/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Reserved
    ···
  2. 27.
    +1
    Yarida birakip kämmst isen Efsane olur devam et panpacim
    ···
  3. 28.
    +6
    Tepeden aşağı inerken karşıma tam 5 ifrit çıktı. Koruma büyüleri yapmayı unutmuştum ve 5 ifriti kilitlemesi beni tüketirdi. Bir tanesi "O elindekini hemen bize ver." diyordu. Basit bir tür oyalama büyüsü fırlattım ve hemen mağaraya girdim. Arkamdan koşuyorlardı, mağarada karanlıkken takılarak düştüm. içeri girdiler, ateş yaktılar ve ifrit "O günlük, bize ait." deyip üzerime davrandığı an büyük bir güçle geriye doğru uçtu. Bundan istifade ayağa kalkıp Tanrı'nın Nefesi'ne giden oluğa girdim. Tekrar eğilip kendimi öne atarak Eşya Dolabı'na çıktım, arkamdan hızla gelen 5 cinin şangırtı ve yığılma sesleri sonrası kelleri uçmuştu. Bu çok garip bir şeydi zira bugüne dek bir yunan tanrısının kızını ve bir ifriti öldürebilen bir bıçak görmemiştim. Aynı türden daire şeklindeki hızar bıçaklarından eşya deposunda da vardı. iki tane aldım ve mağaradan dışarı çıktım.

    http://imgim.com/sawmill.jpg
    ···
  4. 29.
    +5
    Olan bitenler beni hayli etkilemişti. Bir müddet Ankara'daki kendime ait evde bulunan Panik Odası'nda dinlendim; bu sırada günlüğü de okumaya başladım. Günlük babama aitti; en son Kasım ayında yazılmış olması babamın yaşıyor olduğunu kanıtlıyordu. içerisinde daha önce ismini bile duymadığım savunma ve saldırı büyüleri, lanetler, tılsımlar, Dünyadışı yaratıklar, Dünya'da ifritler dışında yaşayan Kurtadam, Vampir, Tanrılar, Hapsolmuş Ruhlar ve türlü canavarlar hakkında edinilmiş tecrübeler yazmaktaydı. ilginç kısım ise, babam da soyumuzu katleden kabilenin peşindeydi ve ifritin ismini çoktan bulmuştu: Azazil. Azazil ile ilgili ilk araştırmalar 2012 yılında başlıyordu; babam onun en güvendiği ifriti yakalamış ve Azazil'in yerini öğrenmişti. Azazil'i daha iyi tanımak için Tawasin'i bile okumuştu, ki ben de okudum. Babam günlüğünde bana da yer veriyordu; beni özlediğini ancak bütün bunlardan uzak tutmak istediğini belirtiyordu. 2012'de üniversitedeki ilk günümde, oradaydı. Günlüğe bunu da yazmıştı. Ancak bu işlere bulaştığımı görünce beni günlük aracılığıyla kendisine yönlendirmişti zira son sayfada "Oğlum, bu günlük seni kötü olan her varlıktan koruyacaktır. Kanımız yerde kalmayacak ve onları katlettiğim gün tekrar buluşacağız. Beni aramaktan vazgeç ve bu işi bana bırak. Seni seviyorum ve bilki ben sana her an senden dahi yakınım. Baban." diyordu. Babamın söylediklerine riayet edip her şeyi geride mi bırakmalıydım? Yoksa babama bu yolda yardım mı etmeliydim? Yanında olmam gerekmez miydi? Böylece aylar geçti, kararsızdım. Mehmet Hoca'nın yanına gitmek üzere yola koyuldum. 2015 Ocak sonlarıydı.
    ···
  5. 30.
    +5
    Devam edeceğim, ancak hiç mi hiç ilgi yok. Onca şey yaşadım. Hikayede, Süleyman'ın mirası olduğumu öğrenmeme de az kaldı.
    ···
  6. 31.
    +1
    kardeş devam et ben bu kadar güzel hikaye görmedim
    ···
  7. 32.
    +1
    yalanına sokuyum
    ···
  8. 33.
    +2
    Supernatural terk
    ···
  9. 34.
