-
101.
+1elbette şimdi anlatınca iğrenç geliyor... ancak bir sürü harikasını gördüğüm bu adama inanmak zorundaydım... boş beleş iş için içime 2 damla sidik dumanı çektirip eğlenecek adam değildi... denemeye karar verdim... okuma ve işlem saatlerini söyledi anlaşıp ayrıldık ben malzemelerimi temin edecektim... ertesi günü bana muska tarzı birşey getirdi... içini asla açmayacaksın... işlemi yap şu saatte akabinde heladan çık boynuna bunu tak... banyo da dahi çıkarma dedi...
işlemi yaptım, evden çıktım gömdüm kalıntıları... 1-2 gün sonra mustafa ile tekrar buluştuk... bu arada mustafa o zamanlar benim şu anki yaşlarımdaydı...
her olay birbirini takip eden zincirler gibidir... tesadüf yoktur... belki de birinizin mustafası benimdir.. erumi ve sakilden başlayan halka, muhafazid ve elif'in yalanları ile beni araştırmaya, mustafa ile uygulamaya itmişti ve bu çemberi kapatacak 1-2 zincir halkasına daha gerek vardı... onlar da gelecek... devam ediyorum -
102.
+1Devam mi?
-
103.
+1uzunca bir müddet zamanım bahsettiğim üzere geçti. insanların yalan dedikleri şeylerden çok öte yalanlar içinde yaşadıkları ve işin tuhafı bunların farkında bile olmadıklarını gördüm. derslere bir şekilde asılırken birgün ailemi üzen bir hadise gerçekleşti. babam ile çok sıkı fıkı değildik, kendisi sakin fakat kısmen resmi bir adamdı. uzun süredir bağırsaklarından şikayet çekiyordu. daha öncede belirtmiştim sanırım bağırsak sıkıntısını. doktora tahlil için gittiğinde yapılan tetkitlerde bağırsağında birkaç nodül olduğu ve alınarak tahlile gönderilmesine karar verilmiş.o an hiçbir şey belli değilken içim o kadar derin hüzünlerle kaplandı ki ; az öncede bahsettiğim gibi bilinmeyene saran şey, elinde olan ancak kıymetini hakkı ile bilmediği büyük bir hazineyi kaybetmenin eşiğindeydi belki de.ne olacağını ya da ne bulacağını bilmediğin şeyler hakkında hazine arar gibi arayışlara giren sen, elindeki en kıymetli ve yeri doldurulamaz bir hazineden mahrum olacaksın belki de.insanoğlu çok aptaldır. normalde her okul önce ders verir ardından sınav eder, fakat hayat önce sınavını gerçekleştirir ardından dersin notlarını suratına fırlatır, öğrenebilecek kapasiten varsa öğren der.
-
104.
+1varın siz hesaplayın, johnny sins karakterinin temelini bu adama oluşturur sanıyorum iyi bir telif alması lazım. beraber ders aralarında takılırken her gördüğü kıza 'ben bunu alırım' 'şunu kusturana kadar düdüklerim' muhabbetleri.laf çok icraat yok.laf huursu olanlardan hiç hazzetmem ben. bunla kısa süren arkadaşlığımızda bir şekilde bitti. yine birgün orda duran kızları göz ucu ile kesip, parende atarak gibebileceğinden bahsederken aramızdaki diğer binlerden biri elini silah gibi havaya kaldırıp
takkk, takkk, takkk... tırrrıııııırrrrrr şeklinde silah sesleri çıkarark ,attığını ima etti. kendimi tutamadım kahkayı patlattım. duygularıma tercüman oldun birader dedim, ancak kıpkırmızı olan erman bize biraz çatıp gitti. akabindeo çocukla konuşmayı sürdürürken benimle ilişkiyi kesti.onu da kaybetmiştim... -
105.
0inanmanızı hala beklemiyorum. bunları ben değil de ,siz bana anlatsanız;bi gibtir git derdim...
güzel bir hikayeydi deyip geçin. başarısız bir yazarın yaptığı yoklama deyip geçin.bir şizofrenin hatıra defteri deyip geçin.
ancak devam edecek... -
106.
