Lise bitmiş üniversiteye hazırlanıyordum. Bir insan annesinden nefret eder mi. Ben annemden ilk defa o zaman bu kadar çok nefret etmiştim. Ama bu nefretimin içi boş olduğunu sonradan öğrenmiştim. Annem yıllardır pgibolojik tedavi görüyor ve ilaçlar kullanıyordu. Doktor bir şekilde annemi düzeltmiş ve düzenli ilaç kullanması şeklinde annemi uyarıyordu. Babam annemin haplarını düzenli bir şekilde çıkarıp dozuna göre yarımsa yarım çeyrekse çeyrek ona göre veriyordu. Annemin kullandığı ilaçları sırasıyla söyleyeyim buradan, Anafranil, Ignis, Nootropil gibi ilaçlar kullanıyordu. ilk başta pgibiyatristin annemi düzelttiğine inanıyordum. Her şey normaldi. Güllük gülistanlık geçiniyorduk. Huzurumuz da yerindeydi. Bir gün bilgisayarın başında yine sözlükteki başlıklara bakarken evdeki ayet-el kürsinin yere düştüğünü gördüm. Ayet-el kürsi şu şekildeydi arkadaşlar hani mavi tabak gibi plastik bir şey var üstünde plastikten Kuran-ı Kerim şeklinde bi kitap var üzerinde ayet-el kürsi yazıyor sadece işte o plastikten yapılma ufak kitabın o mavi tabak şeklinde olan plastikten ayrıldığını gördüm. Daha sonra evdeki bally ile yapıştırdım. Yerine koydum tekrardan. Hayırdır inşallah dedim gece oldu. Geceleyin tuhaf bir rüya gördüm beyler. Rüyamda annem ayet-el kürsiyi ters bir şekilde çeviriyor yerine koyuyordu. Ayetel kürsi bulunan kısım arkada kalıyordu yani. Anneme ne yapıyorsun diye bağırıyordum rüyamda. Annem gözlerini faltaşı gibi açıp bana bakıyordu. Daha sonra bir anda rüyamdan uyandım. Mutfağa gidip bir bardak su içtim.

Fazla uzatmayacağım uzun partlar şeklinde bitireceğim. ilgi gelirse devam ederim. Okuyan okumayan herkese teşekkürler.

Mutfağa titreyerek gittim ilk başta suyu içtim daha sonra sabaha kadar bilgisayarın başında sabahladım. Sabah olmuştu. Bizimkiler oğlum sen uyumadın mı diye sorunca ben de bir kabus gördüm uyuyamadım dedim. Hayırdır inşallah dediler. Ben de gördüğüm rüyayı anlattım. Annem ürkmüş gibiydi her neyse 1 hafta bu şekilde normal geçti. Taa ki annemin o günkü sinir krizi patlak verene kadar. Annem balkona çıktı komşumuz olan babamın teyzesi Ayşe teyzeye bağırdı. Arkamdan iş mi çeviriyorsunuz siz dedi bir de küfür bi şekilde bağırdı. Ayşe teyzegil annemin hasta olduğunu biliyorlardı o yüzden pek ses etmediler. Anneme ne oluyor diye çıkıştım. Bunlar arkamdan konuşuyor benim seslerini duyuyorum bizi ayırmak istiyorlar dedi. Anneme anne o sesler gerçek değil sen hastalığından dolayı o sesleri duyuyorsun dedim. Annem bir türlü kabullenemiyordu hastalığını. Ertesi gün yine yemek hazırlarken annemin balkona çıkıp bağıracağını düşünerek kendisini tuttum bağırdım çağırdım kendisine yapma etme bak herkese rezil oluyoruz dedim. Daha sonra annem tamam felan dedi geçiştirdi. Annem ayrı bir kanepede uzanıyordu. Ben de ayrı bir kanepede uzanıyordum. Öğlen vaktiydi. Uykuya dalmıştım. Gördüğüm sanki rüya değildi. Bir şey beni ayaklarımdan tuttup havaya kaldırdı tam yere çalıyordu ki anne anne diye bağırıyordum duymuyordu annem uyuyordu. Sağa sola bakıyorum kimse yok bir tek annem kanepede uyuyordu. Tam yere çaldığı sırada yere düşmeden aniden zıpladım yataktan. Bismillah çektim gittim bir bardak su içtim. Neler oluyordu böyle diye sorguluyordum. 1 hafta öncesine kadar ne güzel mutluyduk ne oldu şimdi diye düşünmeye başladım..

