arkadaşlar elimden geldiğince hızlı ve seri şekilde yazıp bitireceğim takdir edersiniz ki olayın üstünden belli bi müddet geçmesine ragmen hala hatırlamak dahi istemediğm kareler mevcuttur umarım başkaları da bizim yaptığımz hatalara düşmez basit bir olayın ne kadar karmaşık ve zorlu bi sürece girdiğini kaş yapim derken nasıl gözün çıktığına birazdan hep beraber şahit olacaksınız

gerçek bi hikayeden alıntıdır

olay 2 yıl önce geçmektedir bizzat ev arkadasmın basından gecen olayları onun dilinden yazmaya çalışacağm kendisinden gerçek şahıs ve mekan isimleri kullanmayacağıma söz vererk izin aldım
ayriyeten o zamana ait günlüğünden benm dahi bilmediğim detaylar ile paylaşacağım

hayır önemli değil ama burda saatlerimizi heba ediyoruz neyse vereninde vermeyeninde çükü saolsun devam edelim hikayemiz son dönemece girmek üzere bi kaç part sonra final bölümü var

Recep Tayyip Erdoğan

lan hangi bin eksiliyor devamlı

arkadaşlar hikayemiz yavaş yavaş final bölümüne yaklaşmaktadır normal şartlar altında yarın bitirmeye çalışacağım ben şimdi yatıyorum bizde insanız amk işe gidecem yarın rezevrlerinizi alın merak etmeyin kesinlikle yarım bırakılmayacaktır.

Osman hoca bağırıyordu, ey ival göster kenidini bize diyerek. sonunda o kara süvari tepede gözüktü. Allahım bu nasıl bir varlıktı böyle. Atını sürdü bize doğru yaklaşıyordu. Gözleri gecenin karanlığını delip geçiyordu. Heybet ve ihtişamından bacaklarım titriyordu. Atından inip bize doğru gelmeye başladı yüzü gözükmüyordu kapkaranlıktı. Üzerinde çelik gibi bir maddeden zırhı vardı. her adımında etraftaki cinler onu gördükçe yerlere kadar eğiliyordu. Nefes aldıkça burnundan alevler fışkırıyordu. Bülente baktım ivali görünce korkudan aklını kaçırmaya başladı. Korkudan olsa gerek olduğu yerde titreye titreye namaz kılmaya başlamıştı. Bülentin artık kafayı yediğini düşünüyordum. ival kızmıştı burada secde edeceğin biri varsa o da benim diye kükredi. Osman hoca hemen bülentin yanına gitti onu tokatlamaya başladı. Sürüyerek ivalin önüne attı. Osman hoca bizi bağışla efendimiz gücünüzü kavrayamadık ama şuan sizin önünüzde diz çöküyoruz affet bizi dedi. ival osman hocanın boğazından tutup havaya kaldırdı. Osman hocanın bacakları titriyordu. Affedin efendim affedin diye mırıldıyordu. ival korkunç bakışlarını çelebi hocaya dikmişti. Çelebi hoca ivalin bakışlarının tesiriyle yaprak gibi titriyordu. Osman hocanın nefessizlikten gözleri kaymaya başlamıştı ki ival onu yere bıraktı.

Daha önce böyle bir olay görmüştüm seni şeytan beziyle kefenleyecekler çeşitli tılsımlarla seni tabutun içinde gömecekler cin alemine gececeksin bedenin orda çürümyecek ama ruhun cinler alemine hapsolacak. Daha sonra da bergusun anıları senn beynine yüklenecek senn bilincin altında bergus yasayacak artık zamanını ancak Allahın bileceiği bir varkte kadar onların esiri olacaksın ölmeyeceksin ama ölmekten beter olacaksın dedi osman hoca. Çelebi hocana çok dua et seni bergusun anasına kaptırmamış amma velakin o da yine ival e başvurmuş işte simdi ival hazırlanıyor o gelecek yavaş yavaş zayıflatıyor sizi iice düşünce gelecek. Ama merak etme bizde boş durmaycaz çok kuvvetli Müslüman bir cinden yardım isteyeceğim seni kurtarcağız zaten artık olay sırf sende değilsin arkadaşın hatta biz dahi tehlike altındayız bizim yardımcılarımız ivalle baş edemez tekfun dan yardım isteyeceğim dedi. osman hoca ve çelebi hoca tekfunu çağıracaktı. Malezmeleri hazırladılar biz dışarı çıktık. O esnada dışarıdan ayı böğürtüsü gibi sesler gelmeye başlamıştı. Ev sallanıyordu korkudan altımıza sıcacktıık bülentle birbirimize sarıldık ağlamaya başladık. Birkaç çığlık duydum çelebi hocanın sesi geliyordu aldılar hocam aldılar bizim cinleri çabuk ol. Hoca panik yapma çelebi ival hala yok ortada yardımcıları saldırdı bizden 2 cini öldürdü saren hala burada gelenler öldü bişey olmayacak dedi.

