/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    0
    Yoldayım okurum rez pmp
    ···
  2. 77.
    0
    Hadi pampa
    ···
  3. 78.
    0
    rez alim
    ···
  4. 79.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 80.
    0
    Okuyorum
    ···
  6. 81.
    0
    Rezervasyon
    ···
  7. 82.
    0
    Rezervasyon
    ···
  8. 83.
    0
    Hadisene lan yaprak
    ···
  9. 84.
    0
    Rezerved
    ···
  10. 85.
    0
    Rezerved
    ···
  11. 86.
    0
    pgibolojik hatalığının derecesine göre değişir bu
    ···
  12. 87.
    0
    Rezerve
    ···
  13. 88.
    0
    brezzers
    ···
  14. 89.
    0
    Bbrezzzz
    ···
  15. 90.
    0
    Rezervatullah
    ···
  16. 91.
    +60
    Aynı gece eve yorgun argın vardık. odama gidip yattım. hemen uyumuşum. gecenin ilerleyen saatlerinde bi fısıltıyla uyandım. kulaklarımda bi fısıltı vardı. çok yakında geliyordu ama oda da kimse yoktu. yarı uyur yarı uyanık bi haldeydim. gözüm bi anda oda kapısına takıldı. kapının altından odama koridorun ışığı sızıyordu. bizimkiler yatarken kapatmayı unutmuşlar diye düşündüm. ışığa bakarken halen anlam veremediğim bir "şey" kapının altından içeri girdi. çok korktum. yataktan doğruldum. kapıya attım elimi. açtım baktım koridorda ışık filan yok. halbuki 5 saniye önce bariz ışık süzüyordu kapının altından. karanlığı görünce ilk anda duraksadım. sonra duvarda anahtarı ararken o uyanırken duyduğum fısıltıyı yeniden duydum. bu sefer ses netti. arapça olduğunu düşündüğüm bişeyler söylüyordu o fısıltı. 3 kere "fen humilis men hamileki" diye anlayabildiğim/hatırladığım cümle tekrarlandı. o korkuyla anne diye bağırmışım. bizimkiler çıktı geldi odalarından işte korktun bugün diye geçiştirdiler. ben sabahta üzerimden o korkuyu atamadığım için erkenden babama hocayı arattım. o da tam o sırada bizi arayacakmış.

    Hoca "o gitmeyen tek kalanı gönderemedim kızın başından" dedi. dedi bizim oğlan böyle böyle oldu. "olabilir korkmasın. ben şimdi onu bi daha okuyacağım bi de muska göndereceğim onu hayatı boyunca hiç çıkarmasın" dedi. tamam dedik. sabaha kadar hiç uyumamıştım. o gün akşama kadar deliksiz bi uyku çekmişim.
    o günden sonra bir çok hocaya gidildi. hiç birinden bi sonuç alamadık maalesef. hepsi çok güçlü bir büyü yapıldığını ve güçlerinin yetmediğini söyleyip durdular. içlerinden bi hoca "ben bunu çözemem ama bu işi kimin yaptığını size gösterebilirim eğer kaldırabilirsiniz" demiş. teyzemin kocası ben korkarım diye istememiş fakat teyzem ben yapmak istiyorum diye atılmış hemen.
    hoca ona bi kağıt vermiş. demiş ki " bunu yatarken yastığının altına koy, sabah ezanında kimin yaptığını göreceksin" . teyzem dediği gibi yastığının altına koymuş bi kaç da hocanın veridği sureyi okuyup yatmış. aynen hocanın dediği gibi, sabah ezanında uyanmış. zaten o saatlerde pek uyumazdı namazında niyazında bi kadın. velhasıl, yataktan doğrulurken bi anda geri düşmüş. gözleri hayri ihtiyari bir şekilde kapanmış.