Rez alan panpalarımın hatrına anlatmaya devam ediyorum.

1-2 gün geçti. Olayları ben tabi babama anlatıyorum. Babam da annemi hasta olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyor. Babam ve ben ikna etmeye çabalasak da annem kabul etmiyordu. illa sesler olduğu konusunda uyarıyordu. Akşam oldu anneme sinir krizi girdi. Damarlarım çekiliyor diye bağırmaya sızlanmaya başladı. Babam acilen Adana Ruh Hastalıkları bölümüne zütürdü annemi dayım ile birlikte bu arada gece olmuş evde yalnız kalmıştım. Ben internetten bu damar çekilmesine felan bakıyordum sinir hastaları ile ilgili uyuya kalmışım yağmur felan da yağıyordu yağmur sesinin verdiği etkiden dolayı sanırım. Ertesi gün oldu annemi getirdiler. Pgibiyatrist annemin durumunun kötüye gittiğini söylemiş Şizofrenin ağırlaştığını söylemişti. Annemi ruh hastalıkları hastanesine yatıracaklardı. Benim moralim hepten çökmüştü. Gün boyu evde tek başına duruyor akşam babam hazır yemek getiriyor onu yiyor iştahımız bile olmadan kalkıyorduk. Gece ben bilgisayarın başında sessizce ağlıyordum. Neden böyle oldu niye diye düşünüyordum. O gün dershaneye gittiğimde babamın yanına uğradım annemle konuşuyordu. Annem telefonda napıyon oğlum dediği anda benim yüreğim paramparça olmuş yutkunamamış ağlamamaya çalışıyordum ama en sonunda dayanamadım ağladım. Babam benim bu durumumu görmüş beni teselli etmeye çalışıyordu. Ben dershaneye gitmiş derslerden kopuk bir şekilde oturuyodum. En sonunda 2.dersin sonunda dershaneden çıktım eve gittim. Aradan 1 ay geçti. Annemi temizlik ihtiyacı için hastaneden izin alıp eve getirdiler. Annem kapıdayken beni gördü ağlamaya başladı ben de dayanamadım ağladım sarıldım anneme daha sonra annem evden ayrılmak istemedi. Biz de izin aldık hastaneden annem için tamam dediler. Anneme beyin şok tedavisi uygulayacaklardı. Beynin yeniden sağlıklı çalışabilmesi için 3 defa yapacaklardı bunu 1 hafta sonra hastaneye zütürdük tedaviyi oldu annem sonunda eve yerleşebildi. Bundan sonra olanları merakla takip etmeye başladım.

Annemi 1-2 gün gözetledim. Sanki düzelmiş gibiydi. Taa ki bir gün babam eve geldiğinde ona annemin bağırdığını gördüm. Sen altta biriyleri ile mi konuşuyorsun alttaki komşudan sesler duyuyormuş bu sesler bir kadına aitmiş. Kadın sürekli babamla ilgili felan konuşuyormuş kendisine öyle sesler geliyormuş. Annemin yine o çevreden sesler duyması başlamıştı. Her gün kavga ediyordu babamla. Sen beni biriyle mi aldatıyorsun diyip kavga ediyorlardı. Anneme bağırıp çağırıyordum her gün. Annem de bizden nefret ediyor gibi konuşuyordu o da sürekli bizim hakkımızda ileri geri konuşuyordu bu böyle olmaz dedik. Annemi o Adana'daki pgibiyatrist yerine iskenderundaki pgibiyatriste zütürecektik. Adanadaki pgibayatrist seans başı 350 tl alıyordu ve bizim durumumuz buna yetmiyordu artık. iskenderuna doğru yola koyulduk. Doktor annemi hastaneye yatırdı. Annemi gözlemleyecekti hareketlerini tavırlarına bakacaktı. Annem ilk başta karşı çıktı buna hayır olmaz diye diretti. Dedem zorla ikna etti annemi ve iskenderuna zütürdük annemi hastaneye bıraktık. Ben yine evde tek başıma kalıyordum. Babam gelene kadar bi uzanayıp kestireyim dedim. Uykuya daldım. Rüyamda yine o rüyanın devamı gibi bir şey gördüm. Bizim evin yanında bir ağaçta muska vardı. O Muskayı ben yakıyordum. Çevredekiler neden yaktın muskayı git söndür o ağacı diyordu. Ben de ağacın tamamı yanmadan söndürdüm. Ağaç yarısına kadar yanmıştı. Daha sonra bir anda uyandım. Bu rüyaları nasıl görebiliyordum. Kafam sadece annemle meşgulken bu rüyalar beni ürkütmeye başlamıştı. Annem hastanede bazı şeyler gördüğünü ve korkmaya başladığını söyledi.

