-
26.
+12Yusuf bir an önce bir şeyler yapması için yalvarıyordum resmen ama o Hocalarıma sormam gerekiyor bu konuyu, neyin ne olduğunu anlarsak müdahale edebiliriz. dedi fakat dinlemiyordum onu hemen bir şeyler yapması için ısrar edip duruyordum. Artık gözlerimin dolduğunu hissettim ve yusuf iletişime geçebilirim belki ama tehlikeli olacaktır. Bunu istediğinden kesin emin misin? diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. Pekala o vakit diyerek ellerini dizine koyup kalktı ve diğer odaya gitti.Tümünü Göster
Geldiğinde elinde bir ampul, büyük bir kağıt parçası ve daha küçük kağıt parçaları vardı. Odanın ampulünü çıkartıp o ampulü taktı. Gece lambasına benzeyen mor bir lambaydı bu. Daha sonra eliyle yere oturmamı işaret etti ve dizlerimin üstüne işaret ettiği yere oturdum. Büyük kağıt 2 ye katlanmıştı. Önüme açtık kağıdı, üzerinde değişik bir şekil ve arapçaya benzeyen yazılar vardı ve Yusuf'da benim gibi tam karşıma oturdu. Gözlerini kapattı bir şey okuyor gibiydi. Dudakları açılıp kapanıyordu. Okumaya devam ederken yavaş yavaş kağıtları yakmaya başladı ve birden gözlerini bana doğru açıp kükredi.
YA ECHU BiN CiNNiA ! ERAHM KAVMUN UNZiHi DECR !
Gözlerimin yandığını hissettim ve kollarım kasılmıştı. Kendimi ağırlaşıyor gibi hissettim ve birden kendimi sanki dışardan seyrediyormuşcasına bir hisse kapıldım. Ağzımı açıyordum.
NARA iNHA ! NE iSTiYORSUN BENDEN ÇAMUR ! diye bir ses çıktı ağzımdan benim sesimden kat kat kalındı.
NE iSTiYORSUN BU BEDENDEN? Dedi yusuf, gözlerimin içine kilitlenmiş bakıyordu.
BANA HiZMET EDiYOR VE BENDE KARŞILIĞI VERiYORUM BUNDAN SANANE ! dedim ve dedi. Çok değişik hissediyordum.
tueal iilay BUNU NEDEN SÖYLÜYORSUN? diye sordu yusuf. Birden yüzümde değişik bir sırıtış belirdi.
BUNU SÖYLEYEN BEN DEĞiLiM ACiZ ÇAMUR !
Peki ya kim? diye sordu yusuf. Birden çok derin hırıltılar gelmeye başlamıştı benden ve belkide sesimin on katı yüksek bir sesle,
Cânn !!!
diye bağırmasıyla ev resmen yerinden sallandı bir karartı belirip kayboldu odada. Tekrar vucudumu hissedebiliyordum. Yusuf karşımda gözleri yerinden fırlayacak şekilde açılmış yere bakıyordu ve hemen kalkıp lambayı değiştirdi. Nefesi halen aynıydı.. +
Yusufa seslendiğim halde konuşmuyor öylece gözleri boşluğa bakıyordu. En son omuzlarından tutup Yusufu sarstım ve kafasını sallayıp kendine geldi. Ne oluyor yusuf? Cânn kim? Ne oldu böyle? dedim hızlı bir şekildi. Yusuf bana döndü ve gözlerimin içine bakarak Cânn, cinlerin atası olarak bilinir kardeşim. Normal cinlerle bile uğraşmak çok tehlikeli ve zor iken eğer söylediği doğruysa çok büyük bir tehlikenin içindesin kardeşim.. dedi. Sesim titreyerek Ci..Cinlerin at..Cinlerin atası mı? diyebildim zorlayarak..
Başını sallayarak onayladı. Artık iyice kafam allak bullak olmuş ve pgibolojim bozulmuştu. Yusuf Meraklanma demiycem kardeşim gerçekten endişelenilmesi gereken bir durumdasın ama eminim hocalarım Allah'ın izniyle buna bir çözüm bulacaktır. dedi. Bir süre sende kalabilir miyim? dedim. Yusuf tedirgin bir şekilde yüzüme baktı ve birden gülümsedi.
Tabi kardeşim.. Tabi.. -
27.
+15Yusuf benim için oturma odasına yatak hazırlarken ben olanları düşünüyordum. Birden Yusuf'un sesiyle irkildim. Senin için dua edicem kardeşim.. diyerek gülümsedi. içimi rahatlatmıştı böyle söylemesi nedenini bilmediğim bir şekilde, gülüp kafamı salladım. Yusuf, Ben yan odadayım kardeşim. Bir şey olursa seslenmen yeterli saatin kaç olduğunu önemseme dedi. Bende Sana ne kadar teşekkür etsem az kardeşim. Bu yaptıklarını unutmucam elbet karşılığını verme fırsatım olur bir gün kardeşim. dedim dudaklarımı içe doğru bükerek. Bundan kurtulduğunda bir kere Allah razı olsun dersin bana yeter kardeşim.. dedi ve gülümseyerek odadan çıktı.Tümünü Göster
Yatağa uzandım ve nasıl böyle bir yanlışa düştüğümü düşünmeye başladım. Gözüme uyku girmiyordu. Korkuyor muydum yoksa tuhaf bi heyecan mıydı bu anlayamıyordum ama gözlerim öylece açıktı. Birden yine o sesi duydum..
