-
1.
+11yıllar geçti bu şekilde, ortaokula başladım. takım elbisemi çekince benden kralı yok.az çok durumumuz daha iyileşmiş, babam girdiği sınavı kazanmış, yeni ve daha iş görür bir maaşla göreve atanmış... o devirde okuyabilmek eskiye kıyasla çok zor olmasa da bugüne kıyasla zordu be kardeşim. çoğu arkadaşım ilkokulu bırakıp berber, kasap bilmem ne oldu... yani bu imkanı kullanmak lazım artık ne kadarına güç yetiyorsa, zekan yetiyorsa okuyup bir meslek edinmek lazım. erkendi belki bu kadar uç planlar adına fakat, dediğim gibi senaryo sana yapman gerekeni yeterince sunuyor...
-
2.
+10dediğim gibi orta halli ailelerdik, hatta ekonomi o zamanlar daha kötüydü... 'kemer sıkma ' sloganı ile yetişmiş sayılırız kısmen... şimdi ki gibi her önüne gelen lokanta evlere paket servis yapmıyor, kebap falan da bu kadar ele ayağa düşmemiş... sabah kahvaltılarında biraz kıymalı biraz peynirli iç malzeme hazırlardı,bu bahsettiğim komşumuz aynur abla... sabah babamlar işe gidince bu malzemeleri getirirdi ,beni fırına yollarlardı yaptırıp getirirdim beraber yerdik vs.çocuğu gibi de ilgilenirdi bizlerle aşırı samimi olmuştuk... sonra babam birgün huysuzlandı, misafirdir gelsin gitsin ancak ne bu her gün evin içinde vs dedi... adamda haklı o sıcağın altında arazi denetliyor vs,evine gelince insan donunu pijamasını çekip bir oh demek istiyor... annem bana sen biraz dışarı çık dedi
-
3.
+10açıkçası inanmadım,o dönemleri hatırlayan bilir 'konuşan kedi' meseleleri falan, hani her kedi konuşabildiği gibi herkeste muhakkak bu olaylarla içli dışlıydı. kendi görmese de amcası halası eniştesi baldızı görümcesi dedesi falan görmüş oluyor ya : ) dedemin dedesi birgün gece geç vakitte köyden dönüyormuş,bir düğün görmüş türü zırvalar : ) anonim meseleler
-
4.
+11 -134 yaşındayım,35 yani yolun yarısına az kaldı.şu sıralar mecburi olarak akdeniz bölgesinde yer alan bir ilimizde yaşıyorum. bekarım ve bekar kalacağım, sebebini hikaye içinde bulacaksınız...
kimseyi kolundan çekip ne olursun oku demiyorum... bu hususta anlaşalım. takip edenler olursa devam ederek ilerleyeceğim, alakasız kaldığınız anda yazmayacağım.3 günüm boş ve lanet olasıca sebebpler ( bunları açıklayacağım) yüzünden normal bir insan gibi dışarı çıkıp eğlenme lüksümde yok...
quantum vs hikayelerinden gerçeğe dönmek istiyorsanız, şimdi başlıyorum... -
-
1.
+2Yarıda bırakırsan ananı giberim
-
1.
-
5.
+9gözlerimi iyice açarım ölmem ki derdim... bilinçten kastettiğim nokta, hani bazı gerçeklerin farkına varıyorsun ve kafanda oluşan tabular, çizilen ürkütücü tablolar var... erumi ve sakil'in hemen hemen hayal olduğuna inanmışsın, inandırmışlar seni... robot olayı mı gibtir git, belki hiç bozulmamıştı bile diyorsun kendine... artık hayatında erumi ve sakil yerine al karısı, karabasan, ters domaltıp düz giben yaratıkları var... onların anlattığı hiçbir yaratık sevecen değil mesela,o halde erumi ve sakilinde gerçek olma ihtimali düşük... ya da onların gerçekliğini kabul etmek, diğer anlatılanların da gerçekliğini kabul etmek anldıbına geldiğinden korkuyorsun : )
-
6.