0dediğim gibi paranoyanın dibine vurduğum zamanlardı... hangisi gerçek, hangisi yalan... doğru diyemem artık birşeye çünkü tüm doğru dediklerim bir zaman sonra geniş çaplı bir komplonun halkalarından ibaret oldukları açıklanıyor... birşeyler bulabilir miyim ? bence araştırmalıyım... kitabı elime aldım, şifreleri çözmek adına bir kalem ve defter ile yere bağdaş kurdum... güven hissi verecek ancak anlamsız bir eyleme girişerek sırtımı duvara döndüm... güya arkamdan gelebilecek saldırılara hazırdım ... şu an pek çoğunuzun ara sıra arkasını kontrol ettiği gibi... (dön önüne birşey yok, genelde pat diye burnunun ucunda beliriler... çok fazla korku filmi izliyorsun )... o an allah'a yalvarma ihtiyacını en çok hissettiğim anlardan birisiydi. kitabın yalan olduğu söylenmişti, fakat dediğim gibi belki bu da bir yalandı... ilahi bir işaret bekler gibi elimdeki bölümün daha önce pek karıştırmadığım bir kısmını rasgele açtım... böyle anlar vardır bilirsiniz,ya da hepimiz çok fazla film izlemişiz... insan o an çıkacak sayfada senin durumunla alakalı bir husus bekliyor...
-
107.
0daha sonra öğrendiğim üzere olayın aslı...
pala ve tayfası aynı zamanda torbacılık yapıyorlarmış. muhtar dediğimiz adamda bunların daimi müşterilerinden biriymiş.bir süre sonra para takmaya başlamış palagile. hatta herkesin içinde analı avratlı sövmüş palaaya. bilen bilir bu işte itibar, racon çok önemlidir. allahın pislik adamlarının kendilerine göre yasaları vardır. şehrin en daşşaklı elemanlarının takıldığı mekanda böyle bir vukuat olursa, sadece mekan sahibine değil o adamlarada yapılmış sayılır. palada bunun canını nasıl yakalım diye düşünürken
mustafa en ağır bedeli ödetmek lazım, yoksa bu kadar adam önünde itibarın sarsılır demiş... pala ne yapılabilir diye sorunca kızın kaldıralım demiş mustafa.
pala düşünmüş taşınmış,bu iş riskli iş kız reşit değil cezası ağır. kendisi zaten mapusluk çekmiş adam. hakan ve ali'de yaklaşmayınca
bu işi becerebilirsen, burayı sana tümü ile bırakırım ,eğer ki dediğin gibi cezasız kalırsa berbat oluruz diye söz vermiş
mustafa sabah vakti araba ile oraların yakınlarına getirilmiş hakanla, akşamı etmişler... hava kararınca kızı kaçıracak.eee kaçıran adam ırzına da geçer. içeri dalmış, muhtarla cebelleşmiş. muhtarı da haşat etmiş adam can havli haber vermeye kaçmış evden. kızı odadan çeke çeke zütürecekken kız sallamış boğazına bıçağı...
mustafa cartayı çekmiş. muhtar ses edememiş. sonra palalar sahip çıkmışlar cenazesine alıp zütürmüşler yozgata -
108.
0kelimeleri yavaş yavaş deşifre ederken,bir yandanda her an karşıma çıkabilecek bir yaratığın zulmünden korkmuyor değildim... kelimeler bir anlam ifade ediyordu, ancak uçuk malzemeler... şunu şöyle yap,şu saatte yap... artık emin oldum ki,bu kitap uydurma olmasa dahi benim bunları yapabilecek gücüm kuvvetim yoktu... başımı ellerimin arasına aldım, kafatasımı ufak ritimlerle duvara vurdum... keşke patlasaydı kafam ve kan mecralarımda dolaşan bu aşağılık şıllık defolsaydı vücudumdam... hürriyet nedir çok iyi anlıyorsun, parmaklıklar yok fakat bir mahkumsun... tek çare intihar etmekti, oysa deli gibi korkuyordum ölmekten... salak adam, hani eninde sonunda ölecektin... lafta adamsın, yalancı pehlivan diye geçirip, kendimi suçluyordum içimden... belki kendimi bir hamlede aşağı bırakabilirdim, kısa süreli bir panik ve özgürlüğe süzülürken çarpma anında dağılan onlarca organ yanında özgür kalacak bir ruh... denemeye değermiydi ? kesinlikle değerdi, lakin yemiyordu... ulan bir meta olsam, yolda düşürsen eğilip almaya tenezzül etmeyeceğin ben,bir sex objesine dönüşmüştüm... giberken gibilmek bu olsa gerek,bir boynumda tasmam ağzımda topum ekgib
-
109.