Yengen dayının ölümüne dayanamayarak aklını oynattı değil mi onunda aklını alan ival miş. Ağlıyordum ivale karşı korkunç bir öfke besliyordum. Tamam da hocam benimle ne alakası var herkesi telef etmiş zaten benden ne istiyor. Evladım bu cinler çok kindardırlar her ne kadar olayı yapan herkes ölmüş ise de bergus geri dönemezdi. Bergusun anası dayının kızından bergusa karşılık doğacak olan çocuğunu istemiş tabi onun da bu olaylardan haberi yok senin gibi rüyalar rahatsızlanmalar falan filan derken bir hoca vasıtayla duruma vakıf olmuşlar. işte olayın senle bağlantısı burada başlıyor dayının kızı hacer çocuğunu bergusun anasına vermeyi reddediyor ama caresiz ya verecek ya öleceklerdi. Hocaefendi çaresi olmadığını ancak aynı kanı taşıyan başka birinin verilmesi halinde belki ikna olabileceklerini belirtiyor. Hacerin aklına sen geliyorsun şansızlığn işte tam burada başlıyor. Bergusun anasıyla görüşüyorlar hacerin kocasının ve doğacak bebekelrinin canının karşılığında senn canını teklif ediyorlar ve cinniya bu teklifi kabul ediyor. Artık sana büyü yapılmasının vakti gelmişti dayının cenazesinde hacerle görüştün sanırım dedi evet hocam dedim teferruata gerek yok o arada sana büyü yapılmış. Bergusun anası seni almaya gelecek sana cinlerin yapmaya muktedir olduklar yeni yaşam yapılacak yani reenkarnosyan gibi bir olay seni cin alemine alacaklar.

arkadaşlar hikayemizin gelişme bölümü bitmiştir yarın final bölümünü yazacam finalide yazmaya kalksam çok geç olur işe kalkamam anlayışlı olun rezervleri alın herkese iyi geceler çılgın bir final var merak edin biraz amk :D

Siyah gölge birden kayboldu. Demek büyü bu mezarlıkta yapılmıştı vay huur hacer neler yaptırtmış diye aklımdan geçiyordu. Hemen ordan kalktım arabaya baktım yoktu. lan yanlış yeremi geldim acaba dedim ormana doğru koşmaya başladım. Yolumu kaybetmiştim etraftan uğultular halen geliyordu. O an karsı tepede siyah bir gölge gördüm. Dikkatlice baktığımda kapkara giyinmiş bir süvari olduğunu anladım. Rüyamdaki kara süvarydi bu rüyalarımı yasıyordum. Kaçmaya başladım peşimdeydi atını üstüme doğru dört nala sürüyordu. Nal sesleri kulaklarımı deliyordu. Osman hoca diye bağıryordum. Mesafe hızla kapanıyordu bacaklarımdaki gücün kesildiğini hissettim daha fazla kaçamaycaktım yere düştüm. Arkama baktım süvari dibimdeydi. Atından indi kapkara gözlerinden ateş saçan çirkin tuhaf bir varlık üzerime gelmeye başladı. Korkudan zangır zangır titriyordum dizlerimn üstünde doğruldum. Sesim çıkmaz olmuştu nefes alamıyordum çıkardığı seslerden kulaklarım sağır oluyordu bütün benliğimi esir almıştı. Benden kaçısın yok önce seni alacağım sonrada diğerlerinin kokuşmuş etlerini parçalayacağım diye haykırdı. Gözleri alev saçıyodu kapkara dumanlar saçan kılıcını çıkardı. Yutkundum o an bi ses geldi ya ival sakın ona dokunmayasın dedi arkamı döndüm 3 tane yeşil sarıklı gölge vardı biri daha büyük gözüküyodu ve onlarda korkunctu.

