...

Büyücü kadındı. içeri gelmeyecek misiniz? dedi. ( insan şaşırır! bu ne arkadaş geleceğimizden haberi varmış gibi birde üstelik içeriye gelsenize diyor)

içeriye girdik başımız dik bir şekilde. Hava aydınlık olduğu için fazla tırsmadık. Sonra oturduk hocanın odasına. Büyücü kadın'a sordum yalnız mısın içerden sesler falan geliyordu dedim. insan olarak yalnızım dedi. Uğur ve Ben yanyana oturuyoruz bağdaş açmış vaziyette. Büyücü Kadın Karşımızda.

Diyologlar aynen şöyle

Esraerolllll:B
Uğur bini: U
Büyücü Kadın: BK

B: Şimdi sen benim nasıl geldiğimi neden geldiğimi bunların hepsini biliyorsundur?
BK: Ee (kendinden emin bir tavırla)
B: Eesi bana olanı biteni anlatacaksın. Yoksa gitmem vicdanım el vermez. Hocaya olanlar ve seninle tanışmamla ne alakası var ? Ayrıca artık banada bir tak yapamazsın.
BK: Sen kimsin be sen anca topraktan yaratılmış bir varlıksın. Ateşe mi karşı geleceksin. Yanarsın yanar..( Sinirli bir ses tonuyla)
U: Lan büyücü müsün cinci misin nesin bilmem ama toprak ateşin üstüne düştüğünde söndürür o ateşi. Deli etme beni çıkartırım buracakta yersin dayağı anlatacaksan anlat amk .

(Uğur bini herşeyi tak etmek zorunda mısın sen he ? )

Şaşkın şaşkın bakıyorum.

BK: Nihahahhaha dedi. Uğur'un gözlerinin içine baktı ve anlamadıgım dilden bir şeyler söyledi.

Birden uğur'un burnu kanamaya başladı yere serpildi. Lan uğur iyi misin uğurr uğurr kalk lan. Ağlamaklı gözlerle büyücü kadına bakıyorum yardım et dercesine. ( bendeki malığa bak o bu hale soktu amk)

B: Düzelt bana zarar ver ona dokunma

BK: Uslup çok önemli (kahkaha atarak)

Birden odanın içi karardı. Hava aydınlıktı ne alaka bu şimdi amk.

Büyücü kadın elindeki ateşle mumları yakıyordu. Uğur hala baygın. Ben içimden tüm duaları okuyorum. Ne yapacağımdan ve ne olacağından habersiz bir şekilde. Mumlar odayı aydınlattı.

Büyücü kadın değişik bir riteül hazırlıyordu. Sonra değişik bir dille bir şeyler söyledi ve elini şaplattı. Uğur ayağa kalktı. Göz bebeği büyük bir şekilde bana bakıyor ben korkudan kitlenmiş bir vaziyetteyim. Ağlıyorum yalvarıyorum büyücü kadına Onun günahı yok beni al o masum beni diyorum.

Büyücü kadın gözlerimin içine bakarak o artık benim elçim. Sana olanı biteni anlatacak..

Ben böyle şeylere gelemem ben bu anı hatırlıyorum bayılıp düşerim bak yapma etme.

Bizim gücümüz ateşten esraerolllll biz istediğimiz sürece sana birşey olmaz merak etme.

Uğur' kalın bir ses tonuyla anlatmaya başladı herşeyi...

Part 25/2:

Ne senden öncesi ne senden sonrası
Ayrılık aman ölümden yaman geçmiyor zaman geçmiyor...
Ne ana babam ne hoş hatıram yetmiyor canım yetmiyor.

' Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor '

Tam nakarat sırasında elini tuttum iççç çektimmmmmm öptüm.

Lakin durumun vaziyeti belliydi kız beni şizofren sanıyor bir daha öpmeyecekmiş gibi ellerinden tutup öptüm. Tırın tırın gidiyoruz nereye gittiğimi bilmiyorum. Nerede buluşacaktınız dedim moda'da dedi iyi tamam dedim istikamet kadıköy modaydı.