Annemin anlattığına göre hastanede kadının biri varmış sürekli hastaları korkutuyormuş. Tuvaletteyken banyodayken felan annem artık o kadar korkmuş ki tuvalete bile gitmeye korkar olmuş. Bu durumu babama anlattım. Babam doktor ile konuşmuş. Doktor biz kontrol ediyoruz böyle bişe yok felan demiş babama. Annem yanında kalması için bir refakatçi istedi korkuyordu çünkü. Benim dershanem vardı. Bizimkiler olmaz deyip dayımın karısını yanına koydular. Ertesi gün oldu. Dayımın karısı olanları anlattı. Annemin sesler duyduğunu felan anlattı. Korkutan birisinin de olmadığını söyledi. Annem yine sesler duyuyordu. Şizofren hastalığı gittikçe ağırlaşıyordu. Üstelik korkmaya da başlamıştı. Burda da bir şekilde 1 ay kaldıktan sonra eve geldi. Ben yine annemi gözetlemeye başladım. Annemin tüyler ürpertici 2 kişiliği vardı. Birisi çok iyi diğerisi çok kötüydü. Kişilik karmaşası içine girmişti. Şizofren hastalığı böyle bişeydi. Bazen kızıyor sinirleniyor bazen çok iyi olup gülümsüyordu. Bir gün geceleyin bir anda uyandı. Beni kaldırmaya çalışıyordu. Korkulu bakışlarla bana baktı.

Papyonlutavuk kalk oğlum dışarıdan ses geliyor kapıya vurdular kaçtılar babanın arabasının lastiğini patlattılar gittiler dedi. Ulan ne oluyor dedim dışarı çıktım geceleyin zaten zifiri karanlık fener aldım bi dışarı bakayım dedim. Kapıyı açtım kimse yok ortalıkta. Aşağıya arabayı kontrol etmeye gittim. Arabanın lastikleri sağlamdı. Eve gittim arabanın lastikleri sağlam anne sen ses duyuyorsundur dedim. Yok oğlum valla ses geldi diyordu halen kabullenemiyordu. Günler geçtikçe geceleri ben de korkmaya başladım. Sanki evde korku filmi yaşanıyordu her gece. Annem yine bir gece vakti uyandırdı beni.

Kalk oğlum diye telaşlı ve korkulu şekilde bana bakıyordu. Beni izliyorlar oğlum. Bak kalktı yine oğlunu uyandırıyor diyorlar dedi. Ben artık bu işten baya korkmaya ve sıkılmaya başladım. ilaçlar reaksiyon göstermiyordu resmen. Halam aradı bir gün. Babam durumları felan anlattı. Halam gelin burda Asım adında bir hoca var ona okutalım dediler. Biz de tamam dedik. Ertesi gün hocanın yanına gidecektik.

iskenderuna yakın bir yerde denizcilerde oturuyordu halamlar. Halamların yanına gidiyorduk ve arabayla giderken gökyüzünün boğucu bir rengi vardı. Halamın oraya vardığımızda bizi içeri davet etti. Hoca birazdan gelir çağırdım dedi. Biz de hocanın yanına gideceğimizi biliyorduk dedik. Yok o çalışıyor şu an buraya gelir birazdan dedi. Bizimkiler otururken halamın oğluna olanları anlattım. O da tuhaflaşmıştı. Bak papyonlutavuk bu Asım hoca bunu çözer kafaya takma sen dedi. Ben de inşallah diyip hocayı beklemeye başladık. Hoca içeri girdi. Normalde bir hocanın sakalı felan olur ya bu hoca da sakal felan yoktu. Hoca olanları dinledi bizimkilerden. Daha sonra halamları dışarı aldı. Biz üçümüz annem babam ben. Hocanın yanında duruyorduk. Hoca bir su istedi. Bizimkiler suyu getirdi. Sürahi vardı sürahinin içine bir şeyler yazdı hoca arapça . Bizimkilere içirdi. Hoca bana da iç dedi. Beyler size yemin ederim suyu içtikten sonra içim buz gibi oldu titremeye başladım. Sonra hoca kağıda arapça bir şeyler yazdı. Sürekli kağıda bakıyordu. Baş parmağını çenesine zütürdü ve bize bir takım sorular sormaya başladı.

