gece görüyorum ve sürekli yiyişiyoruz.
-
143.
0uyandığımda aklımda tamamen o kadın vardı. arkadaşlar en deli aşkınızı hatırlayın emin olun zerresi bile denk gelmez. haşa tüm benliğim ile ona aitmişim gibi geldim. çok çekici bakışlar ve sanki bir parçammış gibi o derece özümsedim bir anda. anlam verilemez bir halde muhtarın kızı gözümde sıfırlandı uykudan uyandığım anda. şuursuzca bir hareket farkındayım ancak, tamamen beynim ele geçmiş gibi
-
142.
0bir 10 dakika kadar nerdeyse yarı şuursuz kalakaldım... anlam veremedim kendimi teselli etmeye çalıştım, sigara falan içiyorum ondandır ya da gaz sancısıdır dedim. kalktım 2 tur attım evde,su içtim geri uzandım.ama içim nasıl huzursuz nasıl anlatamam.
uykuya daldım rüyamda arka fon simsiyah zifr_i karanlık... karşımdaki görüntünün sol altında muhtarın kzı hüzünlü, yıpranmış bir halde başı önünde. karşımda kızıl saçları saçları dalgalanan bir afet belirdi... gözler bile hani tuhaf bir renk vardır ya kırmızıya yakın o renk... ama ne güzellik,o rüya içinde eridim bittim... insan rüyada aşık olur mu oldum... sanki o an büyülendim... karşımdaki kız bana öyle bir bakıyordu ki,o bakışı bu hayatta görmedim, göreceğime de ihtimal vermem -
141.
0arada sırada muhtarın kızı aklıma geliyordu, allah affetsin elde kitap az da olsa var fakat kendime yakıştıramıyorum. yalandan bir mutluluk satın almak çok saçma geliyor. allahın hikmetidir ki birgün karşılaştık merkezde. hoş beş ettik, dedim buyur birşeyler içelim öyle gidersin evine. çay falan içtik,pek konuşacak nokta bulamadık. havadan sudan meseleler işte. olsun bir şekilde karşımda oturuyor ve gülümsüyordu bana işte... o da yeter diyordu gönlüm... giderken bir cesaret hafta sonu sinemaya falan gidelim mi dedim, dudak büktü bilmem ki dedi. yani işin yoksa güzel olabilir,hem arkadaşım falanda yok dedim. diyorum fakat sanki yürek yutmuş gibiyim.ya yılların birikimi ile baktım ki kız yumuşak huylu bastırıyorum boyna,ya da cidden vardı 2 cin ve çıkarılmıştu vücudumdan onun rahatlığını yaşıyordum. kız biraz ne desem ki moduna girince, korkma dedim sapık değilim. kıpkırmız oldu, aşkolsun falan dedi nihayetinde kabul etti.
o gün gayet mutlu döndüm eve, klagib bir şekilde akşamı ettik gece ve uyku zamanı... uyudum ama bir tuhaflık var göğsümde kalp krizimi geçiriyorum diye paniklerken,iç içe geçiyor gibi kaburgalarım. hiçbir şey düşünemez bir konumda, daha evvel hiç yaşamadığım bir hissiyatla ,çaresizlik içinde teslim oldum... teslim olduğum şeyin ne olduğundan habersiz.. -
140.
0kafasındakileri okumak kısmından kastım, sezinlemek... altıncı his yahut adına ne derseniz ondandır... elbette birebir düşünceleri okuyamıyorsun ancak kim seni seviyor ,kim kin duyuyor, yahut ciddi anlamda yalan mıdır anlıyorsunuz
uzun bir süre bu kitapla debelendim. fakat hem önceki izlenimim beni ürkütüyordu ,hem de ciddi manada daha 1 partını çözmekten acizdim.bu şekilde cidden uzun bir zaman geçti. mustafa ile çok ama çok nadir görüşüyorduk. kendisinin de pek isteği yok gibiydi, birşeylerden rahatsız olmuş yahut tedirgin bir ruh hali seziyordum ondada... daha orda bahsedilen aşamalardan birini bile geçememiş ben ciddi anlamda büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşmıştım. elinde yüzük var fakat uygulayacağın bir nokta yok, çünkü olduğun yerde milimlerle kıvranıyorsun. yine de ilgimi çekiyordu. bahsedilen malzemeler ise bulunması kolay şeyler değildi... kara karga beyni, beyaz horoz ödü, bilmem ne dili. hele ki ot ya da toz şeklinde satılan 2 madde var ki şu gün 4-5 kullanımlığı milyarlara denk. nerden bulacaksın.
hayat kısmen normale dönmüştü. birşeylere olan tutku kavuşulana kadarmış demek ki dedim. hiç arkadaşım yok gibiydi,bu işlerle uğraşırken ciddi anlamda asosyal bir adam olmuştum. -
139.