+9koridorlu bir yapıydı evimiz, çocukluk işte beni göremeyecekleri noktadan dinliyorum... annem babama bu kız evde birşeyler görüyormuş ondan pek kalamıyor dedi... babam işte sordu soruşturdu kocasının haberi var mı gibisine... adamda biliyormuş meseleyi ancak zaten çocukları olmuyor diye kızı ailesi istemiyormuş,bir de bu mesele dillendirilirse aynı bana küçükken yaptıkları gibi 'ilgi fukarası' yaftasını yapıştırırlar diye çekiniyormuş. haliyle küçük yer, başında ağrısa, gibinde kopsa, delirsen de aynı doktora gidiyorsun. adamın ailesi de o şehirde olduğundan pek sıcak yaklaşmamış... annemin anlattığına göre kadın yatak odalarında 'gelin ve güvey ' görüyormuş... oturuyorlar ve ona bakıyorlarmış... tabi o zaman gelin nedir biliriz de güvey hiç anlamamıştım
-
7.
+19 -10üst edit:bi tanidigimin basina geldi haberiniz olsun. Gencler hikaeye sokuslu gibisli bir sey degil okuyun anlarsiniz
öncelikle bu olay tamamen gecektir. 3,5 rez alin basliycam. madem bu tip paranormal yahut metafiziksel meselelere, öğelere merakınız var , o halde bu işin içinden gelen biri olarak size birebir gerçekleri yazıyorum -
8.
+8gelin ve güvey kelimeleri kafama fazlaca takılmıştı ancak diyorum ya çocuksun henüz. fakat şu günkü çocuklardan daha olgun olduğumuzu söyleyebilirim. saksı çocuğu değildik. ortaokula giden çocuğu ay araba çarpar diye servise bindirip, dönüş saatinde servisin gelişini beklemezdi kimse. tüm vaktimiz dışardaydı, arkadaşlarımızla gider fırından yarım açık ekmek alırdık yanına da herkes evinden birşeyler getirdi mi al sana aktivite.bir de o yaşlarda kız tavlardık ancak kafaya 5 kilo jöle süremediğimizden suyla : ) bizden daha büyüklerle takılırdık bu kız tavlama merasimlerine, tabi kız mız tavlayamadığımızdan döner dolaşır lojmanın altındaki sur dibini anımsatan su deposu çevresine konuçlanırdık... millet anlatırdı işte cin, peri, hortlak... çokça düşündüm ilerleyen yaşlarımda acaba onların etkisi miydi erumi ve sakil diye... hayır sanmam, çünkü ben erumi ve sakil'i haşa ezelden tanıyor gibiydim... şu gün tanıştım diyemem tek bildiğim gittikleri dönemdi... hadi hepsini geç bir elinde gibik bir balta diğerinde kılıç olan tek taku 2 adım ileri gitmek olan robotu ben mi tamir etmiştim ? içi açılmasa dinamo tarzı yapıyı nasıl anlatacaktım babama. koruyucu meleklerdim dedim geçtim o meseleleri zamanla... kısa sürede de hafızadan kayboldu... ya da ben kaybolduklarını sandım belki de tüm bunlar bir felaketin, benim felaketimin başlangıcıydı
-
9.
+71-2 yıl içinde kardeşim olacağı müjdesini aldım, dünyalar benim olmuştu.o süreler bahsettiğim odaya hiç girmedim diyebilirim belki 1-2 kez daha, kardeşim doğduğu gün biraz bebeği sevdikten sonra onlarla sevincimi paylaşmaya gittiğimde 'biz artık gidiyoruz' dediler, asık bir suratla... ağladım, gitmemelerini istedim ancak sen bizi artık sevmiyorsun dediler... ertesi gün odaya girdiğimde artık yoktular... aileme erumi ve sakilin gittiğini çok üzgün olduğumu söyleyip geri getirmelerini rica ettim... ilkin kardeşi oldu herhalde ilgi istiyor gibisine yaklaştılar, ardından babama robotumu da erumi yaptı dediğimde bildiğiniz şok olmuşlardı. beni esas işi ruh sağlığı olmayan bir hekim tanıdığın yanına zütürdüler, adam çocukken olur bunlar ilgi istiyor pışpışlayın vs deyip yolladı. çocuksun ama ne dendiğini anlıyorsun aq bu da tuhaf bir iş beyler. çocuktur anlamaz diyerek adam resmen bana ilgi fukarası muamelesi yapmıştı.
-
10.
+7Olaya calinti diyenler olmus adam daha onceden yazdimi bilmiyorum ama beni inciye alistiran oydu anlatmak istedim yarida da kesmem haberiniz ola
-
11.