Tueal iilay !
Birden o kadar sıkıldığımı ve bıktığımı hissettim ki artık bununla uğraşacak gücümün olmadığını fark ettim. Ne olacağı umurumda bile değildi. Mırıldanarak gibtir git ulan artık dedim kendi kendime ve hayatımın hatasını yaptığımı o an anladım. Birden omzumda iki koca el gibi bir şey hissettim. Beni hızlıca yatakta bir sağa bir sola çekti ve birden aynı eli boğazımda hissettim. Beni resmen yatağın üstünde boğazımdan tutarak kaldırmıştı. Ellerim aşağı doğru sarkmış ve yutkunamıyordum. Nefesimi toplayabilsem Yusuf'a bağıracaktım ama boğazımı gittikçe daha fazla sıkıyordu. Gözlerim kararmaya başlamıştı ki kapı açıldı yusuf bağıra bağıra ve ellerini havada sallayarak içeri girdi.
FETUHNA HABiSUL FENNAH ! FETUHNA HABiSUL FENNAH ! FETUHNA HABiSUL FENNAH !
Birden boğazımdaki eller kayboldu ve yatağın üstüne düştüm. Öksürüyordum. Yusufa baktığımda ellerini dizine koymus hızlı hızlı derin nefesler alıyordu. Ne yani? Bana dokunabiliyor mu? Bu nasıl olabilir yusuf delircem bana yardım et dedim yalvarırcasına, yusuf ise halen hızlı hızlı nefes alıyor ve yere bakıyordu. Tekrar Yusuf yardım et bana gelip dokunan o muydu? Cânn mıydı? Bu kadar güclüyse ne yapacağım ben? dedim. Yusuf halen elleri dizlerindeyken kafasını bana çevirdi ve kafasını hayır anlamında sağ sola sallayarak Hayır kardeşim.. Sadece sana mesajını ileten elçi bir cindi bu. O yüzden bu kadar kolay kovabildim.. Şayet ki gelen Cânn olsaydı.. lafını bitirmedi.
Cânn olsaydı ne yusuf? dedim. Cânn olsaydı şuan çok çok daha kötü bir durumda olabilirdin.. dedi. Gözlerim birden boşluğa bakar olmuştu. Artık yaşamak dahi istemiyordum resmen. Yusuf nefesini toparlamış yanıma gelmişti. Yatağa oturdu ve Bence ikimizde de uyku denen bir şey kalmadı. Kahve yapayım da oturalım sabaha kadar dedi. Başımı sallayarak onayladım.. -
28.
+15Yusuf kahveleri getirip yanıma oturdu ve direk Söylediği sözün anldıbını biliyor musun? dedim. Evet anlamında başına salladı ve Arapçada bana gel anldıbına geliyor kardeşim.. dedi. Ne yani? Cânn beni mi çağırıyor? diye sordum. Bilmiyorum kardeşim ama şuan bakıldığında o şekilde gözüküyor ama nedeni soracak olursan bende bilmiyorum. Daha önce cin musallatlarına şahit oldum fakat bizzat Cânn'ın adını hiç bir musallat olayında duymadım. dedi. Baya bir muhabbet ettik. Sabah olmuştu hatta öğlene yaklaşıyordu saat..
Yusuf, Dün geceden sonra bizzat hocamın yanına Konya'ya gideceğim hemde bu gün kardeşim.. Başındaki olay hiç küçümsenecek bir şey değil dedi. Başımla onayladım. O anda telefon çaldı. Arayan dükkandaki yan komşum berber Ahat amcaydı.
- Efendim Ahat Amca?
+ Okan canım nasılsın?
- iyiyim Ahat Amca sağol, sen nasılsın?
+ Şükür canım. Senin dükkana bi adam geldi. Bıraktığı bi kitabı geri almak istiyormuş. Dükkan kapalı olunca bana geldi.
- Biraz işlerim var Ahat Amca ondan dükkanı açamıyorum. Hangi kitabı bırakmış?
+ Valla canım Gizli ilimler mi Bilimler mi öyle bi kitapmış baya acelesi var gibi duruyordu bende bir arayayım dedim seni..
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Nefesim hızlanmış ve resmen bir anda terlemiştim.
+ Alo? Okan canım orda mısın?
- Bu.. Burdayım Ahat Amca. Gönderme beklet biz.. Ben.. Hemen geliyorum..
Telefonu kapatınca Yusuf'un beni dürttüğünü fark ettim. +
Yusuf, ne olmuş kardeşim neler oluyor birden kaskatı kesildin dedi. Yusuf'u omuzlarından tuttum. Yusuf.. Kitabı dükkana bırakan adam geri gelmiş kitabı istiyormuş.. Hemen gitmem gerekiyor. Belki o bu olayın çözümünü biliyordur.. dedim.
Yusuf, bende geliyorum kardeşim diyerek ceketini giyindi ve yola çıktık. -
29.
+13Yusuf'la resmen koşar adım gidiyorduk daha doğrusu ben gidiyordum o bana yetişmeye çalışıyordu. Dükkana vardığımda hemen Ahat Amca'nın yanına gittim.