    "çok kalabalık bi yerdeydim... "

    "çok kalabalık bi yerdeydim. büyük bi insan topluluğu vardı. ben bu topluluğa arkasından bakıyordum. kalabalığın içinden bi kadın bütün kalabalığı yararak sırtı bana dönük şekilde uzaklaşıyordu. biz aile içinde esmanın ayşe halasından süpheleniyorduk. çok şirret bi kadındı ve esma ve ailesini hiç sevmezdi. kesin bi kötülük yapıldıysa o yapmıştır diye konuşuluyorduk. sonra o insan topluluğu birden parmaklarıyla kadını işaret ettiler. kadın durdu şöyle bi arkasına bakacak gibi yaptı tam yüzünü göremedim sonra kafasını çevirip yoluna devam etti. o kalabalık hep bir ağızdan "bunu yapan ayşe halası değil hayriye halası" diye üç kere yüksek sesle tekrar ettiler. bi anda uyanmışım... "
    hayriye halanın esma yaşlarında bi oğlu vardı ve evelden beri oğluna istemekteymiş esmayı. fakat esmanın gönlü olmadığı için bu iş gerçekleşmemiş. fakat kadın hiç bir şekilde açıktan ne kin gütmüş ne başka bişey yapmış.
    velhasılı, ertesi gün esmanın ailesiyle birlikte bu hayriye halanın evi basıldı. kadın inkar etti tabi. yemin billah etti filan filan. sonuçta o işten hiç bişey çıkmadı.
    devam eden senelerde türkiyenin 4 bir tarafından hocalara gidildi. hani bu göz neler gördü neler. söylemek isterim ki bu ben hacıyım hocayım diyen kitlenin %90ı felan hep yalancı dolandırıcı üçkağıtçı. neyse uzatmayacağım. o kadar uğraştık maalesef hiç bir sonuç alınamadı fakat evlilik şiddetli geçimsizlikten boşandı. daha sonra esma başka bi adamla evledi fakat evliliğinden kısa bir süre sonra pankreas kanserinden genç yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Allah günahlarını affetsin.
    teyzemin oğlu ise başka bi kadınla evlendi. şimdi çocukları filan var. herşey yolunda onun için.
    bu "büyü" mevzusu ailemiz açısından bitti.
    ben de uzun yıllar herhangi bir paranormal olay yaşamadım. taa ki üniversite yıllarıma kadar... Bu dıbına kodumun büyüsü öyle bişeymişki dededen toruna cin ölse başka bi cin üstleniyor amk...

    2006 ya da 2007 senesiydi tam hatırlamıyorum şuanda. üniversiteden sömestr tatili için memlekete gelmiştim. hava karlı ve soğuktu. tatil için geldiğim ilk gün liseden filan arkadaşlarla gece geç vakte kadar takıldık. alkol filan değilde kahvede batak filan çevirdik. ordan bi kokoreççiye gittik. falan fıstık.
    saat gece yarısını geçmişti gece 1 civarlarıydı yanlış değilsem. arkadaşları bıraktım eve doğru yola koyuldum. memleket konya'nın bir ilçesi 40.000 nufuslu küçük bi yer. neyse, bizim ev daha önce okuduğum lisenin biraz üstünde bi yerde. eve gitmek için okulun üstündeki yoldan gitmek gerekiyor. o yoldaydım işte.
    yerler karlı-buzlu olduğu için dikkatli bir şekilde gidiyordum. okulun bahçesinin bittiği yerden yukarı dönmem gerekiyordu. gece vaktiydi. yolda sadece sokak lambaları vardı. epeyce soğuk olduğu için bi de o vakitte dışarıda kimse yoktu.
    sola sinyalimi verdim ve bir an gözümü yoldan ayırdım dikiz aynasına baktım. araba kullananlar bilirler dönüş sırasında o aynaya ne kadar bakılır. anlık yani. geriye önme baktığımda arabanın hemen 1-2 metre önünde duran bişey fark ettim. insan boylarında, insan silühetinde fakat insan değil. yani o an öyle hissettim. bi anlık refleksle frene asıldım. karlı yol olduğu için kızaklamaya başladı araç ve bodoslama daldım o şeye.