Bir gün büyücü kadın dayını aramış hemen gel artık bergusu zabtedemiyorum tılsımı zorluyor demiş. Dayın napacaz peki diye sormuş. Bergusu öldürecez demiş kadın. Dayın gitmiş kadın dediği gibi kuvvetli bir büyüyle bergusu yakmış. Herkes rahata kavuşmuş. Ama tahmin etmedikleri bir olay vuku bulmuş. Soluksuz dinliyordum osman hocayı hocam anlatın meraktan gebereceğim benle ne alakası var bu durumun sonra nolmuş diye sordum. Osman hoca devam etti bergus ahul kabilesindenmiş kabile reisi ival in torunuymuş. Bergus yakılınca bergusun anası ivale gitmiş kızının intikdıbını almasını istemiş. Çünkü bergusun anası büyücü kadının tılsımını aşamıyormuş. Hocam ival nasıl aşacak o aşamıyorsa dedim. Bak evladım bu cinler sınıf sınıftır kimisi güçsüz kendi halindedir kimisi Müslüman kimisi başka dinden Allahtan korkanı korkmayanı bi sürü sınıftırlar insanlar gibi düşünebilirsin. ival denilen cinni ahul kabilesinin lideri imansız kafir yüksek rütbeli büyük bir cin bergusun intikdıbını alacağına yemin etmiş. Önce büyücü karıya gitmiş büyücüye yardım eden cinleri tek tek boğmuş sonra büyücünün tılsımlarını mahvetmiş kadını da iple tavana asmış bu olay intihar olarak polis kayıtlarına dahi geçmiş. Sonra dayına gitmiş damarlarını kapatmış dayın kalp krizinden ölmüştü değil mi işte onuda ival yapmış.

Saat ilerliyor vakit hızla geçiyordu. Vakit çoktan gece yarısını geçmişti yan oda da ben kafayı yiyordum bülent beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Neden hala içerden çıkmadılar ne konuşuyolar napacaklar diye aklımı oynatıyordum. Bi ara intihar etmeyi düşündüm onların beni canlı canlı mezara koymalaırındansa ölürüm daha iyi diyordum. Mutfağa doğru koştum bülent arkamdan koştu tezgahın üstündeki bıçağı kaptım. Boğazıma dayadım bülent yapma durr diye bağırıyordu. Osman ve çelebi hoca içerden çıktı. Evladım yapma sakin ol diyordu çelebi hoca ben delirmiş gibi bağpryordum. Tabi bişeyi unutmuştum evde cinler vardı. bişeyin boynumdan tuttğunu hissettim elimden bıçak kayıp düşmüştü. tekfun beni etkisiz hale getirmişti. Osman hoca yine beni tokatlamaya başladı zar zor kendime geldim delirmek üzereydim. Osman hoca gidelim dedi. çelebi hoca arabayı getirdi yalvarıyordum ama beni dinlemiyorlardı vereceklerdi beni. Epey bi yol gittikten sonra mezarlığın oldu yere ulaşmıştık her yerde gölgeler vardı. ival çoktan gelmişti bütün kabile ordaydı ben dahil herkes telef oluyordu korkudan yalnız osman hoca hiç korkmuyordu. Tekfunun dahi korktuğunu görüyordum. Osman hoca ivale seslendi ya ival işte geldim yalnız senden garanti istiyorum bizim canımıza dokunmayacaksın dedi.