Nerde abi adam? diye soluk soluğa içeri girdim. Ahat Amca, bi dur canım sakin ol. Bekletmeye çalıştım ama adam hiç konuşmadan bu zarfı verdi ve gitti dedi. Zarfı uzattığında almak için çekindim sebepsizce, yusuf yanımdan elini uzatıp zarfı aldı. Nedensiz bir şekilde kaskatı kesilmiştim. Hareket edemiyor, konuşamıyordum. Yusuf bana bakıp iyi misin Okan? diye sordu. Kendimi zorlayıp başımla onayladım. Yusuf koluma girdi ve dükkandan çıktık. Yusuf beni bir kafeye zütürdü. Oturduk, zarf elindeydi fakat açmakta tereddüt ediyor gibiydi. +
Birden zarfı alıp kalktım ve tuvalete doğru hızlı adımlarla gitmeye başladım. Arkamdan yusufun bi kaç kez Okan! Okan nereye! dediğini duydum fakat arkamı dönüp bakmadım. Tuvalete girdiğimde yusuf'un arkamdan geleceğini düşündüm fakat arkamdan gelmemişti. Belki de gelmesini istiyordum. Kafam çok karışıktı.
Lavabolara doğru yöneldim. Zarfı açmaya başladım. Elim titriyordu. Birden bütün vücudum buz kesmişti. Zarf açtım. içinden bir kağıt çıktı ve ikiye katlanmıştı. Kağıdın katlamasını açtım. Tuhaf şekiller vardı. Kağıdı tam görebilmek için biraz daha yukarı doğru kaldırdım. Lambanın ışığı birden kağıda yansıdı ve dehşete kapıldım. Kağıdın sanki içine gömülmüş şekilde o yazı vardı..
Tueal iilay !
Kağıdı indirdiğim de soluk soluğaydım ve aynaya baktığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Arkamda uzun kıllar tam kafamın arkasında dalgalanırken gözlerim birden kapkara oldu ve aynada ki yansımam büyük bir böğürmeyle aynaya çarptı. O kadar şiddetliydi ki dengemi kaybedip arkaya doğru düştüm..
Mehde galü ifri.. -
30.
+10Yerden kalktığımda ayna da cizik dahi yoktu ve her şey normaldi. Sanırım delirmeye başlıyorum dedim kendi kendime, o sıra da Yusuf içeri girdi ve ne oldu iyi misin? diye sordu. Ben cevap verecekken birden kağıdı gördü ve gözleri açıldı. Birden bana dönüp, BUNU IŞIĞA TUTTUN MU ? diye sert ve yüksek bi sesle sordu. Eve.. lafımı bitiremeden Yusuf'un ağzı aşağı doğru kaydı gözleri kapkara ve kulakları yukarı doğru büküldü. Dehşete düşmüştüm. Birden arka cebimden cıkardığı çakıyı boğazıma sapladı. Gözlerim bi anda kaydı ve yusuf'un sözlerini duyarken gözlerim karardı.Tümünü Göster
GÜNAHKAR BEŞER
Sıçrayarak gözlerimi açtım. Halen tuvallette ve yerdeydim. Kafam çok kötü ağrıyordu. Sanırım bi yere vurmuştum. O an kapı açıldı ve içeri yusuf girdi. Ne oldu? iyi misin? diyerek bana doğru gelince ellerimle geriye doğru sürünerek kaçtım. Yusuf şaşkınlıklar içinde kalmıştı. Okan, benim iyi misin kardeşim? neler oluyor? dedi. Nefesim hızlanmıştı. Biraz yavaşlamasını bekledikten sonra ayağa kalktım ve kağıdı gösterdim. Yusuf kağıttaki şekilleri görünce kaskatı kesildi. Belli ki bir şeyler biliyordu. Kağıdı aldı. Halen gözleri kağıttaydı. Ben o sıra da içeri geçelim olanları anlatayım dedim.
Tekrar masaya gittik ve tüm olanları anlattım. Beşer'in ne demek olduğunu sordum. insan, insanoğlu anlamındadır kardeşim dedi. Peki kağıttaki şekiller ne anlama geliyor? diye sordum.
Kardeşim bunlar şekil değil. işaretleme büyüsü. diye cevap verdi. Büyü lafını duyunca tekrar nefesim hızlandı. Ne işe yarıyor? neden bunu bıraktı o adam? diye sordum. Cin musallatı yaşayan birine kurtulamaması için, her gittiği yerde, her korumanın arkasında dahi musallat olunabilsin diye yapılan bir büyü. Ancak bu büyünün işe yaraması için senin yaşadığın musallat olaylarından bir nesne isim veya söz gerekiyor. Yaşadığın olaylarla alakalı hiç bir şey bu büyü işe yaramaz dedi.
O anda gözlerim doldu. Bıkmıştım iyice.. Yusuf bişey mi oldu? dedi. Ağlamaklı bir sesle Güneşe tut kağıdı dedim. Yusuf kağıdı güneşe doğru kaldırınca önce gözleri açıldı daha sonra acınası bir ifadeyle bana baktı.