Hoca bize doğru yönelerek sizin evin önünde hiç ateş yakılıyor mu diye sordu. Biz evet yakılıyor yemek felan yapıyor komşu dedik. Hoca peki bu komşunuz 35 yaş civarında mı dedi evet dedik. Çamaşır felan seriyor mu bu komşunuz dedi. Evet dedik. Bakın bana söyledikleri şöyle dedi. Sakın yanlış anlamayın komşunuzla kavga etmeyin felan dedi. Bana dedikleri bu komşunuz bir muska yaptırmış size bunu da ateşte yakmış dedi. Muskanın yakılması büyük bir günah dedi. Ben o an fena tırsmıştım. Size bir muska yapacam bundan kurtulmak için dedi. Bu muskayı takın dedi anneme. Daha sonra muskayı yaptıktan sonra hoca annemin üzerine bıçakla okudu. Bıçakla okuyup muskayı verdi. Ben de ilk defa duyuyordum bıçakla okunup üflendiğini daha sonra anneme bu gece dikkatli olacaksın. Sakın dediklerini yapma felan dedi anneme. Ben tırsmıştım. Gece ne olacak acaba diye düşünerek akşam ettim. Yemeğimizi yedik klagib televizyon felan izledik sonra yatmak için yatağa uzandık. Ben duamı okuyup yattım. Yine annemin seslenmesiyle uyandım.

Bu arada özellikle belirteyim dedim Hatay'da yaşıyoruz arkadaşlar tedavi için Adana'ya zütürüyorduk daha sonra iskenderuna zütürmeye başladık annemi.

Oğlum uyan dedi. Ne oluyor anne yine ne oldu dedim. Oğlum görmüyor musun dedi neyi anne dedim. Yanında biri oturuyor dedi. Altıma sıçtım korkudan beyler öyle böyle değil. O an bir yataktan zıplayışım var çekirge gibi aynı. Anne kim o ne oluyor dedim. Oğlum siyah bir şey yüzü belli olmuyor dedi. Bana sürekli banyoya git banyoya git diyor dedi. Babamı uyandırdım baba kalk kalk dedim. Babam uyandı ne oluyor felan dedi olanı anlattım. Babam oturdu felak ve nas okuyun dedi. Beraber okumaya başladık. Annem gidiyor banyoya doğru gidiyor dedi. Biz yine duayı okumaya devam ediyoruz. Daha sonra babam banyoya doğru yöneldi ben de peşinden gidiyorum tabii girdik baktık kimse yoktu. Daha sonra salona döndüğümüzde karşılaştığımız şey gerçekten ürkütücü ve garipti. Annem uyuyordu mışıl mışıl bir şekilde. Babama ne oluyor felan dedim. O gece kadar korktuğumu hatırlamam beyler. Korkudan uyuyamadım sabaha kadar bilgisayarın başında sabahladım yine. Sabah oldu kahvaltıyı hazırladı annem. Anne ne gördün öyle kız felan diye sordum. Ne görmesi ne oldu ki dedi. Sen kaldırmadın mı bizi gece dedim. Yoo ben uyuyordum dedi. Lan ne oluyor diye kafayı yemeye başladım. Babam anneme sen uyandırmadın mı şimdi bizi gece kalkmıştın ya dedi.