Kafamın içinde kuruyorum taşlar oturmuyor amk . Kendimi deli hissediyorum aklım almıyor mk. Sonra mehveşe döndüm benim geldiğimi bilmeyecek ona göre ben köşede beklerim izlerim sizi dedim. Olur dedi.
Geldik kadıköy'e amk yerinde park edecek yer yok. Neyse ara sokaklardan birine çektim arabayı indirdim bunu yürüyoruz modaya doğru.

Neyse durumu anlamak için her şey istediğim gibi gidiyordu. Geldik modaya oturdu bir bankta bende salıncak kenarındaki çardakta izliyorum bunu. Geldi çocuk. Normal tokalaştılar elindekini verdi. Bekliyorum gariplik bir şey olmasını. ( Sarılmasını kaş göz yapıp yumulmasını) Yok amk gariplik harbi samet bunu kandırmış lan dedim kafalarına çöktüm.

Esraerolllll:B Samet oçu:Soç Mehveş:M

B: Lan sen ne adi ne şerefsiz bir insansın dıbına koduğumun bini bunlar ne lan bunlar ne ?
Soç: Ne diyorsun be sen mehveş deli bu deli bak deli işte.
B: Senin zütünü giberim burada bir moda şahit olur bir de bu gökyüzü ne işler çeviriyorsun sen ? (deyip tutum bunun yakasından)
M: Esraerolllll yapma nolur
B: Sen karışma mehveş.
Soç: Oğlum sen harbi delisin.
B: Oğlum ben gerçekleri öğrendim siz yannanı yediniz yediniz dedim ( Gülüyorum)
Soç: Ne diyorsun ya sen amk delisi
B:Gel sana anlatacaklarım var

Deyip kolundan tuttum arabaya doğru zütürüyorum. Mehveşte arkamızdan geliyor yapma esraerolllll yapma deyip sızlanıyor. Bende mehveş senin bilmediğin şeyler dönüyor seni bulaştırmak istemiyorum sen burdan evine git dedim. Yok falan desede gözüm dönmüştü hiç takmadım bindirdim bunu arabaya bastım gaza gittim. Mehveş giderken sana bir şey olacağından endişeleniyorum beni aramayı sakın unutma sakın dedi.

Gözlerinizi iyi açın zira anlatacaklarım çok ama çok karışık mevzular.

Sürüyorum aracı istikamet kocaeli. Lan manyak kocaelinde ne var ee mehveşe anlattıklarına göre senin evin kocaelindeymiş. Ya oğlum sen harbi delisin dedi. Hiç ses etme rahat ol dedim bi senin babanı göreyim yeter bana dedim.

Bu binin tuvaleti falan geliyor gibimde değil arabayada işeyebilir basıyorum gaza basıyorum. Mal mal şeyler söylüyor yok delisin yok sizofresin diyor aldırış etmiyorum. Çünkü durumun ben ne kadar çok konuşursam onla o kadar çok deli olduğuma inandıracaktı. Sonra gariplik bir şeyler sezdim baktım tip tip buna bir şeyler kurcalıyordu. Ne lan kime mesaj atıyorsun dedim. Kurcaladığı şey telefon değildi poşetti.

Poşeti aldım bunu elinden en yakın benzinlikte durdum açtım içini gariplik bir şey yoktu haptı amk bildiğin. Bana verilen haplardandı.

Neyse vardık kocaeline hocanın evine geldik girdik bahçesinden içeri
lan bir dakika ben burayı hatırlıyorum bu ev böyle değildi...

Part 22:

Ne dediği anlamıyordum amk ama kötü şeyler olmasın diye üstü kapalı sorular sorarak devam ediyordum 3 kişi bana bakarak cevap vermiyor onlar diyolar amk kafayı yemek üzereydim.

B: Ya bak uzatma artık öldürecek misiniz napacaksanız yapın artık.
FK: Tamamdır
B: Ne tamamdır
FK: izin çıktı
B: Ne izni ya
FK: Seni buraya getirmemizin sebebi sendeki kem gözler
B: Ee yani
FK: Müslüman olan cin kabilesi benim mensup olduğum kulist cin kabilesinin düşmanları. Bizden bir kaç kişiyi öldürüp sana rehberlik eden alimlerin haddini bildirmek için bu yolu seçtiler.
B: Nasıl yani ne alimi ?
FK: Senin hoca diyorum hoca
B: Ben onlara katılmadım ki
FK: Sen onun yanına gittin mi kendi rızanla onun suyunu içtin kendi rızanla onun evinde kaldın kendi rızanla
B: eee ?
FK: ee'si o adam (hoca) senin evine girip kendi müslüman olan cinleri sana elçilik ettiğinin kanıtını yolladı mensup olduğu kabiliye onlarda benim mensup olduğu kulist cin kabilesindeki cinleri öldürdü. Onlarda bizim yerimizi tespit edip sorumluluğunu benim üzerime atacaklardı öylede oldu işimden oldum.
B: Hala aklım karışık tam olarak anlatsana olayı amk
FK: Bak şimdi esraerolllll