Birden yusuf ayağa kalktı ve hadi gidiyoruz dedi. Noluyor? Nereye Yusuf? dedim. O adamı bulmamız gerekiyor. Sana bunu neden yapıyor öğrenmeliyiz. Zaten akşam otobüsüm var Konya'ya gidiyorum hocalarımın yanına, onlar çaresini bulacaktır. dedi.
Kafeden çıktık. Ancak nerden başlayacağımızı bilmiyorduk aramaya, ahat amcadan adamın nasıl biri olduğunu öğrenmek için tekrar yola çıktık. -
31.
+10 -1Yerden kalktığımda ayna da cizik dahi yoktu ve her şey normaldi. Sanırım delirmeye başlıyorum dedim kendi kendime, o sıra da Yusuf içeri girdi ve ne oldu iyi misin? diye sordu. Ben cevap verecekken birden kağıdı gördü ve gözleri açıldı. Birden bana dönüp, BUNU IŞIĞA TUTTUN MU ? diye sert ve yüksek bi sesle sordu. Eve.. lafımı bitiremeden Yusuf'un ağzı aşağı doğru kaydı gözleri kapkara ve kulakları yukarı doğru büküldü. Dehşete düşmüştüm. Birden arka cebimden cıkardığı çakıyı boğazıma sapladı. Gözlerim bi anda kaydı ve yusuf'un sözlerini duyarken gözlerim karardı.Tümünü Göster
GÜNAHKAR BEŞER
Sıçrayarak gözlerimi açtım. Halen tuvallette ve yerdeydim. Kafam çok kötü ağrıyordu. Sanırım bi yere vurmuştum. O an kapı açıldı ve içeri yusuf girdi. Ne oldu? iyi misin? diyerek bana doğru gelince ellerimle geriye doğru sürünerek kaçtım. Yusuf şaşkınlıklar içinde kalmıştı. Okan, benim iyi misin kardeşim? neler oluyor? dedi. Nefesim hızlanmıştı. Biraz yavaşlamasını bekledikten sonra ayağa kalktım ve kağıdı gösterdim. Yusuf kağıttaki şekilleri görünce kaskatı kesildi. Belli ki bir şeyler biliyordu. Kağıdı aldı. Halen gözleri kağıttaydı. Ben o sıra da içeri geçelim olanları anlatayım dedim.
Tekrar masaya gittik ve tüm olanları anlattım. Beşer'in ne demek olduğunu sordum. insan, insanoğlu anlamındadır kardeşim dedi. Peki kağıttaki şekiller ne anlama geliyor? diye sordum.
Kardeşim bunlar şekil değil. işaretleme büyüsü. diye cevap verdi. Büyü lafını duyunca tekrar nefesim hızlandı. Ne işe yarıyor? neden bunu bıraktı o adam? diye sordum. Cin musallatı yaşayan birine kurtulamaması için, her gittiği yerde, her korumanın arkasında dahi musallat olunabilsin diye yapılan bir büyü. Ancak bu büyünün işe yaraması için senin yaşadığın musallat olaylarından bir nesne isim veya söz gerekiyor. Yaşadığın olaylarla alakalı hiç bir şey bu büyü işe yaramaz dedi.
O anda gözlerim doldu. Bıkmıştım iyice.. Yusuf bişey mi oldu? dedi. Ağlamaklı bir sesle Güneşe tut kağıdı dedim. Yusuf kağıdı güneşe doğru kaldırınca önce gözleri açıldı daha sonra acınası bir ifadeyle bana baktı.
Birden yusuf ayağa kalktı ve hadi gidiyoruz dedi. Noluyor? Nereye Yusuf? dedim. O adamı bulmamız gerekiyor. Sana bunu neden yapıyor öğrenmeliyiz. Zaten akşam otobüsüm var Konya'ya gidiyorum hocalarımın yanına, onlar çaresini bulacaktır. dedi.
Kafeden çıktık. Ancak nerden başlayacağımızı bilmiyorduk aramaya, ahat amcadan adamın nasıl biri olduğunu öğrenmek için tekrar yola çıktık. -
-
1.
+2Amk cocugu calinti hikaye
-
2.
0kes bin
-
3.
0Kardeş 2 defa yazmışsın aynısını
diğerleri 1 -
1.
-
32.
+21 -3olaylar git gide gerildi beyler hadi şuku nerde amk
-
-
1.
0Çalıntı olmasa şuku istemezdin.
-
1.
-
33.
+27Dizlerim tutsa kalkıp yanına gidecektim ancak sanki felç olmuş gibiydim. Sadece ağlıyordum. Etrafta koşuşan insanlar vardı. Birden midem kasıldı. Kusacak gibi hissediyordum. Gözlerim kararmaya başladı. Yana doğru düşerken gözlerim kapanmıştı tamamen.. +
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Hemen kalkıp koridora çıktım ve önüme ilk gelen doktora yusufu sordum. Odama geçmemi, birazdan yanıma gelip bilgi vereceğini söyledi. Bu beni çok rahatsız etmişti. Çünkü Yusuf'un durumunu söylemek veya yanına zütürmek yerine bana odama geçmemi söylemişti. Kötü haber verme olasılığı yüksekti. -
-
1.
01111111111111
-
2.
+1Lan part atladın sanırım neolduda hastaneye düştünüz
-
1.
-
34.