+7ortaokulda bir arkadaş edindim, adı muhafazid di... babası vefat etmişti, sadece annesi ile yaşıyorlardı... muhafazid'de dönemin modası olarak cinlerden perilerden avratgiben yaratıklarından bahsediyordu... ben ona ne erumiden ne sakilden bahsettim... erumi ve sakil, onun anlattıklarının yanında teletubies gibi kalırdı... muhafazid işi ileri zütürdü ve babası sağ iken bu varlıklarla görüştüğünden vs bahsetmeye başladı...
-
12.
+6ne zaman odaya girsem uzandıkları yerde bana doğru doğrulurlardı,bir iki gündelik sohbet ederdik. benimle oyun oynamalarını istediğimde oynamazlar beni izlemeyi sevdiklerini söylerlerdi. bizim evin koruyucularıydı bunu kendileri söylemişti. aramızda diyalogdan çok telepatik bir iletişim mevcut gibiydi saf sevgi ve korunma hissini alıyordum onlardan. çok yüz göz olmazları benimle. hatta bizden öncede orda olduklarını buranın onların da evi olduğunu vs söylemişlerdi bir kez. bazen seni falanca yere zütürelim mi derlerdi,ben de annem izin vermez ki biraz büyürsem gelirim derdim. başlarını sallar gülümserlerdi. asla bir korkutma vs olmadı aramızda. isimlerini nasıl öğrendim hatırlamıyorum ancak erumi ve sakil şeklinde hitap ederdim... hatta bir keresinde oyuncak robotum (ilkel olanlardan) bozulmuştu ve erumi onu tamir etmişti, içeri geçip oyuncağımla oynadığımı gören babam bayağı şaşırmıştı nasıl yaptın dediğinde ,erumi kurcalarken gördüğüm, robotun içindeki dinamo benzeri yapıyı vs kastederek birşeyler anlatmıştım... yine ikna olmamıştı, ancak bilirsiniz çocukların bu meseleleri üstünde fazla durulmaz.
-
13.
+7 -1aslında tek çocuğu olduğumu uzun süre bilmiyordum : ) 3 kişi için ziyadesiyle büyük ve sobalı evimizde hiç kullanmadığımız oda da 2 arkadaşım daha vardı ve işin ilginç yanı bunları aileminde bildiğini sanıyordum. beyniniz yanmasın hemen sabır edin. kocaman bir salon ebatındaki odamızda küfeler, misafirler adına yatak yorganlar ve kuru erzaklarımız yer alırdı.
ben ev oyunlarımı hep orda oynardım, lojmanda çok fazla yaşıtım çocuk vardı ancak o odada yaşayan 'erumi'ile 'sakil' -
14.
+6evimizin bulunduğu yer hayli ıssızdı ve o dönemler terör örgütü bu amaçla olmasa da yine eşkıyalık vs durumları oluyordu. bizim bulunduğumuz bölgede bir nevi onların kaçış yolları üzerindeydi. babam teftiş için turneye gittiğinde annemle beraber korka korka geçirirdik geceleri. işte bu zamanlarda yan dairemize babamla aynı kurumda çalışan genç bir adam ve hanımı taşındı... çocukları yoktu... o zaman televizyon falan bu kadar dolu dolu değildi, haliyle kadının da evde canı sıkılıyordu bize geliyordu çocuk niyetine benle kardeşimle ilgilenip hasretini gideriyordu az da olsa
-
15.
+5zamanında benim için düşündüklerini bende muhafazid için düşünüyordum, babasını kaybetmiş durumu iyi değil ve bu çocuk bir çeşit ilgi istiyor tarzında... şu anda bazılarınızın benim için düşündüğü gibi kardeşlerim... buraları biraz kısa geçeyim, o dönem elif ve esen adında 2 kız arkadaşla,'arkadaş' adı altında ergenliğin gereklerini uyguluyor, bacım ayağına yavşıyoruz...
-
16.
+5Devam edeyim mi belirtin kendinizi amk
-
-
1.
0Sabahtan beri bekliyorum devam et lütfen
-
2.
0Devammmmmm
-
1.
-
17.
+6 -1şunu da belirteyim,bu mesele 3-4 gün de sürebilir ... tahminen yazdıklarım 5-6 sayfa tutar. olay çocukluktan başlıyor, daha sonra ergenlik dönemimde yaşadıklarım ve akabinde bu işin içinde kendimi bulup bedeller ödemem,son olarak da şu anki hayatım ...
tek kelimesi yalan değildir... kimseyi ikna edemem -
18.