Sen ana rahmine düştüğün vakit ruhun artık şekilleniyor insan suretini alıyor. Senin aldığın her nefes kaderini belirliyor yaptığın her hareket. Kaderini etki eden insanları bir gözden geçirelim. inançsızlığının sebebini bir düşünelim. Sen daha çocukken kaderini etkileyen olaya geri dönelim eğer sen o tokatı yemeseydin ne olacak ? Sen daha çok dinine bağlancaktın belkide oradaki cemaatte mücahit olarak bir yerlerde ilimin bilimin uğruna ölebilirdin( cemaati anladı bazı binler) ya da daha çok insanları kendi doğrularını şırınga misali aktararak kendi cemaatine çekebilirdin. Bu düzen bir döngüden ibarettir. O tokattan sonra taşlar yerinden oynadı ve bir şeyler ters gitti. Hoca olacak adamın mensup olduğun müslüman cin kabilesi istenileni elde edemedi. Seni izlediler sana musallat olmak istediler ama yapamadılar çünkü onlar sadece müslüman olan insanlara yardım edip görünürler. Sende benim yanıma gelince onları ben gördüm onlarda benim gördüğümü gördü ve benim mensup olduğum kabiledeki cinleri öldürerek aralarındaki antlaşmayı bozdu.

E: Dur bir saniye dur antlaşmanın içinde bende mi varım ?

FK: anlaşma bu kadar basit bir şey değil. varsın elbet hatta en basiti sensin. sana dokunmayarak anlaşmayı bozmadılar. Seni müslüman yapmaya çalışsalardı bozalardı. Ah esraerolllll ne kadar aptalsın.

Sen kafeden çıktıktan sonra senin hocanın mensup olduğu cin kabilesi.

B: alak kabilesi mi

FK: Evet o kabileyle bir araya geldim seni buraya getirerek kanını akıtıp onlara hediye edeceğim.

B: Ne kanı ne diyorsun sen .

FK: istiyorsan çıkabilirsin sorun yok nerede olursan ol bulabilirim seni nihahaha

B: Bir de neden müslüman kabilenin isminin alak kabilesi olduğunu daha önceden söylemedin ?

Evet beyler bu soruyu sormaz olaydım. Bir an ışıklar söndüü

Onca boş lakırdı yapan insanların arasında duran. Kayıp şehir atlantis gibi.. Yanlış gittiğim bu yolun telafisi mümkünatı olsa keşke Demek istediklerim var elbet anlayacak durumum yok.

Işıklar yandı gözlerimi açtım ve etrafımdaa..

Uyarı!! Son...

Pür dikkat dinliyorum olanı biteni. Gözlerim 'ablamdan abimden ayırt etmediğim Uğur'u tanımıyor. Öyle bakıyorum ki Uğur'a Allahım ne olur beni kör et beni çarp beni al ona dokunma allahım ne olur dokunma..

'Gözlerimdeki korku en yakın arkadaşınızın bir cin olarak karşında durması'.. Eğer bu olayları Nazım Hikmet şahit olsa Edebiyat ; Mavi gözlü dev artık sensin evlat der. 'Gözlerin' şiirindeki son mısrayı bana armağan ederek bu şerefe laik görürdü ve aynen şöyle derdi:'Gözlerin gözlerin gözlerin, gün gelecek gülüm, gün gelecek, kardeş insanlar birbirine senin gözlerinle bakacaklar gülüm, senin gözlerinle bakacaklar.'