0Rez moruq
-
35.
+12Odama geçip yatağa oturdum. Gözlerim boşluğa bakıyor, olanları düşünüyordum. Tam o sesi duyduktan sonra olması acaba bunu Yusuf'a onun yaptığını mı gösteriyordu? Kafam iyice karmaşık duruma gelmişti. intihar etmeyi düşünmeye başlamıştım. O sırada doktor içeri girdi. Tezcanlı şekilde Yusuf'u sordum tekrar..
Doktor, Okan Bey öncelikle sakin olmanızı rica ediyorum.. Bu nasıl söylenir bilmiyorum. Doktorluk hayatım boyunca da hiç bilemedim. Yusuf Beyi kaybettik.. Başınız sağolsun dedi. Gözlerim dolmuş, midem yine kasılmaya başlamıştı. Görebilir miyim? diye sordum. Önce başını aşağı eğdi daha sonra, Kendinize hakim olabileceğinizin sözünü verirseniz evet dedi. Başımla onayladım. Morga gittiğimizde kendimi bi tuhaf hissetmeye başlamıştım. Morga girerken doktor, yalnız girmeniz sizin için daha iyi diyerek kapının yanına geçti. içeri girdiğimde yüzü kapalı olarak yatıyordu. Yüzünü açmak için elimi kaldırdım. Elim titreyerek yüzünü açtım. Gözlerim tekrar dolmuş ve akmaya başlamıştı göz yaşlarım.
Dışarı çıktım ve doktora dahi bakmadan yere bakarak odaya doğru yürümeye başladım. Odaya girdikten son doktor bir zarf uzattı ve Üzerinde size olduğunu yazıyor. Cebinden çıktı Yusuf Bey'in dedi. Zarfı aldım. Doktor odadan çıktı. Zarfı açtığımda katlı bir kağıt ve küçük bir fotoğraf vardı.
Fotoğraf, bir kadının fotoğrafıydı ancak tanımıyordum. Katlı kağıdı açtım ve okumaya başladım. -
36.
+10 -1"Okan, eğer bunu okuyorsan ölmüşüm demektir. Sana elçi cinin geldiği gece, ben diğer odada bir cini tuzağa düşürdüm. Bana senin olayınla ilgili bilgi vermezse onu yakacağımı söyledim. Canını yakmaya başladığımda bana bir isim verdi. Ancak başka bir şey söylemedi. ismi biliyorsa başka şeyde biliyordur diyerek zorladım. Ancak konuşmadı. O cini yaktım. Sanırım kabilesi bana karşı kinle doldu ve elçinin gönderilmesine sebep oldu. ismi bir arkadaşıma mesajladım. Fotoğrafını ve adresini benim için buldu. Hocalarımın yanına değil o kadını bulmaya gidecektim. Ancak bu notu okuyorsan gidememişim demektir. Fotoğrafı zarfa koydum. Adresi ise bu notun arkasında, bul ve benim için kurtul ondan.. Allah yardımcın olsun.. +
Bu arada bu notu sen kafede tuvalate gittiğinde yazdım.." -
37.
+152 GÜN SONRA..
Bitmek üzereyim..
Kadın Ankara'da oturuyordu. Eşyalarımı hazırlayıp hemen yola çıkacaktım. Eşyalarımı topladıktan sonra tek eksiğim çoraplarım kalmıştı. Onlar annemin odasındaydı. Küçüklükten beridir de hep orda olmuşlardı. -
38.
+11Girmek istemiyordum ancak mecburdum. Girdim çoraplarımın olduğu çekmeceyi açtım ancak orada değillerdi. Yerini değiştirmiş diye düşünüp aramaya başladım. Etrafı dağıta dağıta bakıyordum. Sonunda çorapları buldum ve yatağın üzerine koyduğum valizime doldurmaya başladım. Birden gözüme yastığın altından görünen beyaz bir şey çarptı. Elime aldığımda üzerinden adım yazıyordu. Zarfı açar açmaz anladım. Bu annemin el yazısıydı. Bana not bırakmıştı. Yırtıp atacaktım ancak içimden bir his okumamı söyledi.
"Okan.. Oğlum.. Gördüğün manzaranın açıklaması yok biliyorum. Ancak nasıl o hale geldiğimizi inan bilmiyorum. Uyuyor gibiydim. Senin içeri girmenle aynı zamanda fark ettim bende durumu.. Ancak bunlara inanmanı beklemiyorum.. Ben bu lekeyle yaşayamam. Kendi hayatıma sessiz bir yerde son vereceğim.. Şunu asla unutma. Ben bilerek ve isteyerek babana asla böyle bişey yapmadım ve yapmamda, babanı seviyordum. Hala da seviyorum.. Ben o eve sağa sağlim diye eve gelsin diye camda beklediğim günleri sevdim.. Ben her o kapıdan kahverengi paltosuyla siyah eski şapkasıyla eve girmesini sevdim.. Cebinin astarı yırtık olsa da o paltoda onun kokusunu almayı sevdim.. Ben babanı sevdim.. HOŞÇAKAL.." -
39.
+12Gözlerim faltaşı gibi açıldı. Cebinin yırtık astarı mı? diye mırıldandım. Birden dünya kaymış gibi başım döndü. Kendimi toplayamadım.. Babam.. Babam yaşıyordu..