+4mustafa türlü hünerlere sahipti... ufak bir masajla ve akabinde elini alnıma koyup, dernekte ki kız arkadaşa yaptığı ritüeli yaparak beni ferahlatabiliyordu... gözümün önü açılıyordu tabiri caizse... iş bitince elinin avuç ile ile şakaklarını ovalıyor ve yine kemik kırığı ile statik elektrik sesi karışımı olan o çat çut sesleri çıkıyordu... bu ses normal kemikten gelse anlarım fakat adamın kafatasından gelmesi ilginçti... bahsettiğim hünerlerden biri eskisi kadar olmasa da dernekte ara sıra takıldığımızda durup dururken bak 5-10 dakika sonra falanca gelecek demesiydi... adam cidden çat diye çıkar gelirdi... telefon yok bir şey yok mesajlar haber alsın... bunları beni cezbettirmek adına yaptığı da kesindi... ben de farkındaydım... ağzımın suyu ne kadar çok akarsa onu o kadar çok şımartacaktım... ne kadar hevesimi arttırır bu işin kazanımlarını gösterirse o kadar çok şey talep edebilecekti... o işinin kurduydu ben ise merakı uğruna herşeyini verecek erumi ve sakilin merakı ile daha fazla yaşayamayacak bir adam... o döneme kadar sadece 1 kız arkadaşım olmuştu ve ben bu işten dertliydim... mustafa ile birgün laflarken kız arkadaşın var mı diye sordu
-
19.
+4gel zaman git zaman ahbaplığı koyultmuşlar bizim suriye'li ile. adamın elde yok avuçta yok, bitap bir tip... işte hasta getirenler 3-5 ne verirse onla idame ettiriyor hayatını, günlükte normal basit ücretli bir iş. birgün mesele açmış suriye'li demek ki canına tak etmiş onunda. o kitapta yer alan bu ilimden açmış bahsi, belki de mustafanın inceden inceye süren merakından bıkmıştır.o altınların yarısını bana verirsen sana bu ilmi öğretirim bu kitabı da veririm demiş adam.ben bunla kendi adıma para kazanamam, define bulamam. bulsam da yedirmezler demiş, anlaşmamız budur onlarla.sen zaten bulacağını bulmuşsun, ikimizde de hem para hem ilim olsun.ver bu altınların yarısını bana, yarısını da sen al.karşılığında ben de kitabı vereyim sana.ne istersen var içinde ölüme çare dışında. yalnız kendi kanına ve soyuna faydası geçmez bir de para kazanamazsın bununla. (hani gömü gibi işler, çünkü yer altındaki malları cinler sahiplenir derler ve bu adamlar yine o tayfa ile anlaşıyor... bağlantıyı siz kurun artık beyler )
herşey birbiriyle bağlı... ya da en azından benim dünyamda -
20.
+4suriyeliye de, kitabı iran kökenli bir adam vermiş. güya mustafanın elindeki kitap kendi ile beraber en az 3.el hükmünde. nüshaları bir şekilde çoğaltılmış ve kökeni eskiye dayalı bir kitap yalnız orjinali nedir ne değildir bilen yok. gün yüzüne çıkartırlarsa ellerinden alınacağından korkmuşlar. bunca zaman mustafa gibi bir insan azmanının benim gibi bir adamdan saklama sebebi bile belki buydu. o kitap bir bebeğin emziği gibi. kaybettiğin anda yine en baştaki haline dönersin
bu kitap ve mustafa bir başkaydı... ben böylesini ne gördüm ne duydum... gerçi sanırım duydum... fakat bizim mustafa'nın, quantumun atakan tiplemesinde ki kolyesi ya da yanan bir kitap yoktu.o zamanlar quantum olsa, mustafa abi ; erkek adam kolye mi takar ? ipne misin sen ? der , bana bak huur çocuğu dünyanın neresinde fotografta göz yerine mavi boncuk görülmüş demoncu, özenti zütveren diye tokadı aşk ederdi... zütün başın ayrı oynuyor efsaneleri okumuş yannan kafası deyü kükreyip, onun deyimi ile yüksüğü ile giberdi suratını... en sonda küfrederek mırıldanır ve uzaklaşırdı
hayır dıbına koyayım, kolyedeki resimde göz yerine mavi boncuk nedir yannanım ? fantezini gibeyim cık cık cık... -
-
1.
+2şimdilik iyisin bakalım en azından büyü tılsım ile ilgili anlattıkların da yalan yok.
Şunu da belirtem o quantum mustafa muhabbetine yarıldım :D D
-
1.