arkadaslar misafir geldi rezerv alın geleceğim

Biz bülentle çıktık lan bu muzaffer dayımın benle ne alakası var bana büyü yaptırdı desek ne diye yaptırsın zaten pek görüşmezdik ayda yılda bir bayramdan bayrama. Ne alakası vardı bu işlerle diye düşünüp duruyordum. osman ve celebi hocanın içerden sesleri geliyordu sanki 3.bir kişiyle konuşuyor belki Arapça yada farsça bi dilde yer yer münakaşa yer yer sohbet tarzında bişeyler oluıyordu. Bir saat daha geçmişti derin bi sessizlik vardı içerde. Çelebi hoca gelin gençler olayın iç yüzünü öğrendik yalnız afil şehit düştü dedi. afil kimdi diye celebi hocaya sordum bize yardımcı olan bir cindi bize bilgi taşıdığı için 2 ifrit tarafından boğulmuş ayrıca elçininde intikdıbını aldılar dedi. yalnız giderayak bize olayın iç yüzünü anlatmayı başardı. Osman hoca sözü aldı bu muzaffer dayın zengin olmak için bergus isimli bir cinni ile anlaşma yapmış bergus yıllarca dayına zenginliğin paranın kapısını açmış artık dayın için güzel günler başlamış fakat yıllar geçtikçe bergus verdiklerinin karşılığının dayın tarafından anlaşmadaki gibi ödenmesini istemiş ama dayın razı olmamış anlaşmadan caymış. Bergus çok kızmış bütün ailesini öldürmekle tehdit etmiş bunun üzerine dayın bir büyücü kadından kuvvetli bir tılsım yaptırmasını istemiş kadın yüklü bir para karsılığında yapmış. Artık bergus dayının yanına yaklaşamıyormuş ama hep bekliyormuş izliyormuş.

Hemen osman hocanın yanına gittim. Çelebi hocayla fısır fısır konusyorlardı beni görünce gel evladım dedi. noldu hocam bülent bişeyler anlattı noldu anlatın dedim. evladım karşı taraftan biriyle görüşmem lazımdı davet yaptım bir elçi geldi efendine söyle anlaşalım bu çocukları azad etsin dedim kabul etmedi. Bülenti yakacaklarını seni ise yanlarına alacaklarını söyledi o zmn bende kendilerini yakacağımı söyledim güldü. Senin gücün bize yetmez. efendim çok yakında kendi gelecek o zmn sende gebereceksin dedi. kim senin efendin söyle Allah tandamı güçlüsünüz kafirler sizin için yaşasın cehennem dedim. ya rab yardım et bu iblislerden kurtar bizi diye bağırmaya başladım elçiyi yakmaya başladım feryad ediyor ağlıyor kendini bırakmamı istiyordu. Tekrar sordum anlattı efendisi ahul kabilesenin başı ival miş. Bu çocuktan ne istediğini sordum. Ne istiyorlarmış hocam dedim bak evladım senin durum bayağ karmaşık. Muzaffer diye bir dayın vardı değil mi varlıklı bi adamdı geçen ayda kalp krizinden vefat etti. Evet te ne alakası var dayımla dedim dayın ne iş yapardı benim bildiğim bi işle uğraşmıyordu eskiden de bakkaldı dedim. onca mal mülk kötü bir bakkal dükkanıyla nasıl alındı evladım dedi. valla bilmiyorum hocam da ne alakası var dedim. öğrenecez bu elçiyi seni kurtarmak için yakmak zorunda kaldım yoksa sana zarar verecekti bunun intikdıbını almak isteyebilirler. Biraz düşünmem lazım siz çıkın ben sizi birazdan çağırrım dedi.

Çelebi hocanın evine geldik içeriye girdik. Yaşlı teyze bizi beklediklerini söyledi salona girdik çelebi hocanın yanında nur yüzlü piri pak aksakallı bi dede oturuyordu hafız osman bu heralde dedim bülente elini öptük oturduk karşılarına. Çelebi hoca bunlar işte hocam dedi arkadasları da cinlerin meydana getirdiği kaza da hayatını kaybetti. Ben dahil hepimiz tehlikedeyiz dedi. panik yapma çelebi şimdi anlayacaz olanı biteni dedi osman hoca. Osman hoca ayağa kalktı ellerini başıma koydu bişeyler okumaya başladı muskamı çıkarmamı söyledi çıkardım. Bülent ve çelebi hocaya sıkıca tutun dedi. bunlar beni sıkıca tutyor osman hoca da gözlerimin içine bakarak okumaya devam etti. Kafamda uğultular başlamıstı felaket bi şekilde başım ağrıyordu bayılmışım. Akşama doğru kendime geldim hocanın evindeydik hala yatakta yatıyordum bülente noldu diye sordum. Anlatmaya başladı. ağzından salyalar akıyor suratın değişik bir şekil alıyordu. Köpek gibi hırlıyor Arapça ya da başka bir dilde bağırıyor çağırıyordun. Çelebi hocayla ben seni zor zabtediyorduk. Osman hoca devamlı sana bişeyler diyordu çok kötü anlardı bağrışmalar çığlıklar hala kulaklarımda yankılanıyordu derken osman hoca kükremeye benzer ses tonuyla dualar okumaya başladı sen çığlıklar atıyordun kulaklarımı sağır edecek gibi feryat ettin o esnada oda da rüzgar gibi bişey esti ve düştün. Osman hoca yatırmamızı uyanınca da yanına getirmemizi söyledi.