-
40.
+13Yatağın üstünde öylece ne kadar kaldığımı bilmiyordum. Ancak artık daha mutluydum. Babam yaşıyor ve bi yerlerdeydi. Belli ki bana yardım etmek istiyordu. Hatta durumumdan haberdar bile olabilirdi. Çünkü kitabı biliyordu. Belki de durumumdan haberdar olduğu için bana yaklaşmamıştı. Ben ise öncelikle bu kadını bulmalıydım çünkü bütün sevdiklerimi kaybediyordum bu olaylar yüzünden, babamı tekrar kaybedemezdim. Otobüs biletimi aldım ve otobüse bindim.Tümünü Göster
Ankara'ya vardığımda otogardan bir taksiye binip taksiciye adresi verdim. Yolda giderken bu kadınla ne konuşacağımı ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım. Eğer bunu bana yapan oysa beni tanıyacaktı. Yapan oysa bunu tersine çevirmekte istemeyecekti. Kadını buna zorlayacak mıydım? yoksa konuşup benle olan derdini mi öğrenecektim. Kararsızdım. Akışına bırakmaya karar verdim. Ne olacaksa o an olup bitecekti. Zaten artık fazlasıyla yorulmuştum..
Taksici eve getirdiğinde parasını verip teşekkür ettim. Ev eski bir konağa benziyordu. Kapıya geldiğimde çalıp çalmamayla alakalı bi an tereddüt ettim ama daha sonra çaldım kapıyı.. Kapıyı orta yaşlarda gözlükle esmer bir kadın açtı. Bu, o değildi. Buyrun? dedi. Ayşe hanım için gelmiştim ama diyerek yanıt verdim. Bir dakika dedi ve içeri gitti. Geri geldiğinde kapıyı biraz daha açarak buyrun dedi. içeri girdiğimde içime bir sıkıntı düştü. Ancak anlam veremedim. Bir kapıyı işaret ederek içeri de dedi. Teşekkür ettim ve kapıyı açtım.
içeriye girdiğimde tekerlikle sandalye de biri camdan dışarı bakıyordu. Bana doğru döndü. Bu o idi. Beyaz tenli saçları uzun 30 lu yaşlarda biriydi. Fotoğrafında daha gençti. Hoş geldiniz dedi. Hoş bulduk diyerek karşılık verdim. Buyrun oturun dedi. Oturdum. ilginç bir şekilde beni tanımamıştı. Ancak tanımadığı birine evinde neden böyle davranıyordu? Hemen konuya girdim. Siz Ayşe Zaloğlu musunuz? dedim. Evet anlamında kafasını salladı. Cebimden işaret büyüsünü çıkardım. Bunu siz mi yaptınız diye gösterdim. Bi anda yüzü düştü ve üzgün bir ifadeye büründü. Kafasını eğmişti. Kafasını kaldırıp evet ben yaptım. diye karşılık verdi.
Peki ama neden? diye sordum. Ben bu işlerle para kazanıyorum. Gördüğün gibi tekerlekli sandalyeye hapsim dedi. Yani bunu size başkası yapmanız için para verdi öyle mi? dedim. Başıyla onayladı. Peki kim yaptırdı bunu diye sordum. Kapıda girerken kimliğine bakan oldu mu? Kimin kime yaptırdığıyla ilgilenmem ve bu işleri de sevdiğimden yapmıyorum. Paraya ihtiyacım var. Bi şekilde geçinmem gerekiyor dedi. Buraya kadar bir hiç için gelmiş olamazdım. Kağıdı uzatıp, bunu yok etmenizi istiyorum. dedim. Yapamam dedi. Öfkelenmiştim. Peki, bu işaret büyüsüyle beni kime işaretlediğini biliyor musun? Şuan buradayım. Buraya gelirse ne olacağından haberin var mı? dedim. Hangi cin senle uğraşıyorsa ona. Buraya cinler giremez evin her yeri mühürlü diye yanıt verdi. Her hangi bir cin değil dedim. Nasıl yani? diye sordu. +
Cânn dememle kadının gözleri yuvalarından fırlayacak gibi oldu. -
41.
+10Kadın birden uzattığım kağıdı çekip aldı ve Dumansız ateşin tüm kudreti ! Ben bu büyünün başlangıcıyım ve sonu olmaya hakkı olan beşer, bunun sonunu getir ki sana hizmetten asla çekinmeyeyim ! dedi. Sonra yanındaki masadan aldığı çakmakla kağıdı yaktı. Kağıdın yanmasını bekledi ve daha sonra bana döndü. Artık bu evde onun ismini zikretme dedi. O derken Câ.. derken ETME ! diyerek sözümü kesti. Ondan bu kadar korkması ilginç şekilde hoşuma gitmişti. Başka bildiğim veya yapabileceğim bir şey yok, çık evimden hemen dedi. Bana yardım etmesi gerektiğini yoksa buradan ayrılmayacağımı söyledim. Sana yardım edemem. Kimse edemez, onun kudretinden kaçış yok. Çık evimden, beni de bu işe bulaştırma diye yalvarır bir sesle konuşuyordu.