Annem yok ben hatırlamıyorum dedi. Babamla Allah Allah noluyor ki diye düşündük. Daha sonra babam halamdan hocanın numarasını aldı. Babam aradı olanları anlattı hocaya. Hoca garip bir durum gerçekten ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum dedi. Bir sıkıntı olursa arayın bu numarayı dedi gerekirse halletmeye çalışırız dedi. Babam tamam deyip telefonu kapattı. Camdan baktığımda o komşuyu gördüm. Hoca sakın bana geldiğinizi kimseye duyurmayın demişti. Komşumuz olan bu Funda denen kadın sürekli sinirli biriydi. Her nedense annem hastaneye felan gittiğinde bu şirret kadın sevinir gibi bir hal alıyordu surat ifadesi. Ben düşünüyorum acaba neden böyle bir şey yaptı bu kadın ne kastı vardı huzurumuza diye bir anlam veremiyordum. Bunu öğrenmek için babamın teyzesi olan Ayşe teyzenin yanına gidecektim. Olanları kapalı bir şekilde anlatacaktım. Hocaya gittiğini demeyecektim. Funda hakkında bilgi alacaktım. Aşağıya indim bir sigara yaktım hava kararıyordu. Sigarayı içtikten sonra yere atıp ayşe teyzenin evine geldim. Ayşe teyzeye Funda nasıl bir kadın anlatır mısın teyze merak ediyorum çok sinirli biri ama annem hastaneye gittiğinde sanki seviniyor gibi ben bunda bir tuhaflık sezdim sence de öyle değil mi dedim. Ayşe teyze anlatmaya başladı.

Ayşe teyze bak oğlum dedi. Dediklerimiz aramızda kalacak dedi. Bunlar karafakılılı dedi. Çoğu kişiye büyü yaptırıp yuvasını bozuyorlar dedi. Ben neden yapıyorlar ki dedim. O da anlattı. Zamanında bunların soyunda bir hoca gibi birisi varmış sürekli kötü işlerle böyle büyü ile felan uğraşıyormuş. Bunun soyunda ne kadar biri varsa hastalığında ya da bir isteğinde büyü ile her şeyi yaptırıyorlarmış. O yandan bu yana böyle gelmiş. Onlar tehlikeli insanlar olum aman olsun onlarla uğraşma size de büyü yaptırırlar sonra felan dedi. Ben hayret ettim. Hadi sağlıcakla kal teyze deyip çıktım. Bir sigara yaktım yolda düşünüyorum ne oluyor felan diye belli ki bunlar baya tehlikeli insanlar yaklaşmamak gerek dedim. Ama neden büyü yaptırdığını bulmam lazımdı. Hani bir söz var ya insanın başına ne gelirse meraktan gelir diye işte o sözü bundan sonra anlayacaktım. Eve gittim bizimkiler neden gittin ayşe teyzeye felan hayırdır dediler. Ben de televizyonlarının kanal ayarı bozulmuş gidim ayarlayim dedim dedim. Mahallede hakikaten de çoğu zaman herkes beni bu frekans ayarları değiştiğinde ilk beni çağırıyorlardı tak var gibi gidiyordum. Sevap niyetine gidiyordum. iyi tamam o zaman dediler bizimkiler. Gece olmuştu ve stres dediğimiz o anlar başlıyordu.

Gece oldu annem yine uyandı. Tavana bak oğlum diye fısıldadı bana tavana baktım bişe yok anne kafayı mı yedin sen ne oluyor dedim. Git bir yüzünü felan yıka Allah aşkına kendine gel ya diye isyan ettim. Annem oraya gidemem oğlum korkuyorum bana bişe yaparlar diyordu. Babama uyandırıp anlattım böyle böyle diye babamla annemi tuttuk zütürdük elini yüzünü felan yıkayacaktık. Annem aynaya baktı birden çığlık attı. Ödüm koptu o an yine ne gördün dedik hemen salona oturttuk. Konuşamıyordu. Dili tutulmuştu. Biz yine dualar felan okuduk öyle sabahladık. Sabah olduğunda babam hocaya durumu anlattı. Tamam getirin peki dedi hoca. Asım hocanın yanına gittik olanları anlattık. Annem itiraz etti oğlum öyle bişe olmadı dalga mı geçiyorsunuz benimle dedi yine. Hoca benle babamı bir odaya aldı konuşmaya başladı. Bakın çocuklar ben annenize okudum muska yaptım ama bu kuvvetli bir şeye benziyor. Tahminlerimce bu şey annenizin içine girmiş musallat olmuş yani dedi. Peki neden hatırlamıyor dedik. Hoca bilmiyorum belki de tehdit ediyorlardır dedi. Ben korkuyordum titriyordum. Bu olay beni baya etkilemişti. Peki ne yapacaz hocam dedim. Hoca ben sizin evin etrafına gelecem yalnız fundanın veya birilerinin görmemesi lazım dedi. Bir şeyim kaybolmuş gibi arayacam etrafı soran olursa da bişeyimi kaybettim onu arıyorum diyecem yoksa başka çaresi yok bişe varsa bulmamız lazım dedi. Peki o halde dedik. Hocaya haber verecektik gelecekti. Bunun için fundanın ortalıkta dolaşmadığı bir günü ayarlamamız gerekecekti.

