cinlerle ilgili herşeyi

adamı görür görmez bir sigara yakma isteği doğdu içimde. o kadar itici bir tipi vardı ki anlatamam. yusuf hocada durumdan rahatsızdı her halinden belliydi. yavaş yavaş yürümeye başladık adamın koca cüssesi gibi seside aşırı derecede kalındı. kendini tanıtmaya başladı. adının ensar olduğunu yıllardır bu işi yaptığını bir çok büyü bozduğunu ve aynı şekilde büyü yaptığından falan söz etti. sanırım sakat bir adamla beraberdik. ayrıca ankarada çok tanınmış bir büyücü olduğundan bahsetti. adam itici olduğu kadar aynı zamanda sakin bir yapıya sahipti. bu bizi daha çok geriyordu. yolumuzu bir iki sokak uzatıp elemana durumdan bahsettik. adam hala oldukça rahattı. sanki giblemiyordu anlattıklarımızı her cümlemizden sonra "anladım" diyerek onaylıyordu. yolu daha fazla uzatmayıp eve geldik. kapıyı osman açtı

- arkadaşı yusuf hoca buldu inşallah halledicek reis
+ buyrun içeriye
diyerek bizi içeriye aldı

hep beraber oturma odasına geçtik öncelikle. büyücü eleman çantasından bir sürü arapça ve ibranice yazıların bulunduğu bir defter çıkarttı. bizim söylediklerimizi defterin tam tersine ters bir şekilde yazıyordu. nigar teyze ece ablanın söylediklerini dili döndüğü kadar büyücü elemana aktardı. oda defterine yazdıktan sonra kendi kendine ayağa kalkıp koridoru adımlamaya başladı. yerdeki çörek otu ve tuzu avucuyla kenara itip kapıyı araladı. kafasını 1-2 saniyeliğine içeri sokup baktıktan sonra çıkarttı. yusuf hocaya dönerek siz gelecek misiniz ? diye sordu. yusuf hoca rahatsız olduğunu ve gitmek istediğini söyleyerek ayrıldı. yine sap gibi kalmıştım gitmek istiyordum aynı zamanda da istemiyordum. kalmayı tercih ettim. osmanda yanımdaydı. herif kapının önünde kendini kasarak şöyle bir dikildi, gerildi. gözlerini hafif kısarak kapıyı ardına kadar itti. ece abla yırtıcı bir hayvan gibi olmuştu iyice ama onu görünce değişik değişik şeyler söylemeye başladı. o ana kadar hiç sesini duymamıştık o gün. "yaa enam, ya mübin,ya kureys" tarzı şeyler söylüyordu ama tam anlaşılmıyordu. sesi boğuk boğuk çıkıyordu. banada olmuştu bende büyüye maruz kalmıştım ama ece ablayı sanki tamamen kontrol ediyordu. ben sadece korkuyordum ve sesler duyuyordum.
adam içeriye bir adım attı ece abla resmen kükremeye başladı. yemin ederim binler aynı filmlerde gördüğünüz gibi. hiç abartmıyorum o kadar yüksek sesle kükredi ki osmanla ben birbirimize baktığımızda ikimizde ölü bir insan gibi beyaz olduğumuzu farkettik. adam geri adım atmıyor tam tersine "ey ifrit ne istiyorsun" diye diye ece ablanın üzerine gidiyordu. o kadar çok bağırışıyorlardı ki nigar teyze oturma odasından sesleri duymuş olacak ki sokak kapısından ağlayarak "ben dışardayım" dedi ve kapıyı çekip çıktı. biz dizlerimi titreye titreye izliyorduk. herif ece ablanın tam dibine kadar geldi. ece abla yatakta doğrulup sırtını duvara yasladı adam tek dizini yatağa koydu "ey ifrit ne istiyorsun" dedi tekrardan. ece abla bir an kafasını öne eğip tekrar kaldırdı. artık eski korkunç bakışları yoktu ağlamaya başladı. sol bileğindeki yazıyı büyücü elamana doğru tuttu. bizde görebiliyorduk ama ne yazdığı hakkında hiçbir fikrim yok binler. adam sinirlenip "eeeeey ifrit benimle oyun oynayabileceğini mi sanıyorsun ben senin ırkından senin ailenden kaç kişiyi öldürdüm biliyor musun" diyerek avazı çıktığı kadar bağırdı. ece ablanın gözleri bir kaç saniye içinde yine karardı. beyler inanamazsınız bir insan bir anda bu kadar değişemez. kahkaha atıp elleriyle iki kere 10 bir kerede 3 yaptı. 23 demek istiyordu. resmen sorduğu soruyu cevaplamıştı. biz dizlerimiz titreye titreye olanları seyrediyorduk. bunun benim yaşadıklarımla hiçbir alakası yoktu..

not : akşam iftardan sonra olayı bitireceğim beyler. finale yaklaştık.