Abimin odasına doğru yöneldim ve 10 saniye sonra kapıdaydım. Elimi kapı koluna uzattığımda istemsiz bir şekilde titredim. Kararımı değiştirip Harunuda çağırıp beraber girecektik.Ama buda mantıklı değildi hele birde gece olanları düşününce onu dahada işin içine sokmak istemedim. Kapıyı açmaya çalıştım, kilitliydi.Abim hiçbir zaman kapısını kilitlemezdi. Içeride ne varsa o varlığın içeridekini korumak için kapıyı kilitlediği belliydi. Bıçağı anahtar deliğinden soktum ve tahmin ettiğim gibi arkadan da kilitlenmiş değildi. Kilitleyen her neyse amahtarıda alıp gitmişti. Kapıyı omzumla açmaya çalıştım olmadı. Harun sese gelmişti zaten,ne kadar aptalım. Tormavida getirmemi söyledi, bulup getirdim. Anahtar deliğinden soktu,3-5 hareket ettirdikten sonra kapıyı açmayı başardı. Kapıyı açtık, içeride değişik hiçbirşey yoktu.Biz öyle sanıyorduk...

içeri girip odaya bir göz attık, birşey bulamadık. Kapıyı açık bırakarak odaya gittik ve Harun artık bana giyinmem gerektiğini amcasının yanina gideceğimizi söyledi. Tamam deyip odama gittim giyindim.5 dakika sonra kapıdaydık, çıktık kapıyı kilitledim ve yola koyulduk. Amcasının evine vardığımızda Emin abi direk Haruna iyi misin diye sordu. Geceki olaydan bahsediyordu galiba ama nasıl anlamıştı? Bana gel hadi dedi ve odaya geçtik. Yine aynı olayları tekrarladık ve Emin abi dua okurken ben elimi daldırdım yine. Elimi yine bir varlık tuttu fakat bu sefer acı hissediyordum. Soğuk soğuk terliyordum. Elimi tutan şeyin bu sefer çok sıkı kavradığını anlayabildim. Emin abiye baktım, bana hiç bakmadan dua okumaya devam ediyordu. Mumu yakmak için kullandığı çakmakla tepsideki kasenin dibini ısıtıyordu. Kase metal olduğu için ısı daha fazla etki ediyordu ve elimin yandığınî hissediyordum.20 saniye içinde acı 10 katına çıktı ve çığlık atmaya başladım.Ben çığlık atarken Emin abi sakinliğini koruyup dua etmeye devam ediyordu.Çakmağı söndürdü ve müyyim ve kehna dedi. Elimi çıkarmamı işarrt etti ve elimi çıkardığımda elimde birşey tuttuğumu fark ettim. Elimdeki nesneyi aldı ve hızlı şekilde odaya gitti peşinden gittim. Telefonunu alıp birisini aradı. Konuşurken ondan hocam diye bahsediyordu. Telefonu kapattığında biraz üzgün gördüm onu, nedenini anlamam uzun sürmedi.

E:Deden sağmı oğlum?
B:Hayır ben küçükken ölmüş
E:Baban nerede şuan?
B:Köye gittiler,her yaz giderler annemle. Abim ve ben burada kalırız.
E:Hiç gittinizmi bu köye siz?
B:Küçükken zütürmüşler ama hasta olmuşum o zamandan beri zütürmediler.
E:Oğlum şimdi söyleyeceklerimi çok iyi dinle ama korkmanı istemiyorum. Senin deden bir hüddammış.
B:Hüddam ne Emin abi
E:Hüddamlar cin kabilelerine liderlik ederler.Her hüddamin bir cin kabilesi vardır ve hüddamlık babadan oğula geçer. Senin deden *** kabilesinin liderini öldürmüş ve aranızda kan davası başlamış.
B:Ama kan davası olsaydı babama birşey yapmazlar mıydı?
E:Baban o köye işte bu yüzden gidiyor oğlum. Deden hüddamlığı uygun görmemiş bu yüzden babana kabile liderliğini miras bırakmamış. Babanda kabileyi kontrol edemeyince kabile karşı kabileye savaş açmış. Baban her yaz köye giderek kabileden bir cini kurban ediyor büyük ihtimalle size zarar gelmesin diye.Ama hüddam olmadığı için kontrol onda değil.Ve bu cin seninle uğraştığına göre sizin kabilenin sıradaki kurbanı sensin.