arkadaşlar işlerim çok yoğun 2 cümle iki cümle worda yazabiliyorum merak etmeyin akşam saat 6 gibi bütün final partlarını ard arda atacam

Bir müddet sonra…

Gözümü açtım odadaydım yatakta uzanmıştım neredeyim beni nereye getirdiler acaba diye etrafıma bakınıyordum. Şaşkınlık içindeydim hiçde beklediğim tarzda bi yer değildi gayet normal bir evin odasıydı işte. Lan acaba bu son kez mutlu olmam için mi yapılmıştı dedim kendi kendime. O an aklıma geldi bana bergusun anılarını aktaracak beni reenkarne edeceklerdi. Demekki tüm bu normallik onun içindi. Beklide bunu yapabilmeleri için böyle olması gerekti. Birazdan gelirler ebemi atlarlar diye düşüncelere daldım. Napacaktım acaba?? Dizüsütü çöktüm yarabbim kurtar beni bu zulumdan kurtar beni diye yalvarıyordum. Bi tıkırtı geldi ardından kapının gıcırtısı. Gelmişlerdi işte. Korkudan arkamı dönemiyordum. Ağlamaya başladım hiç Allahınız yok mu bırakın beni diye mırıldanıyordum. Titremeye başlamıştım sarsıla sarsıla ağlıyordum. Umutsuzluk ve korku tüm benedinimi kaplamış çaresizlik ve korkunun pençesinde kıvranmaya başlamıştım. Saniyelerin yıllara dönüşmesinin şahitliğini yaşıyordum. Zaman kavramanın varlığını hissetmiyordum. Evet reenkarne olmak zamanın kilitlenmesi ve bilinç düzeyinde yaşamak böyle olmalıydı. Gözlerimden akan yaşların süzülerek odanın beton zeminine çarpmasını izliyordum. O an tanıdık birinin sesiyle irkildim…

Bi ara sızmışız gözümü açtığmda sabah olmustu. Bülenti kaldırdım okula gittik yasar için veda filan düzenlemişler gittik katıldık. Hala inanamıyordum yasarın ölümüne ama yoktu artık. Tuğçeyle karşılaştım lavuğun biriyle kol kola girmiş dolaşıyodu. Peşlerinden koştum tuğçe noluyor dedim. olan şu ki senden ayrıldım bi daha da görüşmek istemiyorum dedi. neden dedim sıkıldım dedi. Allah belanızı versin hepinizin dedim. nasıl böyle bişey yapmıstı nasıl nasıl nasıl diye sorular sıralanıyordu kafamda. Bülente söyledim şaşırdı küfür etti hayatımızın alt üst olduğunu cemberin daraldığını her şeyin ters gittiini anlatıp beni daha da bunlaıma soktu. Yeter bülent gibecem artık sus yeter diye bağırdım. Koşmaya başladım koşarak uzaklaşıyordum en yakın arkadaşım şenol bizle konuşmuyordu yasar ölmüştü sevgilim beni terk etmişti. Peşimde kafir cinniler vardı bülent sıyırmak üzereydi ve tek umudumuz çelebi hoca hafız bilmem kimi bekliyordu. çok mükemmel bi durumdaydık ardıma bakmadan koşuyordum isyan edercesine koşuyordum. O an telefonun çaldğını duydum celebi hoca arıyordu açtım hemen bülentide al gel hafız osman hocam geldi dedi. bülenti aradım telefonu söverek açtı hocanın çağırdığını söyledim hemen gidelim dedi