0allah_u ekber sesleri çınlatırken siyah gökyüzünü,ben de içimden tekrarlıyordum allah_u ekber o ekberdir ki; beni kurtaracak... hayyal el-felah diyor yani haydi kurtuluşa diyor... en sonunda ise esselatu hayrun minen nevm (namaz uykudan hayırlıdır) ..anlamı tam olarak namazı teşvik etse de,insan o an durumuna uyarlıyor... uyku kelimesinin çağrıştırdığı malum...
cidden, madem müslümandım neden namaz kılmıyordum... parmak ucunda banyoya ilerledim, tüp mutfakta olduğundan pek ortada gezinmem doğru olmazdı. evdekiler zaten şüpheleniyordu tavırlarımdam... bayram değil seyran değil nedir bu din iman derler, gerçi ondan ziyade saatlerdir uyumamış... kendiyle oynamış oynamış, şimid de kaça kaça banyoya koşuyor derler... uzun bir bahçe hortumumuz vardı,onu taktım musluğa buz gibi suyla yıkadım bir cesedi andıran bedenimi... su her değdikçe kesilen nefesim, ölümün pek uzak olmadığını hatırlatıyordu bana... kendimin gassalı olmuştum,bir de zütüme pamuk tıkasam gitmeye hazırdım bu dünyadan... gusülü aldım, temiz bir nevresimimi yere serdim... -
110.
0Rezerved
-
111.
0suaREZzzz
-
112.
0tekbir aldım allah_u ekber ! o büyük olan kurtaracak beni...
fatihayı okurken nasıl bir ağlama tuttu beni iyyake nabüdu ve iyyake nestain derken, şirke saplandığımı hissettim... suratıma suratıma vuruyordu iyyake nabüdü ve iyyaka nestain oysa ben ne yapmıştım ...
beni ''sırat'el mustakim' e eriştirmesi dileği ile , ilk kez anldıbını hissede hissede kıldım bir namazı...
bir 5 dakika secdede kaldım, nevresim sırılsıklam olmuştu... öyle bir haldeydim ki; tüm benliğim tek noktada toplanmış o an kesseler kanım akmaz... yoğun bir ruh hali... -
113.
0sünnet üzerine sağ omzum üzerine uzandım, gözlerimi kapatıp içimden allah diye zikretmeye başladım... içim resmen kaynıyor, tuhaf bir yükseliş hissettim sonsuz bir huzurla uykuya daldım...
...
(inancı ayrı olan arkadaşları kırmak incitmek ya da din tartışması yapmak gibi bir niyetim yok ... herkesin düşüncelerine saygım var ancak bendeki böyle)
...
rüyamda , mustafanın bahsettiği üzere yaptığım ilk ritüelin bahçesindeydim... sanırım hatırlarsınız.. tuhaf tuhaf yaratıklar olan ve bana kegib başımı gösterdikleri trans hali... her biri bana sırtlarını dönmüş bir halde... kayıtsızlar, öğretmen yüzümüzü tahtaya döndürüp nasıl bekletiyorsa, aynı şekilde dönükler... bir istikamete bakıyorlar -
114.
0elim titredi, boğazım düğümlendi... o gencecik, yüzüne bakmaya kıyamayacağın kız katil oldu he...
peki nasıl olmuş diyebildim, zangır zangır titrerken... (ben palayı tahmin etmiştim )
'' falanca mahallede bir oyun salonu var... sahibi itin biri, yatmışlığı da var... mustafa ile pek bir sıkı fıkılardı... mustafa'yı başına oturttu kahvenin... o günden sonra da biti kanlandı mustonun... hanzo demiştin ya ,harbiden hanzo bu adam... geçenlerde kafası mı kıyakmış artık neyse muhtarların evin oraya gidiyor, altında araba ile kör gece vakti... muhtardan para falan istiyor diyorlar, aralarında sürtüşme çıkıyor... bayağı hırpalıyorlar birbirlerini... kız paniğe kapılıyor, bıçak ile bunun boyna sallıyor 2-3 tane... mustafa vurulup dışarı çıkıyor avazı çıktığınca bağırıyor can havli ile ama çok geç... kızı alıp zütürüyorlar, mustafa'yı da palalar alıp zütürüyorlar... bilirsin pek kimi kimsesi yoktu... memleketine gömüyorlar'' -
115.
0dehşete düşmüyorum, neden düşmedim bilmiyorum. tüm duygular, düşünceler anldıbını yitirmiş yeterince.bir anlam veremiyorum, benim bir vakit namazımın ona bu zararı verebilme ihtimaline. klagib tekrar uyanıyorum, dilimi ısırmışım ve ağzım kan içinde... ağız dolusu tükürüyorum lavaboya, tüküreyim böyle hayatın içine
o olaydan sonra uzunca bir müddet görmüyorum rüyalarımda, hala bir üniversite kazanma telaşındayım.8 kilo vermişim, suratım o kadar ufalmış ki mesut özil gözlerine sahip olduğumu yeni öğrenmişim...
namaza bağlıyorum bir şekilde,o kurtardı herhalde diyerek... mümkün olabildiğince kılmaya başlıyorum, ancak herhangibir cemaate tarikata gitmiyorum... sadece farzları kılıyorum... ufak tefek göğüs ağrılarım devam ediyor, ancak olsun o kadar da diyorum... bir dargın bir barışık sürdürdüğüm mustafa ilişkimde asla ama asla görüşme taraftarı değilim... bahsettiğim gibi son olanlardan sonra başım çok sıkışmadıkça gitmem de yanına diyorum -
116.