Çıkmayı red ettiğimde ise birden sandalyesinden doğruldu ve ayağa kalktı. Bak ben küçük büyülerle uğraşan kendi halinde biriyim. Yaptığım işte insanlar daha büyük paralar versin diye yürüyemiyor numarası yapıyorum. Bu kadar aciz ve sahtekar biriyim. Benim sana yardımım olmaz. Çık git ne olur dedi. Ama büyüyü yok ettin dedim. O küçük bir büyüydü dedi. Küçük bir büyü için mi onlara hizmet ettiğini söyledin dedim. 1
Birden kadının gözleri fal taşı gibi açıldı. Nasıl? NASIL? ONLARA HiZMET ETTiĞiMi NEREDEN BiLDiN? dedi bağırarak.. Sakin ol kağıdı yakarken kendin söyledin ya diye karşılık verdim. BEN iBRANiCE KONUŞTUM ! ANLAMANA iMKAN YOKTU ! diyerek yakama yapıştı ve yapışmasıyla aramızda siyah bir şeyin parlaması bir oldu. Büyük bir gürültü çıktı ve kadın savrulup duvara yapıştı. 2-3 saniye duvar da asılı kalıp yere yığıldı. Kapı açıldı ve beni içeri alan kadın AYŞE HANIM ! diyerek kadının yanına koştu. Ben ise solukluğa evden çıktım ve koşmaya başladım.. -
42.
+9Yeterince uzaklaştıktan sonra koşmayı bıraktım. Nefes nefese kalmıştım. Ağır adımlarla yürüyor bir yandan da düşünüyordum. Kadın doğruyu söylemiş olabilir miydi? Eğer doğru söylediyse ibranice konuştuğu şeyleri nasıl anlayabilmiştim? Daha da tuhafı neden direk Türkçe olarak duymuştum? ibranice bilmediğime yüzde yüz emindim. Kadını o şekilde fırlatan Cânn mıydı? Kafamda ki sorular iki katına çıkmıştı. Birden her zaman ki duyduğum ses daha korkutucu bir şekilde yankılanmıştı kulağımda..
Bana gel !..
Bu sefer anlamıştım. Gözlerim açılmıştı. Eskiden bilmediğim bir dilde kulağımda yankılanan sesi artık anlayabiliyordum.. Bu daha da dehşete kapılmama yok açmıştı. Çünkü bana olan her neyse, belli ki gittikçe güçleniyor ve beni hakimiyeti altına alıyordu. Buraya gelmem boş çıkmış hatta belki de daha da ilerlemesine yol açmıştı her şeyin.. O an kadının savrulma anı gözümün önüne geldi. Tuhaf bir şekilde hoşuma gitmiş gibiydi. Acaba Cânn beni koruyor muydu? Neden korusun ki?
Artık önceliğim babamı bulmaya gelmişti. Belli ki babam bir şeyleri çoktan biliyordu. Onu bulmam gerektiği düşüncesi bir anlık aklıma gereksiz gibi gelmiş ve düşünce hemen silinip gitmişti. Bir anlıkta olsa beni şüphelendirmişti. O an telefonum çaldı..
- Efendim?
+ Alo? Okan Bey?
- Buyrun?
+ Okan Bey.. Anneniz.. Başınız sağolsun..
Yaptıklarından dolayı halen kinle dolup taşmama rağmen gözlerimin dolduğunu hissetmiştim.. -
43.
+9Annemin intihar ettiğini öğrendim. Bunun için cenazesinden sonra karakola çağrıldım. Aslında hiç bir şey bilmek istemiyordum. Duyduğum ilk an gözlerimin dolmasına rağmen cenazesinde tek bir göz yaşı dahi dökmemiştim. Amcam dediğim o bin cenazede yoktu. Karakola gittiğimde ifadem alınırken nottan bahsetmiştim. Ancak gerçekten yapacağını düşünmediğimi dile getirdim. ifademi alan polis memuru bana imam Tarlası size bir şey çağrıştırıyor mu? diye sordu. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Çünkü bu büyü malzemelerini gömdüğüm tarlaydı. Şaşkınlığımdan dalmışım ki polisin Okan Bey? lafıyla kendime geldim. Ha? evet.. Yani hayır bir şey çağrıştırmıyor neden sordunuz? dedim. Annenizin bedeninin bulunduğu yer imam Tarlası.. dedi. içim ürpermişti. ifadem bittikten sonra karakoldan çıktım. Gözlerim boşluğa bakar halde yürüyordum. Annem bile bile mi orda intihar etmişti? yoksa tesadüf müydü? sorular artıyordu. +Tümünü Göster
Eve doğru giderken Hasan Amca'nın evinin ışığını gördüm. O an kafama dank etmişti. Küçük kardeşimi oraya bırakmıştım. Olayların etkisinden onu tamamen unutmuştum. Hemen Hasan Amca'ya gittim. Kapıyı açtığında Korkunç görünüyorsun evladım dedi. Nasıl Hasan Amca? dedim. Bitkinlikten gözlerin kısılmış en son ne zaman uyudun? dedi. Harbi en son ne zaman uyumuştum? hatırlamıyordum. Beni hemen içeri aldı. Kardeşimi sorduğumda uyuyor diye yanıtladı. Her şeyi hasan amca'ya anlatasım vardı fakat söylediği an fark etmiştim. Çok bitkindim.