    +1
    Supernatural izleyip gelen solugu inci nin hikaye altincisinda aliyor arkadasim biktim artik ya ulan hikaye yaziyosun bari ozgun ol ordan burdan ogrendigin seyleri birlestirmissin yok azazil mis yok lanetliler kitabiymis yok babasinin gunlugunde her turlu dogaustu sey yaziyomus her taku supernatural dan esinlenip yazmissin kendi ekledigin tek sey cinler onuda sabah boyle bi hikaye yazan eleman vardi ondan esinlenmissindir allah bilir biraz ozgun olun aminakoyim
    ···
  10. 35.
    0
    supernatural terk
    ···
  11. 36.
    0
    Lan oğlum süpernatural izleyip gelip burada artistlik yapmayın lan
    ···
  12. 37.
    +2
    sadece supernatural degil amk dün bi hikaye okudum ondanda çalmş mehmet hocayı emrindeki cini karısını 2 erkek 1 kız cocugu hatta kızın ismini bile amk. gerçi dün yazanda hikayeyi 2 yıl önce yazan başka birinden çalmıştı. nasıl bi sözlük amua goyim.
    ···
  13. 38.
    0
    (bkz: ben hakan cinler kafamı kesti)
    ···
  14. 39.
    0
    Mehmet Hoca kral adam ya ,onceki hikayede de delikanliydi:)
    ···
  15. 40.
    +3
    Görkemli köy evine geldiğimde Mehmet Hoca'nın eşi sanki ucunda canı varmışçasına aşağıdaki karanlık ormana doğru var gücüyle koşarak gözden kayboluyordu; ters giden bir şeyler olduğu belliydi; oğullarından biri kapının önünde gözüktü ve sonra onu gördüm... Mehmet Hoca ile yakaladığımız ve işkence ettiğimiz ama kaçmasına mani olamadığımız, bana babamın hala sağ olduğunu söyleyen çok güçlü bir kabilenin başı olan cini... Çocuğu içeri sürükledi ve kendisi içeri girdikten sonra kapı kapandı. Arabadan atladığım gibi koşarak kapıyı zorlamaya başladım, ancak açılmıyordu. içerden çocuklardan birinin çığlığını duyuyordum. Kapıyı omuzlamaya başladım ve beşinci denememde kilidi kırdım ve içeri girdim. Melun, çocuğun birini boğarak öldürmüş ve diğerini ise boğmakta, mosmor etmekteydi. Hiç düşünmeden onu kilitledim ve sert bir yumrukla sersemlettim. O kadar sinirliydim ki... iki küçük çocuk yok pahasına korkunç şekilde can vermişti. Cine sertçe baktım ve "Ne istedin? Neydi amacınız? Bir aileyi daha mı yok etmek?" dedikten sonra yumruğu geçirdim. Mehmet Hoca ortalarda yoktu, derken Mehmet Hoca'nın eşi kapıdan gözüktü ve yerde mosmor olmuş yavrularını görür görmez şoka girdi ve kriz geçirmeye başladı ardından da bayıldı. ifriti arabanın bagajına, zavallı kadını ise arka koltuklara yerleştirdim ancak peşimizi bırakmayacakları belliydi. Polis kılığında 2 azılı iblis de arkamızdan geliyordu.
    ···
  16. 41.
    +3
    Bu esnada devreye üçüncü bir oyuncu girdi ve arkadan hızla yaklaşan cinlerin önünü kesti. Geride ne oldu bilmiyorum ancak biliyordum; o babamdı. Hastaneye yetiştirecek ciddi bir hastam olmasa geri dönecektim ancak Mehmet Hoca'nın eşini kurtarmalıydım. Bir müddet sonra hastaneye geldim ve acil servisin girişinin önünde durdum ve araçtan inip yardım için bağırmaya başladım. Akabinde görevliler gelip kadını sedyeyle zütürdüler. Sedye gözden kaybolurken görevlilerden biri bana dönerek "Siz nesi oluyorsunuz?" diye sordu. Cevap vermeden araca bindim ve gazı köklediğim gibi Ankara'ya, güvenli eve doğru yola koyuldum.
    ···
  17. 42.
    0
    Rezervasyon
    ···
  18. 43.
    0
    seri yaz
    ···
  19. 44.