Büyücü kadın:BK
Esraerolllll:B
Uğur bininin içindeki Cin: U

U: Celal(Hoca) senin evine girdikten sonra. Alak-ı Azal kabilesindeki cinler senden çektiler gözlerini. Yani artık sana rahatça musallat olabilirdik. ilk başta Asu hanımla yaptığımız anlaşmadan dolayı seni takibe aldık. Senin kaderin artık bizim elimizdeydi. Sana tekrar ulaşmasını sağladık taksici Rüştem'in. Gördüğün rüyalar seni saptırmak içindi. Üzerinde bizim gözlerimiz vardı yani bizi unutmamanı sağlıyorduk. ( LYS'deki saçımın elektrikli hale gelmesi bende pek anlam veremedim sormadım da, rüyalarının sıkılığı, hallenmen.. )

Asu hanım pek görüşmek istemedi seninle ama biz artık seni teslim etmenin vakti geldiğini söyleyerek ikna ettik. O gün sana yapılan şeyler aslında Asu hanım'dan uzaklaştırmak için yapıldı. Daha fazla ortalıkta gözükme diye. Fazla kurcalama yapma diye.

(Beyler farklı dille bir şeyler söyledikten sonra Asu'ya bakarak gülmeye başladı)

Daha çok korkuyordum. Artık secdeye eğilmiş bir vaziyette dua ediyordum. Allahım al canımı diye.. Onların yapacakları en kötü çarpmak ve ya öldürmekti. Daha fazlası ne olabilirdi ki.. işte Uğur'un o surat ifadesi kadar acı olamazdı hiç birşey.. Dedim öldüm kesin öldüm kesinn. ( Beyler taşşak geçmeyecekseniz işediğimide belirtmek isterim. )

Asu hanım'ın çığlık sesleri.. O korkunçlu kadın falan hikaye hikaye.. Gözlerimi kapattım. Kulağımı tuttum. Allahımm koru beni. Lütfen yardım et. Ama nasıl yalvarıyorum.

Bir kaç kemik sesi geldi.

Gözlerimi açtım ve

Asu hanımın ( Büyücü kadın, Falcı kadın, Cinci Bacı)

Gözleri çan kırmızısı eli belinde çığlık atıyor. Gözlerimi tekrar kapattım. Kendimi tokatlıyorum uykudasın hala madde'nin etkindesin diye. Kafama vuruyorum yok beyler yok. Sonra bir kaç kemik çıtlaması...

Asu (Cinci Bacının) kırık bedeni karşımda..

O cin hala uğurun içinde.

Devam etti anlatmaya.

U: Samet ile zaten iletişim halindeyiz. Celal (Hoca) sayesinde. O'na söyledik Mehveş'e ilaçları almasını. Samet'te seni Celal'in yanına getireceğini biliyorduk. Sende o sırada bizim istediğimiz gibi geldin. Aldın kazmayı bile bile kazdın. Çıkan yavru bebek( Cinci bacı ile Celalin dedesinin bebeği) cesediydi. Ejüst büyüsünü için gördüğün kaynakları çıkardın. Amaç senin onları aydınlığa kavuşturman ve bizim Celal'den kurtulmamızı sağlamaktı. Polisler aldı onu zütürdü. Bizimde Alak-ı Azil cinleriyle düşmanlığımız bu hususta kapandı ama şimdilik..

Asu'da bebeği için bu eve taşındı. Bizimden biri olan çocuğu..

Sen buraya gelmeseydin Asu'yu bu duruma sokmak zorunda kalmayacaktık ama anlaşma gereği duymaması lazımdı. Yok sağır olmadı birazdan kendine gelir.

Anlamadığım dilde bir şeyler söyledi ...

Perdeyi çekersiniz ya oda'daki tozlar güneş ışığıyla beraber görülür. Öyle gözüme aydınlık geliyor. Toz görüyordum ama aydınlıktı.

Uğur'u aldım bacaklarıma ağlıyorum feryat figan bir şekilde.

Karga ailesinin en yaramaz bin olan üyesi yavru karga. Martılara kafa tutar; yılmaz. Dost edinir kelebek ile hiç yalnız bırakmaz. Kelebeğin ömrü bir gündür Uğur sen kafa tut şu hayata beni de kendini de kıyma.