0birgün derneğe uğramak geçiyor içimden. karşı konulamaz bir istek, hani hepimize olur bazen. içerde bir tek çaycı var. içeri girince hortlak görmüş gibi şaşkın bir ifade ile bakıyor ;
birader nerelerdesin,ne oldu ? mesele nedir diye yapışıyor koluma
ne bu telaşın abi ? okul kazanmaya çalışıyorum... bir meselemi var ki ? diyorum
olum mustafayı vurmuşlar ya lan... sen hep onla takılıyordun, haberin yok mu ? diyor, gözler faltaşı gibi
ananı gibeyimmm diye mırıldanıyorum, çöküyorum tahta ufak sandalyenin üstüne... bir sigara yakıyorum -
117.
0ulan haberin yoksa, nasıl birşey sormuyorsun ? diye hayretle soruyor çaycı...
haydi gelde söyle kolaysa,su testisi su yolunda kırılır diye. çaycı nerden bilsin ne fırıldaklar döndüğünü
şok oldum abi,bir kendimi toplayamadım ki deyip geçiştiriyorum... nasıl olmuş, durumu ağır mı
ağır mı ? ölmüş olum adam ... ölmüş ,ölmüş
kim vurmuş ? (sorularım gayet umarsızca yöneltilen sorulardandı )
muhtarın kızı -
118.
0yavaş adımlarla ilerliyorum ... ilerliyorum... yaklaştıkça daha net algılıyorum, sıcak ve nem gibi huysuzluk veren bir durumdayım... ancak geri gidemiyorum,bir çeşit akıma kapılıyorum her adımda ... tam arkalarına kadar yaklaşıyorum... çok az bir mesafe kala ,bir tanesi ortaya geçiyor... diğerleri ise etrafında sıkı bir çember kuruyorlar evet yüzlerini görebildiğim,ilk ritüeldekiler... ortalarındaki ise göz pınarlarında kurumuş kan birikintileri olan benimki... elinde bir sepet, sepetin kapağını açıp yere doğru bırakıyor... kafam ayaklarımın ucuna yuvarlanıyor
-
119.
0sen istemedikçe sana ilişmeyeceğim. aramızdaki sevgi sürsün, sana istediğin yola giden tüm anahtarları elimle teslim edeceğim
erumi ve sakil adında iki varlık hatırlıyorum. sırf bu yüzden çocuk yaşımda deli damgası yediğim oldu.bu anahtarlardan birisi onlara giden yoldaki kapıyı da açabilecek mi ?
erumi ve sakil ??? tanımıyorum... hayallerin olmasın... hem isimlerini nerden hatırlıyorsun, gerçek olsa dahi isimlerini vermezlerdi
nerden hatırladığımı bilmiyorum. mesele de bu ya zaten... kendi uydurduğum hayali arkadaşlar mı ? yahut gerçekte var olanlar mı ? tüm bu pisliğe bu yüzden bulaştım
beni hala pislik olarak mı görüyorsun ?... sanırım sen haddini fazlası ile aşıyorsun, sabrımı ziyadesi ile zorluyorsun... istersen koş kitabına bak bakalım, belki benden kurtalmanın formülü yazıyordur... ne kadar kıymet bilmez bir mahlukatsın, cidden sen kendini ne sanıyorsun... varlarsa gelip alsınlar seni elimden... sanırım sürekli gevelediğin köle-efendi ilişkisini arzuluyorsun... peki o halde
bu sözleri işittim ve vücudum o kadar tuhaf bir sarsıntı yaşadı ki; uyanmamın ardından 5 dakika kendime gelemedim -
120.
0neden ben, çirkin değilim fakat aman aman yakışıklı da sayılmam dedim...
kendini aynada gördüğün gibi mi zannediyorsun sen ? ne kadar anlatırsam anlatayım anlayamayacaksın... sizin deyimizle enerji ve soy dedi... hayal kırıklıkların, mutluluğa açlığın besliyor beni... yanlış anlama, çıkardan öte birşey... benim için aşkın hammaddesi bu dedi.. sende olanı bilemezsin, çünkü senin dünyanda değersiz
ne zamandan beridir beni izliyorsun diye sordum...
doğduğun andan beri '' dedi