    önce ona çarptım. sonra kaputa düştü. oradan cama vurdu kendini. tavanda yuvarlandığını duydum. daha sonra arakaya düştüğünü duydum. araba bi 2-3 metre daha kızaklayıp durdu. şok olmuştum. herşey 3-5 saniye içinde olup bitmişti. kanım çekildi. bi 30 saniye filan kafamdan hesap yaptım. kaçayım mı diye düşündüm. gören oldu mu diye düşündüm fakat ne olduysa oldu bari hastaneye zütürürüm diye korkarak araçtan indim. bari ölmese filan diyorum kendime.
    arabanın arkasına dolandım, kimse yok. etrafını döndüm yine kimse yok. lan arabanın etrafında yolun etrafında deli gibi dönüyorum. yok yok yok. arabaya baktım hiç hasar yok. kafayı yiyecem. anlam veremiyorum. gözümle görüp kulağımla duydum herşeyi. 3-5 dakika aradım etrafı. canlı sinek bile yok. yoldan geçen bazı arabalar bana bakıyorlar filan. yolda sadece benim fren izim var. korkmuştum. eve geldim yüzüm kar gibi beyaz korkudan. annem karşıladı. olayı anlattım inanmadı tabi. sarhoş filan olduğumu düşündü.
    duş alıp yattım. ertesi gün sabah erkenden kalktım gittim baktım. yine aynı senaryo. sadece fren izim var ama bu sefer başka bişey dikkatimi çekti. tam o şeye çarptığım anda yerde bi iz vardı. 1-2 metre öteden gelen ve tam benim ona çarptığım yerde biten bi iz. sanki bişeyi sürüklemişler gibi. ama sadece ayaklarını. kendini değil. ya da ben ona benzettim. belki de başka bişeydi o iz.
    hiç bir zaman orada ne oldu bilemedim.
    Zaten oturduğumuz mahallede pek aklı başında bi yer değildi herkes kırıktı. birazda mahallemizden bahsedeyim sizlere. Mahallemizin üst tarafının mezarlık olması, her ölü gömülmesinden sonra mahalledeki köpeklerin tedirgin olduğu, havlamaları ve ulumaları ile yeni gömülmüş ölülerin mezarlarından kalkacağı inancı, o yıllarda(1990'LARDA.) sıkça anlatılan hortlak hikayeleri, teneşirde yıkanırken dirilen ölü hikayeleri, Durmuş'un cin ve muska hikayeleri, evimizdeki yılan ve cin hikayesi, karşımızdaki evde gece sabaha kadar kişneyen ve dört nal koşan at hikayeleri ile mahallemiz sanki bir kabus şatosu gibiydi.

    Arkadaşlar 16 saat mesaisi yapıyorum fırsat buldukça laptopta yazdım biriktirdim ustabaşı olduğum için sıkıntı yok da gözlerim ağırmaya başladı böyle bir uzun part geceye doğru gelir olmadı sabah eve gelirken bol bol yazarım sıkıntı etmeyin siz buraya yazamasamda laptopta biriktircem partları.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Reszzzler
      ···
    2. 2.
      0
      Eee hadi devam
      ···
    3. 3.
      0
      Kaaç saat oldu
      ···
    4. 4.
      0
      Üni okuyupta nerde ustabaşısın aq
      ···
      1. 1.
        0
        Rezerve efsane gidiyor önlerden alayım yerimi.
        ···
    5. diğerleri 2
  17. 92.
    0
    Bos bos seylerle beyninizi gibmeyin amk
    ···
  18. 93.
    0
    Çalıntı muallak seni
    ···
  19. 94.
    0
    Rezrrvee
    ···
  20. 95.
    +1
    Amina kodumun oğlu cinler anani gibsin taktiniz şu cinlere aq
    ···