0anlaşmayı sağladık ve yine aramızdaki iletişimi sağlayacak sembolik objeyi yaptırdım. gümüş bir yüzüktü bu. iç tarafında bir kelime ve bir sayı dizisi yazılıydı. size ilginç gelecek ancak ucuza sinema bileti almanız adına yollanan şifreler gibi. tabi ki normal bakan bir insan günümüzde şekilleriyle var olan sayılar olduğunu anlayamaz ve motif sanır. kitabın kısmi şifreleri ile aynı düzenektedir. kitabın 1 bölümü hariç hepsi mustafada kaldı. yeteri düzeye gelirsen teslim ederim dedi. neden böyle yaptığını anlayamadım ve hoşuma da gitmedi. artık onun kitabı kafası idi, fakat bencillik etti vermedi. herkes bu ilmi çeşitli sırlara şahit olan 2 bilemedin 3 kişiye öğretebilirdi. o kitabı da bu ilme sahip olmayan kimseye veremezdi. ilme başlamak ve sahip olmak bu manada hemen heman aynı şeylerdir. ders kitabı gibi düşünün, neyi nasıl yapman gerektiğin yazıyor.o varlıklarda öğretmen gibi... bu sistem böyle işliyor. suriyeli para karşılığı vermişti, mustafa ise sadece sırlarına ortak etmişti beni. belki o da suriyeli gibi kitabı satacaktı, satabilir mi ? ondan da emin değildim
mustafanın ilk olarak öğrettiği kişi bendim. onun pisliklerini bilmem neticesinde hem kendi istediği paraya kavuşmuş hem yıllardır uyguladığı ilmi tabir-i caizse ezber etmişti. bende para yoktu, fakat ilim vardı.bu ilim sayesinde belki de o ilk başta bahsettiğim varlıkları bile bulacaktım...
şu zamana kadar ekstrem şeyler anlatmamama rağmen yalanıma sokanların,şu saatten sonra okumamasını tavsiye edebilirim sizlere : )
bu kitabın sadece 1 bölümünde yazan şeyleri çözmek belki 1 sayfasını anlamak cidden bir günü alabiliyordu.her kelimenin yazılışı ve diline denk düşen karşılığını bulmak, bazı kelimelerin çift ses vermesi gibi. haşa benzetmek olmasın kuran dilini öğrenmek gibi. bendeki bu bölüm, neyi ne zaman yapacağımdan, hangi varlığa hangi aşamda davet yollayabileceğimden, yüzyüze olduğum ya da dikkatini çektiğim bir kişinin, daha o konuşmadan kafasındakileri sezinleyip düşünceleri ona aksettirebil -
138.
0Okuyosanız şuku verin beyler unutmayın karşılıksız veren Allah (c.c) 'dir
-
137.
0Rezerved
-
136.
0REZERVED
-
135.
0Rez aldım bekliyorum ve tuvalete gidemiyorum saat gece 2.17 mutlumusun?
-
134.
0Rezerve
-
133.
+1bana yolunu yorddıbını öğretti, malzemeleri verdi... eve gidecektim, gereken şifrelemeleri okuyacaktım ki bunlar bayağı uzundu hemde 2 saat kadar...
akabinde onlarla trans haline geçecektim, referansım mustafa olduğundan icabet edeceklerdi... bir grup yaratık ellerinde metalden taslar kimisinde süt kimisinde su kimisinde kan yahut içki... tipleri o kadar tuhaf ki kimisi çok çirkin kimisi o kadar sırıtmıyor kimisi erumiyi kimisi sakil i andırıyor... bahçe gibi bir yerdeyiz.. yanlarına adımlar attım bana döndüler... dileğin nedir, neden zorladın dediler... bende ilim öğrenmek dedim... ne ilmi dediler ne için istiyorsun... insanlara yararlı olmak için dedim... peki dediler... bir sepet getirdiler bak dediler... içinde kegib başımı gördüm, şartı budur dediler... susacaksın, görmeyeceksin, sormayacaksın, ince etmeyeceksin... biz sana gerekeni veririz... çok tuhaf bir duygu, rüya desen değil gerçek desen değil...
zerre yalanım varsa namerdim... ancak ara kısımlardan bahsetmeyeceğim
devam edecek -
132.
0işte orda bizzatihi gördüm; insanların nelerden nasıl nemalandığını... o gerçekten altınların yerini bulmuştu, fakat numaradan aşırı transa geçerek hepimizi düdüklemişti... adamlara ölümü göstermiş ve sıtmayı kabul ettirmişti... artık midem o kadar bulanmıyordu... herkesin birbirini tokatladığı bir alemde ,hangisine acıyacaksın...
diğerleri de haramzade,bu da elinde bir ilim var ama doğruya kullanmak varken kendince kılıfına uydurup yoluna bakıyor... işin tuhaf tarafı şeytan elinde oyuncak... gerçi o zaman bu kadar keskin düşünemiyorsun -
131.