Ben Emin abinin son dediğini duyunca şok olmuştum. Kurban ben miydim? Hiçbirşeye bulasmamama rağmen benim peşimdelerdi. Bana çok saçma geldi.
B:Napıcam abi ölecekmiyim?
E:Dur oğlum, sana söylemediğim bir şey kaldı.
Meraklı gözlerle Emin abiye bakıyordum.
E:Kabilenin yeni hüddamı sensin oğlum...

Gözlerimi açtığımda Harun ve Emin abi başımda duruyordu. Uyandığıma sevinmişlerdi. Emin abi bana burada kalmamı bana hüddamlığı öğreteceğini söyledi. Kabul etmekten başka şansım yok gibiydi. Işin sonunun iyi olacağını düşünmüyorduk fakat kabul ettim. Akşam olmuştu, öğlenden akşama kadar baygın kalmışım demekki. Gece bana hoca misafir odasındaki yatağı hazırladı. Verdiği duaları okudum ve uyudum. Gece deliksiz bir uyku çektim. Sabah kalktığımda mutfaktan gelen sosis kokularıyla kalktım ve burnum beni mutfağa sürükledi.

Emin abi süper bir kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltımızı ettikten sonra direk beni kendi odasına zütürdü ve Kuran-ı Kerim' i alıp geldi. Kuran dan ayet okudu ve hüddamlığın ne olduğunu açıklamaya başladı
-Hüddamlar başıboş cin kabilelerini yönlendirmek için seçilirler. Hüddamlık ölene kadar sürer ve hüddam ölmeden önce eğer oğullarından hazır olanı hissederse gòrevi ona devreder. Eğer devretmezse Aileye uygun biri gelene kadar kabile başıboş kalır. Sende uygun görülmüşsün ve kabile seni kabul etmiş.Ama arada kan davası olduğundan karşı kabile senin peşinde, kendi kabilene önderlik yapmalısın seni korumaları için.

Ben hiçbirşey demeden dinliyordum. Anlattıkları hiç normal şeyler değildi ama yaşadıklarımdan sonra bana normal gelmeye başladı. Nasıl önderlik edeceğimu sorduğumda, bugün sadece beni tanıtacağını, diğer şeyleri sonra öğreneceğimi söyledi. Kurandan ayetler okudu ve benden okumamı istedi.Ben daha önce hiç okumamıştım ama sözcükleri sanki türkçeymiş gibi okuyordum. Odanın içinde başka canlıların oldugunu seziyordum. Tüylerim diken diken olmuştu.Bir süre sonra Emin abi Sükürler olsun dedi ve elini yüzüne zütürerek amin dedi. Okumayı bıraktım, zaten okuduğum kısım bitmişti.Ne olduğunu sorduğumda
-Şükürler olsun oğlum dedi ve gülümseyerek hayırlısıyla hüddamlığı üstleneceksin dedi.

O günü başka birşey yapmadan geçirdik. Akşam beraber kuran okuyup yattık. Evde ikimiz kalıyorduk sadece Harunuda göndermiştik.Tam hocanın dualarını okumaya başlayacaktım ki telefonum çaldı. Annem aradı.
B:Efendim anne
A:Aloo oğlum napıyosun
B:Uyuyacaktım anne hayırdır bu saatte
A:Oğlum baban fenalaştı hastaneye gel çabuk.*** Hastanesindeyiz çabuk gel. Telefonu kapatıp pantolonumu giyerek kapıya doğru yöneldim. Emin abide uyandı.Ne oldu dedi, babamı hastaneye kaldırmışlar oraya gidiyorum dedim. Bende geliyorum dedim ve Emin abinin arabasına atlayıp yola çıktık.

Hastaneye vardık,ilk kattaki sekretere babamın adını verdim, yoğun bakıma alındı,3. katta dedi.(Özel hastaneydi o yüzden sekreter vardı.)3. kata çıktım annemi görünce yanına koştum.
A:Oğlum eve dönüyorduk, yolda kaza yaptık. Bayılmışım kalktığımda ortada sadece bizim arabanın enkazı vardı. Babanı yerde yatar vaziyette görünce hemen ambulansı aradım. Bizi hemen buraya getirdiler.

