cinlerin insanla yaptığı iş birliği

kulağa biraz farklı gelebilir ancak büyük özenlerle saptırılmış ve gerçekliği unutturulmuş gerçekleri anlatıyorum bu başlıkta.. uzun süreli araştırmalarimin sonuçlarını tüm gercekliği ile yazicam reservlerinizi alın
edit: telden yazıyorum biraz yavaş oluyor kusurabakmayin
edit2: şuku vereniniz yok bari eksilemeyin. adam anlamayinca basıyor eksiyi
not: müslüman değilseniz size pek anlamlı gelmeyebilir baştan uyarayim
edit3: bilgisi olanlar benle beraber devam edebilirler
edit4: bilgi içeren yerler %100 sağlam beyler inanmayan araştırsın
not: vazgeçtim amk ateist budist farketmez şeytana tapan kediye tapan öküze tapan kim varsa okusun
edit5: abi çok iyi ya kıvdıbına gelen arkadaşlar emeğe saygı en azından bi şuku yollayında bende keyifle yazayım

zaten işsizim bigun bizim osmanida aldım yanıma(oda çok meraklıdır böyle şeylere) başladık falcı falcı dolaşmaya çok sürmedi iki tane büyü ve muska işleriyle uğraşan birilerini bulduk.. para karşılığı öğrenebileceğiniz herşeyi öğrenmiştik.. artık cinleri tanıyorduk geriye sadece onları ve yaptıkları ışleri reel olarak görmek kalmıştı

karşılarına çıkan ne olursa olsun ezip geçecek; merhamet dileyene sağır, göz yaşı dokene kör; her bir neferini kendi elleriyle yetiştirdiği bir ordu... adem'e ve nesline dünyayı dar edecek, halife seçildikleri güne laneti okutacak, azazilin birtek emri ile çıkacakları bu kanlı yolda israfil'in surunu iştene kadar durmayacak bir ordu... acaba çok mu şey istemiş oluyordu? galiba evet! bunun kesinlikle farkında olan azazil hiç vakit kaybetmeden işe koyuldu.

bundan tam 1 ay önceydi. yine sözlükte takılıyorum başlık açtım beni korkutun korkmak istiyorum diye, başlıkta cin muhabbetleri dönmeye başladı korkmadim ama merak etmeyee başladım bi iki gün muhabbeti döndü ama yeteri kadar bilgi edinememistim merak buya önce imam-ı şibili nin cinlerin esrarı adlı kitabını sonra nete dolaşan bi kaç önemsiz cin kitabını okudum ama hala merakım dinmemiş daha fazla körüklenmiştii

@133 sabaha kadar sırf rezervuar demen için yazmadım amk bi yorum yapın soru sorun kendim çalıp dinliyom burda : )

ağzımdan dökülen tek cümle o an beni sanki bir film setinden kurtarıp gerçek hayata döndürmüştü " hayırda senden şerde senden yarabbi, şerlerimi hayır eyle" amin.. bi anda ışıklar geri gelmişti, aslında sıradan bir trafoya kedi kaçma olayı yaşanmiş olmasına rağmen belki bir kaç saniye yada dakikada nekadar çok şey yaşamıştım öyle.. bastı zaman mı diyorlardı bu olaya? öyle biseydi.. yaşadığım bu şeyin adı o bu yana şöyle dursun kendimi kanıtladığımı ve okuduğum onca şeyin yalan dolan olmadığını farketmemi sağladı.. bunu osmana anlatmak istiyordum, hemen telefona davrandım numarayı çevirdim fakat telefonda şebeke yoktu yinede telefonu kulağıma zütürmekten kendimi alamadım bi iki saniye sonra telefondan garip uğlama hirlama veya horlama gibi sesler gelmeye başladı sanki birisi gengirerek konuşuyordu, tüylerim diken diken olmuştu sırtımdan sıcakla soğuk arası anlam veremediğim su dökülür gibi oldu korkarak acaba arkamda biseymi var gibisinden düşünürken telefondakini dinlemektende kendimi alamiyordum, kendime gelmem biraz sürdü o sırada telefonu yere attıgim sırada omzumda bi el hissettim, arkamı dönemedim ama bana şunları fısıldadı ' daha yeni başlıyoruz!'

dünya' ya yine mavi küre denilen o eski zamanlarda 4.elçi hamün önceki elcilerden farklı olarak, kabile hayatından krallığa geçişin ilk adımları atılmıştı. sonradan oğlunun ismiyle "onatra" diye anilacak olan bu krallığın sınırları, kuzeyde zelemar dağlarına kadar uzanırken güneyde ramenas irmağının kivrimlariyla şekillenen tam bir daireyi andırıyordu..