Funda bir gün evde yoktu. Hocayı hemen aradı babam gelmesi için hoca aradı araştırdı sonunda bir yerden muskayı buldu. Muska ağacın köküne kazılmıştı beyler. Tüylerim ürperdi o an gördüğüm rüyayı hatırladım hocaya da anlattım bunu böyle böyle rüyalar gördüm diye e niye bana söylemedin önce diye çıkıştı bana. Ben de ne bileyim hocam saçma olacağını düşündüm o yüzden anlatmadım dedim. Bak oğlum bu meseleler saçma olmaz. Şakaya da hiç gelmez dedi. Muskayı açtı muskada annemin ismi felan yazılıydı hoca bozacağım ben büyüyü daha sonra o funda denen kadınla yüzleşecez dedi. En sonda büyüyü yaptıranın ismi yazıyordu. Fundanın ismi yazıyordu yani büyüyü yapanın funda olduğu kanıtlanmış oldu böylece. Hoca büyüyü elinde getirdiği bazı bitki gibi otları suya koydu daha sonra arapça bişeler yazdı kağıda içine attı suyun karıştırdı anneme içirdi annem içti bunu daha sonra rahatlama hissi gelmişti sanki anneme ertesi gün Fundanın yanına gidecektik hoca bugün bizde kaldı. Gece olduğunda sert bir rüzgar esiyordu dışarıda hoca namaz kılıp dua okuyordu.

---SON ENTRY---

Ertesi sabah oldu Fundanın kapısını çaldık. Hoca bunu tuttu yakasından sen neden büyü yaptırdın böyle dedi. Funda anlatmaya başladı. Her gün evlerinde neşe ekgib olmuyordu ben de kıskandım bunu benim kocam ölmüştü cenazesine bile gelmediler bir başın sağolsun bile demediler ben de yaptırdım bunu dedi. Kime yaptırdın diye sordu hoca bizim köydeki hocaya dedi. Çabuk oraya gidiyoruz dedi hoca Fundaya yaşadıklarımı anlattım senin hiç mi Allahtan korkun yok dedim. Funda ben büyünün bu kadar kötüye gideceğini bilmiyordum bilsem yaptırmazdım dedi. Bunu tuttuk karafakıya gittik akşam olmuş hava kararmıştı oraya vardığımızda hocayı bulduk. Asım hoca senin hiç mi Allahtan korkun yok be adam neden yaptın böyle bir şeyi dedi. Adam parasızdım bu elime geçen bir fırsattı değerlendirdim dedi. Allah belanı versin senin adam dedi Asım hoca. Adama bak hakkında işlem başlatırım senin dedi bu işleri terketmezsen senin kabusun olurum dedi beni tanıyorsun sen başından bela ekgib olmaz dedi. Adam tamam tövbe edecem söz dedi. Fundaya döndü bir de para mı verdin bu adama diyip tükürdü lanet olsun sizin gibi büyü yapanlara dedi. Fundanın oturduğu evin sahibine olanları anlattık evden çıkardılar bunu taşındı gitti meymenetsiz kadın. O günden sonra rahata huzura kavuştuk lakin üniversiteye başladığımda başıma yine paranormal olaylar gelmeye başladı. Bu olayın hemen ardından sonra yaşadıklarımı anlattığım önceki hikayeme de bakarsanız sevinirim.
(bkz: yarim gönülle bir öpüş tek part)

Okuyan okumayan şuku verip çügü verene de teşekkürler ediyorum. Sağlıcakla kalın. Takipte kalın.