0beyler beni sırrına ortak etmesi artık tatlı gelmiyordu... o sırları vermesi onun adına bir güvenceydi... bir bela olursa belki beni öne atacaktı... bu kadar sırrı vermesini şerefsizim ki istemiyordum... artık dedi herşeyi öğrendin, hazırsın... bu işler böyle yürür... hala almak istiyorsan vereyim... yoksa neler yapabileceğimi biliyorsun, almazsan bile bir sırrı açık edemezsin... sadakat önemlidir dedi... gerçi başka menfaatleri de varmış, beni bu kadar ortak etmesinde
-
130.
0biraz oturduk ne günlerdi ya belamız gibildi falan dedi... hala meraklımısın bu yola vereyim mi payını dedi... biliyorsunuz benim payım ilimdi... abi dedim açıkçası cesaret edemiyorum senin o halini gördükten sonra... o zaman dedi sana bır sır... ben kendimi o moda kasten soktum... adana'da hoca falanda yok... seninle adanaya gidip bunları okutacağız... abi hani dedim sen ganimetten pay alamazdın,bu ganimet değil zaten ortaya çıkmış sonra saklanmış onun artık üstünde hüküm yoktur dedi..
-
129.
0palaya tekrar sordu abi dedi burdan doğru adanaya gidelim, yoksa gazabını falan çekeriz... ben buralardan gelemem dedi pala, sana itimadım tam... kendi şehrimize dönelim sen ordan git otogarla... peki dedi mustafa transa falan geçti, güya cinleriyle o hocaya payını yolladı... üstad getiriyoruz emanetini, bırrrrrr falan yapıyor arabada... korkuyoruz ama gülesi de geliyor insanın... lakin pgibolojimiz dağılmış... şehre geldik... bizi indirdiler mustafa kitabı ve hocanın payını aldı... gel gitme eve takılalım dedi... abi çok yorgunum dedim... kaş göz yaptı, peki dedim ve beraber ilerledik... evine ilk kez beraber gittik...
-
128.
0içinde bir yüzük,2 kolye ,5-6 altın çıktı... hay anasını gibeyim bunun için mi geldik buraya kadar dedi pala... mustafa baktı abi dedi bunlar kıymetli şeyler... birisi bulmuş muhtemelen sonra yerini değiştirip saklamış.. çünkü kırdığımız yer bildiğin ek gibi duruyordu zaten... eee nasıl yapacağız dedi pala, senin adanalı hoca bunun için mi gibti belamızı... abi dedi ganimet hakkıdır 4 e böleceksiniz 1 ini ona vereceksiniz... o halde sen seç dedi hangi parçayı verelim... mustafa baktı bence yüzükle,bir altını verelim dedi... pala kabul etti diğerleri zaten ses edemez... benim konuşma hakkım zaten yok : )
-
127.
0peki dedi pala... hele bir çıkaralım da kolay... diğer akşam doğrudan sulağın oraya gittik... gerçekten mustafanın sahiplileri için bıraktığı emanet orda yoktu... mustafa, şurayı kıracaksınız dedi... ali ve hakan kırdılar arka taraftan içi boş beton tabakasını... minik bir sanduka gibi... ancak dış yüzeyi yağ içinde.. allah allah dedim hadi muhafaza adına yağlamışlarda bu kadar süre nasıl kalmış burda... mustafa üzerine yine palanın kanını akıttı ve aldık... kimse ellemesin dedi mustafa çuvala koyduk bagaja attık eve döndük
-
126.
0hepimiz kalktık içeri girdik mustafanın etrafına dizildik yerde bağdaş kurup... bakın abi dedi dün bize çok öfkelenmişler... hediyemizi kabul ettiler ,bugün gidip çıkaracağız fakat karşılığında falan yerde bir hoca var ona payını verecekmişiz... ona bağlılarmış vs dedi... pala sordu vermezsek ne olur diye... abi vermezsek sen ve ben pek yaşamayız, yaşasakta bir tat almayız dedi... peki kim olum bu hoca falan dedi pala... hakan ve alinin gibinde değil mesele, korkuyorlar fakat mustafa palayı muhattap alıyor... abi dedi adana'daymış... adı şu şu... ona zütüreceğiz... isterseniz beraber zütürürüz isterseniz ben... orayı koruyanlar bize ses etmese dahi, benim tarafıma geçse dahi o hoca alayımızı giber vs dedi