hamün tarafından can dostum iltifatına mazhar olmuş hablisin bir oğlu vardı babası ona duyduğu sevgisini anlatmak için ona azazil adını vermişti. azazil ve hamün'ün oğlu onatra aynı yaşlardaydilar ve beraber büyümüştüler.. henüz çocukluğun bitimi gelmeden krallığın sonu allaha şirk koşan asiler tarafından getirilmiş, asilerin sonuda allahın gazabı ile gelmişti... yolları burada ayrılan azazil ve onatranın azazilin göğe yükselmesi ile iyiden iyiye birdaha birbirlerini bulmaları hiç ihtimal dahilinde bile değilken azazil binlerce yıl sonra mavi küreye geri dönmüştü. bu beklenmedik dönüşün sebebi kovulmuş olmasıydı

@16 saçma.
@18 iddaa yı firma ile kökten satın alabileceğin gerçeği var *

beklenmedik ziyareti nedeni gazap ordusunun komutanı azazilin daha önceki ziyaretlerin getirdiği korkuyla hoş karşılanmamisti azazilin aklında başka şeyler vardı artık.. bir ordu... azazilin, haklılığını sorgulamaksizin, sadece içi boş bir intikam duygusuyla çıktığı bu isyan yolculuğunda ihtiyacı olan tek şey bi orduyu..

@87 azazil in bilgeliği tartışılmaz evet meleklere ders verdiği doğru hatta bizim cuma buluşmalarimiz ordan geliyor(cuma namazı hutbesi falan) ilk cuma hutbesini azazil vermiştir. onun sihirle ne işi olduki daha önceleri sadık bir kuldu elbet onunda bilmediği şeyler var..

dönüş yolculuğunda karşılaştığı birkaç budist rahipten (rahip doğru kelimemi? bilmiyorum) hep aynı şeyleri duyması, ona yeni bir fikir vermişti. söylenenlere göre azazilin kendilerinden sihri öğrendiği, hârut ve mârut isimli iki melek; babil'de, yerin yüzlerce metre altında, altı ateş üstü ateş bir çukurda zincirle. bağlanmış, cezalandirilmaktaydilar ve onlardan öğreneceği bir büyü ile azazilden intikamini alabilirdi..

reserved

akşam yine aynı saatlerde devam edicem benimle kalın hayatta kalın hoşçakalın sevgisiz okurlarım

@22 sen kime saçma diyosun lan bebek poposu. Dedem cinci hoca benim yeminle evine ifritler salarım asabımı bozma

bu olanları öğrendiğimde artık nasıl bir güçlükle karşı karşıya olduğumu daha iyi anlamıştım, şayet ALLAH hz.adem'e onlar sizin apaçık düşmaninizdir buyurmuştu..

sözlükte takılıyorum yine birisine tam allah kitap küfrettiğim sırada elektrikler gitti(olacak işmi şimdi) derin bi sessizlik oldu oturma odasından çıkıp kendi odama geçerken holde kırmızı dört tane ışık gördüm. bunlar kitaplardan okuduğum cinler olabilirmiydi, onlar hem karşımda duruyordu hemde ensemde soğuk bi korku hissediyordum.. aklıma gelen ilk şey ya allah bismillah deyip gözlerimi kapamak oldu ama bi yandanda ona kufrettigim gerçeği beni dahada korkutuyordu acaba cezalandiriliyormuydum ?..

bana para getirsinler soğan sarımsak kabugu koyarım istedigi yere panpa

işte o an, azazil için tüm umutların tükendiği, geri dönüşü olmayan ve ne yapacağına hemen karar vermesi gereken andı. daha birkaç saniye önce sırt üstü yatan o kupkuru toprağın ete kemiğe dönüşmesiyle meleklerin tereddütsüz secde etmesi bir oldu. peki o ne yapacaktı? daha düne kadar bana üstünlük taslamaya kalkarsa canına okurum dediği toprak adamın önünde secdemi edecekti, yoksa... peki etmeyip ne yapacakti? sayısız şahidin huzurunda, hemde allah a karşı bu apaçık isyanına nasıl bir kılıf uyduracakti?

geçen her saniye, isyanindan dönmek için ona bir şansken; o bu vakti ayakta dikilip savunmasını hazırlayarak tükettiğinin farkında değildi.. şayet bu gerçekleşecek olursa o'na olan tutkusundan bahsedecek, kimbilir belkide mazur görülüp affedilecekti. ne varki azazilin bekledigi o hitap hiç beklemediği şekilde geldi:
-ey iblis! seni secde etmekten alıkoyan şey nedir? kibirlendinmi? yoksa bu emre muhatap olmayacak kadar yucelerdenmi oldun ?
"iblis". azazilın binlerce yıldır hevesle bekledigi, aşığın maşuktan duymak için o ilk hitapta, allah ın seçtiği isim bu olmuştu. yolunu şaşırmış, sapkinliga düşmüş, zarara uğramış, umudu kesilmiş. kısacası, iblis! azazil neye uğradığını şaşırmıştı