Annemde 1 sıyrık bile olmaması garibime gitmişti. Emin abininde garibine gitmişti bu.Birbirimize baktık,o anda anladım neden babama bunu olduğunu.O an içimi kaplayan duyguyu anlatamam. Herseyden nefret etmeye başladım. Hüddam dım sonucta ben güç bendeydi, nefret ettiğim şeyleri yok edebilirdim. Emin abi beni alarak boş bir koridora zütürdü, düşündüklerimi nasıl anladı bilmiyorum ama Hüddamlık kötü amaçlar için kullanılırsa sonun deden gibi olur dedi.O an yaşadığım utanç duygusunu hala unutmam.

Doktorla görüştüğümüzde bana babamın felç geçirdiğini ve geçici bir süreliğine uyku halinde olduğunu söyledi.O uykudan uyanmayacağını biliyordum. Annemi eve bıraktık. Emin abiden rica edip eve girdim ve bu Emin abi bir tanıdığım beni seneye için ders çalıştırıyor onda kalacağım birkaç gün dedim. itiraz etmedi.Onu öpüp evden çıktım ve arabaya gittim. Emin abinin evine gittik,o gece gözüme uyku girmedi. Babama olanlari düşünüyordum ve bunu onların yaptığına eminim.

Kapı tıklandı girim dedim, Emin abi girdi içeri. Benide uyku tutmadı gel kuran okuyalım dedi. Gittik 7 sayfa okuduk ve bıraktık.
B:Babama bunu onlar yaptı degil mi
E:Sen hüddam olunca sana birşey yapamayacaklarını anlayınca...
B:Hadi derse başlayalım.

Derse başladık aralıksız 4 saat bana hüddamların neler yaptığını, sorumluluklarını ve buna benzer birsürü şey anlattı. Bana bir kağıt verdi.Bu duayı ezberle. Bunu yardıma ihtiyacın olunca oku dedi ve kahvaltı hazırlamaya gitti.

Verdiği kağıttaki yazıyı incelemeye başladım.Çok kısaydı sadece 4 harften oluşuyordu.Ne olacağını merak ediyordum fakat cesaret edemedim.O gün akşama kadar kuran okuduk, televizyon izledik, sohbet ettik. Aksam yemekten sonra erken yatağa gittik geçen gece uyumadığımız için ikimizinde uykusu vardı. Yatağa yatınca o 4 kelimeyi söylemeye karar verdim.4. kelime ağzımdan çıktıktan sonra bir pişmanlık ve tedirginlik hissettim. Beklediğim gibi değildi. Hiçbirşey olmamıştı. Hicbirşey olmamış sanıyordum...

Sabah kalktığımda evde garip bir koku vardı. Yatakta doğruldum ve yerdeki kan izlerini gördüm. Korkuyordum fakat içimde beni cesaretlendiren birşey vardı.Kan izlerini takip ettim, Emin abinin kapısına kadar geliyordu. Kapı kapalıydı, içeriden ise konuşma sesleri geliyordu.En az 2 farklı ses duydum. Hemen odama döndüm ve Emin abinin bana verdiği kağıdı yanıma alacaktım fakat bulamadım.Onu ararken fark ettim muskamda yoktu.Ne olucaksa olsun diyerek gittim ve kapıyı açtım.O manzarayı hala daha unutmam. illaki okumuşsunuzdur bir yerlerden. Cinler farklı bedenlerle size görünebilirler.Ama o odada 3 tane tamamen saf bedenlerinde cin duruyordu. Saçları bakımsız ve uzun, dişleri kararmış, gözleri simsiyah ve yüzü kan dolu 3 cin ile karşı karşıyaydım. Vücudumun donduğunu hissettim. Zaten tek hissedebildiğim buydu. Bana doğru geldiler ve aramızda 3 adımlık mesafe kalınca durdular...

Bana öylece bakıyorlardı, içlerinden biri bilmediğim dilde birşeyler söyledi.
Sıçrayarak uyandım. Emin abi başımda gülümsüyordu. Hemen doğruldum ve ona saldırdım, beni tutuyordu.
-Sakin ol oğlum, artık sen hüddamsın.
Bunu duyunca durdum bu bir çeşit testti. Peki o kelimeleri gece okuyacağımı nerden anladın dedim.
-Ne kadar sabırsız biri olduğunu seni tanımayan biri bile anlar dedi ve güldü. Bende gülüyordum.Bu olaylar başıma geldiğinden beri ilk defa gülüyordum.