Hasan Amca oturma odasına hemen bir yatak serdi ve hemen uyumamı ne konuşacak ne yapacaksak sabah yapmamı söyledi. Tavsiyesine uyup yatağa uzandım. Uzanmamla uyumam bir olmuştu. Birden o sesle irkildim..
Bana gel !..
Ancak bu sefer bir tuhaflık vardı. Ses sanki yakındaydı. Ayağa kalkıp etrafa bir bakmayı düşündüm. Hemde tuvalete sıkıştığımı fark ettim. Odadan çıktım. Tuvaletin ışığını yaktım ve tam tuvalete girecekken gözüme vestiyer deki palto çarptı. Kahverengi bir palto ve yan askısında da eski siyah bir şapka vardı. Nefesim hızlanmıştı ama hemen her şeye atlamamam gerektiğini öğrenmiştim artık.. Yavaşça gidip paltonun iç cebine baktım. YIRTIKTI !
O anda gözlerim yerinden fırlayacak gibi oldu ve bir çığlık duydum. Kardeşimin sesiydi bu ! Hemen çığlığın geldiği odaya tekmeyle girdim ve dehşete düştüm. Hasan Amca'nın gözleri kapkaraydı. Kardeşimi saçından tutmuş ve boğazına bir bıçak dayamıştı. -
44.
+8Hiç bir şey yapamıyordum. Kardeşimin gözlerinden yaşlar süzülüyor Hasan Amca'nın ise surat ifadesi delirmiş gibi duruyordu. Kardeşimi bırak, bana ne yapıyorsan yap. Onun hiç bir şeyle alakası yok dedim. Hasan Amca ise hırıltılı bir ses ile, senin ve senin kanından olan herkesi öldüreceğim. O bizim atamız. Bir çamurla neden böyle ilgileniyor ha? diyerek bıçağı biraz daha bastırdı ve kardeşim biraz daha doğrulup suratı acıyla doldu. Yalnız bir sıkıntı vardı. O sesi tekrar duymuştum.
Bana gel !..
Karşımdakinin sözleri bir kez daha aklımdan geçti. O bizim atamız.. Böyle dediğine göre karşımdaki Cânn değildi. O zaman neden bizle uğraşıyordu? O an kardeşiminde öleceğini hissettim. O da giderse yaşamama gerek kalmayacaktı. Artık bıkmıştım. Birden ses öncekilerden farklı geldi.
Bana gel !.. Onu kurtarabilirim.. Bana gel !..
Artık çarem kalmamıştı. Kardeşimin ölmesindense bunu yapacaktım. Birden içimden sana geliyorum.. Bitsin artık.. diye geçirdim. O an vücudumun güçle dolup taştığını hissettim. Tekrar, bu sefer sesli bir şekilde Cânn sana geliyorum dedim. Birden ağzımdan tuhaf sözcükler döküldü. MiN CUEM VE EL CÂNNE ! Lafımın bitmesiyle Hasan Amca böğürerek tavana doğru yükselip birden yere yığıldı. Kardeşim koşarak bana geldi. Sesli ağlıyordu. Başını okşadım.. 1
Bitti canım.. Bitti.. -
45.
+14Bunları şimdiye kadar yazmak istememiştim. Başımdan geçenler sır olarak kalmalıydı. Cânn'a teslim olmuştum sonunda.. Kardeşim şuan içeri de huzurlu bir şekilde uyuyor. Ancak artık hayatımın günah dolu geçeceğini biliyordum. Belki birilerini öldürecektim. Belki daha kötü şeyler yapacaktım. Artık insanların yüzüne baktığımda gözlerini kapkara görüyorum. Geceleri uyuyamıyor, kabuslar görüyorum. Şuan ben bunları yazarken bile odamın köşesinde bir karartı olarak bana fısıldıyor onu duyabiliyorum..
Bunları yazmamı istiyor. Kendimi durduramıyorum. Daha fazla hizmetkar istediğini söylüyor. Yazıların arasına ona yerinizi belli etmek için onun kelimelerini ekliyorum. Bunun için üzgünüm.. Sizi de böyle bir hayata çekmek istemezdim fakat geceleri kendimi durduramıyorum. Normal hayatımda beni tutsak etmemesi için bir anlaşma yaptım.. Bu yazıları size ulaştırmam karşılığında beni rahat bırakacak.. Üzgünüm, biliyorum bencilce bir davranış ama delirmek üzereyim.. Umarım buraya kadar bu yazılanları okuyan olmamıştır. Çünkü eğer bu satırları okuyorsanız.. Korkarım ki sizin için gelecek.. +
Nahü vel azre kahhar. -
-
1.
+2ORRROSPU cocu buyu yaptin lan simdi bana
-
2.
+1senin ananın tecavüze uğramış dıbını gibiyim orrospu çocuğu
-
3.
0ölüyozz amığagoyum
-
4.
0Amk senin
-
5.
0Okumamıştım xd
-
6.
0Beyler eger başınıza birşey gelirse bilin ki o pgibolojiktir. Bu sizinde kendi gibi şizofren olmanızı istiyor.
-
7.
0Geldiginde haber versin şizofren bey.
diğerleri 5 -
1.
başlık yok! burası bom boş!