Şoktayım ellerim ayaklarım titriyor nabzı atıyor lan nabzı. Aradım 112'yi yerimi bildirdim. Geçmiyor zaman ya geçmiyor dışarı çıkıp bağrıyorum imdat diye yardım edin kimse yok mu? diye. Bir teyze su falan getirdi Allah razı olsun. Kolanya falan getirdiler uğuruma falan döktüm kalkmıyor.. 10-15 dakika sonra ambulans geldi aldılar Uğur'umu koydular sedyeye zütürdüler.

'Sen moda kaldırımlarının etrafında cirit atan bir uğur böceği idin. Seni gördüm sevdim arkadaş edindim. Aldım omuzlarıma uç uç uğur böceği annen sana terlik papuç alacak.. Bu sefer uçma be oğlum uçma

Sen moda kaldırımlarının etrafında cirit atan bir uğur böceği idin. Seni gördüm sevdim arkadaş edindim. Aldım omuzlarıma uç uç uğur böceği annen sana terlik papuç alacak.. Bu sefer uçma be oğlum uçma uçma lan uçma..

Gittik hastaneye uğur yoğun bakımda.

Annesini babasını arayamadım korktum nasıl söylenir böyle şeyler bilemem ki..

Sonra çıktı doktor iyi durumu dedi. Hafif kalp krizi dedi. Polisler geldi sorular falan sordu cevap verdim. Uğur uyandı yanına gittim. Nasıl sarıldım hiç bırakmayacakmışcasına öptüm kokladım. Polis geldi soru sordu bizde bunu bi insan yapamayacağını söyledik. Hangi insan dedi. Yok neden tekrar o eve girdiğinizden bahsediyorum dedi. Nasıl yani falan yaptık. Celal Bey oradayken siz neden oradasınız diye tekrar sordu. Biz hocayı görmediğimizi söyledik. Peki Hoca Aysu hanımın ırzına geçerken siz orda mıydınız dedi. Hayır dedik. Bunu bir insan yapmış olamaz zaten o bir huur cocugu dedi çıktık gittik karakola oradada ifade verdik. Bir gün konakladık Kocaelin'de..

Ne uğur fazla konustu ne ben. Sonra Can'ın arabasıyla istanbul'a döndük. Aramızda anlaştık kimseye anlatmayacağımıza bu olayı diye.

Hızlı geçiyorum..

3 ay tedavi gördük. Sonra hocanın yanına tekrar gittik olanı biteni anlamak için. Hapiste yoktu. Ruh ve sinir hastalığı'nda kalıyordu. Adam kafayı yemiş bir vaziyetteydi en son gördüğümüzde. Samet ve Hocanın eşinden haber almadık. Yaklaşık 2 yıldırda kimseye açmadım bu konuyu ilk sizlersiniz panpalarım..

Ayrıca Cinci Bacıyı en sonra gördüğüm yer ise kadıköy rıhtım'dı. Dileniyordu ağzı burnu yamuk bir biçim.

Şöyle düşündük

Kulist cinleri Alak cinleri karşı karşıya gelmekten korktuğu için büyücü kadın ve hocanın işini bitirdi.

Çünkü Hocanın mensup olduğu cemaatlerdeki zatlara elçilik yapan cinler alak kabilesindeki cinler. Olay büyüseydi büyük ihtimal farklı şeyler olurdu.

Sormak istediğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.

Not:

Kimisi senarist gözüyle bakar, kimisi hikayeci..
Kimisi salıyor der, kimisi inanır.

inanan panpalarımıza şunu söylemek istiyorum..

Sakın ama sakın korkmayın. Her şey bir döngüden ibarettir. Sen ne ekersen onu biçersin.

inanmayan panpalarımız için: Dostum bir sevgi gibidir bu anlattıklarım ne var ne yok. En az sevgi kadar gerçek.

Korkan panpalarıma ayrıca bir dipnot düşeceğim.

'Cin' kelimesi kökeni arapçada can ve cenn olarak bilinir. Sen ona 3 harfli diye hitap edersen yine kullanmış olursunuz. Ayrıca 3 harfli dediğinde anlamayacak kadarda salak değiller.

Yani korkmayın sadece inanın Kuran'ı Kerım'de yazıyor diyin geçin. Fazlada takmayın kafaya..

Sürçü Lisan ettiysek affola.

Not:

Mehveşle hikayemi sonradan yazmaya başlayacağım. Nickimi değiştirdikten sonra...