O günün akşamı uzun zamandır girmediğim o odaya girdik.Bu sefer yanımıza farklı malzemeler aldık. Mumları daire seklinde yaptık, etrafına kırmızı renkli bir sıvı döktük. Içine oturduk ve kasenin içine benim saçımın bir telini attı. Kasedeki su saçımın rengine büründü. Parmağımın ucunu küçük bir igneyle deldik ve 1--2 damla kan akıttık kaseye. Kasedeki su fokurdamaya başladı ve bir yüz belirdi.Bu rüyamda gördüklerim gibi değildi. Gayet düzgün bir yüzdü ve Emin abi bakarak ipler sende dedi.Ona kim olduğunu sordum.*** kabilesinin elçi cinlerinden biriymis. ismi***.Babama kimin bunu yaptığını sordum tahmin ettiğim gibi, diğer kabile yapmıştı.Bu kan davasını bitirmenin yolu ne dedim. Cinler yaptıkları anlaşmalara ömür boyu sadık kalırlar onlarla anlaşma yapman lazım dedi. Kabul ettim fakat karşı kabilenin liderini bulmam lazımdı, belkide başında başka bir hüddam vardı.

Cine hizmetleri için teşekkür ettim ve ritueli bitirdik. Yatana kadar odada sohbet ettik. Yatağa girer girmez dualarımı edip uyudum. Sabah kalktığımda Emin abiyle kahvaltımızı ettik ve ritueli hazırlamak için odaya gittik. Mumlardan farklı bir şekil çizdik bu sefer içine oturduk.Bu sefer mumların etrafına o kırmızı sıvıdan dökmemiştik. Mumların arasına oturduk ve ortamıza büyük bir mum koyduk.O büyük mumu yakmadan dua okumaya başladık.5 dakika kadar dua okuduktan sonra ortadaki mum yandı ve Emin abinin bana söylediği gibi olmuştu.
E:Kimsin sen
B:*** kabilesinin hüddamıyım sen kimsin?
E:*** kabilesinin lideriyim. Deden hüddamımızı öldürdükten sonra birdaha hüddamımız olmadı.
B:Kabilelerin arasındaki savaşı bitirmek istiyorum.
E:Bunu siz başlattınız biz bitireceğiz, senin canını alacağız insanoğlu.
B:Bunu söylemeye nasıl cürret edersin!

Bunu dedikten sonra Emin abinin verdiği ibranice yazı dolu olan kağıdı büyük mumun üstüne kapattım ve Emin abi normale döndü.

Olmadımı dedi, maalesef dedim.Bu şekilde olmasını istememiştim fakat böyle olmuştu işte. Bende kan davasını devam ettirmiştim. Onların liderini öldürmüştüm.

Ertesi gün aynı olayları tekrarladık. Aynı ritueli yaptık ve onların elçisi gelmişti bu sefer.
A:Sizinle anlaşma yapmak istiyorum. Liderinizi bilerek öldürmedim.
E:Bizi zaten bu davayı devam ettirmeye yönlendiren liderimizdi. Onun ölmesi bir bakıma iyi oldu fakat kabilemiz başı boş kaldı.

Emin abinin söylediğini hatırladım"Kabilenin başında kimse olmayınca başıboş kaldılar ve diğer kabileye savaş açtılar"
O kabileyi de kendime bağlamıştım.

En büyük günahlardan birini işlemiştim.Cin öldürmek insan öldürmek kadar günahtı.Ama yapmıştım işte...

Bu olaylar sırasında namaza başlamıştım, kuran okuyordum. Dindar biri haline gelmiştim.Şu anda bile bu işlediğim günah için af diliyorum.Bu olaylar sonucunda dedem gibi hüddamlık yapmaya devam ettim. Hala hüddamım.Bu olaylar sayesinde dindar biri galine geldim ve halimden memnunum ama normal insanlar gibi olamamak işin kötü yanı...

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Okuyan gözlerinize, şuku veren bi entry yazan ellerinize sağlık. Yeni bir hikayede görüşmek üzere...

Arkadaşlar hikaye bitti. Hala yaz diyenler var neyi yazayım * Mesaj atıp, entry girerek güzel olmuş panpa diyenlere burdan tekrardan teşekkür ederim yeni hikayelerle karşınızda olucam sağlıcakla kalın...