    +4
    Yoldayken telefon çaldı, arayan Mehmet Hoca idi. Konuşmamız lazım diyordu. "Ne oldu hocam? Neler oluyor? Sizin olaylardan haberiniz var mı?" diyordum ancak çok heyecanlı bir sesle "Konuşmamız lazım." diyordu. Ankara'daki evin adresini verdim ve orada buluşmak üzere anlaştık. Eve geldim, ifriti panik odasına hapsettim ve bahçeye çıkıp Mehmet Hocayı beklemeye başladım. Bong makineme biraz ot koydum ve bütün olanlardan bir an olsun uzaklaşmak için içmeye başladım. Sabaha karşı Mehmet Hoca belirdi, hemen kendisini içeri davet ettim ve ifriti konuşturmak için panik odasına indik. Mehmet Hoca sorularıma cevap vermiyor ve sadece ifriti görmek istiyordu. Panik odasına ulaştığımızda Mehmet Hoca ifrite yaklaşıp, "Oğlum!" dedi. Şaşırmıştım, "Bu da ne demek oluyor Mehmet Hoca?" dediğim an Mehmet Hoca tek bir parmağıyla beni duvara yapıştırdı. Bıyık altından gülerek "Aptal çocuk." dedi. Ardından ifritin üzerindeki hapsi bozdu. "Mehmet Hoca ne yapıyorsun?" diye bağırdım. Bana döndü, "Anlamıyorsun değil mi?" dedi. Gözleri bir iblisin gözleri gibi gözbebeksiz bir hal aldı. Ancak altın sarısı renkteydi. "Mehmet Hocayı öldürdüm ve o benim oğlum." diyordu. "Kimsin sen?" dedim, o olduğunu anlamıştım. "Azazil." dedi. Parmağını oynattı ve bütün kemiklerim sanki çekiliyordu, iç organlarım sanki yerlerinden sökülüyordu. Ağzımdan kanlar boşalmaya başladı. Tam o esnada kapı kırıldı ve bir tabanca patladı, Azazil'in oğlu olan ifrit hiddetini kusarak can verdi ve silahı tam Azazil'e doğrulturken Mehmet Hocanın içinden çıkan melun Azazil siyah bir duman şeklinde oradan kaçtı. Mehmet Hocanın cansız bedeni yere yığıldı. Ve o esnada gözlerim karardı.
    ···
  20. 45.
    +4
    Uyandığımda araçtaydım, "Herkese bu kadar çabuk güvenme genç adam." dedi aracı kullanan adam. Bu babamdı, o an için hep beklemiştim ancak o an ne yapacağımı hiç düşünmemiştim. Sıcak bir gülümsemesi vardı. Ona sarılmak istiyordum ancak yapamazdım... Yıllardır oradan oraya, oradan oraya sürüklenmiştim ve kendi çabalarım sayesinde 450 üstü bir puan ile iTÜ Elektrik Mühendisliği'ni kazanmıştım. Üstüne üstlük 1 sene ABD'de yaşamıştım ve ilk stajımı ispanya'da yapmıştım. Hiçbir zaman yanımda olmayan ve beni hep uzaktan izleyen bir adama şimdi "Baba" mı diyecektim? "Gelmemiş olmanı dilerdim." dedim. "Neden bahsediyorsun evlat?" dedi, anlam verememişti. "Boşver, anlamayacaksın." dedim. Aramızda bir tartışma başladı ve hissettiklerimi büyük bir hiddetle dışarı kustum. "Evlat, bazen istemediğimiz yolları seçmek zorunda kalırız. Senin iyiliğin için geride kalmak zorundaydım. Her sene burs sandığın bütün o paraları kim yolladı sanıyorsun? Seni uzaktan kollamak zorundaydım." diyordu. Ancak onu anlamak istemiyordum; niçin normal bir aile olamamıştık... Niçin bu yaşa kadar çevremdeki herkes bana bir ucube gözüyle bakmıştı? Ailesi olmayan ama her şeyi kendi tırnaklarıyla kazanan bendim... Ona "Baba" dememeye karar verdim ve söylediklerine cevap vermektense "Nereye gidiyoruz?" dedim sert ve atarlı bir tavırla.
    ···